comScore

Wembley'de kupa finali oynamak isteyen Türk!

22 Temmuz 2014, Salı 16:22

Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Akhisar Belediyespor'un hocası Mustafa Reşit Akçay önemli açıklamalarda bulundu.

Trabzonspor'dan ayrılan ve Akhisar Belediyespor'la anlaşan deneyimli teknik adam, Osman Cengiz'in sorularını yanıtladı.

İşte o röportaj;
Akhisar'a transfer süreciniz nasıl gerçekleşti? O dönemde neler yaşandı, başka teklifler var mıydı?
 
* Antrenörler için Mayıs ayı lig bitiminden sonraki süreç iş tekliflerine açık bir ortam oluşturur. Artı yeni yılla ilgili yapacak olduğunuz çalışmalarla alakalı da bir alt yapı yenileme, yeni planlar hazırlama, yeni öğretiler öğrenmek için hazırlanan bir dönem oluşturur. Bizde o dönemde farklı liglerden ve farklı takımlardan teklif almış olmamıza rağmen görüşmelerimiz sürerken Hüseyin Bey'in telefonu geldi. Sonuçta Akhisarspor yıllardan beri bir duruşu olan bir kulüp. yapısı itibari ile de gizemli tarafı var.  İlk görüşmede de aldığımız enerji, güven duygusu, bizi buraya getirdi ve kararımızı verdik ve Akhisar'da başlamış olduk. Umarım her iki tarafında birbirine katkısı olur.
 
- Trabzonspor'u çalıştırırken Akhisarspor size nasıl bir izlenim verdi?
 
* Sonuçta bizim mentalitemize uygun bir oyun tarzı ile oynayan bir takım. Geçen yıl bana göre takım olarak maksimum düzeye çıktığını düşünüyorum. Ancak oyuncuları tek tek ele aldığımızda oyuncuların saklı potansiyellerinin olduğunu düşünüyoruz. Bir doyum söz konusu olabilir, zirve yaptıktan sonra her arzu ve isteğin dışında vücut olarak potansiyel, ruhsal ve zihinsel olarak zirve yaptıktan sonra düşüş yaşanabilir. Umarım bu bizim dönemimizde yaşanmaz. Bu takım olarak böyle görülebilir ama bizde katkı yapabiliriz diye düşünüyoruz ve onları bir süre daha düşüşü önleyecek, onların potansiyellerini orada saklayacak uygulamalar yapabiliriz diye düşünüyoruz. Eğer böyle bir çalışma yaparsak geçen yılki başarının biraz daha üzerine koyabiliriz ya da geçen yılki seviyeyi yakalayabiliriz diye düşünüyorum.
 
-Akhisar'da iki kimlik bulundu diyebiliriz. Siz Üretici bir hocasınız. Genç oyuncuların yükselmesinde etkili bir hocasınız. Akhisar'da böyle bir ekip. Çok yıldız oyuncuları bulunmayan kendi potansiyeli ile belli bir şeyler yapabilen bir ekip. Bu konuda ne düşünüyorsunuz.
 
*Akhisarspor'un alt yapısının gücü yok, zayıf ve  şuan Türkiye'deki genç oyuncular ile ilgili bir transfer politikası izleseniz, böyle bir proje yapsanız onları toplayamıyorsunuz. Dolayısıyla biz bunu aşamalı olarak yürütmekten yanayız. Alt yapının güçlü olmaması yeterli genç oyuncuların olmaması, Akhisarspor'a hizmet edebilecek düzeyde olmaması bizim o konudaki projeyi hayata geçirmemizde önümüzde en büyük engellerden biri.
 
-Akhisar'da nasıl bir hava buldunuz? Maça çıkmadınız antrenman ortamı görmediniz ama ilk izlenimler nasıl oldu?
 
* Hava olarak diyorsan rüzgarlı olduğunu söyleyebilirim evet rüzgar olan bir şehir (gülüşmeler)... Ama yinede şehir takımının haddini biliyor. Bu da huzur verici bir durum yaratır. Bence seyircinin yeri ve akılcı beklentisi buradaki oyuncuları yöneticileri ve teknik adamların daha verimli daha üretken çalışmasını sağlıyor. Burada ütopik düşünmeyen popülist olmayan bir yaklaşım var. Bizde bu yaklaşımın devamını sağlayacağız ve popülist ve ütopik konuşmalar ve hedefler göstermeyeceğiz.
 
-Akhisarspor'da geçtiğimiz sezon takip ettiğiniz oyuncular oldu mu?
 
* Niasse'den söz edebiliriz. Mehmet Akyüz'den söz edebiliriz. Bu oyuncular geçen sezon performanslarının üzerine çıktılar. Güray'dan söz edebiliriz. Dediğim gibi olgun bir yaşta olmasına rağmen milli takıma kadar çıkan bir Bilal'den söz edebiliriz. Bunlar tabi takım olarak oynayan bir Akhisarspor'un bireysel olarak öne çıkan oyuncuları. Onları öne çıkaran da Akhisarspor takımının takım mentali, takım olma anlayışıdır. Dolayısıyla bu oyuncu arkadaşlarımız diğer arkadaşlarının performanslarına borçludurlar.
 
-Uğur, Bilal'in geçtiğimiz günlerde sözleşmeleri uzatıldı. Bu sizin istediğiniz bir durum muydu yoksa kulübün isteği doğrultunda mı sözleşmeler yenilendi?
 
* Her hoca kaliteli oyuncularla çalışmak ister. İsimler üzerinde bana göre çok fazla yoğunlaşmamak gerek. Eğer siz gereğinden fazla oyuncuları bireysel olarak öne çıkarırsanız takım ruhunu kaybedebilirsiniz. Oyuncularımızın öne çıkarılması yani pazarlama bölümünün artması kulüp bölümü için doğrudur. Teknik adamlar olarak bunun kontrollü bir şekilde olmasından yana oluruz.
 
-İki sezon önce Gekas,  geçtiğimiz yıl Niasse. Bunlar gerek Akhisar'da olsun gerek Türkiye'de olsun kurtarıcı olarak ilan edildi. Bu oyuncuların başarısı mı yoksa takımın onları tamamlaması mı?
 
* Bu bir çelişki her iki tarafla da yorumlaması mümkün olan bir durum. Ama şu var bu oyuncular özellikle kendilerine has stilleriyle 3 direğin arasına topu atmasıyla fark yaratmaya çalışmışlar. Oysa  o topu oraya gelişi ve hazırlanışıyla farklı aşçı ve malzemeler var ama maalesef topun oradan geçişide çok önemli. Kurtarıcı sözü biraz abartılı ama takımın puan almasında öncü anlamında bir ifade kullanılması daha doğru bir ifade olur.

-Transferde nasıl bir yol izleyecek Akhisarspor?
 
* Transferde aşamalı bir yol izliyoruz. Birinci aşama iç transfer bitirilmiş olması. İç transfer bittikten sonra elimizde kalan oyuncu listesi ve kapasitesi üzerinden de dış transfer. Tabi bizi transferde kontrol eden bir mekanizma var, oda 5+3 şartı. 5+3 ile hareket ettiğimizde kulübümüzün ekonomisini de dikkate aldığımızda buradaki stratejiyi daha dikkatli yapmamız gerekiyor. Sokağa atılacak paramız yok. Dolayısıyla transferde biz çok az hata yapmalıyız. Fazla şansımız yok ekonomik potansiyelimiz ve ekonomik yapımız gereği
 
-Yıldız oyuncu mu daha çok göreceğiz yoksa genç oyuncular mı alınacak?

* İki yönlü çalışıyoruz. Genç oyuncu katacağız. Bizim ruhumuzun bir tarafında zaten bu saklı duruyor ve her zaman saldırıda bulunuyor. Bu saldırgan bir hal olarak içimizde duruyor. Ama dediğim gibi akılcı olmakta gerekiyor. Aynı zamanda Akhisarspor'un maç kazanması da gerekiyor. Genç oyuncuların kazanılmasındaki stratejilerin iyi ayarlanması gerekiyor. Türkiye'de bu biraz baskı ve basının bazı uygulamaları nedeniyle kaybettiğiniz genç oyuncular oluyor.
 
-Yurt içinde veya yurt dışında takip ettiğiniz ve Akhisar'a geldikten sonra şu oyuncuyu alsak dediğimiz isimler var mı? Özellikle küme düşen takımlardaki isimlerden...
 
* İsimler bazı şeyleri değiştirebilir, kulübümüze zararda verebilir. Oyuncuların şuanda bir kısmı bizi tercih etme konusunda çekiniyor bir kısmında da biz onlara ekonomik olarak yaklaşamıyoruz. Dediğim gibi belki kamp döneminden sonra bazı kulüplerle, bazı oyuncularla buluşmamız mümkün olabilir. 
 
-Takımın yaş ortalamasının yüksek olduğuna dair bir söyleminiz olmuştu. Bu genç isimlere yöneleceğiniz anlamına mı geliyor?
 
* Şöyle söyleyeyim takımın yaşlı bir takım olmasının mesajı aynı  zamanda hem toplumsal hem yönetimsel anlamdadır. Çünkü takımın gençleştirilmesine yönelik bir takım stratejiler yapılması konusunda biz bir uyarı yaparız. Biz bir takım sunular yaparız, bir takım teklifler getiririz. Bunu da uygulayacak olan ve hayata geçirecek olan yönetim kurullarıdır. Takımın yaşlı olduğu mesajını vererek gelecekte izlenecek olan transfer politikalarının içerisinde genç oyuncularla ilgili bir departman yatırım ve ekonomik anlamda da bir pay ayrılması gerektiği anlamını taşır. Sonuçta potansiyel olarak kulübe yararlı olabilecek, karakter olarak düzgün karakterli, yaşlı oyuncularla neden çalışmayalım bizim böyle bir takıntımız yok.
 
-Süper Lig'e çıkan takımlarda 2 hedef vardır. Bunlardan birisi kalıcı olmaktır. Diğeri ise üzerine koyabilmektir. Akhisar ilk sezonunda ligde kaldı. Geride bıraktığımız sezonda ise "Hedefimiz ilk 10" denildi ve ilk 10 da tamamlandı. Sizin belli bir başarı kriteriniz var mı?
 
*Yani ilk 10 ve ilk altıya girmek buraları zorlamak Akhisar için bir hedef olabilir. Geçen yıldan daha başarılı olamak hedefimiz içerisinde ama bu neler getirir hangi sıralama ve seviyeyi getirir onu zaman gösterecek. Ama bizde ekip olarak, Akhisarspor gibi başarı hedefleyen açlığı olan bir ekibiz. Dolayısıyla bizde başarılı olmak ve Türkiye'de belli bir seviyenin üzerinde insanlara bir şeyleri anlatmak, kendimizi o yönde anlatmak için bir iştahımız var bir isteğimiz var. Umarım her ikimizde hedeflerimize ulaşırız.
 
-1461 Trabzon ve Trabzonspor'dan oyuncu görecek miyiz peki takımda?
 
* Çok zor bir transfer politikası olur. Çünkü Trabzonspor'dan bizim takımımıza gelebilecek olarak düşündüğümüz oyuncuları almamız hem ekonomik açıdan hemde Trabzonspor'un onlardan vazgeçmesi mümkün değil. Çok kapalı değiliz ama Trabzonspor'dan oyuncu olmak içinde çok iştahlı değiliz. Dediğimiz gibi takımımızın menfaatine yönelik bir durum olursa inatçı davranmayız ve stratejimizi değiştirebiliriz.
 
-Takımda sizin gördüğünüz eksikler neler?
 
* Yumuşak karnımız orta saha ve orayı güçlü kılmak rekabeti orada hızlandırmak ve saldırgan, top kazanma anlayışını oraya getirecek oyuncu arıyoruz. Ekonomimiz ile istediğimiz özelliklerdeki oyuncuları bir araya getirmek zor. Ortada bir noktada buluşmaya çalışıyoruz. Buda transfer politikamızda  izlediğimiz ama zorlandığımız bir yol.
 
- Hamza hoca bilindiği gibi milli takımdan gelen teklif üzerine Akhisar'dan ayrıldı. Size böyle bir teklif gelirse sizin tutumunuz ne olur?
 
* Milli takımlar biliyorsunuz alan çalışması az olan, müsabaka sayısı az olan ve belli dönemlerde toplanarak antrenörlük yapmak zorunda olduğunuz yerler. Ben şuan ki konseptten memnunum. Kulüpte çalışmak o heyecanı, o ritmi o hızla birlikte çalışmak benim anlayışıma uygun. Ancak milli davetler özeldir. Manevi olarak insanı tahrik eden, ülkenize karşı ve sizin gelişimize katkı sağlayan ülke futboluna karşı sorumluluklarınızın olduğu dönemlerdir. Şuanda biz kulüp faaliyetleri içerisinde olmayı kendimize yakın görüyoruz.
 
-Trabzonspor'u çalıştırırken 1-2 kez istifa kararı alıp ertelediniz. Daha sonra Akhisar mağlubiyeti sonrası görevi bıraktınız. O süreçte neler yaşandı?
 
*O sürecin içerisinde tabi devre arasında transfer politikası, kulübün içerisindeki yaşanmış olanlar, beklentilerin çok yüksek olması gibi bir yığın etken sizin çalışmanız ve veriminiz ile alakalı. Bizde o süreç içerisinde beklentilerimiz yada beklediklerimiz ile alakalı eksikliklerin oluşması doku uyuşmazlığı yarattı. Hem Trabzonspor'un hem bizim daha fazla zarar görmemiz için almış olduğumuz bir karardı bu. Akhisar mağlubiyeti sonrası da ayrılmış olduk.
 
-İbrahim Hacıosmanoğlu göreve geldiği ilk gün sizi açıkladı. Bu size duyduğu bir güven miydi? Avrupa da iyi bir grafik çizdiniz ancak ligde beklentilerin altında kalındı
 
*Ligde de başarılı olduk aslında. İç sahada ilk ikideydik. Deplasmanla ilgili bir takım sıkıntılarımız oldu. Onlardan da 3-4 müsabakayı kendi bireysel hatalarımız ve takımdaki hataları da içine katarak çok acı kaybettiğimiz maçlar oldu. Genel olarak bakıldığında ilk 6'da ilk yarıyı tamamlıyorsunuz ikinci yarının bitiminde de ilk 4'de tamamlıyorsunuz. Biz kendimizi o yönde de başarısız görmüyoruz. Kaldı ki İbrahim Bey geldiğinde tabi bunu ona sormak gerek aslında kalpten ne düşünüyor ona sormak lazım. İbrahim beyin bize güven duyarak göreve getirdiğiniz düşünerek teşekkür ediyorum. Bu bir güven duygusuydu. Duyulan güvenin karşılığını vermek istedik. Kulübümüzün içinde bulunduğu şartlarda bazı şeyleri engelledi. Tüm bunlara rağmen bizi oraya layık görüp oraya getirip güven duyan her kimse başta İbrahim bey ve yönetim kurulu ve herkese çok teşekkür ediyorum. Amacımız zaten o güven duygusuna karşılık vermekti. Bunu da elimizden geldikçe yapmaya çalıştık. Takdir kamuoyu ve sizlerin tabii.
 
-Trabzonspor ve tüm Türkiye 3 Temmuz sonrası büyük bir deprem yaşadı. Fenerbahçe ile Trabzonspor bundan en çok etkilenen takımlar. Trabzonspor'da 3 Temmuzdan sonra nasıl bir hava oluştu? Trabzon bu ortamdan nasıl kurtulabilir?
 
* Tabi bu bir sendrom Trabzonsporlular veya Trabzonlu taraftarlarda bir küskünlük yarattı. Taraftar bu olayların kendilerine haksız olarak yapılan bir tavır olarak algıladılar ve küskün bir şekilde takımlarının maçına gitmeyerek ve maç seyretmeyerek bazen dediğim gibi sokakta farklı konuşmalar ile bunu protesto etmek istedi. Hala bu küskünlüğün devam ettiğinin Trabzon da futbol sevgisinin biraz törpülendiğini düşünüyorum. Trabzon seyircisine göre havada kalmış olan bir adalet duygusu da düşünüyorlar. Tüm bunlar yaşandı ancak bunlara takılı kalmak, ve bunları çok sık tekrarlayarak hareket etmenin bize çok büyük bir faydası yok. 
 
-Fenerbahçe'de aynı süreçten geçti daha zor olarak hemde. Fenerbahçe birlik oldu. Trabzonspor ise bunu başaramadı. Bunu neye bağlıyorsunuz?
 
*Örgütlenme sonrasında oluşturulan enerjiyi hayata geçirmede, olumlu kullanmada Fenerbahçe daha başarılı oldu. Trabzonspor bu süreçte kendi dinamitleri ile bir araya gelip bir destek bir birlik oluşturamadı. Mevcut olan yönetim kurulu o süreç içerisinde şike süreciyle ilgili o süreci yaşarken yeterli desteği de alamadı. Tüm bunlar Trabzonspor lobisinin oluşmamasına sebep oldu. Fenerbahçe bunun aksini yaptı ve çok başarılı oldu. O süreci dayanışma ile çok hasar alacağı yerde en az hasarla kapattı. Biz hala ortadaki seyircimiz ve taraftarımız  adalet duygusuyla alakalı olan kendine yapılmış olan haksızlık duygusu ve kompleksiyle hala içine sinmiş veya içine kapanmış şekilde süreci sürdürüyor. Bende bu şekilde sürdürmenin bir yararı olmadığını yeni anlayışlar yeni stratejiler geliştirilmesi gerektiğini her gün aynı söylemleri ve aynı tavırları sergilemenin doğru olmadığını düşünüyorum.
 
-Oyuncularınızın kitap okuma alışkanlıklarını geliştirmek için önlerinden elinizde kitapla geçtiğiniz şekli bir açıklamanız oldu. Bu oyuncularınızı saha içinde eğitmek dışında saha dışında da sosyal hayatlarına da katkıda bulunmak için yaptığınız bir durum mu?
 
*Şöyle söyleyeyim. Çok fazla alana müdahil olamıyorsanız kendi kapınızın önünü temizleyerek de bir şeyler yapabilirsiniz. Ben orada kendi kapımın önünü temizleyerek bazı oyuncularımı etkilemek istedim. Yani söylemekten çok, yapmak üzerinde daha etkili olacağını düşündüğüm için kütüphaneye gidip orada oturup onları görebileceği şekilde kitap okumaya çalıştım. Toplantılara elimde kitapla girdim. Mesela daha önce bazı antrenmanlara başlarken kitapla başladığım bazı antrenmanlar olmuştur. Bunların hepsi entellektüel zayıflık olarak gördüğümüz Türk oyuncuların bu yanlarını güçlendirmek için benim ilk yapabileceğim ve verebileceğim mesaj ve davranışlar bunlar. Bazı antrenörler daha fazlasını yapabilir. Benim elimden gelen ve yapabileceğim buydu o nedenle bu davranışları geliştirdim.
 
-İlerideki hedefleriniz de ve var? Yurt dışı veya 3 büyüklerden bir beklentiniz var mı?
 
* Sonuçta Fenerbahçe'nin Trabzonspor'a, Trabzonspor'un Fenerbahçe'ye ihtiyacı var. Trabzonspor'un Fenerbahçe'yi yok etmeye çalışması saçmalık. Fenerbahçe'nin de Tranbzonspor'u yok etmeye çalışması çok saçma bir davranış olur. Diğerinin yücelmek için ona ihtiyacı var. Şimdi benim gibi 50 yaşını geçen birisi olarak bir Wembley'de yada uluslararası arenaların herhangi birinde, bir kupada final oynamak benim idealim hayalim. Olur, yada olmaz onu bilmiyorum ömrüm yeter, gücüm yeter, şartlar elverir, elvermez bilinmez peşinde koşuyoruz.
 
-Bilindiği gibi 2014 Dünya Kupasına katılamadık. Size göre neden? Abdullah hoca mı başarısız oldu başka bir problem mi vardı?
 
* Sistem... Abdullah hoca, Şenol hoca,  Fatih hoca bunlar sonuçta işlerini bilen insanlar.. Burada sistemle ilgilenmeliyiz. Ama maalesef sistemden söz eden olmuyor. Şuana kadar futbolumuz için yapılan yatırımlar eğitim anlayışları TFF'nin yaptıkları, yönetim anlayışı, organizasyon ve bir felsefe.. Türk futbolunun şuanda bir ekolsüz ve  her şeyden biraz olan bir futbol anlayışı var. Jenerasyonla ilgili yaşanan problem de sistemsizlikten ve bir ekolün olmayışından alakalı. Fatih hoca ile başlayan bu yeni süreçte, Fatih hocanın bunu başaracağını düşünüyorum ve inanıyorum, bekliyorum. Umarım bu süreçten Türk futbolu ve oyuncular, yöneticiler herkes olumlu bir sonuç alır.

- Euro 2016 şansımızı ne kadar görüyorsunuz?
 
* Fatih hocanın kendine ait bazı anlayışları vardır. O anlayışlar ile Türk Milli Takımı'nın biraz daha ilerleyeceğini ve 2016 Avrupa Şampiyonasına katılabileceğimizi düşünüyorum. Ondan sonrası da Dünya Şampiyonası. Umutluyum.. Fatih hocanın başarıları ve antrenör becerisi bunu sağlayabilir, bekliyorum.. Ondan daha önemlisi Türkiye'de bir futbol reformunun değişiminin gerçekleştirilmesi benim daha önceliklerim arasında. Avrupa kupalarına gitmekten daha önemlisi benim için 10 yıl sonra dünyada tanınan, dünyaya transfer veren, oyuncular yetiştiren bir ekolün oluşması.. 2014, 2016 ve 2018'de Avrupa veya Dünya şampiyonasına gitmekten daha önemli benim için.

Röportaj: Osman CENGİZ

ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!