Kadrolarını, temsilcilerimize oranla kat be kat maliyetsiz oluşturulan ve Avrupa'da büyük başarıları olmayan bu takımlar karşısında aldığımız mağlubiyetler tesadüf mü?
Son olarak İzlanda Milli takımı da Milli takımımızı 3-0 yenmişti. 2007-2008 sezonunda Avrupa Ligi'nde, İsveç takımı Helsingborg'un da Galatasaray'ı Ali Sami Yen stadında 2-3 yendiğini hatırlıyoruz.
Yetenek ve fizik gücün savaşını 'fizik' kazanıyor
Bu mağlubiyetlerin temelini araştırdığımızda, fizik güç olarak üstün Kuzey Avrupa takımlarının, fizik güç olarak eksik olan takımlarımıza üstünlük kurduğunu görüyoruz. Türk kulüpleri yetenekli oyunculardan kurulu olsa da yeteneksiz Kuzey Avrupalılara karşı fiziksel olarak eziliyoruz. Üstelik aldığımız yabancı oyuncuları da ya fiziksel olarak bize benzetiyoruz. (Daha az çalışıp, daha az disiplinli olmaya başlıyorlar) Ya da zaten yaşlanmış olan, Avrupa'nın dev kulüplerinin eski yıldızlarını getiriyoruz.
Her zaman küçük gördüğümüz, Avrupa Kupalarında önemli dereceleri de olmayan Kuzey takımları da hem fizik olarak eksik, hem de mental olarak hazır olmayan disiplinsiz takımlarımızı cezalandırıyor.
Özellikle Ümit Milli takımlarımızda ve kulüplerimizin alt yapılarında, iyi beslenen, fiziksel olarak güçlü, uzun boylu, atletik özellikleri ağır basan futbolcular yetiştirmekte güçlük çekiyoruz. İyi çalım atan her genci, iyi futbolcu sanıyoruz. İyi futbolcu olsalar bile aynı zamanda kötü sporcu oluyorlar.
Sinan Yılmaz