comScore

Galatasaray Galatasaray

Fatih Altaylı: 'İktidar Ali Koç'u istemiyor'

14 Şubat 2018, Çarşamba 01:34
Fatih Altaylı: 'İktidar Ali Koç'u istemiyor'

Gazeteci Fatih Altaylı, FutbolArena'ya verdiği özel röportajda birbirinden çarpıcı açıklamalarda bulundu.

FutbolArena Özel - Galatasaray'ın eski yöneticilerinden gazeteci Fatih Altaylı, FutbolArenaya özel açıklamalarda bulundu. Gündemdeki konuları değerlendiren Altaylı çok konuşulacak açıklamalar yaptı.

İşte Fatih Altaylı'nın FutbolArena'ya özel değerlendirmeleri:
Fenerbahçe'de seçimlere bakarsak Ali Koç'un mu, yoksa Aziz Yıldırım'ın mı şansı daha yüksek sizce?

Kongrenin iç yapısını Galatasaray kadar iyi bilmiyorum ama gördüğüm şu: Aziz Yıldırım'ı devirmek çok zor. Fenerbahçe'de bir Fenerbahçeliler var: Makul, rasyonel hareket eden kongre üyeleri... Bir de Aziz Yıldırım taraftarları var. Onların Fenerbahçeli olup olmadıklarından bile emin değilim. Onlar "Aziz Yıldırımcı"lar ya da "Aziz Bahçeli"ler... O Aziz Bahçeliler Fenerbahçe küme düşse, Fenerbahçe 3. lige düşse, Fenerbahçe Dünya Şampiyonu olsa, Fenerbahçe Ay'a gitse; Fenerbahçe bitse, yok olsa, kulübü kapatsalar, bunlar Aziz Yıldırım ne diyorsa onu yaparlar. Bunların sayısının yaklaşık 7000-7500 kişi olduğu söyleniyor. Bu demek oluyor ki kongreye 15 bin kişi katılırsa Aziz Yıldırım kazanacak. Geçmişteki kongre katılımlarına baktığınız zaman Aziz Yıldırım kazanırmış gibi duruyor. Fenerbahçe'nin 1 milyon üye kampanyası vardı. O kampanyada üye olmuş 26 bin kişi var. Onların temsilcileri katılacakmış kongreye, 2600 kişi olduğu söyleniyor.  Onların ne yapacağı tam bir muamma... Taraftar ağırlıklılarsa büyük ihtimal Ali Koç'tan yana olacaklardır; ama yönetim ağırlıklılarsa Aziz Yıldırım'a oy verirler. Bir de Aziz Yıldırım'ın son dönemde kaydettiği 2500 kişi daha varmış.


Fatih Altaylı'nın Aziz Yıldırım hakkında açıklaması


Bütün bunlara baktığınız zaman Aziz Yıldırım'ın şansı daha fazla görünüyor. Bu beni Galatasaraylı olarak memnun ediyor. Biz Galatasaray olarak Aziz Yıldırım'ın devam etmesinden çok mutlu oluyoruz. Niye derseniz; tüm başkanlar arasında buna Galatasaray Başkanı da dahil en fazla Galatasaray şampiyonluğu gören başkan: Aziz Yıldırım. Biz Aziz Yıldırım döneminde Galatasaray olarak 2 yıldız taktık. Ama Galatasaraylı Fatih Altaylı'yı bir kenara atıp, sporsever Fatih Altaylı'yı gündeme getirirseniz; o zaman şu anki görüntüyle Ali Koç derim ben. Çünkü  yaptıklarını izliyorum. Dünya sporunu, Dünya futbolunu nasıl takip ettiğini, profesyonellerine nasıl yaklaştığını görünce iyi bir başkan olcakmış izlenimi uyandırıyor. Fakat Ali Koç Fenerbahçe fanatizmi konusunda Aziz Yıldırım'dan çok daha ileride birisi. Kavga edecek, küfür edecek kadar fanatiktir. Galatasaray'a olan tepkisi Aziz Yıldırım'ınkinin birkaç katıdır. Kendine hakim olamazsa gerilim yaratacak bir tarzı da var. Bundan Fenerbahçeliler memnun olabilirler. Ali Koç şu ana kadar gösterdiği bakış açısını başkan olunca da devam ettirecekse Türk Futbolu için faydalı olur.


Siyaset Ali Koç'u istemiyor mu?


Aziz Yıldırım Mehmet Ali Aydınlar hamlesiyle eleştirildi. Siz ne dersiniz?

Ben politik bir hamle olarak görüyorum. 2 ayağı var: Birincisi parasal ayağı. Çok önemli gelir elde etti Fenerbahçe. Hiçbir kulübün böyle bir gelire hayır diyecek hali yok. 200 milyon dolarlık bir anlaşmadan bahsediliyor. Aziz Yıldırım'ın bu parayı eleştirdiği birinden alması bana göre negatif bir şey değil. Ben şimdi Dursun Özbek'i eleştiriyor olabilirim ama elimdeki bir markanın reklamı için işbirliği yapmaktan kaçınmam. Sonuçta benim kulübüm. Bir de açıklaması vardı Mehmet Ali Aydınlar'ın. Fenerbahçe'ye verdiğim zararı karşılayacağım diye. O açıdan baktığınızda o da sözünü tutmuş oluyor. Bence Fenerbahçelilerin kızdığı kadar enteresan bir durum yok. Aziz Yıldırım açısından bu bir yandan siyasi bir hamle. Aziz Yıldırım'ın Ali Koç'a karşı kullandığı kozlardan biri siyaset kozu. Ali Koç'u siyaset istemiyor, Ali Koç başkan olursa Türkiye'deki güçlü iktidarla Fenerbahçe arasında sorunlar çıkar gibi bir koz da kullanıyor. O kozu da pekiştirmek için yapılmış olarak görüyorum Mehmet Ali Aydınlar hamlesini...
Peki Aziz Yıldırım'ın oyları kayar mı?

AzizBahçeliler'in oylarının kayması münkün değil. Zaten diğer oylar Aziz Yıldırım'a gitmeyecek. Fenerbahçe bu sene şampiyon olmasın ama en azından Aziz Yıldırım'dan kuturulalım diyen Fenerbahçeliler olduğunu benim gibi siz de duyuyorsunuz, biliyorsunuz.  O yüzden bu hamle AzizBahçelileri etkilemez. 
3 Temmuz'dan bugüne Aziz Yıldırım'ın duruşunu, tutumunu 3 kelimeyle özetler misiniz?

Pragmatik
Makyavelist
Bencil 


Fatih Altaylı'nın Galatasaray ve FETÖ hakkında açıklaması


Futbolda FETÖ Operasyonu için ne dersiniz? Yeterli mi?

Sadece futbolda değil genel olarak operasyonun olması gerektiği gibi yönetildiğini düşünmüyorum. 17-25 Aralık diye bir milat konuluyor. Bu miladın hukuki tabanı nedir? Ayrıca 17-25'ten sonra bile FETÖ'cülüğü devam ettirmiş insanların sonradan yaptığı bir takım değişiklikler onları kurtarıyor da FETÖ ile hiçbir zaman yolu kesişmemiş insanları bugün nasıl FETÖ'cü diye suçlayabiliyorsunuz? Bunları anlamakta zorluk çekiyorum. Meseleye spor açısından bakacak olursak... Galatasaray Kulübü bazı futbolcuları nedeniyle Fethullah Gülen'ci diye anılıyor, en azından belli bir dönemi... Galatasaray'a sen FETÖ'cüsün deniliyor, neden? Hakan Şükür sendeydi. Bu Hakan Şükür aynı zamanda iktidar partisinde milletvekili olmadı mı, Galatsaray'dan ayrıldıktan sonra?  Hatta Spor Bakanı olması gündeme gelmedi mi? Hatta çeşitli yerlerde dönemin Başbakan'ının yanında poz vermedi mi? Bunlar Galatasaray'dan sonraydı. Başka futbolcular da çıktı Galatasaray'dan, peki başka kulüplerden de çıkmadı mı? Emre Belözoğlu neciydi? Rütbe olarak Gülen Cemaati içerisinde en az Hakan Şükür kadar yukarıdaydı. Peki Emre Belözoğlu neden hiçbir şekilde dışlanmadı? Ben şuna bakarım: Galatasaray Yönetim Kurulu'nda hiç FETÖ'cü oldu mu? Olmadı... Kongresinde bir FETÖ eğilimi oldu mu? Olmadı. Galatasaray dışındaki kulüplerin tamamında FETÖ'cüler etkin oldu. Yönetici oldular. Beşiktaş'ta başkan adayı bile oldular. Seçilemediler o ayrı... Hatta benim o tarihte bundan 15 sene önce yazdığım yazı var. "Beşiktaş kendini gülen cemaatine kaptırmadı" diye yazım var. Ama onlar orada yönetimlere de girdiler.



"Aziz Yıldırım yönetime aldıklarının FETÖ ile ilişkisi ortaya çıktığında hesap verdi mi?"

Fenerbahçe'ye bakıyorsun: Aziz Yıldırım sürekli FETÖ diyor. Tamam FETÖ hepimizin derdi, benim 30 yıldır uğraştığım bir dert ama seni ele geçirmeye çalıştığını öne sürdüğün FETÖ'nün kaç kişisini yönetim kuruluna aldın?  Hangi siyasi partiden üst isimlerin, belediye başkanlarının damatlarını, oğullarını yönetime aldın? Onların FETÖ ile ilişkilerinin olduğu ortaya çıktığı zaman sen hesap verdin mi? Ben Beşiktaş'ı da suçlamıyorum Fenerbahçe'yi de.. O bir dönemdi ve o dönemde bunlar güçlüydü. Galatasaray en azından yönetimsel olarak kendini korumayı becerdi. Sadece Galatasaray'da bunlar varmış gibi lanse edilmesi benim ağrıma gidiyor. Şu an Galatasaray'ı FETÖ'cülükle suçlayan isimler, ben ilişkisi olanları yolladığım zaman da bana insanları inançlarından dolayı kulüpten attı, Müslümanlar'ı barındırmıyor diyorlardı. Bunlar sözde FETÖ ile en çok mücadele eden isimler.


Fatih Altaylı Emre Belözoğlu hakkında ne dedi?


Emre Belözoğlu gücünü nereden alıyor? Biliyorsunuz maçta hakeme küfretmişti, sadece 1 maç ceza aldı. 

Açıkçası ben de sizin kadar merak ediyorum. Emre'yi çok severim. Emre hakikaten şeker bir çocuktur. Sahadaki Emre ile dışarıdaki Emre farklı insanlardır. Emre biraz kıvrak bir çocuk anladığım kadarıyla. Biraz işini bilen bir çocuk... Kabahat değil ama her zaman da hoş karşılanmayabilir. Emre'nin sempatikliğini kullanarak kurduğu bir çevre bir ilişkiler ağı var. Gerek siyasette, gerek ticarette, gerek sporda... Kendine bir koruma kalkanı sağlamış. Küfür meselesinde kızılması gereken Emre mi yoksa Futbol Federasyonu ve hakem mi? Hakemin onu duymamış olması mümkün değil. Raporuna yazmıyor... Caner Erkin'e, geçmişte Melo'ya falan ekrandan seyrederek ceza veriyorsunuz ki o zaman böyle bir ceza türü yok, ona rağmen veriyorsunuz, ibret-i alem için diyorsunuz. Emre'ye vermiyorsunuz. Savunma: hakeme arkası dönükken etti, yüzüne etmedi.  Çok net yani... Bir kural varsa herkes için geçerlidir. Emre demekki ilişkileri iyi, olması gereken yerde oluyor, durması gereken yerde duruyor ki Emre'nin üzerinde bir şemsiye var. Bu şemsiye sadece Emre'ye mahsus değil. Bu şemsiyenin altına az önce de bahsettiğim FETÖ sürecinde de sığınanlar var. Bu da adalet duygusunu ortadan kaldırıyor. 
Sizce Başakşehir ile de ilgili mi bu güç?

Başakşehir'in de ekstra etkisi olsa gerek. Başakşehir sahip olduğu taraftar potansiyelinin, kitlesel gücün, medyanın ötesinde bir sponsor ağına sahip. Türkiye'de Arda'ya yılda 6-7 milyona yakın para verecek başka bir kulüp yok. Başakşehir çeşitli sponsorlar vasıtasıyla da olsa bu paraları bulabildiğine göre, Başakşehir de bir nevi korumaya mazhar olmuş kurumlardan, kulüplerden bir tanesi...


Fatih Altaylı'nın Fatih Terim ve Arda Turan yorumu


Arda Turan Başakşehir'e gelerek kendini mi bitirdi?

Başakşehir'e gelerek bitirmedi. Arda kendini daha önce bitirmişti zaten. Başakşehir'e yeniden kendimi toparlar mıyım diye geldi. Neredeyse 8 aydır futbol oynamıyordu Başakşehir'e geldiğinde. Milli Takım'daki tabloyla biraraya getirildiğinde Arda zaten çok ciddi sıkıntıdaydı. Türk Futbolu'nda 2 kişi ciddi sorunlar yaşadı. Bunlardan biri Arda Turan, diğeri Fatih Terim. Bu ikili aynı zamanda birbirleriyle çarpışarak çok zarar gördüler. Terim orada başlayan sürecin devamında Milli Takım'dan ayrılmak zorunda kaldı. Arda da Barcelona'dan ayrılma noktasına itildi. İkisinin de çıkışa ihtiyaçları vardı. Fatih Terim'e Galatasaray o çıkışı sağladı. Arda'da ise daha yüksek paralar söz konusu olduğu ve sorunlu bir kişilik olarak da görüldüğü için o çıkışı biraz daha zor bulabildi ve en sonunda Başakşehir'e geldi. Başakşehir'de iyi futbol oynar, tekrar eski günlerine dönebilirse fayda sağlar. Ama Başakşehir'e de fayda sağlayamazsa tamamen tükenmiş bir futbolcu haline gelir. 

"Arda sus, önce ayakların konuşsun"

Gönlüm istiyor ki Arda iyi futbol oynasın, adamlığını tekrar ortaya koysun. Şimdi ben sabahtan akşama kadar ben iyi adamım, süperim, şahaneyim diyebilirim. Bu yaptığım işle ortaya çıkar. İnsanlar beni yaptığım işten ötürü biliyorlar.  İşimi kötü yaparsam eğer sabahtan akşama kadar burada delikanlıyım, büyük adamım, süperim desem millet kıçıyla güler. O zaman önce işini iyi yapacaksın. Ben elimden geleni yapıyorum işim konusunda. Şimdi Arda elinden geleni yapmadan lafla bu gemiyi yürütemez. Her hafta sonu çıkıp performans sergiliyorsun. Arda konuşuyor, konuşuyor... Kardeşim ayakların konuşsun. Bir sus önce ayakların konuşsun... Ayakların iyi konuşursa sonra biz senin ağzını dinleriz. Ama sen filozof değilsin, tarihçi değilsin, Ay'a roket yollamıyorsun. Sen sadece ayaklarınla düzgün vuracaksın topa, gol olacak. İyi çalım atacaksın, iyi pas vereceksin. Arda'nın sorunu bu. Eğer çenesi durur ayakları konuşmaya başlarsa tekrar iyi olur. Acun ile takılmalar, başka bir hayat tarzı... Hoş değil yani. Dikkat edin Acun ile takılan herkesin işi bozuluyor. O çocukta bir şey var.



"Terim: Egosu fazla, şımarmış zengin çocuğu"
Arda, Terim ve Galatasaray'a bakacak olursak... Sizce Galatasaray Fatih Terim'e rağmen Arda'yı almalı mıydı o dönemde?

Derwall ile otururken bir oyuncudan bahsediyordum. Bunu yanlış yapıyor, kızmak lazım gibi bir şey söyledim. "Çok yanlış düşünüyorsun, o daha çocuk" dedi. "Ne çocuğu ya 32 yaşında" dedim. "Eğer yuvarlak bir topun peşinde sabah akşam koşuyorsa, 50 yaşında bile olsa çocuktur" dedi. Şimdi bunlar çocuk... Terim de çocuk... Terim biraz egosu fazla, şımarmış zengin çocuğu havaları, top benim saha benim ama neticede çocuk. Çünkü hala topla, oyunla ilgileniyorlar. Kavga ederler ama barışırlar. Aynı işin içindeler. Ben Galatasaray'da olsam, Arda'ya Galatasaray'ın ihtiyacı olsa, başında Terim de olsa, Arda'ya "gel" derdim. Ama Galatasaray'ın Arda'ya ihtiyacı var mı sorusu başka bir konu.
Terim kabul eder miydi peki?

Ettirilir. Hiç sorun değil... Dediğim gibi barışırlar. Ölümüne bir kavga değil ki bu. Ne olacak? Ne yapmışlar birbirlerine? Tecavüz mü etmiş? Bir kötülük mü yapmış? Yani...

"Demirören'den farklı davranacak bir Federasyon Başkanı olabilir mi?"

TFF'ye bakarsak: Yıldırım Demirören yıllardır başkan. Gücü neye dayanıyor?
Herkes biliyor gücünün nereye dayandığını. Siyasete dayanıyor. Onu 3 Temmuz sürecinden sonra bunu sen temizle diye getirdiler, talimatları da verdiler. Bir ülkenin Futbol Federasyonu Başkanı, o ülkenin en üst futbol liginde oynayan bir takımdan 100 milyon dolar alacaklı olabilir mi?  Bu çok temel etik soru. Bu bence etik bir durum değil. Demirören'in bağımsız, futbol ilkelerine, futbol hukukuna bağlı davranmadığını pek çok örnekte gördük. Sürekli bir yerlere bakıyor. Futbolun siyasete karışması, futbol yönetimiyle siyaset yönetiminin aynı olması sonucunu doğuruyor. Ama Türkiye'nin içinde bulunduğu duruma baktığınızda hangi Federasyon Başkanı bundan farklı davranabilir?  Ya da bundan farklı davranacak birisi Federasyon Başkanı olabilir mi sorusunu gündeme getiriyor. 
Cüneyt Çakır sizin için ne ifade ediyor? 

Cüneyt Çakır Türkiye'de çok kötü maçlar yönetiyor. O da futbolda siyasal bir kişilik. Çeşitli bağları, bağlantıları var belliki. Kötü bir hakem. Cüneyt Çakır'ın henüz Türkiye'de yönettiği 10 numara bir maç görmedim. Ama Avrupa maçlarında daha az stresli, daha iyi yönettiğini görüyoruz. 

"Sorumlusu Erman Toroğlu"
Hakemler üzerindeki baskı kaldırılabilir mi?

Bunun kaldırılması gerektiğini 20 yıldır söylüyorum. Bu işi başlatan Türk televizyoncuları. Bunun bir numaralı sorumlusu Erman Toroğlu ve onun yapmış olduğu TV programıdır. Dünyanın neresinde akşamları "Uğur'cum al geri, al ileri" yapılıyor Hakem didik didik ediliyor? Bizde her yorumcunun bağlı olduğu bir hakem grubu var. Futbolcunun, teknik direktörün yaptığı yanlışlar konuşulmuyor ama hakemin yaptığı yanlışlar saatlerce konuşuluyor. Hakemler de tedirgin çıkıyor. Bu gruplarla bazı hakemler ilişki kurunca ortada hakemlik falan kalmıyor.

Hakemler günah keçisi mi sizce?

İşin en kolay tarafı o. Hakeme salla. Kimse hakemin işine son vermiyor, transfer etmiyor. Zaman zaman bazı takımlara kötülük yapılıyor gibi gözükebiliyor ama kulübün ilişkiler ağının neresinde olduğuyla ilgili bir durum. Bu haliyle hakemler hakikaten güven vermiyor ama dediğim gibi temel mesele medya. 

Röportaj: Kevser İme Şahin
Kamera: Alper Aydemir

ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!