comScore

Fenerbahçe Fenerbahçe

Süper Lig'de 29. haftanın hakem değerlendirmesi - 'Alo Hüseyin, alo duyuyor musun, orada mısın?'

21 Nisan 2016, Perşembe 12:47
Süper Lig'de 29. haftanın hakem değerlendirmesi - 'Alo Hüseyin, alo duyuyor musun, orada mısın?'

Eski TFF hakemlerinden Lig TV yorumcusu Murat Fevzi Tanırlı, 29. haftanın maçlarını yorumladı.

FutbolArena Analiz - Spor Toto Süper Lig'in 29. haftasında oynanan maçlarda hakem performansları nasıldı. Eski TFF hakemi ve Lig TV yorumcusu Murat Fevzi Tanırlı geçtiğimiz haftaya damga vuran olayları ve hakem performanslarını değerlendirdi.

İşte Murat Fevzi Tanırlı'nın yazısı;


İstanbul'daki “Kartal-Pendik-Çayırova-Gebze” ile “Haramidere-Beylikdüzü-Çekmece” minibüs hatlarının ana duraklarındaki kahyaların “güzergah haykırışlarını” dinlemeyi oldum olası sevmişimdir. Hatta günlük çalışmalarım esnasında da  çok sevilen şarkıların mısraları gibi dilime yapıştığı dönemler sık olur.
***
Sözleşmeli hakemlik kapsamında kısaca “profesyonel hakem” sınıfında yer alan, FIFA kokartı taşıyan  ve Avrupa'da da gerek Cüneyt Çakır'ın ilave yardımcısı olarak, gerek de kendi yönettiği Avrupa Ligi ve milli maçlarla genel itibariyle başarılı bir çizgisi olan hakemlerimizden Hüseyin Göçek, Rize maçından önceki hafta, yani 28. Haftada Pazar akşamı saat 19.00'da Trabzonspor-Başakşehir müsabakasını yönetip İstanbul'a döndü.
***

Bu sezona dünya futbolunda damga vuran ve büyük bir merakla izlenen Liverpool-Dortmund maçında Cüneyt Çakır'a ilave yardımcılık görevi için Çarşamba günü Liverpool'a gitti. Maç, Perşembe günü TSİ 22.05'te idi. TSİ 00.00'da yani Cuma gününün ilk dakikalarında muazzam 90 dakika sona erdi. Sona erdi derken hemde nasıl! Maçın 90 dakikasının konsantrasyonu ve futbola dair içerdikleri uzun yıllar unutulmayacak. 3-1 geriden gelen ve maçı 4-3 kazanan Liverpool'un ertesi günkü yerel gazetelerinin manşetlerini “İstanbul-II”  olarak süsleyecek nitelikteydi. Şampiyonlar Ligi finalinde yüce stadımız Olimpiyat'ta Milan'a karşı 3-0 geriden gelip kupayı kazandıkları 2004-2005 sezonuna atıfta bulunacak kadar coşkulu ve değerliydi bu galibiyet.
***
Perşembe'yi Cuma'ya bağlayan gece, stadyumdan çıkıp, maçın değerlendirilmesinin yapılıp, otelde yastığa kafayı koyduğu en erken saat 02.00 olsa gerek (İngiltere yerel saatiyle). Öyle bir maçı da sanırım yastığa kafayı koyduktan sonra tekrar düşünmek de işin en büyük keyfidir.
***
Cuma sabah olur ve İstanbul yolculuğu “iki” uçakla yani aktarmalı serüvenle başlar. Saatler 17.00 sularını gösterdiğinde Liverpool-Dortmund maçını başarıyla yöneten ekibimiz yurda döner. Tarih ve saat 15 Nisan-17 suları.
***
Perşembe günü TFF sitesinde açıklanan “Liglerde Haftanın Programı” bölümünde, 29. Haftaya dair ilk karşılaşma Ç.Rizespor-Osmanlıspor olup 16 Nisan Cumartesi 13.00'de oynanacaktır. Atanan hakem ise Hüseyin Göçek'tir. Cuma akşamüstü İstanbul'a gelen Hüseyin Göçek'in konsantrasyonunu, maç ve seyahat yorgunluğunu bir kenara bırakın, yolculuğun üzerinden eşini ve çocuğunu göremeden direkt İç Hatlar bölümüne geçip Trabzon'a seyahate devam etmesi zorunlu bir hal almıştır.
***
Bununla da biter mi? Bitmez. Çünkü bir de Trabzon'dan Rize'ye kara yoluyla 60-70 km. mesafe var. Rötarların son derece sıklıkla yaşandığı havalimanlarımız koşullarında 20 uçağıyla yola çıkan Hüseyin Göçek'in en iyi şartlarda Trabzon'a inme şansı 21.30 ya da 22.00 gibi. En iyi şartlarda cümlesini hatırlatayım. Sonrasında da Rize yolculuğu vs. Ertesi gün de öğle saatlerinde DÜŞME POTASINI yakında ilgilendiren, AVRUPA LİGİ'ne katılmayı yakında ilgilendiren son derece kritik bir müsabakada 90 dakika performans!
***

EURO 2016ya katılacak bir FIFA hakemi için daha beteri ne olabilir diye sorarsanız da 18 Nisan Pazartesi PARİS'te olup EURO 2016 seminerine ve atletik testine katılacak olması. Buradaki olumsuz sonuçların ne demek olacağını sanırım belirtmeme gerek yok.
***
Sözün özü:
 1-Hakemliğini beğenirsiniz beğenmezsiniz bu her hakem için ayrı bir konu ancak Hüseyin Göçek, hakemlerimiz içinde profesyonel yaşantısı en üst düzey olan ilk 2 hakemden biridir. Antrenmanlarıyla, özel çalışmalarıyla, aile yaşantısıyla, yeme-içme düzenine gösterdiği özeniyle, insanlığıyla, yıllarca hakemlikteki özverili çalışmalarıyla, ana mesleğiyle gibi çok seçenek sayabiliriz. Şık bir yazılımla hakemlik için bir robot yarat deseniz içine koyacağınız yazılımda ne barındırmak istiyorsanız Hüseyin için yukarıda saydıklarımın hepsinden gözü kapalı katabilirsiniz.  Ammavelakin, Hüseyin de bir canlı, etten kemikten bir insan, düşünebilen, psikolojisi olan, yorulabilen, konsantrasyonu dağılabilecek olan bir insan. Bu insanın, çok önceden Avrupa Ligi maçına gideceği belli iken, BAYRAK YARIŞI edasında, iki ayağı bir pabuca girecek şekilde seyahat ve mental yorgunluğunu doğal olarak atamamışken HAFTANIN İLK MAÇINDAsabahın köründe görevlendirmek nasıl bir iştir, nasıl bir düşüncesizliktir, nasıl bir ihmal ve vurdumduymazlıktır Allahaşkına! Tek kelimeyle skandal bir görevlendirmedir.Maça yansımaları ayrı, bir diğer açıdan da tek kelimeyle her hakemin rüyasını süsleyecek olan Avrupa Şampiyonası öncesinde hem fiziksel hem zihinsel çöküşe zemin hazırlamaktadır. 
***
2- Malumunuz teknolojinin hızı günümüzde abartı bir notaya geldi. Bilgisayar mühendisi olarak haftanın en az 2 gününde  “hız testi” yapar oldum. Ç.Rizespor-Osmanlıspor maçında Hüseyin'in önce penaltı verip, sonra yardımcılarından “yardım almadığı” mesajı gelince iptal ettiği hatalı karara Rizespor teknik direktörü Hikmet Karaman ne zaman itiraz etti biliyor musunuz?

Genel itibariyle hakem dostu bir teknik adam olan Hikmet Hoca, yedek kulübesinde TABLET ile pozisyonu önce izledi, sonra haykırdı. Yani teknoloji cebinizde, teknoloji yedek kulübenizde, teknoloji evde çocuğunuzu kameradan izlemek için yakınınızda… Teknoloji bu hale gelmişken, artık her sektörde bilimsel çalışmaların, istatistik analizlerin değeri ve yardımı en üst düzeye ulaşmışken hala hakeminize HELYUMpompalayarak “sen aslansın, sen yaparsın, sna bir şey olmaz” Turkish zihniyetiyle görev vermek hangi vizyona ve bilime sığar akıl almıyor.
***
Muhtemelen şöyle bir sahne de gerçekleşmiş olabilir. (--HAYAL ÜRÜNÜ CANLANDIRMADIR--):
Tarih 14 Nisan Perşembe… Saat 22.35… Süper Lig seviyesindeki karşılaşmaya hakem atama yetkisinde olanlardan birkaçı ellerinde kumanda ile tv kanallarını dolaşmaktadır. TRT1'e geldiklerinde bir bakarlar ki “Liverpool-Dortmund”… Hem de maçın daha 20.dakikaları ve skor 0-2… Hemen seyre koyulurlar. Bir korner olur ve o sırada kameralar kale civarını göstermekte, kadraja Hüseyin Göçek girmektedir:
 
YETKİLİ: Aaaa.. Bizim Hüseyin'e benziyor bu hakem…
YETKİLİNİN YAKINI:Yok canım sen de. Cumartesi 13'te Rize'de maç verdik demiştin ya.
YETKİLİ: Haaa doğru ya, haklısın, insanlar eş yaratılır derler…
YETKİLİNİN YAKINI: Bence de çok benziyor gerçekten.(--Gülme sesleri--)
YETKİLİ: Dur ben arayayım da Hüseyin'e söyleyeyim. “Oğlummm TRT'yi aç, sana tıpa tıp benzeyen bir hakem kale arkasında görevli… Cumartesi Rize'de sabah maçın olmasa vallahi sen sanacağım ha!”  diyeyim…
YETKİLİNİN YAKINI: Ara ara hemen, ben de selam söyleyeyim ve konuşalım.
YETKİLİ: ALO HÜSEYİN, ALO DUYUYOR MUSUN, ORDA MISIN?
HÜSEYİN GÖÇEK'İN TELEFONU: “The person you have called cannot be reach at the moment. Please try again later. (Türkçe meali: Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar arayınız)
YETKİLİ: ALO HÜSEYİN, ALO DUYUYOR MUSUN, ORDA MISIN?
Güleriz ağlanacak halimize…
***
3- Diyeceksiniz ki Avrupa dönüşü hakemler görev almıyor mu? Her zaman alıyor ama İNSANCA şartlarda. Hüseyin, Cüneyt, Fırat, Halis, Bülent de yıllarca Avrupa dönüşlerinde görev aldılar. FIFA olan hakemlerimiz almaya da devam edecekler. En basit örneği bu hafta Kasımpaşa-Kayseri maçı. Hakem Cüneyt Çakır idi. Ama müsabaka Pazar günü ve de İstanbul'da idi. Yani en az 1.5 gün evinde yatarak, yeni bir seyahate gitmeden göreve hazırlandı.
 
4-Diyeceksiniz ki Hüseyin görev tebliğ edildiğinde durumu belirtseydi veya görevi kabul etmeseydi… Bu da mümkün tabii ki. Edip etmediğini veya böyle bir konuşma geçip-geçmediğini bilmiyorum. Ama şuna daha çok eminim ki “Hüseyin, sen aslansın, sen yaparsın” zihniyeti daha ağır basmış gözüküyor. Rize-Osmanlı seviyesinde bir karşılaşmaya atayabileceğiniz başka hakem yok ise vah halimize zaten!
***
5-Hüseyin'in önemli bir hata yapmış olmasından dolayı bunu yazmıyorum elbette. Hüseyin ya da başka bir hakem, en rahat  şekilde hazırlanmış olduğu bir maçta da ciddi bir hata yapabilir. Hakemliğin doğasında hata elbette var.  Bu ise bir vizyon ve ön görüdür. Lig sıralamasında son derece kritik yerlerde olan takımların maçına atama yaparken her türlü hassasiyeti göstermeniz gerekmektedir. Sadece 2'sini değil en az 10 takımı ilgilendiriyordu 90 dakika.
***

Bir Süper Lig müsabakasından bahsediyoruz nihayetinde. Penaltı verdikten sonraki ilave yardımcı ve yardımcı hakemin ikisinin de “ben penaltı demedim” edasındaki hareketleri Perşembe gecesinden itibaren farklı konsantrasyon, seyahatler ve telaşenin hem fiziksel hem zihinsel yorgunluğunun tezahürü olamaz mı? Bu nedenle her zaman yineliyorum. MHK Başkanı Kuddusi Müftüoğlu'nun kşisel kapasitesini, becerilerini, yöneticilik anlayışını ve vizyonunu biliyorum ve hep takdir etmişimdir. Bu konuda şüphe yok ama ekip ruhu işin içine girdiği zaman, “Süper Lig'de yada PTT 1.Lig seviyesinde görev yapan her hakem, emekliliği döneminde direkt MHK yöneticisi adayıdır” HAK GÖRÜLMESİ en büyük yanılgıdır. Elbette her meslek grubunun kendine ait özellikleri vardır ama YÖNETİCİLİK VASIFLARI EVRENSELDİR.
***
DENİZE DÜŞEN YILANA MI?
Bu sezonun tüm TV programlarının en büyük malzemesi haftalarca Van Persie-Pereira soğuk savaşı oldu. Lig TV'de her Perşembe akşamı Lig Merkezi programımızda Nazlı Canyurt, Ekrem Ekşioğlu, Serkan Akcan; hafta sonları da Maç Sabahı programımızda Tuğçe Saatman ile bizler bile usanmıştık. “Gün olur devran döner” derler ya, ne zaman ki F.Bahçe 5 puan geriye düştü, tribün tepkilerinden herkes payını almaya başladı işte o zaman bir golün ardından eski TÜRK FİLMLERİNDEKİ kavuşma sahnelerinden biri yaşandı. Nefretten aşk doğdu. Mehmet Topal'ın üzüntü sahnesinde sözümona “profesyonellik dersi” verip ertesi hafta Konyaspor'lu futbolcunun karnına profesyonelce(!) topu vuran Pereira, bu profesyonelliğini Van Persie'ye sarıldığı sahnede de sürdürdü.  Teşbihte hata olmaz: Özlü sözlerimizden birini doğrular nitelikte hareket olsa gerek…
***

Her Portekiz'li, bir Mourinho olamaz elbette… Kariyerinde önemli başarıları olmayan veya kariyerinde çağdaş futbol adına önemli mesajlar veremeyen teknik adamlar, Fenerbahçe gibi Türkiye'nin büyük kulüplerinden birinde şans bulamamalı. Olympiacos'u yıllarca şampiyon yapmış olmasının Simav Gençlik Spor'un Simav ilçesi amatör liglerinde her sene şampiyon olmasından mentalite ve yaklaşım olarak pek bir farkı yok. Köyde ağa olabilirsin ama şehirde kimsin ona da bakar insanoğlu… Türkiye Süper Ligi bugün pek çok üst düzey ligle yarışır nitelikte, sertlikte, kadro yapısında, yıldız tercihlerinde ve  güç dengesi eş takımların sayısının arttığı bir lig haline gelmiştir.
***
İLK FIRSATTA TEMCİT….
Gönüllerde kurduğu tahtları, futbola dair her şeyi barındırdığı şatoları yıktı bu hafta Eto'o. Sezon başından bu yana “fahri başkan”, “fahri teknik adam” sıfatlarını yakıştırdığım Kamerun'lu golcü, bir türlü kabullenemediğimiz, ona yakıştıramadığımız şekilde elle topu düzeltip, sonrasında kafa ile G.Saray ağlarına bıraktı ve ne yazık ki ses-seda etmeden golün tescillenmesine göz yumdu… Bir centilmenlik abidesine yakışmadı… Bir insanoğlu, yine anlık bir hırsın kurbanı oldu… Sonrasında Salı ve Çarşamba günü gazetelerde özürlerini okuduk ama Etoo'yu Etoo yapan değer ANLIKverdiği tepkilerdi… Bu kez veremedi… Kimse kızmadı, ama herkes haddinden fazla üzüldü… Burası net.
***

***
İşin Eto'o boyutu bu durumdayken, bu golün arkasından G.Saray'lı oyuncuların ve yeni teknik adamlarının hakem eleştirileri biraz abartılı oldu. Neticede Eto'o'ya yapılan ve değerlendirilemeyen net bir penaltı pozisyonu da var. Hem ligde hem kupada hala hedefi olan bir takım olmasına rağmen, sahaya konan futbol ve oyuncuların motivasyon düzeyi olarak belki de en son konuşmaları gereken konunun hakem olduğunu belirtmek gerek ki ayrıca bu sezon her iki Başakşehir ve Trabzon maçları G.Saray'ın hakem adına şanslı olduğu bariz 90 dakikalardı. Bu nedenle ilk bariz hatada kulüplerimizin temcit pilavı hakem eleştirilerine dönmesi durumu, şu anki G.Saray performansında ve durumunda en son madde olsa gerek.
***
YÜCE NOT 7.9'UN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ….
Müsabakada siyah-beyaz denen hata türü varsa hakemin notu 8.4'ten birden bire otomatik olarak gözlemci nezdinde 7.9 altına düşüyor ve maç içersinde hata sayısı da arttıkça gerilemeye devam ediyor. Peki siyah beyaz hata nedir? Verilmeyen bariz penaltı, gol, hatalı kırmızı kart ya da verilmeyen bariz kırmızı kart vb. gibi çoğaltılabilir. İlerleyen zamanlarda paylaşırım detayları. Her MHK döneminin Lordlar Kamarası ve Avam Kamarası elbette vardır, gelenektir ve buna da itiraz etmiyorum açıkçası çünkü on yıllardırkanıksadık, tanıklık ettik vs. Bu bir genetik artık yurdumda her sektördeki gibi. Hal böyle olunca da hangi “Kamara”nın mensubu isen dinlenme süren de değişiyor gibi gözüküyor. Bu nedenle en azından ligin final haftalarında hem takımlar adına hem de hakemler adına riski minimize etmek için hakem atamalarında daha dikkatli olmakta fayda var.
***
HAFTANIN HAKEMLERİNDEN NOTLAR…
ESKİŞEHİRSPOR-T.KONYASPOR(Ali Palabıyık)
Boffin'in atılması belki de ligden düşmeme yolunda Eskişehir adına en önemli ve kritik kararı barındıran bir pozisyon oldu. Hakemin kararı doğruydu.Konyaspor gibi ligin üst düzey bir takımına karşı erken 10 kişi kalmak karşı koymanın en zoru olduğu gerçek. Oyuncuların bu tarz maçlarda daha dikkatli oynamaları şart. Ali Palabıyık iyi maçlara devam ediyor.8.3
***
Ç.RİZESPOR-OSMANLISPOR (Hüseyin Göçek)
Yazımızın ilk bölümünde detaylıca bahsettik.Not: 7.9
***
ANTALYASPOR-G.SARAY (Yaşar Kemal Uğurlu):
Bu sene Yaşar Kemal Uğurlu için fırsat maçları verildi, fırsat şansları tanındı ama akıllarda kalan bariz hatalar olarak hep disiplin sıkıntıları yaşadı, şansını iyi kullanamadı desek yeridir. Çünkü sezon sonlar, sezon başındaki çok iyi maçları unutturmuştur hakemlikte hep. En az 3-4 maçta atladığı kırmızı kart söyleyebiliriz. Bu maçta da hem ihraç hem de Eto'o golü ve değerlendiremediği penaltı pozisyonu var. Kötü bir performans sergiledi.
Not: 7.7
***
SİVASSPOR-BEŞİKTAŞ (Halis Özkahya)
Gomez'e verdiği penaltı tartışılsa da hakemin sert eleştirileceği birpenaltı asla değil. Penaltı diyenler de çıkabilir, değil diyenler de. Kimi, önce Gomez ayağına bastı diyor, kimi de İbrahim çok kontrolsüz girip Gomez'i dağıttı diyor. Zor pozisyon ve İbrahim'in müdahalesi anlamında da hakeme saygı duyulması gerekir. Gomez'in daha önceki itme pozisyonuna maruz kalması da tartışılabilir. Tartışılabilir derken, amacımız üzüm yemek her zaman, ama bağcıyı dövmek isteyenler zaten infazadevam.
Not:8.3
***
BAŞAKŞEHİR-MERSİN İY (İlker Meral)
2 penaltı ve kırmızı kart kararları doğruydu. Genel olarak iyi maç yönetti.
Notu: 8.3
***
KASIMPAŞA-KAYSERİSPOR (Cüneyt Çakır)
Ligin altını ve üstünü son derece yakından ilgilendiren ve haftanın sürprizinin çıktığı maçta Cüneyt Çakır ve ekibi iyi maç yönetti. Kayserispor'un bulduğu ve Kasımpaşa'lı oyuncunun kendi kalesine attığıilk gol ile Valencia'nın CampNou'da Barça'ya attığı ilk goller tıpa tıp aynıydı. Kendi kalesine atılan goller açısından çok benzerlik içeriyordu.
Notu 8.4
***
BURSASPOR-AKHİSAR BLD (Serkan Tokat)
Haftanın adrenalini yüksek maçlarından biri oldu. Sonuç olarak da sürpriz skorlarından birine tanıklık ettik diyebiliriz. Serkan Tokat maçın geneli itibariyle iyi bir yönetim sergiledi. Maçın geriliminin arttığı anlar oldu ancak bu kadarı da doğal demek gerek.
Notu: 8.3
***
FENERBAHÇE-MERSİN İY (Serkan Çınar)
Volkan Şen faktörünün maçın ilk 15 dakikalık diliminde sonucu tayin ettiği bir 90 dakika oldu diyebiliriz. Genel yönetimleri gayet iyiydi.
Notu:8.3
***
GENÇLERBİRLİĞİ-TRABZONSPOR (Mete Kalkavan)
Haftanın kapanış maçında keyifli bir 90 dakika izledik. Mete Kalkavan ve ekibi iyi bir maç çıkardılar. Trabzonsporlu oyuncuların son haftalardaki motivasyon ve kıpırdanmalarından uzakta oldukları bir formları olduğunu da belirtmek gerek.
Notu: 8.4
***
Yeni haftada hakemlerimize başarılar…
Hakem şansları yanlarında olsun…
Hayatınızdan sevgi ve hoşgörü eksik olmasın…
 
Murat Fevzi Tanırlı
Twitter: @mftanirli

ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!