Darius Vassell'in Guardian'a verdiği röportaj
"Menajerim Türkiye'den Ankaraspor diye bir takımın beni istediğini söyledi. Daha sonra takımın adının Ankaragücü olduğunu öğrendim. Bir web siteleri bile yoktu. Gözlerden uzak bir kulüptü. Teklifi kabul ettim. Ankara'ya gittiğimde havaalanında binlerce insan vardı. Tezahüratlarla beni karşıladılar. Sanki kulübü ziyaret eden futbolcu değil de, Nelson Mandela gibiydim. Öyle muamele görmüştüm."
"KAPTAN GELMEDEN YEMEK YENMİYORDU"
"Takımda kaptan gelmeden kimsenin yemek yemeyeceğini öğrenmiştim. Saygı çok önemliydi. Sonraki gün bara gittik. Teknik direktör Hikmet Karaman da vardı. Din ve kültür gereği alkol yoktu. Herkes Türk müzikleriyle oynuyordu. Beni de aralarına alıp oynattılar. Ertesi gün bisiklet verdiler. Bisikleti sürerken çalılara girdim."
"TUVALETTE BİR DELİK VARDI"
"İlk maçımı Diyarbakır'da oynadım. Şehir, Suriye ve Irak'a yakın bir yerdeydi. Stat çok eskiydi. Tuvalete gittiğimde yerde sadece bir delik vardı. Düşmekten korktum. Sifon ya da başka bir şey yoktu. Bunlara alışmak zorundaydım."
"KÜLTÜRLERİNDE KURBAN VARDI"
"Bir gün stada geldim. Bir keçi kurban ediliyordu. Keçinin bana baktığını hissettim. O an hayvansever olduğumu anladım ancak bu onların bir kültürü olduğu için saygısızlık yapmadım ve sadece izledim."
"ÇOK MİSAFİRPERVERLER"
"Türkiye'yi çok sevdim. Ağız sulandıran kebaplar, güzel balıklar, nefsi yemekler. İnsanlar çok iyiydi. Yemek yedikten sonra benden para almıyorlardı. Bu yüzden parayı hep masaya bırakıyordum. Çok misafirperverler."
"ATATÜRK'TEN BİR ŞEYLER ÖĞRENDİM"
"Türkiye'de İngiltere'deki berberlerime rakip olabilecek iyi berberlere gittim. Çok güzel hediyeler aldım. Atatürk'ten bir şeyler öğrendim. 2015'te Ankara'ya gittiğimde insanlar beni sokakta durduruyorlardı. Evime dönmüş gibi hissetmiştim."
BEŞİKTAŞ
FENERBAHÇE
GALATASARAY
TRABZONSPOR