comScore

İngiltere - Belçika maçı hikayesi: 'Ne yaptın Januzaj!'

29 Haziran 2018, Cuma 13:09
İngiltere - Belçika maçı hikayesi: 'Ne yaptın Januzaj!'

İngiltere - Belçika maçına Adnan Januzaj damgasını vururken maçın hikayesini Murat Fevzi Tanırlı ele aldı.

FutbolArena - İngiltere ile Belçika, F Grubu son maçında liderlik için sahaya çıkarken Belçika Adnan Januzaj'ın şık golüyle kazandı. Murat Fevzi Tanırlı bu maçın hikayesini kaleme aldı.

NE YAPTIN JANUZAJ!
Gruptan yükselmeyi garantileyen İngiltere ile Belçika'nın 2.turdaki rakiplerinin Kolombiya ya da Japonya olması kesinleşmişti maç öncesinde. Senegal ile attığı ve yediği gol, averaj, puan gibi kriterleri bire bir aynı olan Japonya, 3 maç sonunda sadece 2 sarı kart daha az görmenin avantajıyla üst tura çıkmak gibi bence “statü skandalı” olarak nitelendirilebilecek bir şans yakalamıştı. 1-0 geride olduğu Polonya maçının son 20 dakikasında top çevirmeyi kendilerince haklı ve uygun görmüşler, seyirci protestosuna itibar dahi etmemişlerdi.

Bu gelişmelerle saat 21.00 maçlarına doğru ilerliyorduk. Grubun puan tablosunda attığı/yediği gol sayıları, averajı, puanı Belçika ile aynı olan İngiltere'nin son maçlar öncesinde lider olmasının sebebi de sadece “1 sarı kart” az görmüş olmasıydı. Fakat burada çok daha kritik bir dönemeç vardı. Madem ana nokta “menfaat”, öyleyse hem Belçika hem İngiltere için bu maç kazanılmamalı, lider olunmamalıydı. Çünkü lider olacak takımın final rotası Brezilya-Fransa-Arjantin-Meksika-Portekiz'in yer aldığı hat olacakken, grubu 2. bitiren takımın final rotasında ise İsviçre-İsveç-Hırvatistan-İspanya'nın yer aldığı hat gözüküyordu. Şüphesiz ki turnuvada oynadıkları futbol ne kadar iyi ya da kötü olsun fark etmez, diğer rotanın baba takımlarını düşününce bu hat daha hafif denebilir.

Bir Türk olarak da senaryolar çokça türetilebilirdi ki aklıma gelenleri sıraladım:

1.Maç berabere bitip sarı kart sayısına bakarak yeni lider ortaya çıkabilirdi. İngilizler 1 kart dezavantajıyla başlamış olsa da daha çok kart görerek bunu başarabilirlerdi.

2.Rakibe penaltı hediye etmek ve bu sayede kalesine gol attırabilecek en kolay yolu seçebilirlerdi. 2.olmak için yenilgiye penaltıdan daha güzel mazeret olmazdı.

3.Maçı temkinli ve stratejik yaşayıp, sonlara doğru skora ve gidişata bakıp, golse gol, kartsa kart durumunu kendi lehine bozmak.

Şeytan azapta gerek, neler neler çıkar daha.



Maç öncesi kadrolarda sakatlığı nedeniyle eksik olacağını çok önceden bildiğimiz Belçikalı golcü Lukaku ile İngiltere'de Dele Alli vardı. Gelin görün ki kadroları görünce rotasyonun dibine vuran Southgate ile Martinez'i bulduk karşımızda. Bağırıyorlardı resmen: “Vallahi siz buyurun kazanın” diye! Çünkü gruptaki ilk 2 maçlarındaki ideal 11'lerden sahada sadece “5” oyuncunun olduğunu söylesek ne demek istediğimiz net şekilde anlaşılır sanırım. Kane, Hazard, Mertens, De Bruyne, Sterling gibi yıldızlar “dinlendiriliyordu”.



Tabii diğer yandan teknik direktörünün mesajını anlamayan ya da dinlemeyen Batshuayi, Januzaj ve Rashford gibi nadir de olsa karşılıklı gol arayan ayaklar da oldu. İlk yarıda Belçika'nın 2 sarı kart alması, beraberlik halinde en azından kart kategorisinde 2.liği de garantileme adımını attırmıştı onlara. Ancak hiç beklenmeyeni 23 yaşındaki Januzaj, mükemmel vuruşla yapıyor ve birdenbire tüm futbolseverleri şaşkına çeviriyordu. Hatta Martinez'in maç öncesinde “ana amacımız kazanmak değil” tarzında açıklaması da mevcutken Belçika 51. dakikada öne geçiyor, kalan süreyi iyice merak kaplıyordu.

Golden sonraki koca 40 dakikada tek bir net pozisyon vardı. O da Rashford'un Courtois ile karşı karşıya kaldığı ve auta giden ama hakemin korner verdiği pozisyondu. Bir de Bekçika'nın yine uzaktan şut denemesi. Kimsenin üzülmediği bir 90 dakikanın bitiş düdüğünü duymak bizler adına da en sevindirici andı, azap sona erdi. Yalnız, soyunma odasına dönüldüğünde Belçika teknik direktörü Roberto Martinez'in Januzaj'a “Ne yaptın oğlum!” diye çıkışmış olabileceğini de göz ardı etmiyorum.

DÜNYA KUPASI STATÜSÜ HAKKINDA

IFAB her yıl oyun kurallarında yaptığı değişikliklere hem oyunun keyfine yönelik, hem de önceki yıllarda karşılaşılan ve düzenlenmesi gerektiğine inanılan konulara müdahale ediyor. Son yıllardaki ana öğe, gole yönelik mantaliteyi teşvik edecek şekilde gelişiyor. Ancak bu güzellikleri sorgulatan görüntüleri Dünya Kupası'nda yaşadık. Grubun 3.maçlarında Senegal-Kolombiya maçında ne zaman ki gol haberi geldi, Japonya-Polonya maçı o esnada sahada bitti. 1-0 mağlup durumdaki Japonlar, 3 maç sonunda gördükleri toplam sarı kart sayısı avantajıyla üst tura yükselmek için skor yettiğinden yarı alanlarında top çevirmeye başladılar. Polonya sahasına  geçmediler bile neredeyse! Senegal ise son maçında bir gol bulma umuduyla rakip yarı alana yükleniyor, son ana kadar şansını arıyordu. Başaramadılar ve Kolombiya 1-0 kazanarak lider oldu. Japonlar yenilmelerine rağmen “2 sarı kart” avantajıyla üst tura çıktı. Peki bu adalet mi? Hem takımlar nezdinde, hem de Dünya Kupası organizasyonuna bilet alıp gelen veya ekranları başında izleyen milyonlarca insan için reva mı? 4 yılda bir olan harika futbol festivali için kabul edilebilir mi!



Fransa - Danimarka maçı da benzerdi. İki takıma beraberlik yetiyordu ve maç çok kötü bir kalitede, al gülüm-ver gülüm geçti. Japonya'nın ilk maçına bakalım. Kolombiya-Japonya maçının henüz daha 3. dakikasında Sanchez'in eline gelen top için Slovenyalı hakem Skomina bariz gol şansı değerlendirmesi yaptı. Hem Kolombiya 10 kişi kaldı, hem de penaltıyı Kagawa gole çevirdi. Sonrasında eksik kalmanın dezavantajını yaşayan Kolombiya'yı rahat oyunla Japonya yendi. Sadece “1” sarı kart gördü Japonlar!

Her hakemin yorum şekli, pozisyonlara bakışı, maçın havası, gidişatı, oyuncuların niyeti, beklentisi ve adrenalini farklıdır. Bu da hakemin maç yönetim stratejisini ve toleransını belirler. Yani maçın bir ruhu ve her hakemin de bir yönetim tarzı vardır. Örnek olarak Meksikalı hakem Cesar Ramos'u ele alalım. Turnuvaya gelenler içinde en acemice maç yönetip, kartlar ve fauller konusunda standarttan çok uzak kararlar sergiledi. Öyle bir Polonya-Kolombiya maçı yönetti ki tekmeler, arkadan kayarak fauller havada uçuştu, bariz en az 5 sarı kart vermedi. Sürekli inanılmaz şekilde eliyle “sakinleşin” işareti yaptı. Çok kötü yönetimdi.

Peki bu maçta hakemin kötü yönetimi nedeniyle kart dahi görmeyen takımla, diğer maçta başarılı yönetim gösteren ve kuralları doğru uygulayan bir hakemin arasındaki farkın günahını niye takımlar çekecek? Kolombiya, eğer Senegal'i yenemeyip kart hesabına girişseydi adaletli ve doğru mu olacaktı? Fair-Play'i tabii ki destekliyoruz, çok önemli ve değerli  ama Fair-Play'in ödülü başka olmalı. Grupta sıralamayı belirleyecek nitelikte olmamalı.

MAÇIN FOTOĞRAFI – Herkes mutlu…



MAÇIN ADAMI:

JANUZAJ: Hesap kitap derdinde formalite maçına çıktığını belli eden 2 teknik adamın tüm planlarını sorgulatacak istekte oynadı. Çalıştı, koştu, mücadele etti. 23 yaşındaki genç oyuncunun Dünya Kupası sihrine saygısı vardı.

MAÇIN GOLÜ

JANUZAJ: Maçın tek golünün sahibinin vuruşu gerçekten mükemmeldi. Maçın tek ve en güzel anıydı.


 
MAÇIN İSTATİSTİKLERİ (FIFA resmi internet sayfası ve OPTA)

- Adnan Januzaj, Belçika Milli Takımı formasını giydiği dokuzuncu maçta ilk golünü attı.

- İngiltere ve Belçika, bir önceki grup maçlarına göre toplam 17 farklı oyuncuyla sahaya çıktı. Bu, bir Dünya Kupası maçı öncesi yapılan en fazla değişiklik sayısı.

-Şutlar: İngiltere (13/1), Belçika (15/4). Toplam 28 şutta 5 isabet.

-Korner: İngiltere 7, Belçika 2.

-Ofsayt: İngiltere 3, Belçika 1.

-Topla oynama: İngiltere %48, Belçika %52.

-Koşu mesafesi: İngiltere 109 km, Belçika 106 km.

-Kartlar: Belçika 2 sarı.

-Fauller: İngiltere 11, Belçika 14.

HAKEM

Formalite maçta Damir Skomina'yı zorlayacak pozisyon da olmadı. İlk yarıda Belçika'ya 2 sart gösterdi ve onlar da zaten “kart görmemiz lazım” niteliğinde bariz pozisyonlardı.

MAÇIN KALİTE NOTU: 3 

İlk maçlarında fırtına estiren iki takımın 17 oyuncu değişikliği ve kazanmayı istemeyen tavır ve açıklamalarla sahaya çıkması maçı direkt “bitse de gitsek” moduna soktu. İki takımın ismi ve önceki maçlarına göre kalite yerlerdeydi.

SEYİRCİ SAYISI: 33.973 – Kaliningrad Stadyumu (Kaliningrad)

SON SÖZ: Bu maça dair söylenecek son söz bile yok. Dünya Kupası heyecanı için pek çok ülkeden gelen futbolsevere, ekranları başındakilere eziyet bir 90 dakikaydı. FIFA'nın ve UEFA'nın bu tarz maçlar için (Japonya-Polonya dahil olmak üzere) yeni çözümler üzerinde çalışması şart.  

Dünya Kupası Haberleri FutbolArena'da!

ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!