Galatasaray'da geçen sezon sonu itibariyle istenmeyen adam ilan edilen Tolga bu sezona ise fırtına gibi girdi. Peki bu değişimin altında yatan ne? Gelin birlikte bakalım...
RİEKERİNK YANLIŞ KULLANDI
Geçen sezon başında Galatasaray'a transfer olan Tolga Ciğerci ilk etapta Selçuk İnan'ın yanında 4-2-3-1 sisteminde 2'li orta sahada görevlendirilmişti. Tolga gelir gelmez oyun kurucu rolünü üstlenmişti. Almanya'da temel oyun bilgisini iyi öğrendiği için bu rolü idare etmesini de bildi. Nerede top alabileceğini, nasıl boşa çıkabileceğini ve ayağından topu hızlı çıkarması gerektiğini Almanya'da öğrenmişti ancak Tolga'yı sivrilten özelliklerin hiçbiri top kullanma yeteneği ile ilgili değildi. Tolga, Selçuk'tan daha çabuk oyun kurabildiği ve Selçuk gibi kolay top kaybetmediği için sivrildi ama hem yanındaki Selçuk'tan rol çalmış oldu, hem de Selçuk'u da işlevsiz hale getirdi. Zira Selçuk oyun kurmaktan başka bir rolü oynayamayan bir orta saha iken Tolga çok yönlü bir orta saha oyuncusu.
Tolga oyun kuruculuğu bile belli bir ölçüde yapabilecek alt yapıyı almış ama ne ara top atabilecek, ne adam geçecek aman aman bir yeteneği yok. Tolga'ya bunun yerine top kapma görevi de verebilirsiniz ama daha iyisi box to box oynama görevi verebilirsiniz. Riekerink bunları düşünmedi. Tolga, Selçuk'un rolünü üstlenince Selçuk iyice verimsizleşti ve yerine De Jong oynamaya başladı. De Jong da beklenen seviyenin çok altında çıkınca Tolga'nın yanına oynayacak isim bir türlü bulunamadı. Zamanla bu durum Tolga'yı da düşürdü ve değersizleşti ancak o zaman bile Tolga'nın çok değerli bir oyuncu olduğunu ve doğru kullanılırsa fark yaratabileceğini yazıyordum.
Tolga oyun kurucu rolünü, Almanların öğrettiği iyi oyun ezberi sayesinde hiç değilse 10 üzerinden 6'lık oynayan bir oyuncu ama onu özel kılan yorulmak bilmeyen bir tempoya sahip olabilmesiydi. Riekerink topu sürekli Tolga'da toplayınca Tolga'nın esas özelliğini hiç kullanamadı. Tudor da geçen sezon ilk etapta bu soruna çözüm bulamamıştı ancak bu sezon başı itibariyle Fernando ve Ndiaye'den sonra Tolga'yı en optimum kullanacak sistemi bulabildi. Tolga'yı özgür bırakan ve box to box oynatıp tüm enerjisini kullanmasını sağlayan Tudor, Galatasaray'ı 12 kişi oynatma formülünü de bulmuş oldu.
Galatasaray, Tudor ile hangi sistemde oynuyor?
Galatasaray bu sezon savunmada 4-3-2-1 şeklinde diziliyor. Dörtlü savunmanın önünde Fernando ve onun bir kukla oynatıcısı gibi yönlendirdiği sağ kolu Ndiaye, sol kolu da Tolga oluyor. Bu üç oyuncu sanki birbirine halatla bağlıymış gibi iyi pozisyon alıyor. Bu yüzden rakipler ilk 7 haftada Galatasaray'a karşı organizasyon golü atamadı. Bu üçü hem alan bırakmıyor hem de rakiplere çok sert basıyorlar. Özellikle bu top kapma ve pres konusunda Ndiaye'nin seviyesi çok üstte. Bu yüzden rakip orta saha ve hücum oyuncuları Galatasaray yarı sahasında 2-3 saniye bile topa basma fırsatı bulamıyor, 3 tane pası üst üste yapamıyorlar. Golleri Galatasaray yerse kendi hatasından veya duran toplardan yiyor.
Galatasaray'ın savunma şablonu şöyle...
Galatasaray'da Tolga oynamadığında ise bu şablon değişti. Göbekte Fernando ve Ndiaye iki kişi kaldılar ve öndeki Feghouli - Belhanda - Garry Rodrigues ve Gomis hattıyla aradaki fark açıldı. İlk kez Karabükspor maçında Galatasaray orta alanı ile forveti arasında mesafeler genişledi. İşte Tolga Galatasaray'da hatlar arasındaki mesafeyi koruyan en önemli kolondu.
Galatasaray Tolga'sız savunmada böyle pozisyon aldı...
Galatasaray'da Tolga Ciğerci nasıl bu kadar gol atabildi?
Yukarıdakiler Galatasaray için çok hayati derecede önemli değildi. Tolga esas önemini hücumda gösterdi! Bunu şüphesiz hiç ama hiç kimse beklemiyordu. Çünkü Tolga hücumda ne yetenekli, ne de yaratıcı bir oyuncu değildi! Buna rağmen esas büyük katkıyı hücumda nasıl verdi? Cevap, sınırsız enerjisi ve topsuz oyunu çok iyi bilmesiyle...
Hatırlarsanız Dirk Kuyt da ne yetenekli, ne de yaratıcı bir hücumcu değildi ama topsuz oyunu çok iyi bildiği için hücum - savunma arası geçişi çok iyi yaptığı için ve yorulmak bilmediği için o da Fenerbahçe'de hem hücumda hem savunmada çok faydalıydı. Tolga bu sezon Galatasaray'ın Kuyt'ı oldu. Müthiş kilit paslar atarak değil, müthiş adam geçerek de değil. Müthiş topsuz koşular yaparak!
Galatasaray'ın Karabükspor maçında sayısız pozisyona girip, Tolga'nın oynadığı maçlardaki gibi kolay bitirememesini aşağıda anlatmaya çalışacağım.
Galatasaray savunmadan hücuma geçtiğinde herkes ileriye doğru bir pozisyon giderken, Tolga 2 pozisyon gidebiliyor! Yani satranç oynadığımızı düşünelim, her futbolcu bir piyon olsun sadece bir kutu ilerleyebilsin, Tolga ise 2-3 kutu birden atlayabilsin. İşte saha içinde faydası bu kadar büyük.
Hücuma çıkarken Belhanda'nın soluna geçen ve Gomis'in arkasında Garry ve Belhanda'dan sonra 3. oyuncu haline gelen Tolga, sete dönüldüğünde ise daha da ileri gidiyor ve Gomis'in yanında 2. forvet oluyor!
Yukarıdaki görsel Galatasaray'ın topu kazandıktan sonra hücuma çıkma şablonu. Belhanda daha çok sorumluluk gerektiren kapalı alana girip, sorumluluk alıyor. Çok top kaybı yaptığı için eleştirilse de çok mühim bir yükü üstleniyor.
Galatasaray topu hücumda tutup, beklerini hızlıca çıkartıp sete yerleşebildiğinde ise Tolga bir kutu daha ileri gidebiliyor ve Kuyt oluyor.
Bunun önemi ne? Bekler ortaları kestiğinde (ki bu konuda becerikliler) Gomis'in ceza alanında tek kalmaması ve ebatlı, uzun, agresif bir oyuncunun daha ekstra koşu yapması çok mühim. Tolga'nın ilk golü böyle Kayserispor'a, Osmanlıspor maçında bu tip kaçırdığı net bir pozisyon var. Sivas maçında Gomis'ten asisti alıyor arka direkte 2. forvet oluyor ilk golünde ve Bursaspor maçında da ön direkte bir kafasını Harun kurtarmıştı.
Bu dizilişte Gomis ve Tolga'yı tutmakta zorlanan rakip savunmacılar topu doğru dürüst uzaklaştırmayor ve yayda bekleyen Belhanda - Garry'nin önüne indirebiliyorlar veya Gomis - Tolga kafa vuruşlarıyla da etkili olabiliyor. Tam anlamıyla rakip boğulabiliyor ve goller de çıkıyordu. Karabükspor maçında ise o gol pozisyonları hep kaçtı çünkü Gomis ceza alanında tek kaldı ve daha kolay tutuldu. 2. forvet olmayınca Galatasaray çok geldi ama çok fazla duvara çarptı. Orada duvarı dağıtan Tolga'nın enerjisi ve doğru topsuz gol koşuları yoktu. Karabükspor maçı Galatasaray set hücumu şöyleydi.
İlerleyen dönemlerde Feghouli kondisyon kazanınca o da forveti ikileyebilir tabi...
GOMİS KARABÜKSPOR MAÇINDA NEDEN BİTKİNDİ?
Ndiaye neden Tolga gibi kullanılmıyor derseniz. Tolga bu enerjiyi koyuyor, box to box oynuyor ama savunmada pis işleri Ndiaye yapıyor. Rakiple birebir mücadelede boğuşmazsanız gücünüzü fazla kaybetmezsiniz. Galatasaray'da rakiplerle boğuşan ve gücünü patlamalı olarak kullanan isimler savunmada Ndiaye, hücumda Gomis. Bu isimlerin hem bu kadar çok boğuşup hem durakmasızın mesafe katetmesi fizik kurallarına aykırı. Maraton koşucularının saatlerce koşabildiğini görürsünüz ama dövüş sporlarında sporcular 6-7. roundlardan sonra ayakta bile duramayacak kadar yorulurlar. Bu da benzer. İkili mücadelede nabzınız yükseliyor, heyecan artıyor ve nefes kesiliyor. Her an nereden darbe alabilirim korkusu ve baskısı dövüşçülerin nefeslerini kesiyor. Ndiaye ve Gomis'in durum da biraz böyle.
Ndiaye, Tolga'nın yokluğunda Karabükspor maçında o işi yapabilirdi, Osmanlı'da hep yapıyordu ama o zaman göbeği kim tutacaktı? Rakiplere Galatasaray yarı sahasında 3 top çevirtmeme görevini kim yapacaktı? Donk mu? Selçuk mu? Komik değil mi? Mecbur rotasyon eksiğinden 4-2-3-1'e dönüldü ve Gomis tek kaldıkça daha çok boğuştu, partneri Tolga yoktu, tek dövüştükçe çabuk yoruldu ve gol anlarında gücü kalmadı, hep geç kaldı ön direk ve arka direk koşuları yapamadı.
İşte Tolga Galatasaray'da bu kadar önemli ve Fenerbahçe maçında oynayıp oynayamaması lig kaderini etkileyebilecek kadar mühim.
Analiz: Sinan Yılmaz
Süper Lig ile ilgili tüm analizleri Süper Lig Analiz sayfamızdan takip edebilirsiniz.
BEŞİKTAŞ
FENERBAHÇE
TRABZONSPOR