comScore

FutbolArena TV

Fenerbahçe'den İşgal Güçlerine Tokat! General Harrington Kupası

12 Eylül 2019, Perşembe 17:59

Bundan 100 yıl önce İstanbul, işgal güçlerinin elinde esir düşmüş bir şehirdi. 1. Dünya Savaşı'nın ardından İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar; İstanbul'a yerleşmiş hatta futbol takımları kurmaya başlamışlardı. Bu süreçte İstanbul'da tam 15 Rum, 3 de Ermeni takımı kurulurken 1922'de İstanbul'a artık tamamen yerleştiğini sanan Yunanlılar 'İstanbul Yunan Spor Federasyonu'nu bile kurmuştu. Fransızlar ve İngilizler ise zaman zaman kendi ülkelerinden futbol takımlarını getirtiyor ve Türk takımları ile maçlar yapıyorlardı.
Türk takımları ile işgal güçlerinin takımları arasında yapılan bu müsabakalar, bir futbol maçından çok onur savaşına dönüyordu. İşgal kuvvetleri askerlerine moral vermek için bu gibi maçlar organize ederken, Türk takımları ise adeta halka, işgalcilere boyun eğilmeyeceğinin mesajını vermek istiyordu.

13 Kasım 1918'de İstanbul işgal edildi. İlk maç 24 Kasım 1918'de oynandı ve işgalin 11. gününde Fenerbahçe, Fransa'nın garnizon takımını 3-1 yendi. Bu Fenerbahçe'nin, işgal güçlerine karşı başlattığı direnişin ilk maçıydı. Sonraki yıllarda işgalcilere karşı tam 50 maça çıkan Fenerbahçe, bu maçların 41'ini kazandı, 4'ünde berabere kaldı ve sadece 5 kez yenildi. Rakiplere 193 gol atan Fenerbahçe kalesinde ise 47 gol görmüştü.

Kurtuluş Savaşı sırasında da devam eden bu maçlar, Türk askerine büyük bir moral kaynağı olmuştu. Sakarya Muharebeleri sırasında taş basma gazeteler cephedeki askerlerimize ulaşıyor ve Türk askerleri Fenerbahçe'nin İngilizlere, Fransızlara, Yunanlılara karşı aldığı galibiyet haberleriyle moralleniyordu.

Kuşdili'nde dere ağzında yer alan Fenerbahçe lokali, aynı zamanda Anadolu'ya erzak, cephane ve silah yolluyordu. Bu desteği bir süre sonra fark eden işgal güçleri lokali basmış ve kulübü 70 gün kapatmıştı.

1923'e gelindiğinde işgal kuvvetleri savaşı kaybedeceklerini görmeye başlamıştı. Yeni bir devlet doğuyordu. Mart ayında İşgal Kuvvetleri Komutanı General Harrington, 5 yıldır başlarına bela olan Fenerbahçe'yi yenmeyi kafasına koymuştu. Çok sayıda subayı masasında topladı ve onlara şu emri verdi. "Fenerbahçe'yi mutlaka yeneceksiniz"

1922-1923 sezonunda Fenerbahçe, tarihinin en başarılı dönemlerinden birini yaşamaktadır. O sezon oynadığı 12 maçı da hiç gol yemeden kazanan Fenerbahçe rakip filelere tam 58 gol atarak şampiyon olmuştur. 4 yıldır gol kralı olan Zeki Rıza Sporel, 12 maçta tam 28 gol atmıştır.

Bugün yerinde Gezi Parkı'nın olduğu Taksim Stadı'nda 29 Haziran 1923 günü müsabaka yapılmıştı. Stat ana baba günüydü. İşgalci askerler, türbanlı Hindular, etekli İskoçlar, Anzaklar ve Senegalliler bir tarafta coşkuyla, fesli setre pantolonlu Türkler de öbür tarafta sessizce oturuyordu...
İngilizler sahaya çıktığında büyük bir destek vardı. Pırıl pırıl formaları ile maça hazırdılar. Fenerbahçe ise eskimiş forma ve ayakkabılar ile sahaya çıktı.
İngilizler bu maç için Chelsea'den İskoç kanat oyuncusu Willie Ferguson'u getirtmişti. Ferguson daha sonra Chelsea kulübü ile tam 300 maça çıkan bir efsane olacaktı. Onun 15. dakikada attığı golle 1-0 öne geçtiler. İlk yarı bu skorla sona erdi. Devre arasında Fenerbahçe soyunma odasında çıt çıkmıyordu. Sinirden titreyen, ağlayan futbolcular vardı. Tevfik Bey tek bir cümle söyledi. "Türklük bugün sizden galibiyet bekliyor"

2. yarı başladı. 59. dakikada Zeki Rıza Sporel orta sahada kazandığı topla kat etti. İki kişiyi çalımladıktan sonra sol ayağı ile şutunu attı ve beraberliği getirdi. Statta o dakikaya kadar sessiz olan Türkler ayağa kalktı. Fesler havada uçuşuyordu. "Türkler, Türkler" şeklinde tezahüratlar başladı.

Maçın bitimine 15 dakika kala 75. dakikada Zeki Rıza bir kez daha sahneye çıktı. İlk golü attığı yerden yine sol ayağı ile şutunu çıkardı ve Fenerbahçe'yi 2-1 öne geçirdi. Fenerbahçe, İngiliz karmasını devirmişti!

O gün İsviçre'de, Lozan'daki otelinde sabırsızca müsabaka sonucunu bekleyenlerden biri de İsmet Paşa'ydı. Birkaç kez maçın sonucunu bildiren telgrafın gelip gelmediğini sormuştu. Ouchy Şatosu'nda Türk heyeti görüşme için bekleniyordu. İsmet Paşa otelden çıkmadan hemen önce telgraf gelmişti. Sevinçten şapkalar havaya atıldı. "Hem havan topuyla, hem futbol topuyla savaş kazanan tek ülke biziz" diyen İsmet Paşa, Fenerbahçe'ye gönderdiği tek cümlelik telgrafında da şöyle diyordu. "Heyetimiz adına meserretle gözlerinizden öperim"

İsmet Paşa ve beraberindeki heyet Ouchy Şatosu'na girerken etrafa gülücükler saçıyordu. Heyet Başkanı Raumbold şaşkın, "Ne oldu bu Türklere?" diye sordu. Maçın sonucunu onlar da öğrenince Taksim Stadı'ndaki hava Lozan'a kadar erişmiş oldu. Bir tarafta sevinç, öte tarafta yenik suratlar vardı.

Fenerbahçe Videoları