Başakşehir - Fenerbahçe maç sonu köşe yazıları
ERMAN TOROĞLU - FOTOMAÇ
İlk yarı oynanıyor, klasik bir Başakşehir... F.Bahçe'nin kımıldayacak hali yok. İnanılmaz top yapıyorlar, araya toplarla pozisyona girmeye çalışıyorlar. F.Bahçe ise bunlara karşı koyamıyor. İlk yarıdaki oyuna göre, ikinci yarı bu Başakşehir, F.Bahçe'yi rahat geçer diyorsunuz. Ama işte kazın ayağı öyle değil. İkinci yarı başlamasıyla birlikte F.Bahçe baskıya başlıyor. Aslında Aslında Başakşehir tam da istediği şey.. Baskıyı kırıp, çok çabuk bir şekilde rakibinin arka tarafının üzerine gidebilir. Ama bakıyorsunuz; Başakşehir baskıyı yiyor ve buna karşılık veremiyor. Alışılmış bir Başakşehir değil... Zaten bunun sebebini düşündüğünüzde de, olayı hemen çözüyorsunuz. Abdullah Avcı ya kenardan olaya dalıyor, ya da Arda'ya kıyak yapıp biraz daha oyunda tutmak istiyor. Ama Arda'yı her oyunda tuttuğu dakikada, F.Bahçe de Başakşehir'in üzerine geliyor. Çünkü Başakşehir, Arda ile 1 kişi eksik oynuyor. Artı... Başakşehir'in defansta kaleciyle oynama ve birbirleriyle pas yapma olayı, çok zaman iş yapıyor. Ama yarattıkları bir pozisyondan saçma sapan bir gol yiyorlar. Hem defanslarının hem de kalecinin hatası var. Sana gelen topu, çok rahat bir şekilde elle alabilirsin ya da kontrol edebilirsin. Demek ki kaleci durduğu yeri doğru tespit edemiyor, kendisini ceza azalanının dışında zannediyor... Golü yedikten sonra Abdullah Avcı rüyadan uyanıyor. Arda'yı oyundan alıyor. Bu sefer tekrar Başakşehir sahneye çıkıyor. Hemen golü buluyorlar ve üstüne 3-4 net gol pozisyonu yakalıyorlar. Başakşehir dün akşam F.Bahçe'ye puan kaptırsaydı eğer, bunun tek sorumlusu Abdullah Avcı olacaktı. F.Bahçe'nin rakibi Başakşehir değil, düşme hattındaki rakipler... Ama dün akşam Başakşehir'in haricindeki bütün takımlar F.Bahçe'yi tutuyorlardı. Ancak hepsinin kursağında kaldı. Belki de Abdullah Avcı dedi ki; şunları biraz sevindireyim!.. Ama olmadı. Bence hak eden kazandı.
AHMET ÇAKAR - SABAH
Maça baktığımızda iki farklı devre izledik. İlk yarıda Başakşehir adeta bir antrenman maçı oynadı. Üstelik bu dakikalarda da Tolgay, Volkan ve Serdar Aziz'in ortaklaşa hatasından golü de buldu. Tolgay, ceza alanının solunda yattı kalktı, çalımı yedi, İrfan Can ortaladı, Volkan kısa yumrukladı, Robinho da golü yaptı. İlk yarı bittiğinde "Vah Fenerbahçe vah... Başakşehir karşısında ne hallere düştü" dedik. Tıpkı Beşiktaş maçının ilk yarı sonunda dediğimiz gibi... İkinci yarı düzinelerce pas hatası yapan Eljif çıktı, Mehmet Ekici girdi ve kontrol Fenerbahçe'ye geçti. Başakşehir'de Attamah diye bir oyuncu var. Ne zaman seyretsem bireysel hatadan takımına gol yedirdi. Dün gece de öyle... Pası kısa düştü, Soldado aşırttı ve golü yaptı. İşte bu beraberlik golünden sonra futbol adına inanılmaz şeyler yaşandı. Fenerbahçe art arda yüzde 100 gollük pozisyonları kaçırdı. Gol geldi geliyor diyorduk ki gardı düşmüş Başakşehir, Fenerbahçe defansının bir yerleşim hatasından golü buldu. Mossoro çok iyi girdi, içeri çevirdi ve Napoleoni de golü yaptı. Bu gol 3 puandan fazlasıydı. Başakşehir kaybedebilirdi ki kazandı ve belki de şampiyonluk geldi.
Maçın hakemi Hüseyin Göçek tek kelimeyle muhteşem bir maç yönetti. VAR'a gitmedi ama VAR'ın kararını beklediği ve çağrılmadığı tüm pozisyonlarda haklıydı. En kritik an Arda'nın ayağından sekip eline vuran top ama asla penaltı olamaz. Hem yarım metrelik bir mesafe var, hem de top Arda'nın ayağından zıplayıp eline çarptı.
BAŞAKŞEHİR - FENERBAHÇE MAÇ SONU DEĞERLENDİRMELERİ
SERDAR ALİ ÇELİKLER - HABERTÜRK
Ersun Yanal, son derece yanlış bir analiz ile Elif Elmas'lı bir 11 ile maça başladı. Bu genç oyuncu futbolu bilmiyor. Çok tecrübesiz ve doğal yeteneklerinin üzerine pozisyon bilgisini bir türlü ekleyemiyor. Maçın hemen başında bulduğu pozisyonundaki telaşesi bir yana rekor top kaybıyla oynadı. Ona Zajc'ın da ciddi sayıda top kaybı olunca 15. dakikadan itibaren oyun üstünlüğü Başakşehir'e geçti. 19. dakikada Tolgay'ın aymazlığı Volkan'ın akıllara zarar hatalarından bir yenisi ile gol yenildi. O dakikaya kadar Başakşehir'in 1 pozisyonu vardı; golden sonra hiç pozisyonu yoktu. Buna karşın ilk devrenin son 30 dakikasında Başakşehir oyun olarak F.Bahçe'yi ezdi. Her zamanki gibi fişi çekemediler.
2. yarıda Yanal yine doğru değişiklikle Ekici'yi Elmas'ın yerine aldı. Tolgay'ı öne çıkardı; Zajc da ön plana çıkınca rakip alanda top tutulmaya başlandı. Zajc'ın kafa şutu yandan auta çıktı. Üst üste pozisyonlar bulundu, F.Bahçe bir ara Başakşehir ceza sahasında oynar oldu. İronik olarak gol, bireysel hatayı takip eden Soldado ile geldi. 2 dakika sonra Zajc inanılmaz bir golü kaçırmasa. Fenerbahçe bu stattan en az 1 puanla ayrılırdı. Sonrasında aslında yine pozisyon yokken, Başakşehir hiç gelemezken yine yerleşik savunmada Mossoro çaprazda yine Volkan'ın müdahele edemediği topu içeriye çevirdi ve Napoleoni skoru belirledi. Soldado'nun kafa vuruşu da auta çıkınca maç bitti. F.Bahçe adına kritik puanlar kaybedildi. En az 1, belki 3 puan kaybedildi. Başakşehir'e kaybetmek bu seneki F.Bahçe için makul karşılanabilir. Ama 2 gerçek kesinlikle ortaya çıktı:
A- Bu takım kalecisiz oynuyor.
B- Ersun Yanal B planları ile işi kurtarıyor ama A planları işlemez oldu..
Bu mağlubiyetten çıkarılması gereken dersler dışında kalan 9 maçta 12 puan toplanma zorunluluğu da çıplak bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Peki bu takım 9 maçta 3 galibiyet ve 3 beraberlik alabilecek potansiyeli var mı? Soru budur. Cevabım belli: Kalecisi olmayan, savunması bu kadar kötü olan takım çok zor maç kazanır.
Başakşehir ise bu kritik galibiyetle yelkenini rüzgarla doldurdu. 1-1 iken oyun F.Bahçe'ye dönmüştü. Bu dönemdeki krize müdahele edemedi Avcı ama Napoleoni'yi alarak "Kazanma" zorunluluğunun peşinden gitti. Önemli bir 3 puan kazandılar. Önümüzdeki 2 haftayı 6 puanla geçerlerse yüzde 80 şampiyon olurlar.
EMRE BOL - FOTOMAÇ
Bir şeyi hiç anlayamadım ve sanırım asla anlayamayacağım! Fenerbahçe'ye gelen "umut vadeden oyuncu" bir türlü istenilen seviyeye gelemiyor, "hazır gelenlerse" hep geriye gidiyor. Oysa Eljif Elmas ne umutlarla transfer edilmişti. Fenerbahçe'nin geleceği diye baktığımız oyuncu şu sıralar Salih Uçan olmaya namzet! Başakşehir karşısında oyunda kaldığı sürede takımını eksik bıraktı. Neden bu kadar geri gittiğini araştırmak gerek. Başakşehir ligimizin en ne yaptığını bilen takımı. Karşısında ise sistemsiz, sadece kaos futbolunu oynayabilen Fenerbahçe var. Bu facia sistemi, "göze hoş gelen futbol" diye tarif edenler var. İnanın onlara acıyorum! Karambol futbolu oynayan takımlar, saman alevi gibidir. Tuhaf galibiyetler, ilginç beraberlikler alabilir ama şampiyon olamaz. Bakın işte göze hoş gelmeyen futbolu oynayan takım, şu anda şampiyonluğun en büyük adayı durumunda! Fenerbahçe'nin çılgınlığa değil doğru sisteme ihtiyacı var. Ersun Yanal'ın bu sene kredisi var. Bakalım gelecek yıl ne yapacak? Başakşehir gibi alan savunmasını iyi yapan, alan kapatan bir takım karşısında Fenerbahçe'nin atacağı gol sadece bireysel performanslara kalmıştı. Nitekim Soldado'nun golü de böyle oldu. Yani taktik golü atamıyor sarılacivertliler. Bu mağlubiyetin Fenerbahçe taraftarını pek üzeceğini sanmıyorum. Kimse dile getirmese de; eminim Başakşehir'in şampiyonluğunu, Galatasaray şampiyonluğuna tercih ederler! Yine mahallenin delisi ben olayım, doğruyu ben söyleyeyim!.
Sarı Lacivertli takımla ilgili tüm gelişmelere Fenerbahçe Haberleri sayfasından ulaşabilirsiniz.
BEŞİKTAŞ
GALATASARAY
TRABZONSPOR