Bu sözler Fenerbahçe basın sözcüsü Mahmut Uslu'ya aitti. Trabzonspor'un yaptığı onlarca transfer sonrası söylenmişti. Doğrusu Trabzonspor 2014-2015 sezonu yaz transfer döneminden bu yana gelirlerine oranla çok büyük paralar harcayıp transferler yapmıştı.
Uslu, bu sözünün üzerinden henüz 4-5 ay geçmeden Fenerbahçe'nin de dünya starlarını kadrosuna kattığına tanık oldu. Peki Fenerbahçe gömü mü buldu? Elbette hayır.
Fenerbahçe; Türk Telekom Arena gibi veya Vodafone Arena gibi stat ismini sponsorlara açmış bir takım değildi. Üstelik geçtiğimiz yıl formasına da reklam almamış, hiçbir transfer yapmamıştı. Transfer yapılmamasına rağmen ligi 2. bitiren takımda büyük bir revizyona gidildi. Yaklaşık 30-35 milyon Euro sadece bonservis bedellerine harcandı. Üstüne Nani ve Robin van Persie gibi oyuncuların muhtemelen çok yüksek olan maaş giderleri de eklendi.
Peki, Fenerbahçe bunu nasıl yaptı? Muhtemelen büyük bir sponsorluk anlaşması kapıda bekliyor. Stadın ismi değişecek ve formaya da reklam alınacak. Öte yandan gelecek yıllarda kazanılacak başarılardan gelen paranın önemli bir kısmı da şimdiki harcamaları ödemeye ayrılacaktır. Bu konu hakkında bilgi almak için Mahmut Uslu'yu aradım. Uslu "Bu konularda gerekli açıklamaları başkanımız uzun uzun yaptı, benim de ayrıca görüş bildirmeme gerek yok diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı ve açıklama yapmak istemedi.
Peki, UEFA ne diyor? Finansal Fair-Play sorun olmaz mı?
Fenerbahçe şu anda Finansal Fair-Play (FFP) kapsamında değil. Zira geçen sezon Avrupa'da oynamadı. İlk defa önümüzdeki Aralık ayı sonunda UEFA Fenerbahçe'yi kontrol edecek.
Galatasaray stat isim hakkıyla ne yapmıştı?
Adnan Polat döneminde stadın isim hakları ve forma reklamı, hatta stadın loca gelirleri satıldığında... Adnan Polat bu parayı harcamış ve üstüne sportif olarak da Galatasaray en kötü dönemlerini yaşamıştı. Rijkaard'lar, Misimoviç'ler, Elano'lar, Meira'lar derken çok para harcanmış ama bir o kadar da başarısız olunmuştu.
Ünal Aysal göreve geldiğinde kağıt üzerinde 10 yıllık, 100 milyon dolarlık bir isim hakkı sözleşmesi vardı ama bu para harcanmıştı bile! Aysal bu yüzden göreve geldiğinde "Kulübün harcayacak geliri yok" demişti ve değeri şişik hisseleri satarak para yaratmıştı.
2011-2012 sezonu yaz transfer döneminde Fatih Terim'le birlikte müthiş bir iş çıkarmışlar ve Muslera, Eboue, Ujfalusi, Melo, Selçuk, Ceyhun, Engin, Riera, Elmander'i almışlardı. İçlerinden sadece Riera ve Ceyhun ilk yılında bekleneni verememiş ama geri kalan tüm transferler nokta atıştı olmuştu. 4 yıl önce kurulan bu kadro temeliyle de Galatasaray 4 yılda 3 şampiyonluk, 2 yıl Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkma başarısı ve iki Türkiye kupası ile iki de Süper Kupa kazandı. Fakat Aysal ilk iki senesinin ardından yani 2. senesinden sonra yaptığı bir çok hatalı transferle Ontivero'lar, Hajroviç'ler, Pandev'ler, Dzemaili'lerle kulübü maddi olarak çok zor duruma soktu ve Galatasaray şuan iki kupayı kazanmış takım olmasına rağmen maddi olarak eli kolu bağlı. Zira UEFA'nın FFP kılıcı Galatasaray'ın ensesinde. "Daha fazla borçlanmayın" diyor. O yüzden Galatasaray'ın yaptığı dört transferde harcadığı toplam bonservis, geçen sene Tarık Çamdal'a verdiği bonservisten az!
Trabzonspor'da da sanırım, yapılan yeni stadın isim hakkı üzerinden yapılacak anlaşmaya güvenilerek bazı harcamalar yapılıyor ama ortada bir anlaşma yok. Ayrıca harcanan paraların başarı olarak geri dönüşü de yok.
Son olarak Beşiktaş ise zaten stadı yenilemesi için Vodafone ile anlaştı ve bizzat bu para ile stat yenileniyor. Dolayısıyla başka harcamalar için eller kollar bağlı. Transfer o yüzden kolay olmuyor. Tabi Yıldırım Demirören'ın de daha önce Adnan Polat'ın ve şimdi Aziz Yıldırım'ın yaptığını deneyip çok büyük paralar kaybettiği gerçeği de var. Guti'li, Quaresma'lı dönem malum.
Sözün özü... Fenerbahçe bugün parayı harcayıp takımı kuruyor. Gelecek yıllarda edinilecek başarılar ve kazanılacak paralarla bugünkü borç kapatılmaya çalışılacak. Ben, bu riskin, Galatasaray ve Beşiktaş'ın harcayacak parası yokken alınmaya değer olduğunu düşünüyorum. Aysal da benzer riski, Fenerbahçe ve Beşiktaş şike sürecinde yara almışken denemiş ve ilk iki yıl oldukça başarılı olmuştu.
Ancak unutulmaması gereken şu ki, daha önce Yıldırım Demirören, Adnan Polat ve son olarak İbrahim Hacıosmanoğlu da bunu denemiş ve başarısız olmuşlardı.
Ancak unutulmaması gereken şu ki, daha önce Yıldırım Demirören, Adnan Polat ve son olarak İbrahim Hacıosmanoğlu da bunu denemiş ve başarısız olmuşlardı.
SİNAN YILMAZ
BEŞİKTAŞ
GALATASARAY
TRABZONSPOR