comScore

Fenerbahçe Fenerbahçe

Pereira'nın yedi ölümcül günahı

06 Ekim 2015, Salı 10:28
Pereira'nın yedi ölümcül günahı

Fenerbahçe sezona beklentilerin altında bir giriş yaparken eleştiri okları teknik direktör Vitor Pereira'ya çevrildi.

FutbolArena Analiz – Geçen sezonki büyük hayal kırıklığının ardından yeni sezona flaş transferlerle giren Fenerbahçe imza attırdığı oyuncularla sadece Türkiye'de değil, dünya basınında da haberlere konu olmuştu. Buna karşın sarı-lacivertliler yeni sezona beklenen girişi yapamadı. Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Shakhtar'a elenen Fenerbahçe, Avrupa Ligi'ne kötü bir giriş yaparken ligde de üst üste puan kayıpları yaşadı. Eleştirilerin odağı haline gelen teknik direktör Vitor Pereira'nın en dikkat çeken yedi hatasını sizler için derledik.

İşte Pereira'nın o yanlışları:
 
1- Fenerbahçe, Portekizli teknik adam ile anlaşıldığını 11 Haziran'da borsaya bildirmişti. Dolayısıyla çok daha önceden Feyenoord ile anlaşan Kuyt haricinde yolların ayrıldığı tüm oyuncular Vitor Pereira'nın bilgisi ve izni dahilinde gitti. Mert Günok, Bekir İrtegün, Emre Belözoğlu ve Egemen Korkmaz gibi yıllardır Fenerbahçe forması giyen isimlerin takımdan ayrılmasına müsade etmesi Pereira'nın yanlışlarından birisiydi. Başkan Aziz Yıldırım takımdan bir revizyon istiyordu ve buna bağlı olarak çok sayıda futbolcu ile yollar ayrıldı. Ama bu isimler hem saha içindeki performans, hem de takım birlikteliği adına önemli parçalardı. Mert Günok'un yerine alınan Fabiano şu ana kadar Mert'ten daha üstün bir performans ortaya koymadı. Yıllardır Fenerbahçe taraftarları arasında "Volkan'ın yerine Mert oynasın" şeklinde bir görüş hakimken bu düşünce Fabiano ile pek geçerli değil. Bekir İrtegün kapasitesi sınırlı bir oyuncu olsa da yedek kalmayı sorun etmeyen ve her oynadığında elinden geleni yapan bir futbolcuydu. Daha da önemlisi Bekir takım içinde çok sevilen birisiydi. Morali bozuk futbolcular kamplarda Bekir'in odasına getirilir ve moralini yerine getirmek için birlikte eğlenilirdi. Emre Belözoğlu saha içindeki agresif hareketleri nedeniyle bazı Fenerbahçeli taraftarların bile tepkisini çekiyordu. Sık sakatlanması da takım planlamasında ona güvenerek hareket etmeyi zorlaştırıyordu. Türkiye'nin en iyi orta saha oyuncularından birisi olan Emre yıllardır Fenerbahçe'nin ilk 11 oyuncusuydu. Sarı-lacivertli ekip bu sezon onu yedek kulübesinden oyuna girecek, zaman zaman ilk 11 oynayacak bir futbolcu olarak kullanabilirdi. Orta sahada oyunu yönlendirecek, kanat savunmacılarının hücuma çıkışına yardım edecek bir ismin eksikliği çok hissediliyor. Öte yandan Emre işler kötü gittiğinde isyan eden kimliğiyle hem takım arkadaşları üzerinde, hem de rakip futbolcu ve hakem üstünde büyük baskı kuruyordu. En basit örneğiyle son yıllarda oynanan Beşiktaş-Fenerbahçe derbilerindeki görüntüler aklımızda. Fenerbahçe'nin 6. hafta Olimpiyat Stadı'nda 3-2 kaybettiği Beşiktaş derbisinde o gün sahada Emre Belözoğlu olsaydı hakem kararları da, alınan skor da farklı olabilirdi. Takımda yokluğu hissedilen bir diğer tecrübeli oyuncu ise Egemen Korkmaz. Belki de en büyük dezavantajı Volkan Demirel'in en yakın arkadaşı olmak olan Egemen sakatlık sorunlarına karşın forma giydiği her maçta takımın en mücadeleci isimlerinden birisiydi. Bruno Alves'in yıllardır gösterdiği performansa bakıldığında Egemen'in en kötü halinin bile Portekizli oyuncunun üstünde olduğu görülüyor.

Fizik kondisyon yüklemesi yapılmadı
 
2- Fenerbahçe sezonu 25 Haziran'da açtı. 28 Temmuz'da Shakhtar ile Devler Ligi ön elemesi maçına çıktı. Vitor Pereira bu 1 aylık hazırlanma süresini fizik, kondisyon yüklemesi yerine çok sayıda hazırlık maçı yaparak geçirdi. Hem takımı görmek, hem de yeni oyuncuların birlikte oynayarak uyum sürecini daha kısa sürede geçmesini isteyen Portekizli teknik adam bu durumun daha faydalı olacağını düşündü. Henüz hazırlık maçlarının oynandığı o dönemlerde Sabah gazetesi muhabiri Oğuz Yörük'ün: "Fenerbahçe bu sezon maçlara iyi başlayan ama 60, 65. dakikadan sonra düşen bir takım olacak." şeklindeki yorumuna Fenerbahçeli yöneticiler bile tepki göstermişti. Ancak resmi maçlar oynandıkça bu durumun olumsuz etkileri görülmeye başlandı. Fenerbahçe ligde Beşiktaş derbisi haricinde çıktığı 6 maçta da ilk yarıyı önde bitirdi ama bu 6 karşılaşmanın 4'ünü kazanabildi. Galip geldiği mücadelelerde dahi takımın son bölümlerde sergilediği futbol göz doldurmadı.
Hücum futbolu oynatmıyor
 
3- Fenerbahçe taraftarı Zico döneminden beri hücum futbolu özlemi duyuyordu. Aykut Kocaman döneminde yıllarca oynanan temkinli oyunun ardından Ersun Yanal yönetiminde 2013-2014 sezonunda sergilenen hücum futbolu taraftarın beğenisini topluyordu. 2014-2015 sezonunda İsmail Kartal ile tekrar taraftarın beğenmediği sıkıcı futbola geri dönüş yapılmıştı. Bu sezon öncesinde Aziz Yıldırım, sportif direktör Terraneo'ya hücum futbolu oynattıracak bir teknik direktör talebinde bulunmuştu. Göreve gelen Vitor Pereira da ilk zamanlarında sürekli olarak hücum futbolu, atak oyun üzerinde durdu. Hatta Topuk Yaylası'nda bir akşam Aziz Yıldırım'ın da olduğu bir yemekte Vitor Pereira ile basın mensupları bir araya gelmişti. Fenerbahçe'nin eski oyuncusu Abdülkerim Durmaz orada Portekizli teknik adama "Ben taraftarın ne istediğini anlatacağım hocaya" diyerek tercüman aracılığıyla takım öne geçtiğinde skoru korumaması gerektiğini, forvet çıkarıp defans oyuna almaması gerektiğini söylemişti. Pereira da gülerek böyle durumlarda hücum etmeye devam edeceklerini söylemişti. Ancak resmi maçlar oynandıkça, hazırlık karşılaşmalarındaki ofansif futboldan eser kalmadı. Akhisar beraberliğinin ardından bu sezon Lig TV'de yorumculuk yapan Ersun Yanal da Fenerbahçe'nin hücum futbolu oynamadığından bahsetti. Yanal: "Herkes Fenerbahçe'nin hücum gücü yüksek kadrosu olduğunu söylüyor. Ligde 7. haftayı bitirdik, daha üç fark yaptığı maç yok. 7 haftalık bir lig periyodunda arada bir tane böyle farklı galibiyet alırsınız, bunu yapmanız lazım, umut verirsiniz. Çok detaylı, saatler süren analizler yapıyoruz. Fenerbahçe'nin çok etkili bir hücum oyunu oynamadığı analizlerle de ortada." diye konuştu. Vitor Pereira hücum futbolu sözünü şu ana kadar yerine getiremedi.

Moussa Sow'un satışına izin vermemeliydi
 
4- Uzun yıllar Alex de Souza ile 4-4-1-1 sisteminde oynayan Fenerbahçe, Brezilyalı futbolcu ayrıldıktan sonra 4-3-3'e geçiş yapmıştı. Hooijdonk ve Nobre'nin birlikte görev aldığı 2003-2004 sezonundan beri çift forvet oynamayan sarı-lacivertli ekibe Vitor Pereira çift forvet oynatacağını söylemişti. Bu sisteminde ısrarcı olduğunun altını her defasında çizen Portekizli teknik adam, Sow satıldığından beri bu konuda üstü kapalı olarak yönetimi eleştiriyor. Elinde en az 3, hatta 4 forvet olması gerektiğini söyleyen Pereira'nın bu durumda Sow'un satışına izin vermemesi gerekirdi. Satılması durumunda ise transferin bitimine ne kadar kısa süre kalırsa kalsın mutlaka bir transfer yaptırması gerekiyordu. Yeni transfer gerçekleşmeyince Vitor Pereira geldiği günden beri üzerinde durduğu çift forvetli sistemden vazgeçti. Bu durum hem Fenerbahçe'nin hücum gücünü azalttı, hem de krize dönüşen Van Persie sorununa zemin hazırladı.

Oyuncu değişikliklerinde yanlış hamleler
 
5- Vitor Pereira bundan önce Olympiakos ve Porto'yu çalıştırmıştı. Hem bu kulüplerin taraftarları, hem de o ülkelerde görev yapan gazeteciler Pereira'nın sıkıcı bir oyun oynattığından bahsetmişti. Özellikle Yunanistan'da Olympiakos'a oynattığı oyun büyük tepki toplamıştı. Rakipleri Beşiktaş ve Galatasaray oyuncu eksikliğinden başka pozisyonların futbolcularını alışık olmadıkları mevkilerde oynatırken, Vitor Pereira'nın elinde çok geniş bir kadro vardı. Ama hücum futbolu oynatma vaadiyle göreve gelen Pereira burada da skor üstünlüğünü aldığında yaptığı oyuncu değişiklikleriyle tepki çekti. Rizespor karşısında üstelik o dönem Sow da kadroda olmasına rağmen bir gol daha atmak yerine skoru korumak için Fernandao, Van Persie ve Diego'yu oyundan çıkarması çok eleştirildi. O gün 74. dakikada gol yiyen Fenerbahçe'nin sahada Sow ve Nani dışında hücum oyuncusu kalmamıştı. Skoru korumak için defansif oyuncu değişiklikleri yapmayı alışkanlık haline getiren Pereira'nın Akhisar mücadelesinde skor 2-1'ken yaptığı değişiklikler de tepki çekti. Takımın eski teknik direktörü Ersun Yanal o kararı: "Çok erken yapılan değişikliklerdi. Üstelik daha o dakikada buna gerek de yoktu." şeklinde yorumladı. Molde maçında 2-1 mağlupken Mehmet Topal'ı çıkarıp Fernandao'yu sokan Pereira o kararla orta sahayı kaybetmiş ve çok daha farklı bir yenilgi alabileceği maçta 3-1 yenilmişti. Portekizli teknik adamın o hamlesi büyük eleştiri toplamıştı. Akhisar karşısında ise Josef gibi defansif yönü daha ağır basan bir futbolcuyu oyuna alırken Mehmet Topal'ı da sahada tutması dikkat çekti. Üstelik aynı dakikadaki diğer değişikliği de Diego'yu çıkarıp Ozan Tufan'ı almak oldu. Molde karşısında alması gerekenden çok daha büyük bir risk alan Pereira, Akhisar önünde ise yaptığı oyuncu değişiklikleriyle gereğinden fazla defansif, tedbirli bir takım oluşturdu. Orta sahada topu ileri taşıyabilen ya da yaratıcı özellikleri olan futbolcu eksikliği hissetmeye başlayan Fenerbahçe 8 dakika sonrasında duran toptan golü yedi.

Pozitif ayrımcılık uygulaması
 
6- Pereira'nın bugüne kadar en dikkat çeken özelliklerinden birisi daha önce çalıştırdığı oyunculara, Portekizli futbolculara ve aynı dili konuştuğu oyunculara pozitif ayrımcılık uygulaması. Porto'dan gelen Fabiano'nun Mert'ten bir fazlası olduğu görülmüyor. Bruno Alves'in yeni sezon öncesi gönderilen Egemen Korkmaz'dan bir fazlası yok. Hatta Kadlec ve Abdoulaye Ba'dan da iyi performans göstermediği ortada. Ba şu anda birçok yorumcu ve taraftara göre Fenerbahçe'nin en iyi ikinci stoperi görüntüsünde ama aslında bu durum sarı-lacivertli ekibin bu bölgede ne kadar zayıf kaldığının göstergesi. Çünkü ilk 11'e girmesi istenilen Ba bile forma giydiği her maçta mutlaka kritik bir hataya imza atıyor. Bruno Alves'i ilk 11'de oynatmak ya da Porto'dan Ba'yı transfer etmek yerine Pereira bu bölgeye iyi bir transfer yapabilir ya da eldeki isimlerden Egemen ile Bekir'i kadroda tutabilirdi. Pereira'nın bir başka eski öğrencisi Josef'in transferinde ödenen 8 milyon Euro'luk bonservis de çok konuşuldu. Josef ilk haftalarda Fenerbahçe'nin en başarılı futbolcusuydu ama gözden kaçırılan nokta Sambacı'nın hali hazırda devam eden Brezilya Ligi'nden buraya gelmesiydi. Genelde en az 4-6 hafta süren yeni sezona hazırlanma sürecini Josef yaşamak zorunda kalmadı çünkü Brezilya Ligi'nden buraya fiziksel anlamda hazır geldi. Bunun farkını da ilk maçlarında hissettirdi. Josef sezonun geri kalanında çok üst düzey bir performans göstermediği sürece kendisine ödenen 8 milyon Euro'luk bonservis konuşulmaya devam edecek. Meireles'e çok güvenen Pereira son dönemde ondan faydalanmaya başladı. Portekizli futbolcu, Fenerbahçe'nin orta saha oyuncuları arasında son haftalarda en başarılı isim. Ama bu performansı ne kadar sürdürebileceği soru işareti zira yıllardır istikrarlı biçimde iyi performans gösteremiyor. Ayrıca Pereira ona duyduğu güveni Alper ya da Ozan Tufan'a göstermiyor. Benzer bir durum ısrarla oynattığı Diego için de geçerli. Bazı maçlarda saha içinde taktikleri Diego'yu yanına çağırarak veren Pereira taktikleri neden ona verdiği sorusuna yanıt olarak: "Diego çok zeki bir oyuncu." cevabını vermişti. Tüm yabancı teknik direktörler gittikleri ülkede eskiden çalıştırdıkları bir oyuncu, kendi vatandaşları ya da aynı dili konuştukları oyuncuları oynatmak isteyebilir. Ama Pereira şu ana kadarki görüntüsüyle bu durumu biraz abartmış görünüyor.

Van Persie krizini çözemedi
 
7- Fenerbahçe'de Vitor Pereira'nın şu ana kadar yaşadığı en büyük problem elbette Van Persie krizi. Fenerbahçe'nin yakın tarihinin en iyi santrforu olan Hollandalı yıldız hiç hazır olmadan ilk kez oyuna girdiği Shakhtar mücadelesinde bile kısa sürede klasını göstermişti. Sonrasında yaşadığı sakatlık nedeniyle toparlaması zaman alsa da kısa sürede ilk 11'e döndü. Ancak ilk 11 çıktığı karşılaşmalardaki performansı genelde düşük kaldı. Ligde üç maçtır yedek kalan Hollandalı futbolcunun Bursaspor mücadelesinden sonra söylediği sözlere rağmen Beşiktaş karşısında yedek kalması dikkat çekiciydi. Derbide de oyuna girip gol atmasına ve tüm hafta basında Van Persie ile arasında bir problem olup, olmadığı konuşulmasına karşın Akhisar maçında da yedek kaldı. Hollandalı futbolcu takımın attığı ilk gole sevinmezken, oyuna girdikten sonra da mutsuz bir görüntü içindeydi. Moralli, motive ve konsantre bir Van Persie, Akhisar maçında girilen pozisyonlardan en az 1'ini mutlaka gole çevirirdi. Bu noktada problem sadece Pereira'da değil. Van Persie de o tecrübe ve kariyere sahip bir futbolcuya yakışmayan davranışlar sergiliyor. Ama bir kriz olduğu ortada ve bunu çözmesi gereken kişi de Vitor Pereira. Portekizli teknik adam şu ana kadar bu krizi çözmekte pek de başarılı görünmüyor.
 
Haber: Rıdvan AKSU

ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!