comScore

Galatasaray Galatasaray

Bursaspor - Galatasaray maçının teknik analizi - Köşe Yazısı

30 Nisan 2016, Cumartesi 18:10
Bursaspor - Galatasaray maçının teknik analizi - Köşe Yazısı

Bursaspor ile Galatasaray 31. haftada karşı karşıya geldi. Bu maçı yazarımız Sinan Yılmaz kaleme aldı.

FutbolArena - Süper Lig'in 31. haftasında Bursaspor ile Galatasaray 1-1 berabere kaldı. Bu maçı yazarımız Sinan Yılmaz analiz etti. 
 

Bursaspor - Galatasaray maçının teknik analizi 


* Öncelikle bu maçta sadece 2 gol olması çok garip. İki takım da çok cesur oynadı ve çok pozisyona girdi. 4-4 bitebilecek bir maçtı. Bursaspor 21, Galatasaray 13 şut çekmiş. 34 şutta 2 gol oldukça az. Ki pozisyonlar da hayli tehlikeliydi. 

* Riekerink'in savunma ikilisini tamamen değiştirmesi Galatasaray'ın savunma yerleşiminde sorunlar çıkardı ama formsuz Necid bunları değerlendiremedi. Özellikle ilk yarıda kenar ortalarda Denayer yine markaj sorunları yaşamış ve 41'de Stoch'un karşı karşıya auta vurduğu topta da alanını bomboş bırakmış. Denayer'in bugün itibariyle bir stopere göre çok daha iyi bir sağ bek olduğunu düşünüyorum. Koray formdayken sağ beke Denayer, sağ öne Sabri olsa bence daha verimli olurdu. 

* Carole maç boyu iyi savunma yaptı ve Bursaspor'un sağ taraftan organize gelmesini engelledi. Üstelik bunu tek başına yaptı. Hem sol haf Emre'den, hem sol açık Yasin'den çok az yardım aldı. Öte yandan Bursaspor'un bir sağ açık oyuncusu olmaması ve burada forvetten devşirme Kubilay'ın oynaması da Carole'un işine geldi. 

* Emre Çolak hareketli ve istekliydi ama son 30 dakika çok yorgun göründü ve maç boyunca 5-6 tane top kaybı yaptı. Bu sayı çok. 2-3'te kalması normal ama kontraya dönüşen 5-6 top kaybı çok. Emre'nin kanatlarda veya forvet arkasında oynaması ile orta ikilide oynaması çok farklı tabi. 

*Bence maçın Bursaspor adına en iyi oyuncusu Batalla ve Jem Paul Karacan'dı. Batalla'nın top kullanma ve saklama kabiliyeti ve bu kabiliyeti sayesinde yaptığı asisti dikkat çekici olduğu için onu anlatmaya gerek yok ama bizler pek topsuz oyunu göremediğimiz için Jem'in yaptıklarını da kaçırıyoruz. Maçın en çok ikili mücadele kazanan ve en çok top çalan ismi olması dışında tam bir yangın söndürücü gibiydi. Doğru zamanda doğru yerlere koşarak, sert pres yaptı. Ortasahada kazandığı toplarla Bursaspor'un birçok kontra yakalamasını sağladı. 2-3 pozisyonda basit pas hataları da oldu. Öte yandan kenar ortalarda ceza sahasına tehlikeli geç koşular da yaptı. Son bir yıldır sakatlanmayıp idman kaçırmadığı için saha içi dayanıklılığı da artmış. FM Reading araştırmacısı onu bir defansif ortasaha değil de box to box olarak tanımlıyordu. Ben Galatasaray'daki ilk maçlarında "Herhalde Reading araştırmacısı yanlış düşünüyor" diye düşünmüştüm. Fakat biraz form yakalayınca haklı olduğunu gördüm. Beşiktaş maçında Bursaspor'un attığı 2. golde de rakip ceza sahasına koşu yapıp Stoch'a topu bırakan Jem'di. Aynı maçta Bursaspor'un yediği bir kontrada kale çizgisi üzerinden ağlara giden topu engelleyen de... (Box to box: İki ceza sahası arasında git gel yapabilen demek) Konyaspor'da Ali Çamdalı da böyle bir oyuncu. Onun da Fenerbahçe'ye attığı golü hatırlayın. Top kullanma becerileri düşük ama top kazanma ve tempo konusunda birbirlerine benziyorlar. Bizim fazlasıyla yavaş, oyuncuların pozisyonlarını pek kaybetmeden kağnı gibi oynadığı ligimizde baştan bu pas hatalarını garipsiyoruz ama oyunun topsuz yönünü de dikkate alan hocalar bu oyuncuları değerlendiriyor. Futbolda basit bu kural var. Yavaş oynarsan az hata yapar, az top kaybedersin, hızlanıp koştukça dengen bozulur, yorulursun ve hatan çok olur. Nabız yükseldikçe, şut veya paslarında topu şiddetini ayarlamakta zorlanırsın. Bizim ligde az hata yapan, az yorulan, kağnı gibi oynayan oyuncular el üstünde tutulurken, çok koşanları çok iş yapıp çok hata yapanları şamar oğlanı oluyor. Halbuki daha önce de yazmıştım "Modern futbolda 650 binlik Jem, bonservis artı maaş ile 6 milyon Euro'yu geçen ve hareket etmeden oynayan Donk'tan çok daha faydalı bir oyuncu" Mustafa Denizli dönemlerinin 80'ler futbolunda Donk gibi fizikli sabit çapalar faydalı olabilir ama günümüzde; bir takımın 30 kere git-gel yapmasını gerektiren futbolda, tempolu, çok koşan oyuncular çok daha mühim. 

* Hamza Hamzaoğlu Galatasaray'ın topu hücuma taşımasını Yasin Öztekin üzerinde çok iyi bir taktikle engellemiş. Galatasaray'ın driplingle top taşıyabilen tek oyuncusu Yasin fakat karşısında Hosagai ve ona sürekli yardımlı oynayan Jem ile iki kısa, çabuk ve agresif oyuncu Yasin'i sürekli kapattılar. Yasin veya Riekerink de buna önlem alıp kanat değiştirmeyince Galatasaray'ın sol kanadı 70-75 dakika hiç işlemedi. Yasin set oyunu oynamayı da bilmediği için ikili baskı yediğinde topu hemen ayağından çıkarmak yerine bu ikilinin üzerine gitti ve kendisinden daha agresif ve çabuk oyuncular Yasin'i durdurdu. Ne zaman 75 gibi Hamzaoğlu daha çok risk aldı ve Jem'i çıkarıp bir hücumcu daha soktu o zaman Yasin rahatladı ve son 15 dakika soldan 3 kez boş kalıp tehlike yarattı ama oyun görüşü düşük olduğu için boş pasları kaçırınca golü çıkaramadı. Bu arada Bursaspor Jem'in oynamadığı bazı maçlarda Traore - Faty ikilisi ile orta göbeği kurduğunda beklere yardım götürme konusunda zorlanıyordu. Mesela Beşiktaş ve Sivasspor maçlarında Traore Hosagai'yi çok boş bıraktı ve Hosagai maç boyu rakip kanat tarafından delinmişti. Faty ve Traore ikisi de uzun ve kendi ekseni etrafında yavaş oyuncular o yüzden beklere çabuk yardıma gitme konusunda eksikleri var. Bursaspor'un o yüzden bir kısa, çabuk, agresif yangın söndürücü ihtiyacı seneye de şart. Hele böyle tempolu oynamayı düşünüyorlarsa...

* Diğer kanatta Olcan kendi adına son dönemin en iyi maçını oynadı. Golden önce faulü aldı. Galatasaray'da en çok ikili mücadele kazanan ve en çok top çalan isim de oydu ama sürekli orta göbeğe geldi. Bu orta ikilide savunması eksik olan Emre Çolak ve Selçuk'a yardım oldu ama Bursaspor sol beki Aziz'in önünü açtı. Aziz çok sayıda bindirme yaptı, boş alan buldu ama bu pozisyonları verimli kullanamadı. 

* Olcan maç boyu Aziz'in önünü açıyorken ve Yasin de ikili sıkıştırma ile sürekli top kaybı yapıyor, atakları olgunlaşmadan eziyorken, Riekerink'in bu iki oyuncunun kanatları değiştirmemesi de taktik olarak bir eksikti bence onun adına. Bu arada Yasin bir önceki hafta cezalı olduğu için dinlenmiş olmasına rağmen çok etkisiz kaldı, bu da önemli.

* Maçı dün akşam ilk kez izlediğimde iki takımın kötü oynadığını düşünmüştüm ama bugün tekrar izlediğimde ilk 60 dakika kendilerini çok fazla zorladıklarını ve son 30 dakika düşüş yaşadıklarını gördüm. Bu durum Bursaspor adına, Hamzaoğlu çok risk aldığı için ve ortasahada sadece Faty'i bıraktığı için, Galatasaray'da ise fiziksel yorgunluk yüzünden oldu. Podolski ve Yasin savunmaya yardım etmeyince Emre ve Selçuk son 30 dakikada bittiler. Zaten son 30'da Bursaspor daha kalabalık ve etkili gelen taraftı ama Jem çıkınca özellikle kendi sağ taraflarından kontra yemeye de müsait oldular. 

* Selçuk İnan ve Emre yorgunluk durumunu en belirgin yaşayan iki oyuncuydu. Selçuk ilk yarı çok mücadele etti ama 2. yarı düştü. Yine de 2 pası var. Biri Sabri'ye öbürü Yasin'e. İkisi de Galatasaray'ın en tehlikeli iki gol pozisyonu. Bir de 6. dakikada Olcan'ın Yasin'e attığı ara pası var. Yasin boş kaleye auta vurdu. Selçuk için "Hep yan pas yapıyor" falan deniyor da pek öyle değil. Koşan olunca çok iyi derin pası görüyor. 

* Galatasaray hızlı top çevirme ve ara paslarla, Bursaspor kenar ortalar ve şutlarla gol arayan taraftı. 

* Podolski özellikle ilk yarıda çok hareketsizdi. 2. yarıda biraz daha kıpırdansa da kötü maç çıkardı yine de Yasin pası verse doğru koşu ve kalitesiyle skoru belirleyen isim olabilirdi. 


ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!