"ANKARA MANZARALARI"
"Kuruluşu Cumhuriyet öncesine dayanan, memleketin ilk işçi ve müessese takımı olan ev sahibi Ankaragücü ile başlayalım. Geçtiğimiz yıldan bu yana yaşananlar, özelde Ankaragücü'ne genelde tüm takımlara, günü kurtaracak pansuman çözümlerin son tahlilde huzur ve refah sağlamadığını, kısa vadeli yüklü harcamalarla Ligde kalmak hatta şampiyon olmanın ertesi gün daha büyük problemler doğurduğunu bir kere daha ayan beyan göstermiş oldu. Yazacağımız cümleler Ankaragücü taraftarını üzecek belki ama başka reçete olmadığını bilmeliler. Yapılması gereken devre arası bulunacak kaynaklarla ( ki o kaynaklar ama öyle ama böyle her takıma bulunuyor bir şekilde) bol transferle ne pahasına olursa olsun Lig'de kalmak değil sağlıklı ve sürdürülebilir bir Ankaragücü politikası oluşturmak. Varsın bir sene hatta iki sene geç olsun ama yol doğru olsun. Zaten çok çekti Başkent mukimleri, biraz daha çileye katlansınlar ama aynı hataları, aynı uyuşturucu çözümleri denemesinler…
Gelelim (maç fazlasıyla) lidere… Geçen sene Lig bittiğinde Trabzonspor'un orta saha meselesine nasıl bir transfer çözümü bulacağı sorusuna cevap aramıştım. Duyduklarım son derece makul duruyordu. Aralarında şu anda Süper Lig'de top koşturan 3 ismin olduğu 4- 5 uygun maliyetle alınabilecek alternatiflerden oluşan liste varken hiç beklenmeyen Obi Mikel çıktı geldi. Orta sahaya biraz sertlik kazandırabilecek al- ver yapabilecek bir oyuncuya razıydım halbuki. Hadi itiraf edelim gereksiz bulmuştum Obi Mikel'i. Cumartesi, Ankarada'da Trabzonspor orta sahası bu sezon ilk kez geçtiğimiz sezonun ilk yarısındaki görüntüsünü hatırlatır şeyler yaptı. Elbette bu rakibin gardının düşmesinden bağımsız düşünülemez ama niyeti gösterir. Trabzonspor önceki maçlarda dünkü orta sahanın yaptıklarına niyet eder gibi bile durmuyordu. Niyet önemli, niyet ve besmele…
Yine rakipten bağımsız düşünmeyelim, zira kanat forvetleri kullanmak yerine golü, sadece güçlü forvetin önüne bir şekilde top atmakla arayan bir Ankaragücü vardı ama… Ama Tony ve Yusuf'un galiba ilk kez bu kadar içeri girdiği bir maç izledik. Kenarda bekleyip “ başka yere karışmam benim bölgem burası” demedi bu ikili ilk kez. Ne kadar sürdürülebilir, ne kadar evrilebilir bilmiyoruz ama niyet yine önemli…Hadi bir itiraf daha Kamil Ahmet'le sözleşme uzatılmasını anlamsız bulanlardandım. Ve yine bir “ama” daha… Kamil'in bu “ne iş olsa yaparım abi” tavrı sadece saha içinde değil takım kimyası adına da işe yarıyor olabilir mi? Ve biz “ uzaktan bakanlar” belki de bu yüzden bazı hamleleri anlamıyor olabilir miyiz? Sezon başlarken Sorloth “bilinmezdi” şimdi bilinir.
Yusuf, “belki seneye” idi şimdi “bu sene” hatta İranlı Hüseyini' bile orta sahanın ihtiyacı olan sertliği verebiliyor gördük. Bir iç saha maçını daha ilk yarım saatinde oyundan alınan yıldız Obi Mikel yaşadığı sakatlıklara rağmen dönüp kaldığından daha iyi ise, Sosa bir yandan oynayıp bir yandan yerli ve yabancı uşaklara sahada yapmaları gerekeni öğretmeye çalışıyorsa, bir türlü sahada olmayan takımın ve en çok kazananlarından olan İngiliz yıldız diğerlerinin huzursuzluk kaynağı olmuyorsa…Buna benzer onlarca cümle kurabiliyorsak, Trabzonspor camiası bu atmosferin oluşmasını sağlayan adamlara sabah akşam teşekkür etmeli. Ünal Karaman, Hüseyin Cimşir ve diğerlerine; onlara bu fırsatı ve zamanı veren başkan ve yönetim kuruluna Türk futbolu için üç kere, sağol sağol sağol…
Puan durumundan, yarıştan bağımsız, Trabzonspor üretmeye devam ediyor. Artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin. Örnek olsun yayılsın, amin…"
Son dakika Trabzonspor Haberleri FutbolArena'da!
BEŞİKTAŞ
FENERBAHÇE
GALATASARAY