Stoch, Türk basınına öyle bir salladı ki...

Sezon başında Fenerbahçe'den Yunanistan Ligi takımlarından PAOK'a kiralanan Miroslav Stoch önemli açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe'den ayrılış süreci hakkında konuşan Slovak futbolcu, Türk spor basınını da adeta topa tuttu.

- Haberlerle başlayalım. Türkler, hatta Selanik'in gece hayatının gözcüleri de uykusuz geceleri hatırladı ve bunu buradan kopmaya başladığın şeklinde bağladı.

"İşte bunlar Türk medyası! Hepimiz biliyoruz ki bu, kurgunun tadı, elbette ki asla ispat aranmaz. Oradaki 3 yılımda da aynısını yaptılar. Toplamda maçtan sonra 5 kez filan dışarı çıkmış olsam bile, neyin buna teşvik ettiğini bilmiyorum. Selanik özelinde 4 aydır buradayım ve bir gece dışarı çıktım. Doğum günümde, galibiyet sonrası ve bir gün izin öncesi. Anlayamıyorum, bu nedenle neden bunlara itibar edeyim ki..."

- Bunun nedeni Türkiye veya Slovakya'da daha önce uyandırdığın izlenimler mi?

"Türk magazin basınının bir alışkanlığı var. Kulübün dışında oturmak ve saatlerce beklemek. Üç yıldır benim bir kere bile fotoğraflayamadılar. Belki de bu nedenle çılgına dönmüşlerdir. Belki de beni takip etmekle başa çıkamamışlardır. Ben onların masalları için kolay bir yemim. Bilmiyorum ve beni ilgilendirmiyor."
 

- Belki de 24 yaşındaki birinin Bentley kullanmasının ve bankadaki birkaç milyonunun kuskançlığıdır?

"Slovakya'da bu kesinlikle böyle, bu olağandır ve sizi başarınızdan dolayı bulunduğunuz noktadan aşağı çekmeyi denerler."

- Bununla birlikte eğer hayatının geri kalanında rahat bir şekilde yaşamak istiyorsa çok para kazanmış ve kazanabilen genç bir oyuncunun motivasyonunu kaybetmesi kolay mıdır?

"Futbol oynamazsanız eğer motivasyonunuzu kolayca kaybedersiniz. Elbette ki kariyerimden memnunum. Futbol bana çok şey kattı ve bu yalnızca maddi boyutu ile sınırlı değil. Banka hesapları ve arabalar elbette ki kendi başına stadyuma gelmedi. Nereye gitiysem ben bir şey, bir şampiyonluk kazandım. Bu nedenle aynı şeyleri burada da yapmak istiyorum. PAOK'un sahibinin oluşturmak istediği büyük bir gurubun bir parçası olmak istiyorum. Öyle bir grup ki hak ettiği şeyleri kazanan. Elbette ben yalnızca maçlar için değil aynı zamanda antrenmanlar için de iştahıım kaybetmedim."
 

- Zavallı bir hayat tarzı ajitasyonu ve duyarsızlığın gruptan kopmanın kadro dışı bırakıldığın tarihin en basit açıklaması olduğunu mu düşünüyorsun?

"Eğer böyleyse bu konu hakkında konuşulan açıklamaların ahmak bir yolu. Ne zaman çok iyi, ne zaman değilim bunu ben biliyorum. PAOK'a büyük bir iştahla geldim. Derhal takıma girdim, maçlara çıktım ve aslında formumun en üstünde olduğum ortaya çıkarken daha ilk maçım benim açımdaan çok iyi gitti. Dünyanın benden beklentisi de çok iyi bir kondisyonda olmam gerektiği ve ben de aynı gerekliliklere kendi başıma sahibim ve bunu deniyorum. Ritim bulamadığınız bir sezondan sonra art arda bu kadar bu maç oynayabilmek için uygun adaptasyona sahip olamayabilirsiniz. Elbette bahaneler üretmeye bakmıyorum."

- Her zaman için öne çıkma gerekliliği sende daha fazla baskı oluşturuyor mu?

"Küçüklüğümden beri baskı ile yaşıyorum. Chelsea'deyken birden bire ilk defa baskının farkına vardım. Sonrasında Twente'de üzerimizde şampiyonluk baskısı vardı ve Fenerbahçe'de de aynı baskı mevcuttu! PAOK'ta insanlar ilk etapta bana inandı ve bu da benim uyum sürecimi daha kolay hale getirdi ve bana çok şey verdi. Buna karşılık vermek için kendimi daha yükseğe doğru ittim. Çoğu zaman maçtan sonra dinlenme fırsatı bulamadan önümüzdeki karşılaşmaya hazırlandık. Belki bunu geliştirmeliyim. Maçlardan sonra kendimi daha kısa süre içerisinde toparlamalıyım. Son maçtaki görüntümün iyi olmadığını biliyorum ve ilk olarak takım arkadaşlarım ve antrenörümle neyin yanlış olduğunu bulmayı denedim. Çalışma şeklim değişmedi ama hiçbir şeye ihtiyacım yok ve bunu düzeltmek zorundayım."



- Genç oyuncuların PAOK'ta yer alması hakkında ne düşünüyorsun?

"Takımımızda bir çok oyuncu bence iyi, fakat çok iyi olan bir antrenöre sahibiz. Sayın Savvides yeni bir takım inşa etmek istiyor. Fakat bu tür projeler zaman alır. Yakında hep beraber üst düzey seviyelere ulaşacağımızı umuyoruz."

- PAOK'a gelmeden önce takım hakkında endişelerin var mıydı?

"Tabiki de yoktu. Takımda çok çalışıyorum, burada hayat çok güzel ve en önemli olan ise oynamak... Ben buraya Avrupa'da büyük maçlar oynamak için geldim.Üst üste çok maç çıkardım, son zamanlarda takımım adına iyi bir performans gösterdiğim söylenemez, ama bana çok yardımcı oluyorlar. Milli takıma gittim, orada çok çalıştım ve sonrasında Polonya ile fantastik bir maç çıkardık."

- Aris'le oynanan derbi maçları hakkında ne biliyorsun?

"Önemli bir rakip olduklarını biliyorum ve böyle maçların büyük bir tarihi olur. İngiltere'deyken derbi maçlarının favorisi olmadığını öğrenmiştim. Biz kazanmak istediğimizi son maçtaki performansımızla kanıtladık. Fakat kolay olmayacağını biliyorduk, böyle maçlarda bize ekstradan enerji gerekir. Taraftar mükemmeldi. Bizim istediğimiz adaletti ve dünyaya bunu gösterdik, kötü bir günde böylesine önemli bir maçı kazandık. Biz bir yandan da şanslıydık, derbide ne yapabileceğimizi kanıtlamış olduk."

- Bize kendini tanıtır mısın biraz?

"Ben genellikle açık sözlü ve gülen birisiyim. Ailem ve arkadaşlarımla büyük bir bağ var. Onlar her zaman benim yanımdadır. Fazla değişiklikleri sevmeyen biriyim. Rüyasını gerçekleştirmek isteyen ve karşısındakinin güvenini karşılamak isteyen 24 yaşındaki bir adamım ben."