Galatasaray cephesi, Fenerbahçe'nin açıklamasına "Adaletten korkanlar belli oldu. Heyecana gerek yok. Türk futbolu İçin adalet!" paylaşımıyla karşılık verdi.
FENERBAHÇE'NİN AÇIKLAMASI
"Spor Toto Süper Lig 2022-2023 sezonunun 10. haftasının sona ermesiyle bazı kurumlar ve kişilerin öncülüğünde futbolun yine saha içerisinden saha dışına çıkarılma çabasını ‘ilginç zaman dilimlerinde' takip etmek zorunda kalıyoruz.
Camiamızın tek vücut olarak hedefe odaklandığı ve kaliteli bir oyunla kazanarak yoluna devam ettiği, tüm istatistiklerde iyi noktada olduğu zamana denk gelen bu ucuz yaklaşım; Fenerbahçe'yi aşağı çekme amacından başka bir şey değildir.
Bu hezeyan Türk futbolunun marka değerinin içini boşaltmaktan başka hiçbir işe yaramamaktadır.
Gerek kurumlar düzeyinde yapılan iç siyaset odaklı, zamansız hezeyanın yansıması olan açıklamalar gerekse akıldan, izandan, perspektiften yoksun ve futbol kültüründen, kurallarından uzak, gülünç yorumlar, tamamen uzun süreli alışkanlıkların eseridir.
Tüm bu yaşananlara dair camiamızdaki farkındalığın oldukça üst seviyede olduğunu biliyor; taraftarlarımızın sezon başından itibaren olduğu gibi bugün ve sezon boyunca sadece takımımızı destekleme, birlik beraberlik içerisinde durma odağında kalarak Kulübümüze en büyük faydayı sağlayacağını dile getiriyoruz.
Takımımızın sahadaki emeğine, kendinden emin duruşuna zarar verme hedefinde olan her kişi ve kurumla gereken mücadeleyi vermekten kesinlikle geri durmayacağımızı vurguluyoruz."
Erol Bilecik'ten Fenerbahçe açıklamaları
Fenerbahçe Başkan Vekili Erol Bilecik, Fenerbahçe TV'de yayınlanan Gündem Özel programında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
“Özellikle sarı lacivert renklere gönül vermiş olan herkes çok keyifli, mutlu, heyecanlı, coşkulu günlerden geçiyor. Bunları görmek ayrıca bizleri mutlu ediyor. Hep deriz ya, ‘Fenerbahçe'nin sevgisi bir başkadır, tarifinin herhangi bir şekilde yapılması mümkün değildir.' Her daim sevincimizin, coşkumuzun, heyecanımızın bol olmasını ve her daim devam etmesini dilerim."
"FUTBOLU SAHA DIŞINDA OYNAMA KONUSUNDA ÜSTAT CAMİALAR GÖRÜYORUM"
"Fenerbahçemiz devam etmekte olan bu maratona fevkalade iyi başladı. Bu bütün camiaya da muazzam derecede heyecan vermiş vaziyette. Ana dileğim bu heyecanın sezon sonuna kadar daim olması. Rakamlara baktığımız zaman ne kadar doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Oynadığımız maç haftası olarak baktığımızda 9. haftadayız. Yani daha yolun başındayız. Şu değerlendirmeyi yapmadan edemiyorum; son derece olumlu giden takımımız olmasına rağmen ne yazık ki özellikle Türkiye'deki futbol saha içinden çok saha dışında maalesef daha fazla oynanıyor. Yaklaşık 7 bin küsür metrekarelik yeşil sahadan bahsediyoruz ama bu sahadan çok sahanın tamamen dışında oyunların oynandığı ve maalesef muhtelif camiaların da bu anlamda fevkalade üstat olduğunu görüyorum. Yani saha içindeki oyunu izlemenin keyfi bambaşka iken hep saha dışında oynanan, zaman zaman da gerçekten nasıl tanımlanacağı konusunda bile şüpheye düştüğümüz bu noktayı anlatmak, tarif etmek bile zor oluyor. Türk futbolunun özellikle son derece talihsiz ve üzücü olan bu durumunu, bütün bu beyanatlara baktığımız zaman görüyoruz. Yani futbolu saha dışında oynamayı en iyi bilen kurumların hezeyanında görüyoruz. Düne baktığımız zaman, bugüne baktığımız zaman ortada muhtelif kurumların yapmış olduğu hezeyanlarda bunu görüyoruz. Alışık olmadığımız, hiç yakışık olmayan yaklaşımlarla da maalesef seyirci olma durumu söz konusu oluyor.
"BİR TAKIMIN TÜM SEZONDA ATTIĞINI BİZİM TAKIM 3 MAÇTA ATTI"
Rakamlar gerçeği en iyi şekilde ifade ettiği gibi asla da yalan söylemez. Fenerbahçemizin başarısı tartışmasız ortada. En çok gol pozisyonu yaratan takım kim denildiği zamana cevap Fenerbahçe. En çok net gol pozisyonuna giren takım da Fenerbahçe. Şu ana kadar toplam 28 golle en fazla gol atan takım Fenerbahçe. Rakamlar gerçekleri ifade eden esas malzemeler, materyallerdir. Bir takımın sezon boyunca attığı bütün golü bizim takım sadece 3 maçta atıyor. Bu anlamda aradaki farkın oluşmaması mümkün mü? Doğal olarak muazzam bir fark oluşuyor. Hem gerçek durum bu hem de ortaya çıkan vesika bu. Bu bir anlamda vesika ve sahadaki vesikayı oluşturan şey sahadaki sonuçlardır.
"HAKLI OLDUĞUMUZU MASANIN ÜSTÜNE HER DAİM KOYARIZ"
Bu sene yönetim olarak beşinci yılımız. Yani nasıl bir süreçten geçtiğimizi, nasıl tecrübelerden geçtiğimizi söylememe gerek yok. Bu süreçlerden iyi dersler alarak geldik. Şu an tabii ki bizim camiamızı fevkalade mutlu eden bir futbol oynayan takımımız var, muazzam bir hocamız var. Takımımızın tamamen alnının teriyle elde ettiği bu başarıların devamı da istisnasız gelmeye devam edecek. Biz bu süreçte mücadeleyi de hiçbir zaman elden bırakmayacağız. Bizi saha dışına çekmek isteyen veyahut hiç yakışık olmayan yaklaşımlarla meşgul etmek isteyenlerle de gereken bütün mücadeleyi memnuniyetle vereceğiz. Taraftarlarımız şuna emin olsunlar herhangi bir camia, bizim kendi menfaatlerimize veya alnımızın teri olarak net, daha doğrusu hak ettiğimiz başarılara göz dikmeye çalışan, bizi başka mecralara çekmeye çalışan yapılarla da sonuna kadar mücadele edeceğiz. O bakımdan taraftarlarımız sakin olsunlar, bu konuda haklarımızın savunulmadığı vs. noktasında en ufak bir düşünceye sahip olmasınlar! Başta Başkanımız Ali Koç olmak üzere bütün Yönetim Kurulu, bütün kurullarımız, bütün profesyonel arkadaşlarımız, bütün yapılarımızla topyekun bir tek vücut olmuş vaziyette gerekli mücadeleyi sonuna kadar yapar ve haklı olduğumuzu da her daim masanın üzerine koyarız ve inşallah hikayenin sonun güzel getirmiş oluruz.”
"MANİPÜLASYON YAPMAYI SEVEN İNSANLAR VAR"
“Futbol gibi popüler kültürün bir ürünü olan yapı içerisinde spor medyasının, futbol yapısı içerisindeki sorumluluğu hem son derece kritik hem de son derece büyüktür. Görevini layıkıyla yapan sayılarını sayamayacağım kadar yüksek karakterde olan arkadaşlarımız var. Onlara da keyifle başarılar diliyorum. Bazı spor medya mensubu olduğunu gözlemlediğimiz ama hakikaten tam anlamıyla bu unvanı yakıştıramadığımız bazı insanlar var ki halkı, futbol kültürü üzerinden kin, bir anlamda düşmanlığa sevk eden, algı yönetimini enteresan bir biçimde yapmaya çalışan, bir anlamda manipülasyon yapmayı seven daha doğrusu böyle bir yapıda olan insanlar var. Bu yapı günün sonu itibarıyla milyonları ilgilendiren bizim koca Türkiye'mizin bir anlamda maçlar bittiği zaman 7 gün konuşan ve yedinci gün tekrardan bir maç serüveniyle yepyeni, başka bir öykü başlatan bizim gibi bir ülkede görevlerini bu şekilde kötüye kullanan, bu tanımı kullanmak istiyorum, böyle bir sorumluluğu yakıştırmadığımızın tekrardan altını çizmek istiyorum. Hiç yakışmıyor. Bu kötülük tohumlarının ekilmesi işine son verilmesi gerekir. Bu popülariteden para kazanmak, ekonomik girdi sağlamak olacak iş değil! Bu bir vicdan meseledir. Üstelik bir medya var ki o da devlet kanalımız; buradaki sorumluluğun çok daha hassas, çok daha kıymetli, kıymetiharbiyesinin son derece yüksek olması gerekir. Ama çoğu zaman maalesef şahit oluyoruz ki devlet kanalımızda yani spor medyalarında muhtelif daha doğrusu, zaman zaman bu söylemiş olduklarımızın kat be kat fazlası bu anlamda yapılır pozisyonda. Yani tarafsız bir medya olması gerekirken son derece taraf olan bir yapı. Bir miktar görgü, nezaket kurallarını zorlayan yani burada özellikle dün de şahit olduk muhtelif bazı örneklerine… Bu konuda arkadaşlarımla beraber ben ilgili olan devlet kanalımızın tepe yöneticisine bir mektup kaleme alarak bu anlamda hem duyduğumuz üzüntüyü belirten hem de bu konuda yanlış yapılan uygulamaların tek tek altını çizdik. Günün sonunda bu işte büyük bir devlet ciddiyeti lazım. Bunların hepsi yapmış olduğunuz kısa programlardan tutun da uzun boylu programlara kadar devletin kanalı temel olarak örnek olması gereken bir yapıyken maalesef hakikaten son derece üzüntülü bir durum. Bugün VAR'ın çizgisinden tutun birçok noktaya kadar nezaket, görgü ve bir anlamda söylem kurallarını alt üst eden bir noktada son derece negatif söylemlerle baş başa kalıyoruz ki, bunları söyleyenler içerisinde eski bir milli oyuncumuzun da olması hakikaten ekstra üzücü. Buradan tekrardan şunun altını çizmek isterim; görevini layıkıyla yapan bütün spor yöneticilerine, spor yazarlarına ve bu konudaki mensuplarına tabii ki görevlerinde başarılar diliyorum ama umuyoruz bu spor medyasındaki herkesi kapsar, tamamını kapsar ve bu kritik görevi ben buradan tekrardan ilgili olan, görevlerini hakkıyla yapmayan arkadaşlara hatırlatmak istiyorum.”
"İNAN KIRAÇ'IN AÇIKLAMASI MANTIK SINIRLARINI ZORLUYOR"
İnan Kıraç'ın bir televizyon kanalına yapmış olduğu açıklamaları değerlendiren Erol Bilecik, şu ifadeleri kullandı:
“Bizi son derece üzen, yorumlamakta son derece zorluk çektiğimiz açıklamayı işittiğimiz zaman bunu bir akla, mantığa yani spor camiasının herhangi bir yöneticisi olarak ki iş dünyası şapkamla da baktığım zaman, dünyanın hiçbir noktasındaki yapıya oturtabildiğimi söyleyemem. Çünkü gerçekle alakası olmayan, bağdaşmayan, akıl ve mantık sınırlarını zorlayan bir açıklama oldu. Bu noktadan baktığımız zaman da ben kişisel olarak üzüldüm. Gerçekle uzaktan yakından alakası olmayan, bağdaşmayan bir yapı olduğu için ne anlama geldiğini aslında yine Sayın İnan Kıraç'a sormak gerekir. Söylemiş olduğu beyan ki o kısa cümle hiçbir şey ifade etmiyor. Fenerbahçe camiası tarafından da zaten kabul edilmesi ya da herhangi bir rağbet görmesi söz konusu değil, tepkiden başka!
"SON DERECE MANİDAR BULUYORUM"
Ben burada şunu da söyleyeceğim: Bir terör örgütü mensubu olmak noktasında herkesin hemfikir olduğu bir eski futbolcu veya bir futbol eskisinin Amerika'ya giden, ismini bile zikretmek istemiyorum… Yani o kişinin de bu konularla ilişkin çok benzer dakikalarda açıklama yapmasını da son derece manidar buluyorum. Bunu da özellikle spor basınında araştırılması, üzerine gidilmesi, nasıl anlamlar çıkarılması gerektiğini de ben kamuoyunun takdirine bırakıyorum ama spor medyasının da gündemine almasını özellikle gönülden arzu ediyorum. Bir terör örgütünün bir futbolcu eskisi olan bu kişinin de söyledikleriyle İnan Bey'in söylediklerinin zamanlamasını son derece manidar bulduğumun altını çizmek isterim.”
"REHAVETE İZİN YOK"
"Hakkını ödeyemeyeceklerimizi bana önem derecesine göre say desen 1, 2 ve 3 numaraya memnuniyetle taraftarlarımızı koyarım. Bu her daim böyledir. Dün için değil, bugün için değil. Her daim Fenerbahçe camiasının kendi içerisindeki ana doğrularının başında gelir. Hakkını ödeyemeyiz. Değerli taraftarlarımıza bugün özel olarak seslenmek istiyorum: Çok sevgili taraftarlar, değerli camiam. Yolumuz daha uzun. Kendi açımızdan 9. haftadayız. Haftalar boyu devam edecek uzun boylu bir serüvenin içindeyiz. Hikayesi güzel olan bir sonuçla karşılaşmak istiyoruz ama bunu yaparken rehavete izin yok. Taraftarlarımızın kati suretle rehavete sevk edebilecek en ufak bir hareketin içerisinde olmaması gerekir. O bakımdan şu ana kadar yaptıkları gibi tek bir boş koltuk olmayacak şekilde stadımızı, tüm tesislerimizi dolduran taraftarın tüm serüven boyunca devam etmesi gerekir. Geçtiğimiz sezonlarda hayretle izlediğimiz bazı örnekler oldu. Bu işin inişli çıkışlı olan bir tarafı var. Şu an her şey oldukça iyi gidiyor ve oldukça da iyi gidecek. Bundan en ufak bir şüphemiz yok. Bu uzun serüvende düşmek de kalkmak da toplamın bir parçası. İyi günde, kötü günde daha fazla birlik ve beraberlik içinde olmamız gerekir. Geçmiş yıllardaki tüm yapılan hadiselerden iyi ders almamız gerekir. Bu anlamda kamuoyunun karşı taraf, malum camialar, rekabet ettiğimiz yapılar vs… herkesin takdirle izlediği bir Fenerbahçe var. Muazzam derecede şahane bir akış sağlayan… Böyle bir camianın bazı haftalarda kaptanımız, en kritik değerlerimizden biri olan sevgili kaptanımız Altay'ı zaman zaman eleştirmelerini hiç doğru bulmuyoruz. Elbette herkes eleştirilir ama daha fazla sahip çıkılmaması gereken bir periyottan geçiyoruz. Altayımıza daha fazla sahip çıkma zamanı. Başakşehir maçında da taraftarlarımızın gerekeni yapacaklarını düşünüyorum. Amaç ve hedeflerimize ters düşen en ufak bir hareket, en ufak bir söylem içerisinde olmamaları gerekir. Biz tek vücuduz; yönetiminden teknik direktörüne, oyuncularından teknik kadrolarına, taraftarımız, profesyonellerimiz… Yani tam bir bütünüz. Takıma her daim sahip çıkacağız. Bize ters olabilecek, bizim haksızlığa uğradığımız sosyal medya mesajları gördükleri zaman protestolarını eksik etmesinler. Elbette yapıyorlar ama haksızlığa karşı direnişin Türkiye'deki en büyük gücü, 3 Temmuz sürecini de yaşamış bir camia olarak baktığımız zaman Fenerbahçe'dir. Tribünlerimizde en küçük bir olayın içinde olmayan bir taraftar yapısını %100 organize etmemiz gerekir. Şu an Avrupa maçları dahi olmak üzere toplamda bakıldığı zaman önemli para cezaları yiyoruz. Bütçe disiplinimiz fevkalade önemli. Böyle bakıldığında tribünlerimizden kaynaklanan herhangi bir cezanın gelmesini arzu etmiyoruz. Bu bakımdan değerli taraftarlarımızın kendilerini fazlasıyla disiplin altına almaları gerektiğini arzu ederim. İyi sonuçlara bakıp herhangi bir unvanı bize yakıştırmasına gerek yok. Kendi kendimize yakıştırmaya hiç gerek yok. O unvanı mayıs ayı geldiğinde hakkımızla, alın terimizle alır, hep beraber o sevinçli günü yaşarız. Her hafta işimizi yapacağız ve bir diğer haftaya başlayacağız.”
"MALUM CAMİA KORKU VE PANİK İÇİNDE"
“Türkiye Cumhuriyeti'nin en şom coşku aldığı, kelimelerle ifade edemediği 100.yıl coşkusu ülkemiz genelinde fersah fersah yayılmaya başlamış vaziyette. Şu an çok önemli bir yönetim gücümüz profesyonel arkadaşlarla beraber bu proje için aylardır çalışıyorlar. Hepsiyle minnet ve şükranlarımı paylaşıyorum. Cumhuriyetimizin 100. yılında Fenerbahçe olarak, Cumhuriyetin Feneri olarak büyük bir gururla, coşkuyla, heyecanla taraftarımızla buluşacak bir dizi programımız var. Tek tek, satır satır hayata geçirmek için yüzlerce arkadaşım bu muazzam projenin içerisinde en ufak bir toz zerresi gelmesin diye neredeyse her gün toplanıyorsunuz. Bunları izledikçe biz de müthiş heyecanlanıyoruz. 29 Ekim'e 11 günümüz kaldı. Cumartesi gününe gelmesi de çok önemli herkesin coşkuyla katılımı için. Özellikle Kongre Üyelerimiz, YDK Üyelerimizi, camiamız, kamuoyu 29 Ekim'de saat 21.00'da keyifle Göztepe Parkı'nın oradan stada doğru Fenerimizi yakmaya büyük bir heyecanla yürüyeceğiz. Bayraklar ellerimizde Cumhuriyeti büyük bir heyecanla anacak bir şekilde katılımın sağlanacağına eminim. Cumhuriyetin 100. yılının içerisinde adım adım atacağımız muazzam derece coşkulu hareketler. 80 milyonu da ilgilendiren en önemli hadise. Bu kadar ulvi işlerimiz varken Fenerbahçe olarak baktığınız zaman her sosyal olaya, her vicdana dönük olaylarda bile parmağımızı fazlasıyla taşın altına koyduğumuz zaman birçok malum camianın özellikle korku ve zaman zaman panik içerisinde olduğunu görüyoruz. Bir Türk futbolseveri olarak, Fenerbahçe camiasının bir insanı olarak büyük bir üzüntüyle izliyorum. Seviye problemi oluşuyor. Bu hakikaten fevkalade üzücü. Bir seviyesizlikle karşı karşıya gelmeyi reddediyor olmamız gerekir. Benim buradan özellikle Fener Alayına gitmekte olan bu süreç dahilinde tüm camiaya vermek istediğim mesaj; Sevgili Fenerbahçeliler önümüze bakacağız. Korkuyla, panikle, gerginlikle hareket edenlerle bizim hiçbir işimizin olmaması gerekir. Fenerbahçe'nin gücünü, başarılarını kimsenin aşağıya çekmeye gücü emin olun yetmez. Bizim de yönetim olarak ana görevimiz bunlara kati suretle fırsat vermemek.”
Fenerbahçe Haberleri FutbolArena'da!
BEŞİKTAŞ
GALATASARAY
TRABZONSPOR