comScore

Galatasaray Galatasaray

Deniz Ateş Bitnel o maçın perde arkasını FutbolArena'ya anlattı

08 Nisan 2020, Çarşamba 00:56
Deniz Ateş Bitnel o maçın perde arkasını FutbolArena'ya anlattı

Galatasaray - Trabzonspor maçındaki kararları sonra hakemlik serüveni sona eren Deniz Ateş Bitnel, yaşananların perde arkasını FutbolArena'ya anlattı.

FutbolArena - Hakemlik kariyeri sona eren Deniz Ateş Bitnel, yıllar sonra Galatasaray - Trabzonspor maçında yaşananları FutbolArena TV'de Aydın Cingöz ile gündem programında anlattı.
 

Deniz Ateş Bitnel, Galatasaray - Trabzonspor maçını anlattı


"Ben 17 yıllık FIFA hakemiydim. Galatasaray - Trabzonspor maçında 34 yaşındaydım. Önümde daha 9 yıl vardı ancak bırakmak zorunda kaldım. Ben gayet başarılı olacağıma inanıyordum. 2016 yılındaki maçtan sonra bir şekilde sezon sonuna kadar bana maç verilmedi. Sezon sonunda değişen MHK, bana kendimi hazır tutmamı söyledi. Yaz döneminde klasman düşürüldüm. Dünya tarihinde böyle bir şey mümkün olmamasına rağmen PTT 1. Lig'de maç yönettim. Çok iyi bir maç çıkarmama rağmen daha sonra görev alamadım."

"YARDIMCI HAKEMLERİM O GÜN BANA VERİLMEDİ, YALNIZ BIRAKILDIM"
"Biz müsabaka tebligatını aldığımızda Ukrayna'da Shakhtar - Schalke maçında Hüseyin Göcek ve ekibiyle birlikte görevliydik. Tebligatta ilk dikkatimi çeken şey, kendi yardımcı hakemlerimin olmamasıydı. Her zaman verilen yardımcı hakemler, o maçta bana verilmedi. Yurt dışında olduğum için MHK'ya nedenini soramadım. Dolayısıyla böyle bir süreç başlamış oldu. Erdem Bayık ve Kerem Ersoy ile o güne kadar başarılı gelmişim. İki kulübün kritik bir maçına beni atıyorsunuz ve yardımcı hakemlerimi bana vermiyorsunuz. Bir kere tezatlık burada başlıyor. O maçtaki yardımcı hakemleri çok seviyorum, zan altında bırakmak istemiyorum. Ancak maalesef uyum yakalayamadık ve müsabakanın başından sonuna kadar yalnız kaldığımı hissettim. Yardım alamadım. Kararları ben verdim ama bazılarında hatalı olduğumu sonradan gördüm. Ben bu hatalı pozisyonlarımı yardımcı hakemlerine sormuştum. Gerekli bildirimi alamadım. Sıkıntı olan durum buradan başlıyor. Benim yardımcı hakemlerim, hangi durumda bana yardımcı olmaları gerektiğini bilirlerdi."

"GALATASARAY'IN PENALTISI DOĞRU KARAR"

"Umut Bulut'un yerde kaldığı pozisyondaki penaltı hakkında şunu söyleyebilirim. Benim görüş açımda Cavanda'nın Umut Bulut'un sol dizine yandan darbe olduğunu ve Umut'un ayağının yer değiştirdiğini gördüm. Bu görüntü bir kere yayınlandı. Bir daha yayınlanmadı. Lig TV'de özette yok. Görüntü üzerinden bakarsanız penaltı değil ancak o bir kez yayınlanan görüntüde pozisyonun penaltı olduğu görülüyor."

"EN BÜYÜK HATAM, SABRİ'NİN MARİN'E YAPTIĞI POZİSYONDU"

"Benim için müsabakadaki en büyük hata, Sabri'nin Marin'e yaptığı pozisyonda penaltıyı vermemek olmuştur. Görüş alanıma göre Sabri, Marin'i görmemi engelleyecek bir pozistonda kalmıştı. Ben Marin'i ittiğini görmedim. Ben burada yardım istedim. Yardım istediğim kişiler bana pozisyonun temiz olduğunu söylediler. Eli göremeyecek pozisyondaydım. Penaltı olmadığı konusunda bana geri dönüş oldu. Dolayısıyla devam ettim. Futbol oynadığım için bir oyuncunun o şekilde düşemeyeceğini hissettim. O yüzden sordum. Ekibime güvenmek zorunda kaldım."

"OYUNU GERMEMEK İÇİN ÖZER HURMACI'YA KIRMIZI KARTI GÖSTERMEDİM"

"Kırılma anı Özer Hurmacı'nın gördüğü sarı karttı. Bütün gerilim ve tartışmalar orada başladı. Direkt kırmızı kart göstermem gerekiyordu. Orada bana kullandığı bir kelime vardı. 'Sıkıyorsa beni at' dedi ama oyunu germemek için sarı kart verdim. Dikkat ederseniz yanından uzaklaşırken birden dönüp sarı kart gösteriyorum. Daha sonra biraz da psikolojik sanırım, kayarak yaptığı bir müdahalede ikinci sarıdan attım. Topa müdahale ettiğini görmedim. Teknik olarak ikinci sarı kart, benim en büyük ikinci hatam oldu. Özer maçın o hale gelmesinin sorumlusu oldu."



"SALİH DURSUN ELİME VURUP, KARTI DÜŞÜRDÜ"

"Her maçta yanıma yedek kartlar alırım ama o gün ne olduysa yedek kartlarımı yanıma almamışım. Bana yapılan kurgunun içinde yer alıyormuşum gibi oldu. O pozisyonda Cavanda'ya gösterdiğim kırmızı kartı cebime sokmaya çalıştım. Ancak cırt cırtlı cebim yapıştığı için kartı cebime koyamadım. Salih Dursun o an elime vurdu ya da kartı almaya çalıştı. Yere düşen kartı bana gösterdi. Kartımı bana verince ben de onu attım. Kimse cesaret edemezdi. Tecrübesiz hakemler üç kırmızı karttan sonra bunu geçiştirirdi. Ben hakemlik onuru gereği dik duruş sergiledim. Ama birçok insan ve yönetici aynı dik duruşu sergileyemedi. Benim de zoruma giden bu oldu."

"TRABZONSPOR'UN HAKKINI YEMİŞ OLSAM, O PENALTIYI VERMEZDİM"

"Trabzonspor'a verdiğim penaltının daha sonra penaltı olmadığını gördüm. Trabzonspor camiasının hakkını yemiş olsam, o penaltıyı vermezdim. Ben ne görüyorsam onu verdim. VAR olsaydı daha farklı olabilirdi. O penaltıyı inanın iptal ederdim. Ben maçta tehdit edilmeme rağmen başı dik ayrıldım. Savcılık beni ifadeye çağırdı. Şike ve FETÖ soruşturması yapılmadı. Hepsinden alnım ak bir şekilde çıktım. Ne durumlara düştüğümü arkadaşlarım bilir. Beni tehdit edeni savcı sormasına rağmen şikayet etmedim. Müsakada olanın müsabakada kalması lazım."

"TRABZONSPORLU TARAFTAR 61 PLAKALI ARAÇLA BENİ EVE BIRAKTI"

"O maçtan sonra bizi takip eden basın mensupları ve rahatsız eden kişiler nedeniyle bir otelde 1,5 saat misafir edildik. Daha sonra ekibi biz minibüsle havalimanına gönderdik. Ve beni müsabakada misafirimiz olan Trabzonsporlu bir taraftar, 61 plakalı aracıyla evime bıraktı. İlk defa burada açıklıyorum. O kadar çok yardım etti ki bana... Bazı şeyleri stadyumda izleyince görürsünüz. 7 gün evden çıkmadım. Çıkınca Anadolu Adliyesi'ne gittim. Davalar açtım. Polisler eşliğinde eve döndüm ve 15 gün daha evden çıkmadım."

"DÖNEMİN ASBAŞKANININ DEDİKLERİ ÇOK ZORUMA GİTTİ"

"Çarşamba günü sanırım Yıldırım Demirören bir basın toplantısı düzenledi. Gelecek vaat eden bir genç hakemi kaybettik sözünü kullandı. Dönemin MHK Başkanı Kuddusi Müftüoğlu'nu arayıp bu sözü sordum. Yanlışla söylendiğini ve çalışmalara devam etmemi söyledi. Evden çıkıp TFF binasına gittiğimde, dönemin asbaşkanı 'Neden geldin, buralarda görünmemen gerekiyor' dediğini hatırlıyorum. Çok zoruma gitmişti."

"UİLENBERG BENİM İÇİN ÇOK ÇABA GÖSTERDİ"

"O maçtan sonra U-17 Şampiyonası'nda İsveç - Portekiz maçına çıktım. Müsabakada 3 tane penaltı verdim. Kimsenin harcı değildir. Gözlemcim neredeyse tam not verdi. Portekiz - Hırvatistan final maçını da ben yönettim. Jaap Uilenberg beni tebrik etti. Benim için özellikle federasyonla görüştü. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum."

"EŞİMİN ÇALIŞTIĞI YERDE YAKASINA YAPIŞTILAR"

"Bu sektörde en zayıf halka hakemler. Telefonlarımız dinleniyor, ailemiz takip ediliyor. Camiadaki en temiz insanlar bence hakemler. Arkaları yok, hakemin kalemini kırabilecek birçok kişi var. Maçtan sonraki haftada çocuğumun anaokuluna gidilmiş, oğlumu rehberlik odasına kitlemek zorunda kaldılar. 15 gün çocuğumu okula gönderemedim. Psikolojik tedavi aldı. Eşimin çalıştığı yerde yakasına yapışmışlar. Hatasıyla, sevabıyla bu bir oyun. Seyirciler, yöneticiler, teknik direktör, kaleci hata yapmıyor mu? Hakem de bir insan."

"SALİH DURSUN'A HAKKIMI HELAL ETMİYORUM"

"Yaptığım hatalardan dolayı kimi kırdıysam özür dilerim. Benim de hakkımı helal etmeyeceğim birkaç kişi var. Beni arayıp özür dilemeden, ekrandan özür dilemekle olmuyor. Hakkım onlara helal değildir. Benim dolaylı yoldan hatalarım vardır ama bu maçtaki kırılma noktasındaki kişilere hakkım helal değildir. Salih Dursun, Antalyaspor'a transfer olurken özür dilemiş ama öyle ekrana çıkıp şov yapmakla olmuyor. Hakkımı helal etmediğim benim söylememden anlaşılıyordur zaten."

Son dakika Süper Lig Haberleri FutbolArena'da.

ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!