comScore

Beşiktaş Beşiktaş

Spor Toto Süper Lig'de 32. haftanın hakem değerlendirmesi - Murat Fevzi Tanırlı yazdı

13 Mayıs 2016, Cuma 16:45
Spor Toto Süper Lig'de 32. haftanın hakem değerlendirmesi - Murat Fevzi Tanırlı yazdı

Spor Toto Süper Lig'de hakemlerin 32. haftadaki performansını Murat Fevzi Tanırlı, FutbolArena'ya değerlendirdi. 

FutbolArena Analiz - Spor Toto Süper Lig'de 2015/2016 sezonunda gündemden düşmeyen hakemler 32. haftada nasıl bir yönetim sergiledi? Eski TFF hakemi ve Lig TV yorumcusu Murat Fevzi Tanırlı, FutbolArena'ya değerlendirdi. 


MAÇLARI KİM YÖNETİYOR?

 
Sezon içerisinde kritik hataların yaşandığı haftalar fazlaca olmakla birlikte son düzlüğe girdiğimiz günlerde hakemlerin performanslarının genel olarak iyi olduğunu söylemekte fayda var. Bu kez de tartışılan noktalar daha çok maçın “genel yönetimi” kapsamında olmaya başladı. Sıkça okumaya ve dinlemeye alıştığımız “Türk hakemliği izleme lugatı”nda yer alan klişelerdeki “Maçı idare etti”, “Ortadan yönetti”, “Nabza göre şerbet verdi”, “Eyyam yaptı” bıdıbıdılarındaki gibi yorumlar daha fazla arttı. Diyeceğim o ki, varın gelin bunlar konuşulsun; “net golü vermedi”, “penaltıyı atladı”, “bariz 2.sarıdan atamadı” cümleleri bizlerden uzak olsun…
***
Eski hakem ağabeylerimin yazı ve yorumlarından ortaya çıkan yaklaşımlar, bu hafta özellikle Fırat Aydınus'un Başakşehir-F.Bahçe maçındaki yönetiminden sonra her zaman sümen altında duran bir konuyu tekrar gündeme taşıdı: “FIFA'dan düşen hakemler hakemliği bıraksın!
***

***
Bahsi geçen eski hakem ağabeylerin hangi amaçla yazmış olabileceklerini ad-soyadları ve niyetleri çerçevesinde ayırt edebiliyorum, bu başka bir konu. Ana tartışma noktası ise bu yaklaşımın Türkiye ölçülerinde değerlendirilmesi. Bu değerlendirmenin de yanlışlığı/doğruluğu. Neden “Türkiye ölçülerinde” diye belirtiyorum çünkü bizde hakemlik değerlendirmesi ve hakemlerin görev alma durumları, kulüplerin tavrından ve gösterdikleri tepkiden,  hakemlerin MHK'lardaki prenslik katsayılarına, hakemlik yeteneklerine, tecrübelerine kadar pek çok kriteri barındırmaktadır.
***
Elimizde bu sezona dair hakemlere yönelik SKANDAL yaklaşım olarak 2 örnek var:
İlki, Çağatay Şahan'ın EKİM-2015‘te Trabzonspor-Gaziantepspor maçından sonra gece 4'lere kadar Avni Aker'de alıkonulup, T.C. Cumhurbaşkanı'nın telefon görüşmesiyle ancak sağlığına kavuşup stadyumdan ayrılabildiği ve aradan geçen 7 AY sonunda Süper Lig'de 33. haftada tekrar görev verilmesi ile kayıtlara geçen skandal.
İkincisi de yine Trabzon'da sahaya girip ilave yardımcı hakem Volkan Bayarslan'a saldırıp, yerde tekmeleyen anarşistin rol aldığı skandal.
İki skandal arasında ne fark var derseniz, ikisi de aslında saha dışı şiddet olmakla birlikte hakemlere tavır ve yaklaşım olarak önemli fark var. Volkan'ın olayında kamu vicdanı da önemli derecede söz konusu oldu. Çağatay'ınki ise “her nedense” sportif kapsamda kaldı.
***
İlkinde sevgili Çağatay Şahan'ın hakemlik kariyeri boyunca yönetmiş olduğu başarısız maçlardan birine imza atmış olması ve maçın ilk bölümünde Gaziantepspor aleyhine önemli hatalar olmakla birlikte(--Trabzonspor'dan kırmızı kartla atılması gereken oyuncu ve bariz ofsayttan Trabzon'un attığı gol--), balık hafızası yurdum insanının sadece maçın sonunda Trabzonspor'a verilmeyen penaltıyı gündemde tutması ile sadece Trabzonspor camiasına hata yapılmış izlenimi oluşturdu.
***

***
Çağatay olayında tek kelimeyle SIFIR TEPKİLİ hakem camiası, kurulları ve dernekleri… Volkan'da ise “2 dakika düşünmeye” sevk eden ancak ona bile çoğunlukla 30 saniye dayanılabilen yurdum tepkisi! Neticede her iki durumda da elde var kocaman sıfır. Sosyal medyada grafikler hazırlayıp “lanetleme” balonlarını ise geçelim.
***
Hiç şüphesiz hakem camiasında halen aktif görevdeki ağabeylerim, hakem arkadaşlarım, gözlemciler, eski hakem büyüklerim diyorlardır ki “Murat Fevzi, sanıyor musun ki bir tepki kararı alınsa, o hafta tüm liglerde oynanacak maçlara çıkmama gibi sert bir tepki konulsa, buna her hakem uyup destekler? Bumerang gibi cezasını yine tepki koyanlar çeker, çünkü bir şekilde maçlara birileri görevlendirilir ve o arkadaşlar da tepkiyi unutup/unutturulup maçları yönetmeye giderler. “ Her camiada olduğu gibi elbette böyle büyük olaylarda bile hala kendi menfaatini düşünebilecek basiretsizlikte, çıkacağı 1 fazla maçı “kazanç” sayacak sığlıkta çürükler olması doğal bir durum olduğundan çok az da olsa hak vermemek mümkün değil tabii ki. Deve hikayesi…
***
Asıl konumuza dönecek olursak, Türkiye'de hakemliğe yaklaşım bu durumdayken sanki başka dünyalarda yaşanıyormuşçasına yorumlar geliyor. Son haftalardaki özellikle kritik müsabakalardaki hakem ve yardımcı hakem atamalarını inceleyiniz. Kaç tane FIFA hakemi veya FIFA yardımcı hakemi kritik maçlarda görev aldı?  Bu hafta 9 Süper Lig maçında görev alan 18 yardımcı hakem var. Kaçı FIFA dersiniz? Sadece 2 tanesi: Kemal Yılmaz ve Orkun Aktaş. 4.hakemlik yapan FIFA yardımcıları söylemeyin ve saymayın lütfen. Peki, Bahattin Duran ve Emre İyisoy sakat idi, ya diğerleri? Ligde 33. Hafta oynanıyor ve 10 tane FIFA yardımcı hakeminiz var. Bunlardan sadece 2 tanesi Süper Lig'de… PTT 1.Lig'deki kritik maçları geçtim, FIFA yardımcı hakemlerinden biri olan Fevzi Demirhan da  “Spor Toto 3. Lig Play Off Müsabakası olan KIZILCABÖLÜKSPOR-ZONGULDAK KÖMÜRSPOR maçının yardımcısı.
***
Geçen hafta da bu sayı 3 FIFA yardımcı hakemi idi. Hakemlere baktığımızda da geçen hafta ve bu hafta 4'er FIFA hakeminin Süper Lig'de görevlendirildiğini görüyoruz. Sivas-G.Birliği ve Başakşehir-F.Bahçe gibi son derece kritik 2 karşılaşmada “eski” FIFA hakemlerinin görevlendirildiğini görüyoruz. Şampiyonluk adaylarının son dönemdeki karşılaşmalarında, Avrupa Liig yarışındaki takımlarda formda isim Serkan Çınar'ı görüyoruz. FIFA hakemlerimizden Deniz Ateş Bitnel'in ise G.Saray-Trabzon maçından bu yana esamesini, özel maçlarda internet sitelerine bile koyamayacak bir vahametteyiz.
***

Bir başka noktaya daha dikkat çekeyim. Yıllarca Cüneyt Çakır'ın ilave yardımcısı olarak Dünya Kupası, Avurpa Şampiyonası gibi en üst düzey müsabakalarda görev alan, ligimizin de yükünü çeken hakemlerden Barış Şimşek de bu hafta Spor Toto 3. Lig Play Off Müsabakaları'ndan Beylerbeyi-Niğde Belediye maçında görev alacak. Keza aynı şekilde Tolga Özkalfa da Diyarbakırspor-Ofspor maçında görevli. Neden bu maçlardalar? Bu takımlar hali hazırdaki play-off maçları seviyesine gelene kadar FIFA hakemleri veya FIFA'dan düşenler mi yönetti maçlarını? Elbette hayır.  Hayatın doğasında “tecrübe” kavramı çok değerlidir. Ne bu hakem arkadaşlarımız bu tarz maçlara çıkmaktan gocunurlar, ne de onları bu göreve verenler. Sadece bu MHK'ya özgü değil, tüm MHK'lar yıllarca sezon sonlarında bu tasarrufa giderler. Final maçlarının havası elbette farklıdır. Bu havayı ve adrenalini, takımlar ve futbolcu nezdinde YÖNETMEK de önemlidir.  3.Lig futbolcusunun veya alt kategorilerdeki takımların sahaya çıktıklarında Barış Şimşek ya da Tolga Özkalfa'yı gördüğü andaki maça bakışı ile 3.Lig seviyesinde sürekli maçlarını yöneten daha tecrübesiz hakemlere bakışı çok doğaldır ki farklıdır.
***

***
Dönelim biraz eski yıllara. Pek çok Süper Lig seviyesindeki futbolcuya Lig TV'deki QUIZ programında yıllarca sorulan “En beğendiğiniz hakem?” sorusunun cevabı kim olmuştu hatırlarsınız: “hatalı kararlar da verse duydukları güven” ve “sempatiklik” çerçevesinde olduğunu belirtip Mustafa Kamil Abitoğlu cevabı bariz farkla ilk sırada çıkmıştır. Daha da öncelerine gideyim. QUIZ programının olmadığı yıllara. Maç sonu röportajlarda “Serdar Hoca hata da yapsa biz ona güveniyoruz, seviyoruz” cümlelerini sayısızca hatırlarsınız Serdar Tatlı nezdinde yapılan değerlendirmelerde.
***
Hakemlik, futbolun tüm öğeleri ve taraftarlar için güven timsali olmakla birlikte hakemin kendisi için de hiç şüphesiz bir hedef olgusudur. Bugün gelinen noktada bir hakemin hayali Bernabeu, CampNou, Anfield, Westfalen, Stamdord Bridge gibi sayabileceğimiz pek çok futbol mabedinde maç yönetmek olmuştur. Hedefin varsa aynı disiplinle, aynı özenle çalışmalarını sürdürüp bu arenalarda boy göstermeye çalışmak elbette rüya gibi bir şey. Bülent Yıldırım gibi, Fırat Aydınus gibi hakemleri, birkaç kötü yönetiminden sonra “tukaka” ilan edip hakemliği bırakmasını isteyen zihniyetler, FIFA hakemi olmadıkları halde Serdar Tatlı'ya, Kamil Abitoğlu'na “bu maçlar nasıl biter” diye merak edilen 90 dakikalarda can simidi diye yıllarca sarılmadınız mı? Hakem camiamız içinde sık kullanılan tabirle, FIFA'ları veremeyeceğiniz “cenaze maçlar” denilenlere hep bu isimleri göndermediniz mi? Trabzon-Fenerbahçe maçları ve yine derbiler denilince son dönemde ismi hep öne çıkan Bülent Yıldırım'dan tutun da, kariyerinde 30'a yaklaşan 3 büyük derbisi yöneten Fırat Aydınus'a, zorlu maçların aranılan ismi olup geçen sezon hakemliği bırakan Yunus Yıldırım'a kadar pek çok tecrübeyi sürekli bu tartışmalarla bir çırpıda taca atmak hangi meslek erdemine ve emeğe saygıyla izah edilebilir ki!
***
Unutmayın, yerlerine MUADİLLERİNİ  YETİŞTİRİP, görev verecek cesareti bulduğunuz gün “FIFA'dan düştü, hala neyin peşindeler” dediğiniz Bülent Yıldırım'lar da, Fırat Aydınus'lar da, Barış Şimşek'ler de, Tolga Özkalfa'lar da bırakmasını bilirler. Hepsini çok eleştirdiğim dönemler oldu maçlarındaki pozisyon çerçevesinde. Geldikleri konumlara baktığımda özellikle Tolga Özkalfa örneğinde çok daha fazla eleştirilerim oldu. “FIFA olup, derbi yönetmemek ne demektir, neden FIFA yaptınız o zaman” dedim yıllarca. FIFA'lıktan düştükten sonra hangi sebeplerle tekrar FIFA olduğuna dair ayyuka çıkan tartışmaları yazmadım bile. Elmalarla armutları karıştırmayalım.
***
Ancak kritik maçları yönetecek hakem bulmakta zorlandığınız dönemde ateşin altına elini koyan ve futbolumuzun infazcı düzeninde var olmaya çalışan hakemlere saygı gösterelim. Volkan'a yapılan saldırının ardından şoku atlatmasına yardımcı olmaya çalışıp, G.Saray-Ç.Rize kupa rövanşında moral aşılamaya gayret ederken; Çağatay Şahan'a üvey evlat muamelesi yapılıp, linç edilmesinin istenildiği gece 4'lerden bugüne kadar YALNIZ bırakılmasının da psikolojisini düşünün! Geçen süreçte Kupa ya da alt lig maçları yönetti safsatasını sunmayın sakın. Yanında yattığınız insana şüphe dolu gözlerle bakılmasına doğru yürünen mevcut günlerde emeğe saygı gösterip biraz bu konulara sahip çıkmakta fayda var. Maçları kim yönetiyor? Kokart yönetmiyor, bilgi, deneyim, tecrübe, psikoloji hepsi birleşip yönetiyor. Bunları doğru zamanda kullanmak ise BİLGİ, DENEYİM, TECRÜBE, PSİKOLOJİ  konusunda yeterli kapasitede olması gereken MHK yöneticilerine düşüyor.
***
HAKAN CEYLAN SONUNDA KUŞ TUTTU…
Lig Tv'deki Maç Sabahı programımızda bu yıl 5. sezonumu bitiriyorum. Her sezon istatistik analizler, maç yorumları, hakem değerlendirmeleri ve İddaa köşelerini izleyicilerimizle paylaştım. Bu süreçte hazırladığım ilginç slaytlardan biri de “Hakan Ceylan, Cüneyt Çakır'ın oğluyla da maç yönetir mi?” başlıklı idi. Hakemliğe hayatını adayan insanlardan İzmir bölgesi hakemi Hakan Ceylan, çok genç yaşta Cüneyt Çakır'ın babası Serdar Çakır'a yardımcılık yaparak başladığı Süper Lig kariyerinde özellikle son 3 yılda Cüneyt Çakır ve Fırat Aydınus'un yönettiği derbilerin vazgeçilmez ilave yardımcılık görevini üstlendi. İlave yardımcılık yaptığı derbi sayısını sayamadım bile. Cüneyt Çakır'ın da bir gün çocuğunun hakem olması durumunda Çakır ailesiyle 3 kuşak görev yapma ihtimali var diye espri ile noktalamıştım.
***

Baba-oğul hakemler tartışmasının hep yapıldığı camiada belki de bu konunun avantajından ziyade dezavantajını yaşayan nadir baba-oğul eşleşmesi olduğunu da belirtelim. “Gizli özne” olarak hep kritik maçlarda ilave yardımcı olarak görev aldı, Avrupa'da maçlara yine gitti ancak başrol şansı az oldu. Az oldu derken, verilen şansları çok büyük yüzde ile iyi kullandı fakat düdük çalma açısından beklenilen kadar üzerine düşmedi MHK'lar.
***
Son haftaların en çok tartışılan ve atlanan kararları ceza alanı içindeki elle oynamalar idi. Üst üste bu kadar atlanan penaltı varken, ligin gidişatına son derece kritik şekilde etkiyecek olan Sivasspor-G.Birliği maçının son anlarında elle oynama kararını Tolga Özkalfa'ya ısrarla uyaran ve penaltı verdiren Hakan Ceylan, maçın sonucuna, ligin sonucuna doğru bir hamleyle müdahale etmiş oldu. Bunca görülemeyen penaltı arasında alkışı ve takdiri hak etti. Süper Lig'de görev alabilmesi için ağzıyla kuş tutması gerekiyordu diye düşünüyordum ki bu hafta tuttu. Neyse ki MHK da ödüllendirmeyi akıl etti ve Antalya-Trabzon maçında görev alacak. Bol şanslar…
***
FRANSA 2016 SIKINTISI KALMADI…
Fenerbahçe maçının ilk yarısında sakatlanıp maçı bırakmak durumunda kalan Bahattin Duran, geçen hafta UEFA koşusunu da tamamlayarak sakatlığının geçtiği müjdesini verdi ve EURO-2016 yoluna  tekrar dahil olarak sevindirdi. Emre İyisoy'a da aynı şekilde çabuk iyileşme temennisinde bulunalım.
***
SON SANİYE UNUTULMAZ
Ligde kalma adına son derece kritik maç. Gaziantepspor-Eskişehirspor oynuyor ve hakem Cüneyt Çakır. 3 puana daha çok ihtiyacı olan takım EsEs. Maçın son anlarında skor 1-1 iken Gaziantep penaltı kazanıyor. Samet Aybaba sahaya bakamıyor bile.
***

***
Penaltıyı kaleci Boffin kurtarıyor, o esnada Sergen Yalçın arkasını dönüyor, inanamıyor. Kaleci Boffin topu hızlı bir şekilde kullanıp oyuna sokuyor ve EsEs kontratağı başlıyor. Neredeyse 3'e 1 gibi ilerliyorlar. Bu kez kenarda Samet Aybaba, atını kırbaçlayan jokey gibi. Zıplayarak yan yan atağa çıkıyor o da… Ancak Eskişehirspor'lu oyuncunun ortası yerini bulmuyor ve tek kelimeyle ligden düşen ile ligde kalanın saniyeler içinde değiştiği muazzam bir enstantane yaşanıyor…
***
GEÇEN HAFTADAN DEVAM: SUÇ VE CEZA YOK MU?
Diyeceksiniz ki bu sezon hakem hatalarının ardından hangi hakem kaç hafta dinlenmiş, hangi hakem aynı notu aldığı halde daha çok cezalandırılmış, hangileri unutulmuş, hangileri nadasa bırakılmış, hangileri prens olmuş? Hakemlikteki sistem MHK'lara göre değişmez, değişmemeli. Ödül-ceza sistemi bu işin doğasıdır, olması gerekendir, her hakem için yeni motivasyondur, hata yapan için yenilenme sürecidir. Hakem atama çok özel ve tahmin ettiğinizden çok daha önemli bir iştir.
***

***
Antalyaspor-Galatasaray maçındaki yönetimiyle yaptığı hataları değerlendirip, son 2 hafta içindeki atamalara bakıldığında, hatta maçların kritiklik seviyelerine bakıldığında ve yine son yönettiği maçlardaki hatalara bakıldığında da doğal olarak şaşırılıyor. İnsanların güvenini kaybetmemek en hassas felsefe olması gerekirken böyle enterasan gelişmeler olması üzüyor açıkçası. Tartışmalı kararlara imza atan hakemlere hemen görev vermek diğer hakemler nezdinde her zaman sıkıntı yaratır ve huzursuzluk devam eder. Yaşar Kemal Uğurlu'nun dinlendirilmesi gerekirdi.
***
Başakşehir-F.Bahçe maçının belki de en çok tartışılan pozisyonlarından biri son anlardaki penaltı tartışması idi. Ekrana yansıyan, penaltı olduğu. Ancak Mustafa Öğretmenoğlu görüş olarak çok net pozisyonda olmakla birlikte hakemle diyalogunda devam kararı verdiriyor ancak hemen bu hafta müsabakaya atanıyor. Bu ve bunun gibi örnekleri artırabiliriz. Artıramayacağımız önemli nokta ise görev gelmeyen hakemin güveni…
***
MEKANIN CENNET OLSUN OĞUZ HOCA…
Pek çok kereler karşılaşmakla birlikte,  2015 Haziran'ında Cüneyt Çakır'ın yönettiği Şampiyonlar Ligi finali için Berlin'de bulunduğum dönemde kendisiyle en uzun sohbetimi etmiş, tanıma fırsatı bulmuştum. Tesadüfen hemşerim çıkması da cabasıydı.
Hakem camiası içerisinde kaldığım yılları da düşündüğümde etrafında toplanılan, sevgi ve saygı gösterilen insan sayısının bu denli fazla olduğu nadir insan gördüm. Hali hazırda TFFHGD Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Şube Başkanı olan, öncesinde İstanbul İl Hakem Kurulu Başkanlığı da yapan Oğuz Uğurlu hocamız, amansız hastalık ile sürdürdüğü yaşam mücadelesini ne yazık ki kaybetti... Başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum ve İstanbul'daki hakem arkadaşlarımızın aşağıdaki veda cümleleriyle noktalıyorum. Mekanı cennet olsun.
 

 
***
Yeni haftada hakemlerimize başarılar…
Hakem şansları yanlarında olsun…
Hayatınızdan sevgi ve hoşgörü eksik olmasın…
 
Murat Fevzi Tanırlı
Twitter: @mftanirli

ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!