comScore

Galatasaray Galatasaray

Sinan Yılmaz yazdı: "Galatasaray'ın Büyüme Planı"

06 Eylül 2019, Cuma 14:37
Sinan Yılmaz yazdı:

FutbolArena yazarı Sinan Yılmaz, Galatasaray ile ilgili bir yazı kaleme aldı.

FutbolArena - FutbolArena yazarı Sinan Yılmaz, Galatasaray'ın Büyüme Planı başlıklı yazısında sarı kırmızılı takımla ilgili değerlendirmelerde bulundu. İşte Sinan Yılmaz'ın köşe yazısı:

"GALATASARAY'IN BÜYÜME PLANI"
"En önemli şeyi en başta söylemem gerek. Diğer ufak detaylar yazı uzadıkça akar.

Galatasaray'ın Florya tesisleri 1980'li yıllarda Ali Uras döneminde yapıldı ve Ali Tanrıyar döneminde de geliştirildi. O dönemde diğer takımlar bir o sahada, bir bu sahada idman yaparken Galatasaray'ın o gün için modern bir tesisi oldu ve Derwall önderliğinde fark yaratıldı. 14 yıl şampiyon olamayan takım, Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi kendisinin önüne geçmiş olan ezeli rakiplerine, 80'lerden bu güne geçen 30 senede büyük fark attı ve gerilerden gelip zirveye çıktı. Buna karşın bu 30 yılda tesisler hiç geliştirilmedi.

Bugün Galatasaray'ın 10 tane alt yaş takımı var ve bunların sadece 2 tane antrenman sahası bulunuyor. Bunlar ne zaman okula gidecek, gelecek, nasıl bir saat ayarı yapacaksınız da idman yapacaklar? Koskoca Galatasaray'ın yılda 8 milyon euroya Falcao alacak parası var da kendi çocuklarına saha yapacak parası yok! 80'lerde Türkiye'nin önünde tesislere sahip olan (Derwall vizyonu) Galatasaray, bugün Türkiye için bile vasat tesislere sahip. Çoğu takım yeni tesisler, antrenman sahaları yaptı ama Galatasaray 30 yıldır cepten yiyor. 80'lerin iyi tesisleri bugün ortalama İngiltere 3. Lig takımları tesisleri kadar. Hal böyleyken ne altyapısı? Atalay, Ozan Kabak, Yunus Akgün neden sözleşme imzalamıyor? Hadi utanmadan kızalım! Neden sözleşme uzatmıyorsunuz?

AVRUPA İLE NASIL YARIŞACAKSIN?

30 yıl önce yapılan devrim, yaklaşık 10 yıl sonra meyvesini vermişti ve Galatasaray, 2000'li yılların başlarında Avrupa'nın en güçlü takımlarından biriydi. UEFA Kupası, Süper Kupa bu devrimin görülen yüzüydü ancak daha güzeli sahaya yansıyordu. Bugün net hatırlıyorum o yıllarda Galatasaray her takımla içeride ve dışarıda denk mücadele edebilen güçteydi. Real Madrid de, Milan da, Barcelona da, Liverpool da… Hiçbiri için ekstra bir savunmacı oynatalım, kontra atak yapalım fikri yoktu. Hiçbiri Galatasaray'a net üstünlük kurabilecek güçte değildi. Galatasaray en az onlar kadar güçlüydü yani bir 1. Torba takımıydı ve fakat sonraki 20 yılda gücünün nereden geldiğini unuttu.
1986'da Steaua Bükreş, 1991'de Kızılyıldız, 1995'te Ajax, 2000'de Galatasaray, 2003 ve 2004'te Mourinho'nun Porto'su ve son olarak geçen yılki Ajax… Son 30 küsur yılda, Avrupa'nın para babası takımlarıyla yarışmış, onları geçebilmiş takımların hiçbiri, geçtikleri takımların çöpe attığı yıldızları toplayarak onları geçmedi. Bizzat kendi yetiştirdikleri gençler ile onların yıldızlarını yendiler! 86'da Romanya'da yetişen gençlerle Steaua, 91'de Sırp gençlerle Kızılyıldız, 95'te Hollandalı gençlerle Ajax, 2000'de Türk gençlerle Galatasaray, 2003-04'te yine gençlerle Porto ve 2019'da yine gençlerle Ajax aynı şeyi başardı.

Üstelik bu Ajax'la mesela 2015'te Fenerbahçe, Avrupa Ligi'nde eşleşmiş ve temsilcimiz onlardan 4 puan çıkarmıştı. Hollanda futbolu dibe vuruyordu ve bizim takımlarımız onlardan iyiydi ama yine biz aval aval bakınırken onlar yol aldı ve Fenerbahçe 2015'te son atımlık kurşununu tüketirken Ajax ilerledi.  Fenerbahçe Hollandalı yıldız Robin van Persie'nin geçmişine 25 milyon euroluk yatırım yaparken, Ajax o sıralarda yeni Van Persie'leri ve geleceğini, Fenerbahçe'nin 25'te biri maliyetle çıkarıyordu.

Bakın son 30 yılda, Avrupa'nın para babalarıyla yarışan, onları geçen şöyle bir model yok… “Ben onların çöpe çıkardığı 30+ yaşındaki yıldıza, onlar kadar para vereyim. Onları parlatayım ve adamların çöpüyle adamlara rakip olayım” diyerek başarılı olmuş hiçbir model yok. Öyleyse neden Atalay değil de Falcao? Şov için mi? Evet.

FİNANSAL FAİR-PLAY'İN ARKASINDAN DOLANMAK

FFP'in amacı ne? Bunu hiç konuşan duydunuz mu? Hep bir FFP lafı geçiyor ama amaç ne kardeşim diye düşündünüz mü? Sattığın kadar al kısıtlaması neden konuyor mesela?

UEFA'ya göre sen riskli bir kulüpsün. Borçların ortada, üretimin ortada, tüketimin de ortada. UEFA sana, ne kadar satarsan o kadar al diyor ki sadece futboldan gelen, futbolun içinde olan para ile yarışasın. Öbür türlü durumda sen X kulübünden transfer yapar ve onlara borç takabilirsin. Aslında FFP, diğer kulüpleri senin gibi riskli takımlardan korumaya yönelik bir sistem. Senin borcunu ödememe ihtimaline karşılık futbol piyasasını ve diğer kulüpleri senden koruyor.

Bununla beraber sattığın kadar al demenin yanı sıra, üret kardeşim diyor üret. Neden adamlar kadro kısıtlaması koyuyor düşündünüz mü? Onlara ne yani? Cevap basit. Senin de satabileceğin şeyler üretmeni, sadece tüketmemeni istiyorlar. Bir masada sadece yiyen ama hiçbir yemeği yapmayan miskin şişkonun teki olma diyorlar. Aslında biz de bunu istemiyor muyuz? Adamlar aslında bizim için iyi şeyler istiyorlar ama biz öğretmenlerine, ebeveynlerine asilik yapan ergenler gibi kulüp yönetiyoruz.

UEFA, kadroları 23'e, 22'e 21'e falan indiriyor. Sebebi ne? Kalanını genç oynat kardeşim diyor. 21 yaşından küçük oyunculara sınır koymuyor mesela. Onlardan istediğin kadar oynar. O 23, 22, 21 kişilik sınırlamalar sadece 21 yaşından büyük futbolcular için. Galatasaray'da şu an 21 yaşından büyük 26 futbolcu var. UEFA diyor ki 26 değil 22 kişi kadron olsun o son 3-4 kişi yerine de 21 yaşından küçük kendi altyapından çocuk olsun. Ayrıca 2 tane de kendi altyapından yetişmiş ağabeyin olsun diyor kadroda. Biz ise onu da karşılayamıyoruz. Sadece 20 kişi bildirebiliyoruz.

Şimdi Galatasaray'ın 21 yaş altı oyuncuları harici 26 kişilik kadrosu şöyle.
Kaleci: Muslera, Okan Kocuk
Sağ Bek: Mariano, Linnes, Şener
Sol Bek: Nagatomo, Ömer Bayram, Emre Taşdemir
Stoper: Luyindama, Marcao, Ahmet Çalık, Donk
Orta Saha: Nzonzi, Lemina, Seri, Taylan, Selçuk İnan, Belhanda, Emre Akbaba
Kanatlar: Babel, Emre Mor, Jimmy Durmaz, Adem Büyük, Feghouli
Santrfor: Falcao, Andone
UEFA bunu 20'ye düşürerek ne mi sağladı? Sana şunu dedi…
“Kardeşim bir sürü bekin var Linnes'i, Emre Taşdemir'i alma çok lazım ederse Süleyman Luş geliyor yedeğe onu yazarsın.”
“Kardeşim Ahmet Çalık gelmiş 25 yaşına, bir gelişim gösterdiği yok. Onu kadroya alma çok lazım ederse onun yerine yedeğe 20 yaşındaki Gökay Güney'i koyarsın. Belli mi olur belki şans versen Ozan gibi bir genç daha çıkar.”
“Kardeşim Selçuk'u yazma, bak 19 yaşındaki Atalay var. Bunlar 2 sene önce U17 turnuvasında dünyayı şaşırttı. Yedeğinde bari bunlar otursun. Bak sonra Mustafa Kapı da geliyor…” (Ama sen dinlemiyorsun tabi Taylan'ı çıkarıp Selçuk'u ekliyorsun. Yine de adam sana zorla Atalay'ı oraya çıkarttırıyor)
“Kardeşim Jimmy gelmiş 30 yaşına, o değil de Yunus Akgün yedekte otursun.”
Yani yukarıdaki 26 adamdan 6'sının yerine sana zorla şunu yaptırıyor.
Ahmet Çık – Gökay gir
Linnes-Emre Çık – Süleyman Luş gir
Emre Akbaba – Taylan çık – Atalay ve Mustafa gir
Jimmy çık – Yunus gir
Aslında iyi bir şey değil mi? Fikret Orman dönemi başlarında, FEDA döneminde FFP, Beşiktaş'ın da palazlanıp güçlenmesini, 2 yıl üst üste şampiyonluğu ve oyuncu üretmesini sağlamıştı. Oğuzhan, Olcay, Gökhan Töre, Cenk Tosun gibi isimler FFP kısıtlaması dönemlerinde çıkmış ve Beşiktaş'ın çimentosu olmuşlardı. O felsefeyi bırakıp Pepe'lere, Medel'lere ölü yatırımlara para akıtmaya başladıklarında tüketmeye başladılar ve tükendiler. Bugün yeniden, sıfırdan kurulmak zorunda kaldılar.

FATİH TERİM'E VERİLEN CEZA

Son olarak bu konuda da yazayım. Fatih hocaya verilen ceza abartılıdır, aşırıdır ama kulübün habire bunu yaşamasının önüne geçilmelidir. Galatasaray basın sözcüsü Fatih Terim olmamalıdır. TFF size karşı komplo kuruyorsa buna körükle gitmemek gerekir. Bir tane basın sözcüsü tutarsınız, size karşı profesyonel kötülük mü yapılıyor o söyler, sürekli hak mahrumiyeti alır. Hak mahrumiyeti almanın bir karşılığı yok zaten. Her gün çıkar GS TV'ye yüzbinlerce gün hak mahrumiyeti alabilir.

Bu cezalar Galatasaray'ı kenetliyor da, şampiyonluğu getiriyor gibi ergen söylemlerine de gerek yok. Galatasaray geçen sezon Sonbahar aylarında 10 maçta sadece 1 galibiyet alabildiği kötü bir dönem geçirmişti. O dönemde Şampiyonlar Ligi'nin en zayıf grubundan çıkılamadı. Sonradan toparlanıldı ve şampiyonluk geldi ama toparlanma döneminde Fatih Terim takımının başındaydı. Terim'in dışarıda olmasının Galatasaray'a hiç de faydası falan yok. Buna her seferinde izin verilmemeli.

Ayrıca kötülük ittifakı var diyelim Anadolu kulüpleri sana oyuncu satmıyor da Fenerbahçe'ye satıyor. Ona 600'e veriyor da senden 1 milyon istiyor… Olabilir. Etik değil ama bunun için de sızlanmak yerine çözüm üret. Başakşehir'den Mevlüt alma da kendi altyapından çıkar. Çok zor değil pazarda milyonlarca mal var. Anadolu'dan almak zorunda değilsin. Yerlini kendi altyapından çıkar, yabancını da dışarıdaki ülkelerden al. Sonra alt liglere bak mesela... Ufuk Akyol'u ben 2 alt ligde defalarca izledim ve bu çocukta iş var diye yazıyordum. Bugün Antalyaspor'da Süper Lig oyuncusu oldu. Galatasaray ise alt ligleri, gurbetçileri unuttu.

SONUÇ

Bu kadar yazdık bir sonuca bağlayalım. Galatasaray kurduğu bu geniş ve pahalı kadro ile başarılı oldu diyelim. Örneğin Avrupa Ligi'nde yarı final, ligde de şampiyonluk gelsin. Seneye ne olacak? Başarıyı getiren, form tutmuş kiralıkları eski kulüpleri hemen geri isteyecek. Ooo Lemina kardeşim sen neymişsin diyecekler. Veya onlar demezse başka kulüpler diyecek. Seri'yi, Lemina'yı 20 küsur milyon Eurolara geri alamayacaksın. Tıpkı Beşiktaş'ın Aboubakar'ı, Gomez'i ve Talisca'yı alamadığı gibi. O zaman ne yapacaksın? Yine altyapına gitmeyeceksin ve yeniden kiralayacaksın. Çekirge taktiği bu. Bir sene Sosa, bir sene Talisca, bir sene Ljajic güzel sıçradı… Bir sene Ba, bir sene Gomez, bir sene Aboubakar, bir sene Cenk, bir sene Love… Patladı. Maalesef çekirge taktiği ile uzun vadeli planlar yapmak mümkün değil. Atalarımız deneyimlemiş bunu, çok güzel sözleri var. Bir sıçrıyor, iki sıçrıyor, üçüncüde patlıyor demişler.

Hâlbuki Galatasaray, Fatih Terim ile bir temel atmış çok daha güçlü adımlarla Avrupa'nın zirvesine çıkmıştı. Çekirge gibi atlayarak değil. Sağlam betonlar atarak! Kendi altyapısından Bülent Korkmaz, Emre Belözoğlu, Tugay Kerimoğlu, Okan Buruk, Suat Kaya, Fatih Akyel (Ve daha unuttuklarım) Ayrıca Anadolu'dan genç yaşta alınıp yıldız yapılanlar (Fatih Akyel, Ümit Davala, Ergün Penbe, Hakan Ünsal vs) Bu takımda yıldız, yüksek maaşlı komutan yok muydu? Sadece 3 tane. Popescu, Taffarel ve Hagi. Geri kalan 20 kişi kendi altyapın veya ülkenin altyapısı. Şimdi tam tersi oldu. Hagi gibi yıldızlardan 3 değil 15 tane var ve onları taşıyacak genç asker kalmadı. Herkes komutan oldu. Kendi altyapından yazacak 1 kişi bulamadın!
Yani FFP aslında 2000 Galatasaray'ını sana örnek gösteriyor. Home grown dedikleri kendi altyapın, ülke altyapısı dedikleri de aslında yeni Ergün Penbe'ler bulman. Tüm takımlara senin geçmişini örnek gösteriyorlar ama sen, geçmişte seni zirveye taşımış aklını değil, Derwall'leri değil Beşiktaş'ın çekirge modelini örnek alıyorsun. Yani 90'ların başlarında temel atıp, her sene bir kat daha çıkarak 2000'lerde zirvede olan bir gökdelen modeli yerine, her sene yere düşerek; 1 yıllık sıçramalarla çekirge modeli deneyeceksin.

Galatasaray geçen sezon daha düşük maaş maliyetlerine ve Şampiyonlar Ligi gelirlerine rağmen 20 milyon Euro ek borçlanma yapmıştı. Bu sene de 30 milyon Euro daha borçlanılırsa ipin ucu kaçabilir."

Son dakika Galatasaray Haberleri FutbolArena'da!

ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!