İşte Şansal Büyüka'nın köşe yazısından bir bölüm:
"Fatih Hoca bir dönemler “Ben ders almam, ders veririm” demişti. Dediği doğruymuş... Ders alsaydı, daha dört gün önce Ukranya karşısına iki defansif orta saha ile çıkmanın bedelini ne kadar ağır ödediğimizi hatırlar, daha savunma ağırlıklı bir orta saha yapabilirdi.
Diyeceksiniz ki “Daha ne yapsın? Santrfor bile oynatmadı, tam 6 orta saha adamıyla maça çıktı.” Tamam da, o orta saha adamlarından sadece Ozan Tufan ile Kaan Ayhan'ın defansif yönü var. Yasin, Emre Mor, Volkan Şen, hatta Hakan Çalhanoğlu, yeteri kadar rakip karşılayıp, yeteri kadar savunma yapabilir mi?
Sonra, gençlik tamam, mücadele tamam da, bu takımın saha içi patronu yok... Topa basacak, sakin olacak, radar gibi çevreyi tarayacak... Selçuk İnan'ın Avrupa Şampiyonası'ndan faturası ne kadar kabarık bilemem ama şurası kesin: Bazılarının değeri varlığında değil, yokluğunda belli olurmuş... Tıpkı Selçuk gibi...
İzlanda kalecisi Holldorsson, film senaristi ve yönetmeni... Adama “maçın senaryosunu yaz” deseniz, ancak bu kadar yazardı. Yere yatmadan maçı bitirdi. Teknik direktör Hallgrimsson, diş hekimi... Adeta dişlerimizi söktü, elimize avucumuza bıraktı... Ağzımızı açacak halimiz kalmadı... Hepimize geçmiş olsun..."