comScore
1 / 25

Spor yazarlarının Galatasaray - Beşiktaş maçı yorumları

FutbolArena - Spor Toto Süper Lig’in 31. haftasında Galatasaray sahasında Beşiktaş’ı 2-0 mağlup ederek şampiyonluk yolunda önemli bir adım attı ve liderliğe oturdu. Galatasaray - Beşiktaş derbisinin ardından spor yorumcularının değerlendirmelerini sizler için hazırladık. 

2 / 25

MEHMET DEMİRKOL - FANATİK

<h2>MEHMET DEMİRKOL - FANATİK</h2>
Şenol Güneş bir seçim yaptı. Normalde yapmadığı türden bir seçimdi bu. Galatasaray’ın topa sahip olma niyetini baştan kabul etti. Savunma ataklarıyla Galatasaray’ın 1. bölgesinde rakibini anlık baskınlarla bozup gol bulmayı hedefledi. Bunun örneklerini mükemmel olmasa da gösterseler de bundan bir sonuç çıkaramadılar. Bunun sonucunda Galatasaray neredeyse en sıradan iç saha oyunlarından birini oynayarak, ligin en kritik maçlarından birinden sezonun en rahat galibiyetlerinden birini çıkardı. Şenol Güneş’i, bu normalde yapmayacağı seçime iten sebep neydi diye düşünmek lazım. Muhtemelen son haftalarda skoru aldığı ama oyunu alamadığı maçların etkisiyle bu kararı verdi.
3 / 25
Ancak ilk yarının sonunda Galatasaray’ın kusursuz bir şekilde geliştirdiği akının sonunda yeni bir plan üretemedi. Galatasaray sakin kalarak, kendi standardını bile bulmadan rahatlıkla kazandı hem maçı hem oyunu. Bazen bir taraf hamle yapmadan diğeri çuvalladığı için kazanır. Terim’in Donk-Fernando seçimi ve yarışın psikolojisini iyi yönetmesi maçı kazanması için yeterli oldu.
4 / 25

ERMAN TOROĞLU - FOTOMAÇ

<h2>ERMAN TOROĞLU - FOTOMAÇ</h2>
Başakşehir’in inanılmaz puan kayıpları G.Saray ile Beşiktaş’ı bu hale getirdi. Bu hal neydi? OHAL değildi! Maçı alan büyük ihtimalle şampiyon olacaktı. Şimdi böyle bir maça çıkarken her şeyin hesabını en iyi şekilde yapmak lazım. Beraberlik sana yetiyor mu? Yüzde 100 kazanman mı lazım? İçeride oynamasına rağmen ve büyük seyirci desteği alacak olmasına rağmen Fatih Terim, orta sahanın ortasına Donk ile Fernando’yu koydu. Pozisyon icabı Donk’u da, Belhanda’yı da hücuma yolladı. Yani işi sağlama aldı. "Bir gol yiyip de saçma sapan mağlup olmayayım, yenemesem de Başakşehir’i, Rize’yi yenerim şampiyonluk olurum" dedi.
5 / 25
Peki Şenol Güneş ne yaptı? Atiba, Dorukhan, Necip oynattı… Şimdi bakın! Hem defans, hem hücum özelliği hangi takımda daha fazla. Galatasaray bu anlamda Beşiktaş’a göre daha öndeydi... Maç başlıyor… Galatasaray daha istekli, top çeviriyor, mümkün olduğu kadar topu iyi kullanıyorlar. Beşiktaş fazla bir şey yapamıyor. Yukarıda Allah var hakem de ilk yarıda Galatasaray’a omuz veriyor. Bir pozisyon var. Taç pozisyonu… Top Caner’in bacağına değdi mi, değmedi mi? Ben sabaha kadar seyretsem bu çekimlere, bu açılara göre karar veremem. Aslında en büyük rezillik yayıncı kuruluşun. Belki de şampiyonluğa tesir edecek bir olay bu. Ve sen bunu para verip sana üye olanlara ve yayıncı kuruluş olarak değişik açılardan gösteremiyorsun.
6 / 25
Biz önce futbolcular kötü, hakem kötü derken yayıncı kuruluşun bu sene çok kötü olduğunu söylemeliyiz. Top öyle veya böyle dışarıya çıkıyor. Senin kalene 60 metre var. Rakip 5-6 pas yapıyor, sen seyredip golü yiyorsun sonra da itiraz ediyorsun. Taç ilk defa yanlış verilmiyor. Verildiyse de devam edeceksin pozisyona bakacaksın! İkinci yarıda hakem ortadan maç idare etmeye başlıyor. Ama G.Saray yine etkili. Beşiktaş’ı iyi kilitliyorlar, bir de topu iyi kullanıyorlar. Oyuna baktığınızda "Hangi takım maçı kazanmayı hak etti?" derseniz kesinlikle G.Saray derim. Bunun da tek sorumlusu var Şenol Güneş. Şimdi Beşiktaş ilk ikiye girip Şampiyonlar Ligi’ni yakalayabilir mi? O da Başakşehir’e bağlı, G.Saray’a değil. Bu saatten sonra Galatasaray’ın bu işi vereceğini tahmin etmiyorum.
7 / 25
Ama futbolun değişik bir spor olduğunu unutmayalım. Futbolcu için şu çok önemlidir; Ben bu maçı alırsam şampiyon olacağım! Şimdi Galatasaray’ın elinde böyle bir ateşleyeci koz var. Peş peşe "Rize’yi yenersem şampiyonum" , "Başakşehir’i yenersem şampiyon olurum" diye sahaya çıkacak. Belki de son maça kalmayacak. Son haftaya şampiyon olup çıkacak...

AYNAYA BAKSINLAR

BAKINIZ! Dünkü maç şampiyonluk için belirleyiciydi. Yalnız şunu da unutmamak lazım. Galatasaray’ı da Beşiktaş’ı da ölmüş ağlayanları yokken bu şampiyonluk havasına sokan Başakşehir’dir. Onlar da şampiyonluğu artık kaybederlerse kimseye kabahat bulmasınlar, aynaya baksınlar. "Hakem nasıldı?" derseniz. Klasik Bülent Yıldırım… Herhalde anlatmışımdır!
8 / 25

AHMET ÇAKAR - SABAH

<h2>AHMET ÇAKAR - SABAH</h2>
Hakem, yanlış taç, yanlış fauller, hepsi bir yana Beşiktaş dünya futbol tarihinde eşine ender rastlanacak iki taç uyuklamasıyla maçı kaybetti. Aslında baktığımızda ilk yarı kötü maç oldu. Kimse bir şeyini ortaya koymazken, hakem Bülent Yıldırım, Beşiktaş’ı doğramak için her şeyini ortaya koydu. Fazla bir pozisyon var mı, yok ama devrenin sonlarına doğru çok ama çok tuhaf bir olay yaşandı. Topa Mariano vurdu, top bizim gördüğümüz kadarıyla Caner’in bacak arasından geçip 30 metre uzaktan orta sahanın kenarından taca çıktı. Hakeme baktık, işaret yok. Yardımcı hakem de bir yön göstermiyor ama oyuncuların vücut diline baktığımızda tacı Beşiktaş kullanacak havasındalar. Ancak Diagne topu oyuna sokuyor, Beşiktaşlılar seyrediyor, akın gelişiyor ve Onyekuru golü yapıyor. Beşiktaşlılar itiraz ediyor, taç bizimdi diye... Olabilir ama oyun başlamış, niye uyuyorsunuz be evladım! İkinci yarının hemen başında da aynı acemilikte yine tuhaf bir gol yediler. Galatasaray yine taç kullandı, yine Beşiktaşlı oyuncular seyretti, hem de kelimenin tam anlamıyla seyir... Fernando da golü yaptı.
9 / 25
Kabul, hakem iyi maç yönetmedi ama Beşiktaş çuvaldızı kendine batırmalı... Galatasaray bu gece lider oldu. Bırakır mı, kolay değil. Futbol bu ama, Galatasaray zor maçları iyi oynamasa da kazanmasını biliyor. Hakem Bülent Yıldırım’ın yönetiminden dün gece için büyük utanç duydum. İlk yarıda şeytani düdüklerle Beşiktaş’ın önünü kesti, 2-0’dan sonra da bu sefer tam tersi bir eyyamla sözüm ona sıyırdı. Yazık, çok yazık!
10 / 25

GÜNTEKİN ONAY - HÜRRİYET

<h2>GÜNTEKİN ONAY - HÜRRİYET</h2>
YILIN derbisinin ilk 45 dakikasında hiç futbol oynanmadı. Sürekli duran bir oyun, karşılıklı fauller, ısrarla atılan uzun toplar, tartışmalı hakem kararları ve bitmeyen bir gerginlik. Yerde yatanlar, İtirazlar, itirazlar ve yine itirazlar. Tüm dünyadan futbol seyrediyoruz. Bazı Galatasaray-Fenerbahçe derbileri dışında bu maça benzeyen bir karşılaşma izlediğimi son yıllarda hatırlamıyorum. Şenol Güneş 6 maçtır kazanan ve kolay pozisyona giren takımdan vazgeçip bu galibiyet serisinde ilk 11’de hiç oynamayan Necip ile başlayarak şaşırttı. Bu tercih şu anlama geliyordu: "Ben oynatmayacağım, rakibi bozacağım, maçı mücadele oyununa dönüştüreceğim." Evet, bunda da başarılı oldu. Necip savaştı ancak Beşiktaş Galatasaray’ı bozmakta başarılı olduğu kadar futbol oynamaktan uzak kaldı.
11 / 25
Ligin en formda, en etkili oyuncusu Adem Ljajic sol kanatta Mariano’yu kovalamaktan topla buluşamadı. Şenol Güneş, bu tercihiyle Ljajic’i de pasifize etti. Böylesine kötü bir oyun ve kötü bir hakem yönetiminin ardından tartışmalı bir taç kararıyla Galatasaray golü buldu.

İlginç olan devrede içeriye 1-0 yenik girmesine, Galatasaray kalesine tek isabetli şut atmamasına ve 5 sarı kartlı oyuncusu olmasına rağmen Şenol Hoca değişiklik yapmadan ikinci yarıya başladı ve bazı oyuncuların yerini değiştirmek yoluna gitti. Necip sol bek, Caner sol ön, Ljajic merkeze geçti.
12 / 25
HAKEM kararları çok tartışmalı olsa da şüphesiz ki bu maç Şenol Güneş’in kariyerinin en kötü kurgulanmış ve yönetilmiş maçlarından birisi olarak kayıtlara geçecektir. Adriano, Kagawa ve Quaresma yedek, aylardır 11’de oynamayan Necip sahada. İşler kötü giderken, atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra da geç gelen değişiklikler. Galatasaray, iyi futbol oynamadığı bir derbide Beşiktaş’ın tercih ve bireysel hataları sonucu final niteliği taşıyan derbiyi kazandı ve yarışa devam dedi. Bazı Beşiktaşlılar derbinin ardından hakem isyanında bulunacaktır ama bu sonuç Şenol Güneş’e yazar.
13 / 25

ŞANSAL BÜÜYÜKA - MİLLİYET

<h2>ŞANSAL BÜÜYÜKA - MİLLİYET</h2>
Beşiktaşlılar "yanlış taçla gelen gol bizi çökertti" diyebilirler. Ama golün geldiği 44. dakikaya kadar da, Galatasaray rakibinden çok ama çok daha üstündü. Hele ikinci yarı, neleri atamadı Galatasaray... Bu yarıda önü kapalı olmasına rağmen Burak şutunu son derece iyi kurtaran Muslera’nın da hakkını teslim edelim.
-Galatasaray takım olarak iyiydi. Hepsi birden iyiydi. O kadar iyiydi ki, Diagne’yi bile idare ettiler. Kötüleri sıralarsam, Beşiktaş savunma anlayışı ile hakem Bülent Yıldırım’ı kol kola öne çıkarırım, bu konuda birinciliği de Bülent Yıldırım’a veririm.
-Bugün söylemiyorum, dün de söylemedim... Yıllardır söyleyip yazıyorum... Fatih Terim varsa, her zaman ve her şartta umut vardır. Fatih Terim varsa, şampiyonluk umudu her zaman vardır. Ben Galatasaray’ın son üç haftaya lider girip şampiyonluğu kaçırdığı bir sezonu hatırlamıyorum.
14 / 25

FATİH DOĞAN - SABAH

<h2>FATİH DOĞAN - SABAH</h2>
Caner Erkin faul bile yapmazken, itiraz etti diye sarı kart göster. Vida ile Diagne hava topuna çıksın, sarıyı yine Vida’ya yapıştır. Ancak 45 dakika içinde Luyindama’nın Atiba’ya dirseğine, Belhanda’nın Burak’ın ayağına basmasına kör, sağır dilsiz ol. Mariano’un topu çıkarırken vurduğu top 40 metre ileri gitsin, VAR’la birlikte Caner’e çarptı muamelesi yap. O kadar itiraza rağmen pozisyonu devam ettir gol olsun. Bülent Yıldırım, o düdüğü Hasan Şaş’a versek 45 dakika senin kadar adaletsiz çalmazdı.
Daha acısı ne biliyor musunuz? 2-0’dan sonra güya dengelemek için ilk yarıda doğradığı, psikolojik olarak bozduğu Beşiktaş’a vermeye çalıştığı taktir hakları! Bu öyle bir düdük oyunu ki, G.Saray aleyhine birkaç yanlış faul verecek, G.Saraylı bir iki oyuncu itiraz edecek ve ilk yarıdaki rezilliği unutturacak. Olmadı, yakışmadı.. Maçlar unutulur lakin Bülent Yıldırım’ın yarışa bu denli etki eden 45 dakikasını Türk futbol hafızası unutmaz.
15 / 25

ATTİLA GÖKÇE - MİLLİYET

<h2>ATTİLA GÖKÇE - MİLLİYET</h2>
Bu maçın hakemi Bülent Yıldırım, bir hakemin yapmaması gereken bir şeyi sergiliyor: Taraflardan birini karşısına almamak. Yıldırım gerekli-gereksiz faul kararları ve kartlarıyla (Beşiktaş’a 6,Galatasaray’a 2), hem oyunun akışını engelliyor, hem de Beşiktaş’ın direncini ve etkinliğini törpülüyor. Yıldırım, dünkü performansıyla MHK’yı sıkıntıya sokacak, bu belli.
Ama gelin, yine de hakça konuşalım. Bu derbinin oynayan ve isteyen tarafı Galatasaray’dı. Duran toplarda vakit geçirerek, ikililerde kendilerini yere atarak mağduriyet sergileyerek… Bütün bunlara rağmen FUTBOL OYNAYARAK galibiyeti hak ettiler. Terim’in ekibinde kötü oynayan tek oyuncu yoktu!
16 / 25
Beşiktaş’ın oyuncu performansına bakarsak… Vida, Mirin, Lens, Dorukhan, Llajiç, maalesef Burak bu maçı yaşayamadılar. Fark yaratacak bir kararlılık ve beceri gösteremediler. Şenol Güneş’in bu dengesiz oyuna karşılık zorunlulukla yaptığı hamleler de ses getirmedi. Fatih Terim takımını gururla yönetirken, Güneş’in çaresizliğine ve öfkesine tanık olduk.
Galatasaray açısından şampiyonluk şansını yüzde 50’ye taşıyan bir kazanım söz konusu… Beşiktaş ise piyango olasılıkları dışında UEFA Avrupa Ligi kategorisinde zoraki- bir statüye razı oldu. Daha üç hafta var ama, bu tablonun değişmesi çok güç! Futbolcuları Şenol Hoca’ya ayıp etti.
17 / 25

DENİZ ÇOBAN - FANATİK

<h2>DENİZ ÇOBAN - FANATİK</h2>
Dün oynanan maçta hakem performansı vasatı aşamadı. Maçın hakemi Bülent Yıldırım irili ufaklı hatalara imza attı.

Diagne’nin ofsayt nedeniyle iptal edilen golü doğruydu. Ancak maçın en çok konuşulan anı Galatasaray’ın ilk golünden önce verilen taç kararıydı. Mariano’nun vuruşunda top Caner’e temas etmemiş görünüyor. Taç hatalı verilmiş. Devamının gol olması büyük şanssızlık.

18 / 25
Özellikle ilk yarıda çalınan düdükler ve gösterdiği kartlarda standardı yakalayamadı.

Kart ve faul hataları oyuncular üzerinde güven kaybı yarattı. Kart gösterecek gibi elini cebine götürüp, sonradan vazgeçmesi Yıldırım’ın kariyerine yakışmadı.
19 / 25

ALİ ECE - FANATİK

<h2>ALİ ECE - FANATİK</h2>
Necip ilk yarıda kötü oynamadı ancak Beşiktaş’ın kolektif açıdan daha iyi oynamasını da sağlayan bir tercih olmadı. Şenol Güneş’in 3 defansif merkez orta sahalı planı sadece 5 ile 10. dakikalar arası Galatasaray savunmasına yapılan tam saha preste top kapılmasında işe yaradı.

İlk yarının kalanında ise bu A planı Beşiktaş aleyhine oldu: Beşiktaş çok az top yapabilirken etkili kontratağa da çıkamadı.

20 / 25
Onyekuru’nun gol pozisyonunda saha içindeki hakemler topun kimden çıktığını net göremedi. VAR masasındakiler bu tip kararlara neden karışmıyor?

Beşiktaş oyuncularının çoğu geri koşmak yerine itiraz edince Onyekuru boş kaleye attı. Hakemlerin kararı yanlış olsa bile Beşiktaş forması giyenler önce geri koşup sonra itiraz etseler daha doğrusunu yaparlardı!

İkinci golde de Beşiktaş savunmasının neden yeteri kadar uyanık olmadığını anlamak zor. Adriano sol beke girene kadar sol açık beke gelmeliydi!

Bülent Yıldırım zaten iyi bir hakem değil orası kesin, ancak Beşiktaş savunması daha uyanık olmalıydı.
21 / 25

LEVENT TÜZEMEN - SABAH

<h2>LEVENT TÜZEMEN - SABAH</h2>
Final maçları kapıya gelince Fatih Terim ve ekibinin hayatlarının finallerle geçmiş olması, Galatasaray’ın bu seviyeleri nasıl oynadığını anlatmak için yeterlidir. Galatasaray, stres seviyesi zor maçlarda evinde hep farkını ortaya koymuştu. Bu tarz maçları oynama tecrübesi ve geleneği,
Galatasaray’da futbolcular değişse de aynı kalıyor. Galatasaray, geçen sezon şampiyon olurken, evinde oynadığı Beşiktaş ve Başakşehir karşılaşmalarını kazanmıştı. Terim’in, Ndiaye’yi tribüne göndermesi, benim adıma şaşırtıcıydı. Ama Şenol Güneş’in Necip-Atiba-Dorukhan üçlüsü ile orta sahayı kurması, "Önce kaybetmeyeyim, bir gol atarsam kazanırım" zihniyetiydi. Galatasaray, ilk yarıda kontrollü, topa daha çok hakim olarak ve sakin kalarak oynadı. Eğer Onyekuru attığı gol öncesi girdiği iki net pozisyonda vuruş tercihlerini doğru yapabilse Galatasaray maçı doğrudan koparacaktı. Galatasaray, Konya maçında kaçırdığı liderlik şansını son haftaların formda ismi, gövdeli futbol oynayan ve kazanan Beşiktaş’ı alt ederek bu sefer kaçırmadı. Beşiktaşlı oyuncular, zihinsel olarak derbiye hazır değillerdi. İkili mücadelelerde çabuk öfkelendiler. Seyirci desteği Galatasaraylı oyuncuları hep dikkatli oynamaya davet etti.
22 / 25
Luyindama bence Galatasaray’ın en zayıf halkasıydı, ama Marcao’nun savunmaya dönmesi, Galatasaray’ın geriden topla oyuna iyi çıkmasını sağladı. Fernando’nun golü, Beşiktaşlı oyuncuların dağıldığının göstergesiydi. Çünkü birbirleri ile konuşmaktan pozisyon alamadılar. G.Saray bu galibiyetle şampiyonluk yolunda sadece bir adım atıp zirveye yerleşmedi, Beşiktaş ile takip mesafesini açtı, Başakşehir’in psikolojisine dokundu.
23 / 25

BİLAL MEŞE - MİLLİYET

<h2>BİLAL MEŞE - MİLLİYET</h2>
Şenol Güneş hocanın, Necip tercihi sabaha kadar doğrudur... Aslan’ın o makine düzeniyle işleyen orta sahasını durdurmak kolay mı? Necip, savaşçı bir oyuncu tipidir, her yere koşar, rakibi bozar. Galatasaray’ın taraftarını arkasına aldığı anda, ne kadar coşkulu ve de arzulu oynadığını bilmeyen yok. Aslan’ın hızını ancak Necip ve Dorukhan tercihleriyle kesebilirsiniz. Ne var ki, bu tercihler Kartal’ın zirve yarışında yara almasına engel olamadı.
Ancak bu tip tabloda sinirlerinizi kontrol altına alacaksınız.. Hakem kararlarına itiraz etmeyeceksiniz, haklı da olsanız! Kartal’da 5 sarı kartın ikisi itirazdan geldi, olacak iş mi? Gelelim şu kart meselesine, Bülent Yıldırım, siyah-beyazlı futbolculara çıkardığı kartlarda biri hariç hepsinde haklı. Caner’e niye çıkardın arkadaş, bu biiir... Peki, Necip’in Donk’un ayağından aldığı topu ve atağı niye kestin arkadaş bu ikiii... Her ne kadar taban gibi görünüyorsa, rakibe değen bir şey yok, artı olgun bir pozisyon, golle sonuçlanabilir. Çok bilen Bülent Yıldırım o güzelim pozisyonu faul diye kesti!
24 / 25
Peki, Burak’a yapılan iki faul var, onları ne hikmetse göremedi!
Sarı kart başa derttir, ikinciyi görmemek için adeta çırpınırsınız ve oyundan düşersiniz! Buna karşın Kartal ikinci yarıya risk alarak başladı, baskı kurduğu anlarda savunma güvenliğini unuttu, Fernando, Aslan’ı iki farka taşırken,
25 / 25
Karius’un kurtardıklarını da unutmayalım.
Haa Kartal’ın baskı yaptığı dakikalarda üretim vardı, Muslera geçit vermedi. Galatasaray oynadığı futbolla, ürettiği ve de attığı gollerle, averajla zirvedeki yerini alırken, Kartal’ın zirve hesaplarına ağır bir darbe indirdi.