Süper Lig'de oynanan 9 müsabakanın tamamını izlediğini, PTT 1. Lig'de her hafta oynanan 9 karşılaşmanın özetlerini izleyip analizler yaptığını da belirten Tolga Özkalfa, "Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi maçlarını devamlı takip ederek, bu karşılaşmalar hakkında da analizler yapıyorum. Haftada 4 kere antrenman yapıyorum." diyerek, şu ifadeleri kullandı:
"Baskıcı bir ortamla karşılaştığımda, bu durum bende farklı bir etki yaratıyor. Daha fazla motive oluyorum maçlara. Çünkü Spor Toto Süper Lig'de 12. yılıma girmiş ve bu ligde yaklaşık 180 maç yönetmiş bulunuyorum. Ayrıca atmosferi yüksek birçok stadyumda da görev yaptım. Dolayısıyla baskıcı ortamdan negatif etkilenmiyorum.
Kamuoyu baskısını, medyanın ilgisini, futbolseverlerin tepkilerini değiştirebilme şansım yok. Ancak kendi çalışma düzenimi, motivasyonumu ayarlayabilir ve değiştirebilirim. Diğer kriterler sadece benim ilgi alanımda, etki alanımda değil. Ben de prensip olarak yapamayacağım şeyleri değil, kendi etki alanımdaki konuları değiştirmeye bakarım.
Belirli bir hakemlik seviyesinden sonra çok ciddi anlamda yaşadığınız travmaları çabuk bir şekilde elimine etme şansına sahip oluyorsunuz. Bunu da olayın özüne inerek, yaptığınızın hatanın nedenini bularak ve farkında olarak sağlıyorsunuz. Eğer bunu bulamaz ve tamamen hatayı şansa dayalı nedenlere bağlarsanız o travmayı atlatamazsınız."
İlâve yardımcı hakemliğin çok zor bir meslek olduğunu, topun oynanmadığı yere konsantre olmanın ve odaklanmanın oldukça zor bir şey oldruğunu da belirten Tolga Özkalfa, "80-85 dakika hiçbir önemli pozisyonla karşılaşmazsınız ancak bir an gelir çok ciddi bir pozisyon yaşarsınız. İlâve yardımcı hakemlik de bu ani ve ender gelişen pozisyonlara her zaman hazır olmayı gerektirir." diyerek, şöyle devam etti:
"Kaybolan spreyin kullanılması, ceza alanının çevresindeki serbest vuruşlarda baraj mesafesinin doğru uzaklıkta olmasını ve oyuncuların gol atabilme şansını arttırıyor. Elimizde sahaya çizdiğimiz belirli bir çizgi olduğundan, oyuncular bu çizgiyi aşamıyor ve 9.15 kuralını ihlal edemiyor. Bana göre en büyük avantajı bu futbol açısından.
Yabancı oyuncularla diyalog kurabilmek için onların dilinden birkaç kelime ezberlerim. Yönettiğim bir karşılaşmada, problem anında ve oyuncuyla iletişimimin kopma noktasına geldiği bir sırada yabancı bir futbolcuya Portekizce bir şeyler söyledim. Oyuncunun ismi önemli değil"