comScore
1 / 29

Spor yazarları, Fenerbahçe - Trabzonspor maçına ne dedi?

FutbolArena - Fenerbahçe, Spor Toto Süper Lig’in 30. haftasında sahasında Trabzonspor ile karşı karşıya geldi. 1-0 yenik götürdüğü müsabakanın 90+6. dakikasında Valbuena’nın attığı golle Fenerbahçe mücadeleden 1 puan kopartabildi. Spor yazarları, Fenerbahçe - Trabzonspor mücadelesini köşe yazısında değerlendirdi. 

2 / 29

Spor yazarları, Fenerbahçe - Trabzonspor maçına ne dedi?

<h2>Spor yazarları, Fenerbahçe - Trabzonspor maçına ne dedi?</h2>
MEHMET DEMİRKOL - FANATİK

Trabzonspor’un maç başı planı beklendiği gibiydi. Orta sahaya yaptıkları baskıyı Fenerbahçe geriye dönmek zorunda kaldığında kesmediler. Top kaptılar, direkt kaleye gittiler. Fenerbahçe orta sahasını çok koşturdular. Yusuf’un golünden sonra bu baskıyı kesmeleri onlar için doğru olmadı. Oyun merkezini geri çektiler. Alanı savunmakla yetindiler. Fenerbahçe Sosa üzerine sert bir baskı kurup Yugo faulleri yapınca etkin kontra yapamadılar. Valbuena oyuna girip, Sadık atıldıktan sonra da ilginçtir bu plan değişmedi. Ersun Yanal 3 kez dizilişi değiştirdi. Karaman sadece oyuncu değiştirdi. Oyuna genişlik verip topu almanın peşine düşmediler. Valbuena ve Eljif çok isteyince de Dirar’ın pozisyonu dışında organize bir akın bulmasalar da ortalar ve uzak şutlarla gol şansları yakaldılar. Son saniyede de çok şeyi değiştiren işi Valbuena yaptı.
3 / 29
Gecenin sorusu

Ünal Karaman bu maçın 2. yarısını bir daha oynama şansını bulsa acaba neyi farklı yapardı. Sanırım tüm sezonda en çok pişmanlık yaşadığı maç budur.

Maçın starı

Valbuena bireysel damga vurdu. Hiçbir planı olmayan takımı için her şey oldu. Az sayıda pozisyonun tamamında o vardı. Trabzon’u tek başına tedirgin etti. Fenerbahçe’yi daha büyük bir krizin içine düşmekten kurtardı.
4 / 29
Maçın olayı

Fenerbahçe oyunun Sosa üzerinden oynanmasını engellemek istedi. Ancak Sosa’yı Yugo faulleriyle durdurmayı seçti. Aslında bu Fenerbahçe’nin oyun planı, fizik durumu şu bu... Her şeyi anlatıyor.

Kısa mesaj

Şu sezon bir bitse...
5 / 29
ALİ ECE - FANATİK

Bu sezon hepimiz Trabzonspor’un daha bile iyi başladığı maçlara şahit olduk. Fenerbahçe ise birkaç haftadır tarihinin en kötü maç başlangıçlarını yapıyor. Henüz 30. saniyede Sadık’ın kademe hatası sonrası başlayan kolektif kaos, ikinci yarıda Valbuena oyuna girene kadar devam etti. Yusuf Yazıcı’nın golünde Abdülkadir Ömür, idollerinden Iniesta’nınkileri anımsatan kalitede bir asist yaparken Fenerbahçe savunması olabilecek en hatalı şekilde pozisyon almıştı. İlk 45’te biraz Jailson direnişi bolca da Trabzonspor pas futboluyla top koşturması izledik. Valbuena girdikten sonra Fenerbahçe maça ortak oldu. Sadık’ın sarısı varken yaptığı hatalı müdahale, yakalanan momentumu bozdu. Son 10 dakika Fenerbahçe yeniden baskı kurdu, Trabzonspor çok geriye çekilince Valbuena ile Kadıköy tılsımı birleşip kalesinde devleşen Uğurcan’ı son anda geçmeyi başardı.

Gecenin sorusu

Sadık sarısı varken o aşırı riskli müdahaleyi neden yapar?
6 / 29
Maçın olayı

Abdülkadir’in asisti estetik açıdan da etkileyiciydi.

Kısa mesaj

Fenerbahçe’de yetenek seviyesi yetersiz bir sürü oyuncu varken, Valbuena’nın yedek bırakılma kriteri olmamalı. Valbuena’nın serbest 10 numara oynadığı başka bir düzen oluşturulmalı
7 / 29
SERDAR ALİ ÇELİKLER - HABERTÜRK

En sondan başlayayım, 70’te 10 kişi kaldıktan sonra Fenerbahçe’yi çok beğendim. Takımdaki her oyuncu kendini yırttı. Sadece mücadele etmekle kalmadılar, oyun da oynamaya çalıştılar. Kanatlara indiler. Trabzonspor’a bu süre boyunca doğru dürüst akın şansı vermediler. Bu dönemde Ünal Karaman, Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür’ü çıkartarak takımın "pasla çıkma" damarını kopardı. Sosa yalnız kaldı, Nwakaeme yorgun düştü, Bordo-Mavililer geri yaslandı. Bunun üzerine F.Bahçe tam anlamıyla tek kaleye çevirdi. Topal ve bilhassa Dirar ile çok iyi pozisyonlar buldular ama atamadılar. Son saniyede duran toptan gelen golle de mücadelelerinin karşılığını aldılar.

Maça başlayalım:

Trabzon 15 dakika geçtiğinde gösterdi ki "Ben senden iyi takımım." Buna göre oynadılar. 3 pozisyon buldular, Yusuf ile de şahane bir gol buldular.

Sonra yine oyun üstünlüğü Trabzonspor’daydı. Ta ki 35’lere kadar.. Sonra F.Bahçe’nin oyunu rakip alana yıkan ama üretken olmayan futbolu vardı.
8 / 29
Herhalde yönetim tandanslı yorumlarda da Zajc gazı bir kesilir. Bu oyuncu Sloven Salih Uçan’dır daha ötesi değil.

Ekici’den geride. Ekici F.Bahçe’de 3. 10 numara olur. Düşünün Zajc’ın durumunu... Bu oyuncuya devre arasında tam 4.5 milyon Euro ödettiren Batuhan Hakçıl ve Comolli ikilisi hala sorgulanmıyorsa bu açıkça ’yönetim zafiyetidir.’
2. yarıda Zajc oyundan alındı ve Valbuena dahil oldu. İleride yaşanan kalite eksikliği bir nebze olarak giderildi. Çıkarken yuhalanan Ayuv bile bu devrede fena oynamadı aslında... Ama artık taraftarın bu isimlere karşı sıtkı sıyrılmış durumda.
Dün F.Bahçe’de Isla - Skrtel - Jailson ve Valbuena çok iyi maç çıkardılar. Topal-Hasan Ali - Dirar ve Elmas da gayet iyilerdi. Ellerinden geleni yaptılar. Soldado vasat üstüydü. "Ey Çelikler, madem bu kadar fazla ismin performansı yüksekken neden yenemediler o halde" derseniz şöyle derim: Kendilerini parçalıyorlar ama kaliteleri cidden çok düşük.. İnanılmaz zayıf bir takım Fenerbahçe.
9 / 29
Trabzonspor ise Ünal Hoca’nın maç sonu açıklamalarındaki doğru tespiti gibi özellikle F.Bahçe 10 kişi kaldıktan sonra hiç top yapamadı. 35. dakikadan itibaren Trabzonspor ritmini kaybetmese maç 2’ye 3’e giderdi. Karaman’ın elinde kaliteli yedek olmamasının bu durumda etkisi vardır muhakkak. Maçtan evvel "F.Bahçe bu maçı kazanamaz. Belki taraftarı ile berabere kalır. Biri kazanırsa o da Trabzonspor olur" demiştim. Tahmin ettiğimden de iyi oynayan F.Bahçe, tahmin ettiğimden kötü oynayan Trabzon’a rağmen maçı ancak son saniye golü ile berabere bitirebildiyse Ali Koç’un başını ellerinin arasına alıp 6 tane çok kaliteli oyuncu alması gerekliliğini düşünmesi lazım.

Hakem Cüneyt Çakır, F.Bahçe’nin tepki gösterdiği kadar berbat bir maç yönetmedi. Bence F.Bahçe’ye 2 - 3 sarı kart kıyağı yaptı.
10 / 29
ENGİN VEREL - AKŞAM GAZETESİ

Dün akşamki F.Bahçe-Trabzonspor maçı misafi r takım için pek de önem taşımıyordu. Ama ev sahibi F.Bahçe için tehlikeli bölgeden bir an önce kurtulma bakımından kritikti. Fenerbahçe, son 9 maçında 2 galibiyet almış, Trabzonspor ise son 7 karşılaşmada 6 galibiyet, 1 beraberlikle Kadıköy’e gelmişti.

Fenerbahçe açısından sadece puan değil başkanıyla yönetimiyle, en başta Sportif Direktörü ve Teknik heyetinin yarınları açısından inanılmaz bir 90 dakikaydı. Alınabilecek kötü bir netice bu arkadaşlar için kabus olabilirdi. Nitekim de oldu. Fenerbahçe’nin hocası maç öncesi konuşması gerekirken konuşamamış, sonunun ne olacağını bildiği için Jailson’u, Sajc’ı ve Ayew’i ilk 11’de sahaya sürmüştü. Tabii ki geçen haftadan Sadık ve Dirar’ı da unutmamak lazım.
11 / 29
Dün akşam futbol adına baktığımızda 39 bin seyircinin doldurduğu Kadıköy’de ne enteresan ki bu futbol takımının en iyi adamlarından biri Skrtel’di. Ama o ve 1-2 arkadaşı Sadık’tan önce ikinci sarı karttan kırmızı görebilirdi. Bu açıdan Cüneyt Çakır’a teşekkür etmeleri gerekir. Tabii bir de Harun’u unutmamak gerekir. Biraz Hasan Ali biraz Mehmet, bir şeyler yapmaya çalışırken, Trabzon takımı genç iki Abdülkadir, Hüseyin, Yusuf ve kaleci Uğurcan’la Fenerbahçe’ye futbol dersi verdi. 22 yıldır Kadıköy’de yenemedikleri F.Bahçe’yi tam yeneceklerdi ki uzatmanın da uzatmasında Valbuena’nın orta şut karışımı vuruşu ağlara gitti. Beraberliğe sevinen bir F.Bahçe gördüğümde tüylerim ürperdi açıkçası.
12 / 29
Konumuz F.Bahçe olduğuna göre bu 1 puana sevinmek bile, F.Bahçeli futbolcuların ne denli bu formayı küçük düşürdüğünün en güzel örneğiydi. Demek ki bu arkadaşlar, bu formanın ve isminin hala kıymetini bilmiyorlar. Oynamış oldukları rezil futbol sonunda 1 puana sanki şampiyon olmuşlar gibi sevinebiliyorlar. Şunu unutmasınlar ki, F.Bahçe futbol takımının sporcusu sadece şampiyonluğa oynadığında, bu yolda adımlarını atarken maç sonunda sevinir. Bu tür skorlardan sonra hatalarının üstünü kapatmak için bu tür sevinçler ne camiaya ne o formaya yakışır. Bunu da birilerinin söylemesi gerekir ama o birileri nerede... O birileri orada olmadığı için takım bu halde. Ayrıca 1 puanı da onlar almadı, Trabzonspor hediye etti. Bir de Valbuena gibi bir adamı ilk 11’de oynatmayan teknik direktöre ne denir, onu bilmiyorum!
13 / 29
KEMAL BELGİN - TÜRKİYE GAZETESİ


Ligin finaline doğru geri kalan maçlar içinde önemi ve peşin heyecanı en yüksek olanlardan biriydi dün geceki maç. Ev sahibi Fenerbahçe’nin hele hele Göztepe’nin Başakşehir galibiyetinden sonraki puana ulaşması heyecanını, stresini daha da arttırmıştı. Rakip Trabzonspor’un ise uzun zamanlardan beri bu sahada maç kazanamamış olması da hatta hatta ’bir sıra daha yukarı çıkabilir miyim?’ beklentisi de onlar açısından önem taşıyordu.
14 / 29
Maçın ilk 5-10 dakikasından sonra Trabzonspor’un oyun alanını özellikle savunduktan sonra oyuna çıkışıyla iyi bir Avrupa Ligi takımı olarak kullanışına tanık olduk. Ama aynı renkli görüntü ön tarafta pek görünür gibi değildi. Buna karşılık Fenerbahçe’nin bırakın takım halinde oynayabilmesini ferdi olarak da en küçük bir kıpırdanma gösteremeyişi doğrusu hayret vericiydi. Hani Dirar dışında dün akşamki takımı satış listesine koysanız acaba batıdan bir talibi çıkar mıydı?
15 / 29
6. dakikadaki Trabzon golü tam bir modern futbol oluşumunun sonu olurken, Fenerbahçe’nin cevabı sanki vurdumduymazlık etkisizliğindeydi. İkinci yarıya dönüşte Fenerbahçe’nin bir toparlanma, bir saldırma sergilemesi beklenecekti. Öyle de oldu. Organizasyon yokluğu yine bas bas bağırıyordu ama buna karşılık da Trabzon takımının giderek dakika dakika 11 kişi gibi görünmesine rağmen 9 hatta 8 kişiye inişi biz tribündekiler gibi Ünal Hoca tarafından da seyrediliyordu galiba. Ufaklık Abdülkadir, Nwakaeme hatta Rodallega artık formalarıyla vardılar da futbollarıyla yoktular.
16 / 29
16. dakikadaki Trabzon golü tam bir modern futbol oluşumunun sonu olurken, Fenerbahçe’nin cevabı sanki vurdumduymazlık etkisizliğindeydi. İkinci yarıya dönüşte Fenerbahçe’nin bir toparlanma, bir saldırma sergilemesi beklenecekti. Öyle de oldu. Organizasyon yokluğu yine bas bas bağırıyordu ama buna karşılık da Trabzon takımının giderek dakika dakika 11 kişi gibi görünmesine rağmen 9 hatta 8 kişiye inişi biz tribündekiler gibi Ünal Hoca tarafından da seyrediliyordu galiba. Ufaklık Abdülkadir, Nwakaeme hatta Rodallega artık formalarıyla vardılar da futbollarıyla yoktular.
Buna karşılık Ersun Hoca bir Valbuena hamlesini 56. dakikada aklına getirirken, acaba rakibinin bu fukaralığından mı esinlendi yoksa "Aman şunu sokayım da yarın laf yemeyeyim" görüşünün arkasında mı saklıydı? Hele hele Ayew’in 65 dakika oyunda kalışı Ersun Yanal için yaptığım eleştirilerde çok da haksız olmadığımı ortaya koymuyor mu? Trabzon’a bakarsak, yapılan değişiklikler için eskilerimizin çok sevdiğim bir lafı aklıma geldi. O da, "Üsküdar’da sabah oldu" idi. Pas ve dribbling gibi önemli futbol özelliklerini ukalalığa, fazlaca abartmaya yatan Trabzon takımı bence bu kazanamayışının en büyük sebebini burada aramalıdır.
Yazıyı noktalarken maç sonrası gördüğüm bir fotoğrafa hayretler ettiğimi ifade edeyim. Trabzon kalesine "Ben istiyorum gol olacağım" diye giren top tribünlerdeki Fenerbahçelileri havalara uçurdu. Vah ki vah...

MAÇIN ADAMI: Uğurcan Çakır
17 / 29
DENİZ ÇOBAN - FANATİK

Her yönüyle hakem ekibi için zor bir maçtı. Her şeye rağmen bir aut-korner pozisyonunda ters düşmelerinin dışında hakemler ekip olarak uyumlu bir maç çıkarttı. Saha içi yönetimiyle Çakır; ufak tefek hatalar dışında tartışılacak ve sonuca etki edecek kararlar vermedi. Çakır maç genelinde tutarlı düdükler çaldı. Gösterdiği kartlarda haklıydı, yerinde kullandı. Göstermediklerini eleştirebilirim. 23’de Jailson’un, Abdülkadir Parmak’ın ayağına bastığı pozisyon ile 83’te Valbuena’nın yine Parmak’a yaptığı hareketten sonra; birer sarı kart almaları gerekiyordu.
18 / 29
Devam kararları doğru

Maçta cılız penaltı beklentileri oldu. Bu beklentilere kulak asmayarak oyunu devam ettirmesi doğruydu. Pozisyonlarda penaltı yoktu. Maçtaki en kritik karar, 71. dakikada Sadık’ın kırmızı kart gördüğü pozisyondu. Sadık’ın eliyle Yusuf ’un yüzüne doğru yaptığı hamle sarı kartı gerektiriyordu. Dolayısıyla faul kararı ve çıkan ikinci sarı kart doğruydu.
19 / 29
CEM DİZDAR - FANATİK GAZETESİ

Fenerbahçe hem idari hem teknik açıdan gerçekten ilginç bir süreçten geçiyor. Alınan kararlar herhangi bir deliği yamamıyor. Sahada da!.. Yusuf’un golünde Jailson/Topal ikilisi nerede ve ne yapıyorlar bir bakın! Bu hatalar bu düzeyde oyunculardan kaynaklanıyor ise maç analizi, kadro seçimi, hafta içi idmanları gibi parametreleri ne yapacağız? Ligdeki yeri nedeniyle Kadıköy’e rahat gelen Trabzon ilk 30 dakikada hayli rahat ve ezbere oynadı. Her topu doğru adrese ulaştırarak Fenerbahçe’yi koşturup durdular. Nihayet 61. dakikada ’oyuna hareketlilik getirsin’ diye sahaya sürülen Valbuena’nın direkten dönen şutu sonrası bilinçli değilse bile oyuna bir itiraz geldi Fenerbahçe’den. Ancak açık alanda yakalanan Sadık kendini attırdı ve devamında paslar yerini bulmaz, ikililer kazanılamaz oldu. Trabzon ise sakin, temkinli ve bilinçle sürdürdü ancak gol arayışından vazgeçmeleri bir kaza ihtimalini de çağırmıyor değildi. Son andaki o gereksiz, acemi faul de ihtimali Fenerbahçe lehine gerçek kıldı.
20 / 29
Gecenin sorusu?

Fenerbahçe’nin yediği gol şu soruyu düşürdü aklıma... Acaba teknik adamlar antrenmanları ’teknik yaldızlar’ dökülmesin diye mi insanlara kapatıyorlar?

Maçın starı

Adamları demek daha doğru olur... Jose Sosa idaresindeki iki Abdülkadir ve Yusuf Yazıcı maçın en gösterişli oyuncularıydı. Keza genç kaleci Uğurcan Çakır... Ve elbette yenilgiden kurtaran Valbuena.
21 / 29
Maçın olayı

Fenerbahçe’nin hali zaten başlı başına olay. İnsan düşünmeden edemiyor; gelecek sezonu gençlerle planlayacağını açıklayan Ersun Yanal takımını bu cendereden nasıl çıkaracak?

Kısa mesaj

Trabzonspor mahallenin, memleketin, gezegenin düşük maliyetli çocuklarıyla yüksek katma değerli oyundan şahane örnekleri veriyor.
22 / 29
RIDVAN DİLMEN’DEN ŞAMPİYONLUK YORUMU

Rıdvan Dilmen, NTV’deki %100 Futbol programında Spor Toto Süper Lig’inde kalan maçları ve şampiyonluk yarışınıu değerlendirdi.
23 / 29
Şampiyonluk yüzdelerine bakacak olursak Başakşehir ile Galatasaray yüzde 40, Beşiktaş yüzde 20. Artık Başakşehir ile Galatasaray’ın şampiyonluk şansı eşit şartta. Beşiktaş, şansını %20’lere kadar çıkarttı.
24 / 29
Abdullah Avcı’yı 8 puan öndeyken Fener’e, Beşiktaş’a yazdılar. Ama ben teklif olduğunu düşünmüyorum. Ersun Yanal da böyle devam ederse seneye kalmayabilir. Ama Ali Koç’un ben teknik direktör aradığını da düşünmüyorum.
Beşiktaş son 5 maçında 15 puan almışken Başakşehir 5 maçta 5 puan almış. Beşiktaş, gelecek sezonun planlamasına başlamıştı. Puan farkı o kadar fazlaydı.
25 / 29
Büyük takımlar şampiyonluk yarışına girdiğinde son 8 hafta kolay kolay kaybetmez. Başakşehir stadında ben Göztepe tezahüratı duyuyorum. Ligin ikinci yarısında yapılan sistem değişikliğini anlamadım. Tüm yük Mahmut, İrfan, Robinho’ya bindi. Lig lideri ama geriye düştüğü hiçbir maçı kazanamamış. İki maçta son dakikada VAR ile kazandığı penaltı ile puan aldı.
26 / 29
"G.SARAY 8 PUAN ÖNDE OLSA BAŞAKŞEHİR SU İÇERDİ"
Başakşehir’in hakkı yendi demiyorum. Ama o kadar algı operasyonu oldu ki etkilenmemek mümkün değil. Tabii Başakşehir de yardımcı oldu buna. Galatasaray 8 puan önde olsaydı Başakşehir anca su içerdi. Veya Beşiktaş, veya Fenerbahçe. Başakşehir’de oyuncuların coşkusunda bile sıkıntı görebiliyoruz. O yüzden büyük kulüp ve büyük takımı ayırmak gerekiyor.

Galatasaray, ritmini buldu artık. Galatasaray kolay bir maç oynamayacak. Ama Fatih Terim ve Şenol Güneş’e altın tepside bir fırsat geldi. Bugüne sadece Başakşehir’in kötü gitmesiyle gelmedik. Galatasaray ve Beşiktaş iyi oynayarak ve kazanarak geldiler.

27 / 29
Beşiktaş, 2’de 2 yaparsa yarışta Başakşehir ve Beşiktaş kalır. Galatasaray’ın şehir dışı 3 maçı var. Başakşehir, sadece 1 kez şehir dışı yapacak. Beşiktaş’ın da şehir dışında sadece 1 maçı var. Bu yarış sezon sonuna kadar gidecek, öyle gözüküyor.
28 / 29
"PUAN KAYIPLARI OLACAK"
Ben hala puan kayıplarının olacağını düşünüyorum. Özellikle deplasmanlarda. Galatasaray ve Başakşehir, kalan maçlarını kazanırsa şampiyon oluyorlar ama puan kayıpları bekliyorum.
29 / 29