YETİŞTİR - SAT MODELİ BİTTİ
Gençlerbirliği bundan 15-20 yıl önce, tarihinin en başarılı dönemlerini yaşarken, aslında yetiştirdiği futbolcuları üç büyüklere satarak ayakta kalmaya çalışan bir kulüptü. Altyapısına güvenen ve Afrika'dan ucuza getirdiği futbolcuları yetiştirerek fark yaratmaya çalışan Gençlerbirliği 2000'li yılların başında bir futbolcu fabrikasına dönüşmüştü. Ümit Karan gibi bir santrforu yetiştiren Gençlerbirliği, Ümti Özat, Deniz Barış, Serkan Balcı, Okan Koç, Ali Tandoğan gibi futbolcuları da üç büyüklere gönderdi. Oyuncu yetiştirip satma misyonuna rağmen o dönemde daha iyi bir yarışmacı olan Gençlerbirliği, Avrupa Ligi'nde Parma'yı, Sporting Lizbon'u, Blackburn Rovers'ı elemişti. Buna karşın Gençlerbirliği bu başarı modeline ihanet etti.
HAVUZ GELİRLERİ, POLİTİKAYI DEĞİŞTİRDİ
Süper Lig'de Anadolu kulüplerinin yayın havuzundan elde ettiği gelirin artması onlara kısa vadede fayda, uzun vadede zarar getirdi. Bu geliri her sezon alabilmeye muhtaç kalan kulüpler birbiriyle yarışıp ligde kalabilmek için her seferinde daha çok para harcamak ve daha çok transfer yapmak gereksinimi hissettiler.
Anadolu kulüplerinin gelirlerinin artmasından bu yana, Süper Lig'in yaş ortalaması sürekli yükseldi ve sürekli olarak kısa vadeli, tecrübeli yabancı futbolcular transfer edildi.
Geçmişte 3 büyüklere oyuncu satarak ayakta kalmaya çalışan Anadolu kulüpleri üretmek zorundaydı ancak bu gelirlerin yükselmesi, üretim zorunluluğunu ortadan kaldırdı ve herkes sadece transfere yöneldi. 2000'lerin başında adeta futbolcu fabrikası olan Gençlerbirliği son 10 yılda Mustafa Pektemek dışında bir tane bile oyuncu çıkaramadı.
14 TRANSFER YAPTILAR
Yaklaşık 30 yıldır Süper Lig'de olmasına karşın Gençlerbirliği bu sezon tam 14 futbolcu transfer etti. 30 yıldır aynı ligde mücadele eden bir takımın artık kadro istikrarına kavuşmuş olmasını, bir transfer döneminde en fazla 5-6 oyuncu gönderip yerine de 5-6 oyuncu almasını beklersiniz. Oysa Gençlerbirliği lige yeni çıkmış takımlar gibi sıfırdan kadro kurdu. Gençlerbirliği bu temellerini yitirdiği için, kadro istikrarına sahip olmadığı için sil baştan yaptı.
İlker Karakaş'ın gözyaşları, Gençlerbirliği futbolcusu neden ağladı? (İZLE)
Maç sonunda 1999 doğumlu İlker Karakaş yayıncı kuruluşa verdiği röportajda gözyaşlarına boğulurken, bu kulüpte ilk kez böyle bir şey yaşadığını söyledi.
Gençlerbirliği'nin küme düşme nedeni 19 yaşındaki İlker yerine her transfer döneminde yapılan 10-15 transferdir. Eski Gençlerbirliği olsa 19 yaşındaki İlker'den yeni Ümit Karan'lar çıkarırdı. Şimdiki Gençlerbirliği ise İlker'e yeteri kadar şans vermiyor, yarışmak istiyor ve yerine her transfer döneminde 14 oyuncu alıyor. Sonraki dönemde bu 14'ü gönderip başka 14 oyuncu alıyor. İlker'ler de böyle kaybolup gidiyor.
İLKER KARAKAŞ'IN GÖZYAŞLARI
Peter Kenyon Türk futbolu için ne dedi?
Manchester United'ın efsane yöneticilerinden Peter Kenyon, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada bu kadar büyük bir genç nufusa sahip olan Türkiye'nin, Avrupa'nın en iyi futbol ülkelerinden birisi olabileceğini söyledi. Premier Lig, La Liga ve Bundesliga'nın ardından Türkiye'nin doğru planlamalar yapsa İtalya'yı ve Fransa'yı geçip 4. büyük olabileceğini söyleyen Kenyon, "Bunun için kendi gençlerinize daha çok güvenmelisiniz" dedi.
Türk futbolu yabancı kuralıyla uğraşadursun, altyapıya ve Gençler'e verilmeyen önem Süper Lig'i, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi liglere çeviriyor. Avrupa'nın en yaşlı liginde İlker gibi gençler emekliliklerini yaşamaya gelen kalitesiz transferlerin arkasında kalıyor.
Gençlerbirliği kendi özünü hatta adını yani 'Gençler'ini unuttuğu için bugün küme düşme gerçeği ile karşı karşıya. Umarım bu hayırlı olur. Kendi özlerini, 'Gençler'ini hatırlarlar ve onları güçlü yapan felsefeleri ile yeniden Süper Lig'e dönerler.
Analiz: Sinan Yılmaz
Son dakika Gençlerbirliği Haberleri FutbolArena'da!
BEŞİKTAŞ
FENERBAHÇE
GALATASARAY
TRABZONSPOR