Salih Mirzabeyoğlu'na ne oldu?
Salih Mirzabeyoğlu bir süredir beyin kanaması nedeniyle Yalova Devlet Hastanesi'nde yatıyordu. 5 Mayıs'ta beyin kanaması geçiren Salih Mirzabeyoğlu ameliyat sonrasında uzun süre uyutuldu. Salih Mirzabeyoğlu'nun uyutulduktan sonra gelen haber ise herkesi sarstı. Salih Mirzabeyoğlu öldü mü? sorusunun cevabını arayanlar için Salih Mirzabeyoğlu hakkında açıklama yapıldı. 3 gün sonunda 68 yaşındaki Salih Mirzabeyoğlu'nun ölümü gerçekleşmesine karşın, ailesinin isteği üzerine, yaşam destek ünitesine bağlı olarak mevcut durumunun korunduğu öğrenildi. Mirzabeyoğlu, uzman hekim kontrolünde ambulans ile Yalova Devlet Hastanesi'nden İstanbul Siyami Ersek Göğüs Kalp Ve Damar Cerrahisi Eğitim Ve Araştırma Hastanesine getirildi.
Salih Mirzabeyoğlu kimdir?
Salih Mirzabeyoğlu, 10 Mayıs 1950 tarihinde Erzincan'da doğdu. Eskişehir'de Fatih İlkokulu (1962), Mehmetçik Ortaokulu'nu (1965) bitirdi (1968). Yazı ve şiirleri lise yıllarında Babıali'de Sabah gazetesinde yayınlanmaya başladı (1965). 1968 yılında Atatürk Lisesi'ni bitirdi. 15 yaşında Necip Fazıl Kısakürek ile karşılaştı ve Nakşibendi tarikâtına katıldı.
Mirzabeyoğlu'nun ismi 1970' lerde duyulmaya başlandı. İslami gençlik hareketlerinden biri olan Akıncıların kurucusuydu. Gençliğinden itibaren Milli Görüş gömleğini üstüne giymişti. Salih Mirzabeyoğlu'nun genç yaşına rağmen sözüne itibar ediliyordu. Konferanslar veriyor, çevresinde İslam'a gönül veren dinamik gençler toplanıyordu. 1970'lerin ikinci yarısında kurulan Akıncılar Derneği'nin kurucuları arasındaydı. Derneğin politikalarının savunulduğu Gölge ve Akıncı Güç gibi dergileri çıkarttı. Necip Fazıl Kısakürek onun kaleminden çok etkilenmiş, ''Benim 40 senedir aradığım ses buydu'' demişti.
1975 yılında gölge adlı dergi çıkarttı ve ilk defa Mirzabeyoğlu soyadını orada kullandı. Akıncı Güç (1979) adlı dergi çıkarttı. Necip Fazıl Kısakürek yönetimindeki Büyük Doğu-Rapor (1979-80) seçkisinde yazılar yazdı. 1991 yılında Amerika'nın Irak'a saldırmasıyla oluşan dönemin siyasi atmosferi içerisinde tutuklandı.

28 Şubat askeri darbesiyle birlikte bir gün çocuğunu okula götürürken 1998'de gözaltına alındı. Hakkındaki suçlama sonrasında yasadışı İBDA-C örgütüne liderlik yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. Savunmasında kendisini bir teorisyen olarak bıçak yapan birine benzetecekti. İsteyen et keser, isteyen o bıçağı başka amaçlarla kullanırdı.
2001 yılında idamla yargılandı, idam cezası kaldırılınca ömür boyu hapse çarptırıldı. Bolu F Tipi Cezaevinde cezasını çekmektedir. 23 Temmuz 2014 tarihinde talebini kabule değer gören İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla tahliye edilmiştir.