Ali Ece'nin Beşiktaş-Trabzonspor maçı yazısı

Maradona falan oynarken Metin Türel hoca haklıydı: “Çıkar 30 metreden bir çakar, o istatistikleri nereye koyacağınızı bilemezsiniz!”

 

Artık Maradona ile karşılaştırılacak kadar kudretli Messi-Ronaldo çağındayız lakin sırf bu 2 über yıldızın an be an istatistiklerini tutan özel maaşlı 10'ar istatistik uzmanı var. Modern teknik direktörler de bizler kadar bu verilerden faydalanıyorlar. Trabzonspor teknik direktörü Şota, Beşiktaş'ın Mersin karşısındaki oyununu sayıların da ışığında çok iyi analiz edip ona göre bir oyun planı hazırlamış. Dün gece Mbia'nın kendi klasına yakışır harika performansı sayesinde bu oyun planı sahaya Trabzon lehine çok iyi yansıdı. 12. dakikada Beşiktaş, Trabzon'a karşı % 83'e % 17'lik bir topa sahip olma üstünlüğü kurmuştu. Ancak Trabzon'un Mbia önderliğinde merkezde çoğalarak pozisyon alması, bu topa sahip olma üstünlüğüne rağmen Beşiktaş'ın Mersin maçının aksine pozisyon üretkenliğini yok denecek kadar azalttı. Merkezde çoğalıp verkaçlar ve oyuncu önlerine atılan paslarla hücum temposu üstünlüğü kurmaya çalışan Beşiktaş bu kez merkezde boşluk bulamadı, mecburen kenarlara açıldı. 25. dakikada Beşiktaş'ın en çok topla buluşması beklenen ismi olan Oğuzhan, sol bek Motta'dan 10 kez daha az topla buluşabilmişti. Mersin maçında gol olup yağan Cenk ise çok uzun süre rakip kaleye şut atacak fırsat ve alan bulamadı.

 

Quaresma'nın ilk yarı sonunda gördüğü kart saçmaydı. O pozisyonda topun taca çıkmasını beklemek yerine çok rahat koşup topu ayağına alarak hücumu devam ettirebilirdi, onun yerine topu kapan Yusuf'a sert faul yapmak zorunda kaldı.

 

Trabzon'un golünde Mbia, Türkiye ligi seviyesinde gerektiğinde ofansif açıdan da fark yaratabileceğini gösterdi. Quaresma, eşsiz Olimpiyat rüzgarının da yardımıyla beraberlik golünü attı ama 3 dakika sonra gördüğü daha da saçma bir sarı kartla kendisini sevenlerin mutluluğunu kursaklarında bıraktı.

 

Beşiktaş 10 kişi kalınca, 2 oyuncu değişikliği yaparken bir de oyun değişikliği yaptı. Tempoyu düşürüp öne değil de daha çok ayağa garanti pasa geçti. Ancak bu A planının tam tersiydi. Yine de Gökhan Töre 84. dakikada ilk kez savunmaya yardıma gelen genç bir forvetin yapacağı cinsten bir hata yapmasa, maç berabere de bitebilirdi. Ancak Töre de pozisyonu tekrar izleyince, Alman altyapılarında savunmaya yardıma gelen hücumculara verilen ilk dersi daha iyi hatırlayacak: Orada top ortaya doğru değil, kenara-taç çizgisine doğru uzaklaştırılır. Yazıyı yazarken NTVspor'daki arkadaşlar “Lucas Leiva geldi, neyi değiştirir?” diye sordular. Sakatlanmazsa topu rakiplerin ayağından tereyağından kıl çeker gibi alıp isabetli pas oranıyla kadroda sağlam olan merkez orta sahalardan çok daha fazlasını yapabilecek kapasitede. Ayrıca Sosa da gelecek ancak sezonun kalanı için alınması gereken en önemli ders, bir daha asla bu kadar saçma kartlar görmemek.