Heyecanlıydım… Sebebini çok bilmemekle birlikte, Messi açısından ilginç bir ruh halindeydim şampiyonluk için... Onca yılın uzaylısının Dünya Kupası'nda da taçlanmasını istiyordum belki de.
4.dakikadaki Higuain'in yaptığı vuruşun kaleye paralel gitmesiyle kaçan bir pozisyon olmasından daha önemlisi, Alman kaleci Neuer'in, koruduğu kalenin her metresine karşı ne kadar konsantrasyona sahip olduğunu, topun kaleye yönelmediğini anladığı “salise”de elini çekebilecek reflekse nasıl hazır olduğunu gördük…
5. dakikada Messi ilk isabetsiz pasıyla ekranlarımızda yer alıyordu…
7-1'lik Brezilya galibiyeti ile özgüveni “kule” yaparak sahaya gelen Almanlar'da bir tutukluk gözleniyordu belki ama sanki ana sebep ”Khedira”sızlık gibiymişçesine bağırıyordu. Maç öncesi sakatlanan formda oyuncunun yerine giren 23 yaşında ve 5 kez milli olan 1.89'luk Kramer ise talihsiz bir çarpışma sonrasında sahayı terketmek durumunda kalıyordu…
Arjantin, grup maçlarındaki “sanki isteksizmişçesine” olan futbolunun aksine 2. turdan itibaren daha enerjik, daha mücadele eden, daha hırslıydı. Finale gelirken ise en önemli eksik Di Maria gibi bir yıldızdı.
Lahm'ın kanadından zorlanacaklarını düşünüp, sürekli diğer kanattan Alman kalesine hızlı ataklarla ve defanstan iyi çıkışlarla yükleniyorlardı. Tabii bunların yanında Schürrle ve Kroos ile Almanlar da yokluyordu fırsat buldukça şutlarla…
İlk yarı hafızalarda kalan 3 pozisyondan ilki Kroos'unikramıyla Higuain'in kaleci Neuer ile karşı karşıya kalıp, çok kötü vuruşla auta gönderdiği andı. İkincisi Höwedes'in kırmızı kart görmesi gereken pozisyonda BREZİLYA 2014 ÖZEL BUSACCA KURALLARI gereği sarı görmesi ve üçüncüsü de yine Höwedes'in şık kafasında direkten dönen ve devamında ofsaytla sonuçlanan vuruş.
58.DAKİKA
İkinci yarıya Agüero-Lavezzi değişikliği ile başlamıştı ilk 45'i daha iyi kapatan ve “acaba Almanları yenecekler mi?” sorusuna olumlu gözlerle bakılan Arjantin.
Gerçi turnuva süresince oynadığı maçlarda beklenenin çok altında kalan Agüero da pek bir hareket göremedik ve aynı paralelde bir oyun çıkardı.
Dakikalar 58'i gösterdiğinde yukarıdaki pozisyonda Neuer'in topu uzaklaştırması ve aynı anda daHiguain'in kafasına darbesi ve dağıtmasını görüyorsunuz. Diziyle kafasına vurduğu an ile eliyle topu uzaklaştırdığı salise aynıydı.
Özellikle son 2 sezonda oyun kurallarındaki bazı müdahalelere net düzenlemeler geldi. Sizlerin de hatırlayacağı gibi, bir oyuncu topu almak niyetiyle kayarak müdahale yaptığında topa vursa dahi rakibinin durumunu bozuyor, dağıtıyor olduğundan faulve sarı kartla cezalandırılıyordu. Benzer şekilde oyunun mücadeleleri esnasında herhangi bir şekilde topu alırken rakibe faullü temasınız cezasız kalmıyor.
Kalecilerin zaten eliyle yükselme ve diğer oyunculara göre rahat kullanma şansı varken, burada Neuer'ınHiguain'ebir de aşırı yükselmeyle diz darbesi müdahalesi kontrolsüz bir giriştir ve topu yumruklamış olması bu faulü göz ardı ettirmez. Tam aksine, Neuer'inTOPA GİDERKEN GÖRDÜĞÜBİR OYUNCUYA DİZİYLE YÜKSELİP TEMAS ETME VEYA VURMA hakkı hiç vermez. Pozisyon, yukarıdaki oyun kuralı açıklamasında da belirttiğim gibi fauldür ve de dolayısıyla net penaltıdır.Unutulmaması gereken nokta, Higuain'in pozisyona girerken kaleci Neuer'i görmediği, ama Neuer'inise çok rahat şekilde Higuain'i gördüğüdür. Dolayısıyla önlemini alacak olan oyuncu Neuer'dir. Bu şekilde kontrolsüz yükselip topu uzaklaştırması, topa temas etmesi asla ve asla rakibine faul yapmadığı anlamına asla gelmez.Kart için de özellikle kupa standartları kapsamında sarı yeterlidir. İşin traji-komik yanı, Rizzoli'nin “faulü Higuain yaptı” demesidir.
Tabii bu 2 kritik hatanın üzerine devamında da Schweinsteiger'aAgüero'nun yaptığı müdahale ile Mascherano'nun bariz 2.sarı kartlık hareketlerini de Rizzoli pas geçti.
İki takım pozisyonlar yakaladı, heyecanlı bir 90 dakika izledik ve uzatmalara geldik.97. dakikada Palacio'nun boş pozisyonda kaleye gönderememesi, ilk yarıdaki Higuain pozisyonunun 2.yarıya yansıyan bir kopyasıydı.105.dakikada bariz bir şekilde sarı kart görmesi gereken Palacio, 112'de de Lahm'ı arkadan tutup çekerek ilerlemesini engellemiş ve böylece bırakın sarı kart görmeyi, her 2 karttan da kurtaran oyuncu olarak dikkat çeker duruma gelmiştir.
Yalnız yardımcı hakemlerin de hakkını verelim. Çok dikkatliydiler ve gerçekten önemli ofsayt tespitlerinde bulundular. İlk yarıda kıdemli yardımcı hakem 1 pozisyonda ofsayt hatası yaptı ancak neyse ki auta gitti. Diğer yandan Höwedes'in direkten dönen topundaki ofsayt refleksi müthişti.
Götze'nin şık golünü ve Schürrle'nin gol öncesindeki becerisini alkışlarken, Arjantin defansının maçın genelinde Almanlar'ın yıldızlarına, makine düzenindeki oyuncularına karşı ilk müdahaleleri mükemmel zamanlama ile yapmaları sayesinderakibin daha efektif oynamalarını ve daha net pozisyonlar bulmalarını engellediğini de belirtmek gerek.
Nihayetinde de futbol dünyasının disiplin, profesyonellik ve takım çalışmasının lideri Almanya'nın kazanmasıyla noktalanan bir final izledik. Arjantin çok daha net pozisyonları bulan ama illa kiLineker'in sözünü haklı çıkartacak boyuta getirdi. Şampiyonu biz de kutlayalım! Tebrikler Almanya ve Löw!
GDO'LU HAKEMLİK
En çok konuşulanlar listesinde ilk 3 sıra yapılsa muhtemelen hakemleri de futbolseverler bu listeye dahil eder. “Hoca! Kartını evde mi unuttun!” nidalarıyla hakemlik yaptığım dönemlerde bizler dekarşılaştık ancak Brezilya'da hakemler kartlarını evde unutmayı bırakın, okullarda sınavlardan hemen önce soruların kaynağı kitapların toplu bir yere bırakılması gibi, İsviçreli Busacca tüm hakemlerin çantalarından ve ceplerinden “ruhen” kartları “emirle” toplatmıştı.
Hemen hemen çoğu en az 10-15 yıllık tecrübeyle turnuvaya gelen Dünya Kupası hakemlerine diyorsunuz ki “GÖZÜ KAPALI uyguladığınız sarı kart ve faul kurallarını, değerlendirmelerini UNUTUN! Aman dikkat, neredeyse %150 olmadıkça kullanmayın”. Düşünebiliyor musunuz bu fikrin hakem beyninde ne tür yorumlama algısına ve hatalarına yol açabileceğini.
Diyeceksiniz ki düşünmeye gerek yok, yeterince gördük! Haklısınız, kart konularında ve de özellikle bariz sarı kartların yukarıda belirttiğimiz nedenlerden dolayı ısrarla verilmediğini gördük. Peki böyle adalet olur mu? Olmazdı ve de olmadı. Daha da önemlisi çok tepki çekti.
Neticede futbol kurallarının ana ruhu “her zaman futbol oynamak isteyene prim tanıyan” yapıdadır. Her geçen gün gelişen ve değişen kurallar, hem seyir zevkini artırma, hem de bu oyunu güzelleştirmek isteyeni ön plana daha çok çıkaran düzendedir. Bu kadar gözönünde olan, tüm dünyanın odaklandığı bir turnuva kapsamında, yıllarca ezberlettiğiniz, hataları minimize etmek adına sürekli eğitimler ve çalışmalar yaptığınız ve çağdaş bir hakemlik adına yarattığınız yeni yapının genetiğiyle bu kadaroynarsanız eleştirive hatalar kaçınılmaz olacaktır. Çünkü, yılların biriktirttiği tecrübeyi, getirdiği melekeleri bir çırpıda bırakın ve geçici düzene adapte olun diyorsunuz.
NEREDE O ESKİ AVRUPALILAR?
Kökeninde İtalyanlık da olan FIFA Hakem Komitesi'nden İsviçreli Busacca ve UEFA Hakem Komitesi'nin başındaki İtalyan Collina'nın da katkılarıyla abartı hatalar olmadıkça doğal sürecin Rizzoli'yi finale getireceğini bu satırlarda kaç hafta öncesinde paylaşmıştım sizlerle. Genel olarak da beğenirim kendisini ama beklenen oldu ve yaşı itibariyle son kez Dünya Kupası'na gelmiş olan Rizzoli, gösterilmeyen kırmızı ve sarı kartlar, atlanan penaltı kararı ve “aman sıkıntı olmasın” zihniyetindeki yanlış faullerle finale damga vurdu. Daha iyisini yönetebilir miydi? Kesinlikle evet, ama hakemlerde turnuva başından bu yana yaratılan genetik değişiklik finalde tam anlamıyla infilak etti ve Rizzoli çok kötüydü. Diğer yandan da asla 10 sene öncesinin Markus Merk'leri, Collina'ları, Kim Milton Nielsen'leri, Urs Meier'leri seviyesinde de asla yönetemezdi!
Hakemlerimiz Cüneyt Çakır-Bahattin Duran-Tarık Ongun üçlüsü, görev aldıkları 3 maçta da gösterdikleri çok iyi performansla, gözlerini büyük turnuvaların finallerine dikmiş olarakyola devam ediyorlar ve önümüzdeki yılların net adayı durumundalar. Matuidi'ye Fransa-Nijerya maçında kırmızıyı atlaması dışında ABD'li Geiger, çeyrek finaldeki maçı dışında Özbek Irmatov, sadece 2 maç yönetse de Howard Webb, Hollanda-Şili gibi bir maçı fevkalade yöneten ama bir daha maç verilmeyen Gambiyalı Gassama beğendiğim diğer hakemler oldular.
“Dünya Kupası'nda maçın galip tarafını değiştiren hatalar var mı?” gibi bir soru gelirse elbette ilk sırada bariz golü verilmeyen Bosna Hersek var.O gol, gruptaki sıralamayı dadeğiştirecekti. 2.sıraya “final” maçını koyuyorum. Penaltı ya da Höwedes'in erken kırmızısı şampiyonu değiştirebilirdi. 3.sırada ise Belçika gibi çok önemli bir rakibe karşı skor 0-0 iken Alman hakem Felix Brych tarafından net penaltıları verilmeyen Rusya geliyor. Brezilya-Hollanda başta olmak üzere İspanya-Hollanda gibi bariz hataların olduğu maçlar da vardı ancak en azından galip taraf, gözlemlerim paralelinde çok değişmeyecek gibiydi. Onları da ilerleyen günlerde tekrar paylaşacağız.
64 maçın tamamını büyük keyifle, heyecanla ve sürprizlere tanıklık ederek izledim. “Allah'ım bitse de uyusak” dediğimiz karşılaşmalarçok az da olsavardı. Ancak %80-%85 oranında maçlar çok keyifliydi. Takımların oyun mantalitelerinin bizi ne kadar tatmin ettiğini tartışabiliriz ancak heyecan,tribün atmosferi, renkler tartışmasız çok güzeldi.
Ağustos sonunda başlayacak olan ligleri bekleyene kadar tadı damağımızda kalacak pek çok güzellik birikti… Katkısı olan tüm futbol sevdalılarına ve profesyonellere selam olsun!
Murat Fevzi TANIRLI
Twitter: @mftanirli