comScore

Spor Yazarları Oku (7 Mart2018 Çarşamba) "Tek suçlu Quaresma değil"

07 Mart 2018, Çarşamba 11:21
Spor Yazarları Oku (7 Mart2018 Çarşamba)

Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'da günün gelişmelerine dair spor yazarlarının neler söylediğini okumak için 7 Mart 2018 Çarşamba günü spor yazarlarını okumak için derlediğimiz habere göz atabilirsiniz. 

FutbolArena - 7 Mart Çarşamba 2018 futbolda gündemi spor yazarları değerlendirdi. Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor'da spor yazarlarının yazılarını tek bir haberde okuyabilirsiniz. Güntekin Onay, Ahmet Çakar, Gürcan Bilgiç ve Deniz Çoban'ın 7 Mart Çarşamba günü köşe yazılarını okumak için detaylar haberimizin devamında. 
 

Fotomaç Spor yazarları oku (Gürcan Bilgiç - Fenerbahçe)


Aykut Kocaman'ın stratejisini ve geliştirme modelini doğru buldum ve desteklemeye de devam edeceğim. Çünkü karşımızda hamasetten uzak, mantık ve ölçümler çerçevesinde "nasıl daha iyi oluruz?" sorusuna sahip biri var.
Şöyle anlatayım; Beşiktaş'a kaybeden takım için "Fenerbahçe böyle mi oynar?" diyenlerle konuştum. Elbette haklılar ama "Bu takım Fenerbahçe mi?" karşılığını verdim. Biraz düşündüklerinde, gönüllerine hitap eden takım kalitesiyle, bugünkünü karşılaştırma imkanı buldular.
F.Bahçe'nin kadrosu, şampiyonlukta yarıştığı rakiplerinin gerisinde bir kaliteye sahip...

Ne süreyim başıma!
Başka bir arkadaşım Akhisar maçında yenilen gollere isyan ediyordu. "İki bek çalımı yemiş, üstelik defans yerleşmişken gol yenmiş. Ne yapılacaktı?" diye sordum; "Hata Aykut Hoca'nın, bekleri iyi çalıştırsaydı, çalım yemezlerdi" dedi. Yetişmiş, okumuş, futbol dünyasının içinden gelen birisinin görüşüydü bu.
Eskiler, "Ne yaptın elime, ne süreyim başıma" demişler.
Bu yüzden Fenerbahçe performansını teknik adam üzerinden sorgularken, ona hangi oyuncuların, hangi bütçenin, her şeyden öte hangi tribünlerin verildiğine bakmalılar.


Volkan olayının nedeni
Aykut Hoca'dan son basın toplantısında Volkan Demirel açıklamaları geldi. Denk bir oyunda, Beşiktaş'ı üstelik sahasında yenmek üzereyken, Volkan'ın kendisini attırmasını hazmedemedi Aykut Kocaman. Sadece kupa finali için avantaj sağlamayacaktı, psikolojik üstünlüğü de ele geçirecekti. En tecrübeli oyuncusundan gelen davranış sapması böyle bir sezonda kabul edilebilir olmaktan çok uzaktı. Üstelik yediği golde de yüzde yüz hatası varken... Şanssızlık, beceriksizlik veya formsuzluk kabul edilebilir futbol gerçekleriyken.

Taş uzaktan gelmez 
Aynı Querasma'nın attığı yumruk gibi, davranış bozukluğu tahmin edilebilir olmaktan uzaklaştırır ihtimalleri. Çaresi yoktur yani. Aykut Hoca diyemiyor ama biz söyleyelim; taş uzaktan gelmez.
Hem tribün yalnızlığı, hem kendi oyuncusunun dengesizliği. Bunlarla baş edilemez.

Balans ayarının sessizleri
Hakemlerin takdir hakları konusundaki çift standardı yüksek sesle söyledi Aykut Kocaman. Bu eleştiriden iki kulüp alınganlık yaptı; Beşiktaş ve Başakşehir.
"Kurallar bize uygulanırken, rakiplerimize gelince sessiz kalınıyor" deniyordu. Bu sözlerin peşinden düdükler daha denk çalmaya başladı ama önce lig maçında Querasma'ya, son Trabzonspor maçında Medel'e gösterilmeyen kırmızı kartlara baktığınızda su eski kabına akıyor sanki.

G.Saray'dan çıt yok!
Peki; Aykut Hoca, bunlardan şikayetçi olurken, bu rakiplerle yarışan diğer takım, Galatasaray'dan "çıt" çıkmadı. Ortalık yanıyor, demeçler "algı" spekülasyonları arka arkaya geliyor ama lig lideri, yarıştığı rakiplerin haksız rekabeti konusundan görüş belirtmiyor. İlginç gelmesin, bizim Levent Tüzemen'in çok sık kullandığı bir deyim vardır; "Kendi aklını kullanan akıllıdır.
Daha akıllısı; başkasının da aklını kullanandır"... Durumun; en memnunu, ligin lideri zaten...

Özeleştiri sapması
Aykut Kocaman'ın kendi doğrularından uzaklaştığı nokta ise yedikleri goller üzerinden sonuçları sorgulaması. Yani; "Bu kadar basit hata yapılırken, gelen ilk topların hepsi gol olurken, bu kayıplarla uğraşmak da kolay olmuyor" demek istiyor.
Tespit haklı ama durum "tesadüfün" ötesine geçmiş.
Eğer senin takımında bir sarsaklık varsa, hata yapma oranı yüksekse, kalecilerin kaleyi tutan iki şuttan birini içeri alıyorsa, kazanmanın tek çözümü vardır; yediğinden çok atacaksın...

Gündüz ile gece 
Bunun için fizik gücünü arttırıp, önde basan ve rakibi kaleden uzak tutmak isteyen bir düzene geçmek istedi. Trabzonspor ve Başakşehir maçlarında da çok başarılı oldu. Hatta bu oyunlar taraftara heyecan verdi, şampiyonluk hedefini de güçlendirdi. Bu aşamada Beşiktaş maçı performansı ile birlikte her şey altüst oldu. Gündüz ile geceyi izledi taraftarlar.


Sabah Gazetesi Spor Yazarları oku (Ahmet Çakar, Trabzonspor - Beşiktaş)


Beşiktaş, şampiyonluk yarışında 'Tamam mı devam mı' denebilecek maçlarından birini oynadı... Çok ama çok iyi oynamasa da rakip kötü de olsa Trabzonspor sonuç olarak Trabzonspor'dur. Aldığı 3 puan Beşiktaş'a çok şeyler kazandırdı. Öncelikle şundan bahsedelim ki dün gecenin en önemli kahramanları iki oyuncu oldu: Negredo ve Babel... Maçın kilitlendiği dakikalarda, Negredo-Babel ortaklığı, Beşiktaş'a art arda iki gol getirdi. Keşke Negredo, '30 küsur gol atarım' diyeceğine '30 küsur asist yaparım' deseymiş. İlk yarıda Love, ciddi anlamda Beşiktaş'a gol silahı olarak alındı ama çok kötüydü. Vücut koordinasyonu bitmiş. Çok top kaybetti, sürekli ayakları birbirine dolaştı. Bunlara Beşiktaş'ın ilk yarıda forvet oyuncularının beceriksizlikleri de eklendi. Önce Lens, sonra da Talisca ile iki önemli fırsatı harcadılar. Hele hele Talisca'nın yakaladığı yüzde yüzün üzerinde gol pozisyonuydu.


İkinci yarı Şenol Hoca doğruyu yaptı... Love-Negredo değişikliği, Beşiktaş'a çok şey kazandırdı. Bitime 20 dakika vardı ki Negredo çok akıllı bir şekilde topu çizgide yakaladı, asla egoist davranmadı, Babel'in önüne bıraktı o da golü yaptı. Bu golden hemen sonra da yine bu beraberlik Beşiktaş'a ikinci golü diğer bir deyimle de üç puanı getirdi. Trabzon, tanınmayacak kadar kötü oynuyor. Zaten haftalardır kötü oynuyorlar. Dün baktığımızda Trabzonspor'un net pozisyonu var mı belki ilk yarıda N'Doye ile buldukları pozisyon. Onun dışında sahada Trabzonspor'un sadece adı vardı. Bundan sonra Beşiktaş için söylenecek tek şey bu yarışın içinde mutlak var olduklarıdır. Hem de hak ederek hem de önemli galibiyetler alarak. Halis Özkahya, bir-iki faul ve elle oynamayı yanlış değerlendirdi ama böylesine ciddi bir maçta sadece bu hataları yaptı. Diğer yönleriyle de çok iyi bir performans gösterdi diyebiliriz. İkinci yarıda Trabzonspor'un iptal edilen golündeki faul kararı doğru. Yüksek topta Rodallega arka yandan gelip kaleci Fabri'yi bozuyor. Gol iptal kararı doğru.


Fanatik Spor Yazarları Oku (Deniz Çoban)


Fenerbahçe maçında Josef de Souza'ya yumruk atarak kırmızı kart gören Beşiktaşlı Ricardo Quaresma'ya 5 maç ceza verildi. Hakem hocamız Deniz Çoban, cezada indirim olabileceğini belirtti.
Quaresma, Disiplin Kurulu'na 43 ve 44. madden sevk edilmişti. Buna göre Quaresma'yı en az 8 maç ceza bekliyordu. Fakat Disiplin Kurulu; sevk yapılan maddeleri göz ardı ederek, farklı bir değerlendirme yaptı. “Saldırı” fiilinden yapılan sevki “yok” saydı. Kırmızı kart görmesine neden olan eylem ile kırmızı kart gördükten sonra yaptığı eylemleri tek bir suç olarak değerlendirdi. Bu suçu da “Şiddetli hareket” kapsamına sokarak (talimatta karşılığı 3-6 maç) Quaresma'ya 5 maç ceza verdi. Quaresma'nın tek bir ihlalden cezalandırılması, Tahkim Kurulu'nda cezanın daha da düşmesinin yolunu açtı. Alt sınırdan uzaklaşarak verilen ceza, alt sınıra yaklaşılarak 3 maça kadar inebilir. Hatta “Haksız tahrik indirimi” de uygulanabilir.

Olan Türk futboluna oluyor! 

Burada asıl mevzu Disiplin Kurulları'nın tutarsızlığıdır. Bu isim bu gün Quaresma olur, yarın bir başkası. Talimatlara ve hukuka bağlı kalarak değil de birilerini memnun etmek üzere verilen cezalar; futbolu yönetenlere duyulan güveni azaltıyor. Olan Türk futboluna oluyor.


Caner'e sırf toplumun gazını almak için önce “suç uydurularak” haksız bir ceza verilip, sonra talimat maddesi değiştirilmedi mi?
Fernandao'nun tribünlere yaptığı hareket, sokakta cinayet sebebiyken; “Hakaret” den yapılan sevke rağmen, “Sportmenliğe aykırı” davranıştan 1 maç ceza verilmedi mi?
Bu sezon Alper ve Babel'e talimata göre “Ciddi faullü oyun” karşılığı 2 maç, Gomis'e “Şiddetli hareket” karşılığı 3 maç ceza verilmesi gerekirken, 1 maç ceza verilmedi mi? Başakşehirli oyuncuların gazeteci dövmesine verilen cezalar talimatın emrettiği cezalar mıydı? Kırmızı kart gören Tosic'in “idari tedbir” e uymayarak saha kenarından maç izlemesi; cezayı hafifletmek için, “Cezalı olmasına rağmen akredite alana girme” şeklinde yumuşatılmadı mı? Meireles'in 11 maçlık cezasını düşürmeye uğraşan Tahkim Kurulu'nun her bir üyesi “Kriminal İnceleme Uzmanı” olmadı mı?

Yeniden düzenleme şart!
Sözün özü: Talimat hangi cezayı emrederse emretsin, talimat maddelerinin etrafını dolaşılarak mutlaka bir çıkar yol bulunuyor. Her karar aşamasında, karar verecek olanları “boncuk boncuk terletmek” yerine, talimat maddelerini herkesi mutlu edecek şekilde yeniden düzenleseniz, daha iyi olmaz mı?


Güntekin Onay Vatan Köşe Yazısı oku (Beşiktaş)


MASUM OLMASA DA TEK SUÇLU QUARESMA DEĞİL

Görünen şu ki ceza bir infial yarattı. Ancak vurgulamak gerekir ki Quaresma kesinlikle masum değil. İki farklı eylemden dolayı talimata göre ceza aldı. Sadece Josef'e yaptığı hareket, işin içinde tahrik de olduğu için şiddetli hareket olarak bile değerlendirilmeyebilirdi. Ama Mehmet Ekici'ye yumruk atmış olması zaten en az 4-5 maçı gerektirecek bir cezayı içeriyordu. PFDK, ağır tahrik unsurunu hesaba katarak 5 maç verdi. 

 
‘HAKSIZLIK YAPMIŞ OLURUZ' 
 
BİR diğer husus ise şu; kavga tek başına gerçekleştirilen bir eylem değil. Bütün yaşananların tek sorumlusu Quaresma diye bakarsak haksızlık yapmış oluruz. Ortada bir kavga var, tahrik söz konusu, sportmenlik dışı davranışlar apaçık ortada. Bu yüzden sadece Quaresma'nın sevk edilmesi ve ceza alması da Beşiktaşlıların tepki göstermesinin sebebi...
 
TÜRK futbolunda son dönemlerde sanki 6 maç ceza alan Caner ve 5 maç ceza alan Quaresma'dan başka sorun yaratan veya disiplin cezası gerektiren başka eylem olmamış gibi algılanmasının nedeni işte bu yüzden.  Ancak tekrar belirtmek isterim ki tek suçlu Quaresma değil ama kesinlikle Portekizli futbolcu masum değil. İşin özeti budur...

ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!