comScore

Dünya Kupası Haberleri: Hırvatistan - İngiltere maçının hikayesi; England Sent Home

12 Temmuz 2018, Perşembe 13:27
Dünya Kupası Haberleri: Hırvatistan - İngiltere maçının hikayesi; England Sent Home

Hırvatistan, İngiltere ile Dünya Kupası yarı finalinde karşılaştı. Hırvatistan uzatmalara giden karşılaşmada 2-1 galip gelerek adını finale yazdıran takım oldu. Murat Fevzi Tanırlı da karşılaşmayı değerlendirdi.

FutbolArena - Dünya Kupası'nda yarı final heyecanı geride kalırken Fransa'nın finaldeki rakibi İngiltere oldu. Hırvatistan, rakibini 2-1 yenerek finale yükseldi. Murat Fevzi Tanırlı da karşılaşmanın hikayesini çıkardı.

ENGLAND SENT HOME
MAÇIN HİKAYESİ
En rahat gözüken Belçika-Panama-Tunus grubunda hikaye gollü galibiyetlerle güzel başlamıştı. Hepimizin dilinden “Bu kez İngilizler daha başka!” cümleleri dökülüyordu. Sahadaki oyun da savunmadan hücum hattına övgüyle artarak ilerliyordu. Belçika ile verilen “sahte liderlik” savaşı, aslında finale götürecek kolay rotaya göz kırpıyor, belki de o güzergahtaki en zorlu gözüken rakip Kolombiya maçı gelip çatıyordu. Gergin bir maç sonunda 2. turu penaltılarla geçmeyi başararak çeyrek finale geliniyor ve karşılarına bu kez İsveç'i alıyorlardı. Hem attıkları gol, hem de kaleci Pickford performansı yarı finale merhaba dedirten coşkuyu yaşatıyordu.
***



***
Kolej takımı havasındalar!” diyen de vardı, “Southgate gibi teknik adamın elinde genç ve iyi bir kadroyla Premier edasında oynuyorlar” diyen de. Hele İngiliz basını ve seyircisi iyice havaya girmişti. Spor sayfalarından tutun da  tribünlere kadar her yerde tek bir slogan hakimdi: “It's coming home!”
***
Bu duygularla başlamıştı Hırvatistan karşısındaki dev heyecan! Hele Trippier'in henüz 5. dakikadaki harika frikiği birden bire final ateşini yakmıştı bile! Her şey İngilizlerin istediği bir şekle bürünmüştü. Hatta Hırvatlar, “sanki golü 75. dakikada yediler de, telafisi yokmuşcasına” bir psikoloiye bürünüp gereksiz şekilde gerginleşmeye başlamışlardı. Art arda fauller yapıyorlar, Türkiyemizin kupadaki nadide temsilcisi Cüneyt Çakır'ın kart sınırlarını zorlamaya başlıyorlardı. İlk 45 sonunda Hırvatlar 11 faul, İngilizler ise 5 faulle içeriye giriyordu.
***



***
Önceki karşılaşmalarda özellikle savunma yapma anlamında hem defans oyuncularının hem de orta alan oyuncularının dizilişlerini, rakibi karşılayışlarını ve pozisyon vermeme başarısını övdüğümüz İngilizleri zor bir 45 dakika bekliyordu. Her rakibi aynı kefeye koyup 1-0'ı korumayı düşünerek oynamanın riski ve mantalite olarak yanlışlığı ikinci devrede tezahür edecekti.
***
Hırvatistan, başta Modric olmak üzere Rakitic, Mandzukic, Perisic gibi yıldızlardan kurulu kadrosuyla her an tabelayı değiştirmeye hazır ve kararlı şekilde girdi ikinci devreye. İlk 45'teki gereksiz telaş ve gerginlik, ikinci yarıda tamamen futbola odaklanan ve “bu iş daha bitmedi” diyen bir havaya bırakmıştı kendini.
***



Bu turnuvada oynadığı oyuna “ağız bükülmeyen” bir tane takım bile olmadı neredeyse. Hepsine bir kulp takıldı “çoğunlukla haklı” olarak. Çok şey beklediğimiz takımlar, kimi zaman cesaretsiz teknik adamlarının, kimi zaman da galibiyeti koruma psikolojisinin kurbanı olarak sahada savunma futbolu izlettiler. Herkesin ortak noktada buluşup övgü dizdiği, oyununun tatmin ettiği takımı söylemek zordu. Maç sayısı bile 64 maçın içinde 10'u zor bulacak neredeyse. Hırvatlar için de ilk etapta benzer şeyler söylendi. Vasat denildi, Arjantin karşısındaki 3-0'lık galibiyette “Zaten Arjantin çok kötü defansa sahipti, takım kimliği hiç yoktu” denildi, sadece “Modric farkı” denildi. Dünkü maç ise hiç bu çizgide bir değildi.
***
120'şer dakikalık oyunlarla ve penaltılarla yarı finale kadar gelen Hırvatlar, bu denli zorlu yola ve yıpranmaya rağmen ikinci yarıda aynı “Belçika karşısındaki Brezilya” gibiydiler. Topa hakim olarak oyunu yöneten, sürekli baskı kuran, sağlı sollu ataklarla İngiltere kalesine giden görüntüdeydiler. Gruplardan sonraki maçları 120 dakikalık fiziksel ve mental yorgunuğa rağmen yarı finalde de 120'ye taşıyacak golü bulmaları kaçınılmaz olmuştu ki Perisic müjdeyi veriyordu 68. dakikada! Hatta hemen sonrasında skoru Hırvatlar lehine 2-1'e getirmesi işten olmayan top, Pickford'u geçip direkte patlıyordu.
***



Hırvatistan bu kadar etkili ve baskılı oynarken, orta sahasının yıldızlarının pas şovuyla hücuma çıkarken, kanatları etkili kullanmaya başlarken İngilizler ne yapıyordu? Liverpool'da orta 3'lüyü Wijnaldum ve Emre Can ile paylaşan Henderson, bu kez partnerleri Lingard ve Dele Alli ile hiçbir direnç sergileyemiyor, maestro Modric ve Rakitic karşısında çaresiz kalıyordu. Orta alanı bu iki yıldız önderliğindeki iyi pas trafiğine teslim ederseniz, Rakitic ve Modric gibi yıldızların servis yaptığı ileri uç hattı sizi er geç infaz edecektir. Süper Ligimizde de pek çok teknik adamda rastladığımız klasikleşen oyuncu değişimleri ile de bunu çözemezsiniz. Uruguay teknik direktörü Tabarez ya da Belçika teknik direktörü Martinez gibi radikal hamleler rakibi şaşırtıp oyun düzenini bozabilir. Yoksa turnuvayı ilk günden bu yana izleyen birine İngiltere'nin 3 oyuncu değişikliğini sorsanız, neredeyse dakikalarıyla size doğru tahmin ederek söyleyecektir: Henderson-Dier, Sterling-Rashford, Young-Rose!
***
İşte bu esarete çözüm bulamayan Southgate, Mandzukic'in solunum cihazının fişini çekmesine de engel olamadı. 109. dakikadaki gol “kupasız” seyahat için son anonsu yapıyordu: “England Sent Home!
***
MAÇIN FOTOĞRAFI



***
MAÇIN GOLÜ:
PERISIC: İngilizler duran toptan 9. golü yine güzel bir frikikle buldular. Turnuva özelinde klasikleşti. Perisic, ikinci yarıda Hırvatların oyun olarak hak ettikleri başarının mühürcüsü oldu. İyi takip, fırsatçılık ve pozisyon itibariyle zor bir vuruşla beraberliği getirdi.  
***
MAÇIN VE RUSYA 2018'İN ADAMI:
MODRIC: Tek kişilik dev kadro! Yılmaz Erdoğan gibi, Cem Yılmaz gibi sanki: Yazan, yöneten ve oynayan! Şampiyon olurlarsa hikaye daha da muazzam olur ama finalde “korkak Deschamps”'ın çok iyi savunma yapan takımına kaybetseler dahi Modric, Rusya 2018'e damga vurmuştur. Real Madrid'de yıllardır sergilediği performansı altın harflerle ülkesi adına da taçlandırmıştır. FIFA Ballon d'Or ödüllerinde Messi-Ronaldo hegamonyası bozulmalı ve hak ettiği değeri almalıdır.
***
MAÇIN İSTATİSTİKLERİ (OPTA ve FIFA Resmi Sayfası)
-Şutlar Hırvatistan 22/7, İngiltere 7/1.
-Korner Hırvatistan 8, İngiltere 4.
-Ofsayt Hırvatistan 3, İngiltere 1.
-Ofsayt Hırvatistan 1, İngiltere 3.
-Topla oynama Hırvatistan %54, İngiltere %46.
-Koşu mesafesi  Hırvatistan 143 km, İngiltere 148 km (120 dk).
-Sarı kartlar Hırvatistan 2, İngiltere 1.
-Fauller Hırvatistan 23, İngiltere 14.
***
HAKEM
2014 Brezilya'da Hollanda-Arjantiin yarı finalinde düdük çalmıştı Cüneyt Çakır. 2015'te Berlin'de Şampiyonlar Ligi finalindeydik cümbür cemaat. Çıta her geçen gün yukarıya doğru konulunca, ister istemez sportif başarılara alışkın(!) zirve ülke Türkiye'de final beklentisinin üstüne “yarı finale burun kıvırılır” hale gelinmişti! A Milli takımımızın “adamlık” ve “prim” kavgalarıyla geçen yıllarının yanında, aynı grubu ikinci tamamlayan Hırvatistan'ın finale ayak bastığı gün, biz de “gerçek” ve “rüya” bir başarıyı gururla ayakta alkışlıyoruz! Teşekkürler Cüneyt, teşekkürler Bahattin, teşekkürler Tarık!
***



Rusya 2018 Dünya Kupası genelinde çok abartılı olmadığı sürece ilk 45'ler sarı kart cimriliğinde geçti hakemler adına. Hırvatların 1-0 yenik duruma düştükten sonraki agresiflikleri ve üst üste faullerini, sakinleştirmeye çalışarak ve kontrolünde tutmaya gayret ederek götürdü Çakır. İkinci 45 ise tavizsizdi. Basketboldaki gibi tek devredeki faul hakkının dolduğunu Hırvatistan'a ilk sarı kartta hatırlatıverdi. Oyuncuların agresifliğini ve her an alevlenmeye müsait gerginliğini iyi kontrol etti böyle bir maç seviyesinde. Kararında kartlar, yerinde diyaloglar. Perisic'in golünde savunma oyuncusu başını çok mu eğdi, Perisic'in ayak çok mu havaya kalktı, topun yönü ve müdahale mesafesi neydi?. Bunlar tartışılabilir, faul ve endirekt serbest vuruş diyen de çıkabilir, devam diyen de. Ortadaki topa iki taraf birbirinin karşısından gelseydi direkt düdük çalabilirdi de. Ancak burada itiraz etmem. Karara saygılıyım.
***
Herkesin dün akşamdan bu yana sorguladığı bir başka nokta: “Efendim 15 dakikalık uzatma devresinde 4 dakika uzatma mı olur!”.
Efendim, Manzdukic'in sakatlığı, 112'de Vardy'nin, 115'te Corluka'nın, 119'da Badelj'in kenardan oyuna girdiğini ve gol sonrası oyunun başlamasının geciktiğini hesaplama zahmetine girmezsen, 4 dakika sana göre olmaz tabii!
***
MAÇIN KALİTE NOTU: 9 (Heyecan, agresiflik, güzel goller, futbol adına Hırvatlardan ikinci yarı keyfi, uzatmalara giden maçın atmosferi, Modric resitali... )
***
SEYİRCİ SAYISI: 78.011 – Luzhniki Stadyumu (Moskova)
***
SON SÖZ: Dünya Kupası Eleme grubumuzun lideri İzlanda, Rusya'ya katılma başarısı gösterdi, Euro 2016'daki efsane oyunlarından sonra burada da iyi mücadele etti. Grubumuzun 2.'si Hırvatlar finale yürüdü, ayakta alkışı hak etti. Mehmet Aurelio'nun oynadığı milli takımımız dönemlerinde tohumları atan Belçika, finalin kıyısından döndü. Velhasıl, A Milli futbol takım seviyesinde başarı beklemiyorum uzun vadede! Bu ülkenin 1 numarası teknik adamı getirdik ve yapamadıysa havanda su dövmeye gerek yok, beceremiyoruz.
***
En azından hakemliğimizde alt yapıyı sağlayalım ki, Çakır'dan sonra bu başarıları on yıllar boyu beklemeyelim!  Kaliteli, yönetmeyi bilen, insan psikolojisinden anlayan, bilime değer veren çağdaş yönetici lazım. “VAR da geldi, ben artık YOK olmam” sevinci yaşayan değil!
 

ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!