comScore

Galatasaray Galatasaray

Süper Lig'de 4. haftanın hakem değerlendirmesi! 'Devletin barbarlık sınavı'

23 Eylül 2016, Cuma 13:25
Süper Lig'de 4. haftanın hakem değerlendirmesi! 'Devletin barbarlık sınavı'

Murat Fevzi Tanırlı, Süper Lig'de 4. haftanın hakemlerini değerlendirdi.

FutbolArena - Eski TFF hakemi ve Lig TV yorumcusu Murat Fevzi Tanırlı, Spor Toto Süper Lig'in 4. haftasında oynanan maçlarda hakemlerin sergilediği performansı değerlendirdi.

İşte Murat Fevzi Tanırlı'nın değerlendirmesi:
2011'de veda etmiştik derbinin “karşılıklı seyircili” günlerine… İnönü, Ali Sami Yen ve Saraçoğlu'nda “yarı yarıya taraftarlı” ve yüksek oranda centilmenlik içinde geçen derbi günlerinin tadını yaşamış bir futbolsever olarak, %5'ine ya da %10'una tahammül gösterilmeyen günler 2011'de başlamıştı… Kesinlikle doğru alınmış bir karardı. İnsan gibi, adam gibi oturup maçı izleyemiyorsan, tezahüratını futbol çerçevesinde yapamıyorsan; amacın kırıp dökmek, yakmak, saldırmak, tuvaletleri parçalamak, nihayetinde zarar vermek ise izlemeyeceksin de zaten! Yıllarca da tek taraflı oynanması “insan sağlığı” ve “yurdun malına maddi zararlar” açısından fevkalade başarılı oldu.

***


 
Konjonktür kelimesi Türk Dil Kurumu sayfasında şu şekilde geçiyor:

1. isim Geçerli durum
2. Her türlü durumun ve şartın ortaya çıkardığı sonuç…
Bugünkü konjonktür, 15 Temmuz'un ardından “#hepbirlikte” ile başlayan ve yurdun her sathına yayılan ortak tepki ile birliktelik ruhunu ve dayanışmayı şüphesiz artırdı. İnsanımızın “kendisine düşman görme” katsayısında uzun uzun zaman sonra belli bir seviyede düşüş oldu. Düşünce aykırılıklarına tepkilerde hoşgörü seviyesi biraz arttı. 

***

Mevzubahis Türkiye olunca gösterilen bu birlikteliği sporda fırsata çevirme açısından tam zamanı denilebilirdi belki de. Kulüpler Birliği, TFF ve devlet erkanı el elele verilerek 5 yıl sonra derbilerin tekrar her iki takım seyircisiyle oynanmasına karar verdi. Futbolun doğası anlamında teşekkürler.
Ammavelakin, Türkiye'nin futbol doğası ve taraftarlık karakteri adına değişen bir nokta olacağına dair inancım yok. Çünkü on yıllardır ana sorun taraftar değil ki! 2011'de derbilerde deplasman taraftarını yasaklayan zihniyet, ülkemize veya futbolumuza bir “hayır” yapmadı ki! Yasaklayıp stada almak istemediği taraftar ya da gruplar, kendi sahasındaki tribünde yerini almaya devam etti…

Sözün özü, bu sorunun çözümü on yıllardır bu işin üzerine adam gibi düşmeyen ve bu nedenle de  halledemeyen “DEVLET”tir. Bugün Avrupa'nın üst düzey liglerindeki stadyumlarda, sahaya girmek isteyen taraftar, stadyumda veya çevresinde taşkınlık yapan, olay çıkartan taraftar neden “ALLAH'tan korkarcasına”  devletten korkuyor? Çünkü işin ucunda KODES var… 
Neden? İşin ucunda ÖMÜR BOYU STADYUMLARDAM MEN OLMA cezası var! 
Neden? Çünkü maç saatinde karakola gidip izin atma zorunluluğu var.

*** 



Yurdumun tablosu ise… Sokaktaki yaşantısında kuralları çiğnemekten ve devletten korkmayan zihniyetin, stadyum içersinde pembe tablo çizip, bundan sonraki süreçte hizaya geçmesini beklemek… 

Beklemeyeceğiz, hemen yarın göreceğiz: DEVLET gerçekten bu kez barbarları stadyumlardan atmak “isteğine ve kararlılığına” bürünmüş mü, yoksa “bakın, tekrar seyirci aldık ama yine olaylar oluyor, tekrar iptal ediyoruz” için mazeret mi yaratacak. Kazamız mübarek olsun, Allah gerçek futbolsever taraftarın sağlığını hem rakip barbarlardan, hem kendi barbarlarından, hem de biber gazlarından korusun!

(Resimdeki kırmızı tabelayı okuyup gülmenizi tavsiye ediyorum…) 

***

ÖZÜR DİLERİM AHMET ŞAHİN!

Lige yeni gelen Karabükspor'un sezon başından bu yana sergilediği futbol, verdiği heyecan ve ligin yenisi olmasına rağmen mücadelesini kutladık, kutlamaya da devam ediyoruz. Bu haftaki Antalya maçından önceki Lig TV programlarımızda dedim ki ”Bu başarıda pay sahibi olanlardan biri de 38 yaşına rağmen futbola sevgisiyle, profesyonelliğiyle, disiplini ve istikrarlı çalışmasıyla kaleci Ahmet Şahin.”



Bizim bu övgülerimize onun verdiği yanıt ise geçen Cuma oynanan Antalyaspor maçındaki hareketi! Sezonun 4.haftası, maçın başı, skor 0-0, herhangi bir gerginlik yok sahada ve futbol oynamaya çalışan 2 takım… Sen ne yapıyorsun? Topla birlikte auta çıkan saha dışındaki MBilla'ya TABANLA diz kapağına dalarak müdahalede bulunuyorsun. Şans eseri atılmıyorsun çünkü her sağlıklı bir hakem veya yardımcı hakem, maçın başında BAŞARILI bir takımın oyuncusunun, ortada hiçbir gerilim sebebi yokken, oyun alanı dışında böyle acımasızca müdahale edeceğini tahmin etmez. Herkes autun ardından dönüp yerini almaya koyulmuştu ki biz ekranlarda senin ayıbını izledik. Demek ki neymiş: “İnsanlara hak ettiği kadar övgü vereceksin, fazlasını verirsen şirazesi kayıyor 1 haftada!”

***

JORQUERA!

Bursa'da dakika 65. Heyecan seviyesi yüksek bir Bursa-Kayseri maçı izliyoruz. Skor 1-1 o esnada. Oyuncu değişikliği tabelası kalkıyor ve Şamil çıkıp Jorquera giriyor oyuna. Ne yapıyor biliyor musunuz girer girmez? 30 saniye geçmeden oyunun en tehlikesiz bölgesinde, taç çizgisi kenarında rakibe öyle bir kayarak giriyor ki, ben diyeyim turuncu kart, siz deyin ki yeni oyuna girmenin hatrına sarı kart! 30 saniye içinde kartı görüyor hakemden. Atsan atılır o pozisyonda o derece. Peki ne oluyor sonrasında. 83.dakikada Batalla'nın harika asisti ve gol Jorquera.


 
Hakemi eleştirmek için yazmadım bunu. Bursaspor takımına, takım arkadaşlarına bu “mantıksız ve anlamsız” ihaneti 2.kez yapmaya girişiminden dolayı belirttim. 

Hatırlayalım. Geçen sezonun 6. Haftası. Bursa-Antalya maçı. Bursa etkili ve iyi oynuyor ama maçın daha 41. Dakikasında yine sahanın anlamsız bir yerinde öyle sert bir müdahale ki, Cüneyt Çakır direkt kırmızı kartla atıyor Jorquera'yı. Skor mu? İkinci yarıda gelen gollerle Antalyaspor deplasmanda 2-0 kazandı… Geçen sezon 13 maçta ilk 11'de yer aldı, toplamda 22 maçta oynadı ama yine de takımın emeğine saygısız bir oyuncuyu daha fazla dizginlemekte fayda var Hamza Hocam. 

***

BURAK YILMAZLAŞAN YASİN…

Burak Yılmaz'ın hakemler adına 3 evresini izledik. 
İlki Burak'ın 4 büyük takımda da oynama performansı ve başarılı futbolu. 
İkincisi, penaltı alabilmek için başladığı ve bir süre sonra kronikleşen aldatma yılları… 
Üçüncüsü de, kendisine çeki düzen verip, maç 0-0 giderken bile hakemin hatalı taç, korner kararlarında “hakeme doğruyu söyleyen centilmen Burak” profiline dönüş… 


 
Son 2 haftadır Yasin Öztekin'e ceza alanında yapılan müdaheleler tartışılıyor. Hatta bu hafta ayağına basılan pozisyon penaltıydı. Ancak ben 1 pozisyondan bahsediyorum, Yasin'in maçın genelinde “aradığı penaltı” sayısı en az “3”. Rakip oyuncu arkadan çekiyor, Yasin öne doğru düşüp penaltı bekliyor. Rakip hafif temas ediyor, Yasin yerde 3 takla atıyor. Hal böyle olunca da “dürüstlük puanı” hakemlerin nezdinde ne yazık ki geçerli not almıyor. Bu nedenle de pozisyonda Yasin varsa hakemler şüpheli gözle bakıyor. Dürüstlük puanını yükseltmesi ve “top”unu oynaması dileğiyle…

***

VALLAHİ İLK FAULÜM…

Son dönemin modası oldu bazı futbolcuların hakemle diyalogları ve ekrana yansıyan görüntüleri.
İşaret parmağıyla “hocam vallahi daha ilk faulüm, ne sarısı ya” edasında serzenişler. Böyle nazikçe serzeniş dediğime bakmayın, Türk futbolcusunun hakeme serzeniş şekli AVRUPA ve DÜNYADA benzersiz biliyorsunuz. Taç atışındaki basit bir hatada bile delirmişçesine itiraz eder bizim futbolcumuz. 


 
Şunu unutmayalım ki, futbolcular kurallar konusunda bilgisiz, araştırma yapmak konusunda da tembel. Varsa yoksa kazanalım da, biz iyi oynayalım da gerisi mühim değil. Oyun kurallarını devamlı ihlal etme maddesinden tutun da, umut vadeden atağı önlemeye, itiraz dozajına, elle veya sözle alaycı harekete kadar çok fazla sarı kart seçeneği malumunuz. Takım olarak sürekli rakibi oynatmamaya ve faullerle durdurmaya başladığınız zaman, basketboldaki gibi net bir sayı ile olmasa da, hakemin maçı yorumlama kabiliyetindeki sınıra dayandığı an, rakibe yaptığınız en basit faulün bile cezası o an SARI KART olabilir. Aslında o kartın anlamı “sınırı doldurdunuz, haddinizi çok aştınız, yeter da, top oynayın artık” mesajıdır.

***

PARALAR PARALAR, AÇILMASIN ARALAR…

Dünyanın en basit kuralıdır tanımlanan: “İş”e gitme sebebimiz para kazanmak ve hayatı idame ettirebilmektir. En “basit” tanımın derya deniz açıklaması var elbet… İş, hobi, yaşam, aile… Bahşedilen hayatın içini dolduran her şey… TFF ve MHK'nin sözleşmeli hakemlik kavramı ve 22 hakemimize maaş bağlanması konusu medyada çok yer buldu. Konu uzun ve detaylı. Haftaya pek çok yönüyle, medyadan görüşlerle sizlerle paylaşacağım ve değerlendirmemizi yapacağız.

***

HAFTANIN HAKEMLERİNDEN NOTLAR…

BURSASPOR-KAYSERİSPOR (Alper Ulusoy)

Bursaspor'lu İsmail'in kırmızı kartla ihraç edilmesindeki pozisyon farklı açılardan tartışılacaktır elbette. Bariz gol şansını engellemekten ihraç kararı verebilmek için topun hızı, topun yönü, oyuncuların konumu, kaleye uzaklık gibi tüm kriterlere aynı anda  “evet” cevabı vermeniz gerekiyor ki herhangi bir soru işareti kalmasın. Bu pozisyon açısından birkaç görüş çıkabilir:

1-“Bu pozisyonda daha Welinton'a müdahale olmadan top sanki arkaya doğru gidiyor gibiydi, birkaç defans oyuncusu daha geliyordu bu nedenle bariz gol şansı olmaz” diyenler…

2-“Müdahale korkusundan ve devamında gelen ayak temasından dolayı zaten topu önüne almayı başaramadı, bu nedenle bariz gol şansı doğru” diyenler…

3-“Bariz gol şansına bakmaya bile gerek yok, sertliği ağır ya da hafif farketmez, tekme atıyor arkadaş, kırmızı doğru” diyenler…
Sonuç mu? Hakem haklı beyler!
Ufak tefek faul ve sarı kart hataları dışında Alper Ulusoy iyi yönetti. 

Notu: 8.2

***

AYTEMİZ ALANYA-TRABZONSPOR (Halil Umut Meler)
Maçtaki tartışmalı pozisyon sadece Mustafa Yumlu'nun penaltı beklediği pozisyon. Daha defans oyuncusu ayağını kaldırmaya başladığında düşmeye yeltenip oyuncunun baldırına doğru kendisini ters şekilde bırakmaya başlayan ve DÜŞÜŞ ANININ TAMAMINDA gözleriyle hakemi kesen ve arayan bir futbolcu profili. Hiç ama hiç inandırıcı değildi. 100 hakemin 98'i bu pozisyona penaltı çalardı. Yanlış karar da demezdim çünkü hakemin maç anında değerlendirmesi çok zor pozisyon. Böyle bir pozisyona devam demek fevkalade başarılı bir hareketti. Tebrikler prens!

Notu: 8.3

***

 

KARABÜK-ANTALYA (Cüneyt Çakır)
Yukarıda Ahmet Şahin'den bahsettik yeterince. Maçın da hakemi ve yardımcı hakemi adına tek hatası bu idi. 

Notu:7.9

***

G.SARAY-Ç.RİZESPOR (Tolga Özkalfa)
Maçtaki penaltı tartışmaları için bir sözüm yok aslında. Yukarıdaki bölümde Yasin Öztekin'in saha içi karakteri olarak durumunu yeterince belirttim. 66.dakikada Ç.Rizespor'lu İsmail'in Yasin'e yaptığı müdahalenin penaltı verilmesinin doğru olacağını belirtmek gerek. Diğer yandan maçtaki önemli denilebilecek hata Orhan Ovacıklı'nın maçın 2.yarının hemen başlarında ceza alanına süratle yönelen Bruma'yı arkadan düşürmesi sebebiyle 2.sarı kartı görüp ihraç edilmesi gerekliliği idi. 40 dakika gibi bir süre Rizespor 10 kişi oynamak durumunda kalacaktı. Ancak bu tip pozisyonlarda hakemlerimiz sarı kartı olan oyunculara karşı nedense ekstra hoşgörü gösteriyor. 

Notu: 7.9

***

KONYASPOR-G.BİRLİĞİ (Fırat Aydınus)
Lig TV Maç Sabahı programımızda G.Birliği'nin Konya gibi zor bir deplasmanda 1 puan ya da 3 puan alarak sürpriz yapabileceğini belirtmiştim. Maçı izlemeyenler skor tabelasındaki 1-1'e yanılıp, doğru tahminde bulunduğumu düşünmesinler. Tahminim doğru ama oyunun özellikle son 10 dakikasına baktığınızda beraberliği yakalayan Konyaspor'un,  G.Birliği'ni farklı yenerek Ankara'ya gönderememesinde beceriksizlik ve şanssızlık önemli pay sahibiydi. Maçın genelinde Aydınus ve ekibi iyi maç çıkardılar.

Not: 8.3

***

OSMANLISPOR-ADANASPOR (Abdulkadir Bitigen)
Osmanlı'nın tek golü bariz ofsayt. Kıdemli yardımcı hakem Cevdet Kömürcüoğlu'nun önemli hatası var. Ev sahibinde 82. dakikada sarı kart gören Diabate, kırmızı kart ile atılmalıydı.  Adanaspor'lu Roni'ye Osmanlıspor ceza alanı önünde yapılan net bir faul var. Dışarıda temas var, içeriye doğru hareket ederken de ayakla müdahale var. İlk anda çalıp ceza alanı dışında verse de, sonrasına çalıp penaltı verse de tartışılırdı belki ama tartışılmayacak tek nokta kritik bölgede Roni'ye net bir faulün olduğu.

Notu: 7.8

***

GAZİANTEPSPOR-M.BAŞAKŞEHİR (Özgür Yankaya)
Gaziantepspor adına, hem de Başakşehir gibi ligin kalburüstü takımına karşı oynanan oyun fevkalade. Mehmet Batdal'ın şans vuruşu mu dersiniz, Hintum'un kendi kalesine attığı gol mü dersiniz bilemem ama bakmayın skorun böyle olduğuna.  Gaziantep adına ilerleyen günlere dair Kolar, Rajtoral, Ghilas, Claude Angan gibi oyuncularıyla umut vadeden bir 90 dakika oldu. Maçın başlarında Epureanu'nun Kolar'a yaptığı hareket net penaltı. Özgür Yankaya devam kararı verdi. 

Notu: 7.9     

***

AKHİSAR BLD-BEŞİKTAŞ (Bülent Yıldırım)
Beşiktaş'ın maçı istediği viteste götürmesi, canı istediği anlarda tempoyu artırıp, istediği anlarda rölantiye sokması ve de golleri erken bulması beklenen “zor maç” kavramını bitirdi. Maçın tek tartışmalı pozisyonu Tosic'in Muğdat'ı düşürdüğü pozisyonda bariz gol şansı değerlendirmesi bile yapılacakken, faul dahi çalmaması en bariz hataydı.

Notu: 8.0

***

KASIMPAŞA-FENERBAHÇE (Hüseyin Göçek)
Kadrosu yetersiz olsa da Kasımpaşa'nın Kemal Özdeş ile yeni bir heyecana başlayacak olma ihtimali bekleniyordu. F.Bahçe'de Zorya sonrasında yaşanan gelişmeler maçı farklı bir atmosfere taşıyacak diye bekleniyordu. Tüm bunlar sarı-lacivertlilerin erken bulduğu goller nedeniyle boşa çıktı ve maçı F.Bahçe'nin bariz üstünlüğüyle sona erdirdi diyebiliriz. Hüseyin Göçek adına tek tartışılabilecek pozisyon Adem Büyük'ün penaltısı. Kale arkası kameradan müdahale var gibi gözüküyor. Önden baktığınızda Adem “penaltıyı almaya gitmiş” gibi gözüküyor. Hakeme laf edilmez bu pozisyonda.

Notu: 8.3

***

Hayatınızdan sevgi ve hoşgörü eksik olmasın…

Murat Fevzi Tanırlı
Twitter: @mftanirli

ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!