Beşiktaş, Spor Toto Süper Lig’in 27. haftasında Rizespor deplasmanında gol şov yaptı.

Siyah beyazlı takımın 7-2 kazandığı mücadeleyi spor yazarları gazetelerinin köşe yazılarında değerlendirdi.

İŞTE SPOR YAZARLARININ RİZESPOR - BEŞİKTAŞ MAÇI YAZILARI

Erman Toroğlu - SABAH GAZETESİ

Çaykur Rizespor kötü takım değil. Bu maç ise bu skorluk maç değil. Sakın aldanmayın!

Ne Beşiktaş bu skoru alırken harika top oynadı, ne de Çaykur Rizespor bu mağlubiyeti alırken çok kötü futbol oynadı. Rize maç daha oynanmadan "Rahat alırım" havasındaydı... Ama karşılarındaki takımın büyük takım olduğunu unutmuşlar. Bu kadar rahat oynarsan en ufak bir hatanda rakip golünü atar. Nitekim öyle oldu. Kaliteli maç mı oldu? Hayır... Kopuk kopuk oldu, bol gollü oldu, heyecanlı oldu.

Önce Burak’tan bahsedelim; golünü atmışsın, seyirci sana küfür etmiş, sen işine bak seyirciyle ne mücadele ediyorsun?

Ne gereği var? Şenol seni oyundan almasa belki de atılacaksın. İnanılır gibi değil, siz nasıl profesyonelsiniz? Maçta pırıl pırıl parlayan bir oyuncu vardı; Adem Ljajic...

Oynadığı oyun, attığı toplar ve attığı iki muhteşem gol... Ama futbol öyle bir olay ki Burak çıkıyor, yerine giren Güven Yalçın üç gol atıyor. İşte bu iş böyle.
Güven bozduğu saçlarını düzeltti, saçlarıyla beraber futbolu da düzeldi. Tabi şunu da yazmadan geçmeyelim; maç başlamadan önce yardımcı hakemler ağ kontrolü yaparlar.

Bunu yaparken de birbirlerine bakarlar kontrolü birlikte bitirelim diye... Bayrak direkleriyle vururlar ağlara. Halbu ki o ağlara asılacaksın, öyle bir asılacaksın ki koparsa senin çekmenle kopsun. Ama bırakın asılmayı, ağlara dokunmamışlar bile! Bir gol oluyor top bir yandan ’fırtıp’ çıkıyor, tamir ediyorlar.

İkinci gol oluyor top bu sefer başka bir yerden ’fırtıp’ çıkıyor. Aslında ilk gol de oradan ’fırtıp’ çıktı. Burada hem sahayı hazırlayanlar sınıfta kaldılar, o ağları o kalelere takarak. Hem de o ağları kontrol etmeyen yardımcı hakemler. Büyük ihtimalle dünya basınında da çok konuşulur bu goller. Maça çıkarken futbolculara "Vurduğun gol olsun" denir. Dün akşam ’cuk’ oturdu.

ALİ ECE - FANATİK GAZETESİ

Ligimizin ortalama maç temposunun üstünde gayet zevkli bir ilk yarı izledik. İlk 45’te Rizespor daha çok şut, Beşiktaş daha çok gol attı. Beşiktaş’ın gollerini atan Vida ve Llajiç ilk yarıda iki Rizespor mutlak gol pozisyonunun gole dönüşmesini engelleyen isimler de oldular. Llajiç’in ayak içi süper falsolu plasesi ekstra estetik bir goldü. Ancak Lens ve Caner ilk yarıda sahanın en kötüleri oldukları ve Beşiktaş takım savunması Rizespor pas oyununa karşı yeteri kadar direnç gösteremediği için Beşiktaş rakibine sürekli pozisyon vermeye devam ederken ligin iyi golcülerinden Vedat Muriç devre sonundaki fırsatı çok iyi değerlendirdi. Ancak 2. yarıda pozisyon değerlendirme dalında Beşiktaş adeta rekor kırdı! Güven’in hat-trick’i, Llajiç’in teknik ziyafetini daha da lezzetli hale getiren müthiş bir sos tadında oldu.

Gecenin sorusu

Adriano ayrılacak ve Caner ilk yarıdaki hatalarına devam edecekse Beşiktaş’ın genç sol bek Rıdvan’ı daha çok denemesi ve transferde bir sol bek daha alması gerekmez mi?

Maçın starı

Talisca ekstrem bir şut yeteneğine sahip lakin satın alma fiyatına göre Llajiç’in performansı da ekstrem kalitedeydi.

Maçın olayı

Şenol Güneş’in kart gördükten sonra Burak Yılmaz’ı oyundan alması. Yerine giren Güven 3 gol atmasaydı bile Burak’ın bu tip hareketleri tekrarlamaması gerek.

Kısa mesaj

Yönetim önce finansal durumu kontrol altına almalı, sonra da Llajiç’in bonservisini. Kagawa da olursa ne ala!

KEMAL BELGİN - TÜRKİYE GAZETESİ

Bu sezon için ligin başından bu yana böylesine sürekli tempo yapılan, her iki takımın da savunma ve hücum aksiyonlarında eksiksiz ve çağdaş davranmaya çalışmaları yazımın başlığımın senedidir. Tabii ki bir futbol oyununda özellikle savunmalar yerleşimde, alan kapatmada hata yapabilirler ama onları da o hataya sürükleyecek hücum eden takımın pas trafiği, adam eksiltme ve zengin görüş sahibi olması gerekir. Her iki takıma da baktığımızda bunları defalarca gördük.

Beşiktaş, hocasının millî takıma gidip geri dönüşüyle sanki elindeki en ideal kadroyla sahaya gelmişti. Tabii ki sadece bir oyuncu hariç, o da tombul Lens! Beşiktaş, Lens ile oynadığı bütün müsabakaları 10 kişi oynamaya mahkûm edilmiştir. Burada altını çizmek gerekir; F.Bahçe’nin son 20 yıldaki en iyi transfer tasarrufu Lens’tir.

Şenol Hoca bence geri dörtlüdeki ideal kurgunun önüne Medel’i koyup Atiba’yı bu defa Dorukhan’dan çok öne itmişti. Sanıyorum bunda Burak’ın öldüreceği ya da duvar olacağı topları her yöne yeniden kullanmak ve de Ljajic’in dolaşımlarına yardımcı olmaktı.

Rizespor’a gelince…

Okan Hoca yine benim ölçülerime göre bu takımın sorumluluğunu aldığından bu yana ligin en başarılı teknik direktörüdür. Yenilerle eldekileri iyi kaynaştırıp pas zenginliği oluşturmak, rakip savunmanın yerleşim planında arıza meydana getirebilecek araya koşuları oluşmasında öğretici olmuştur.
Neredeyse bir gol düellosu hâlinde geçen dün akşamki oyun yazımın başında da değindiğim gibi Beşiktaş’ın farklı öne geçmesine ve de Rizespor’un artık maçı kaybeder gibi olmuş durumuna rağmen sonuna kadar her dakikası 0-0 giden bir arayış, heyecan ve tempodaydı.

Bu arada dün akşamki oyunun bir futbolcusu için izin verirseniz bir kısa özel kısım ayırayım. Özellikle üç büyüklere ithal edilen, yarını olduğu sanılan o kadar çok genç yabancı vardı ki, bu Beşiktaş’taki Ljajic hani eskilerin deyimiyle döndürür döndürür futbolu öğretir…

CEM DİZDAR - FANATİK GAZETESİ

Öncelikle ligin ikinci yarısının gözde takımı Rize’nin performansı, ardından orta saha oyuncularının belirsiz fiziksel durumu Şenol Güneş’i ’yüksek güvenlikli’ bir plana zorlamış. Beşiktaş savunmacı bir orta sahayla çıktı maça. İlk devre biri kolay diğeri nitelikli iki gol buldularsa da topun ardında gereğinden fazla koşunca soru şu oldu; ’Acaba bitkin düşerler mi?’. Üstelik ilk yarı boyunca pas oyunu dersleri veren Rize devrenin sonuna sıkıştırdığı golle ikinci yarı için maçı sıcak tutacağını göstermişken. Rize ikinci devre oyunu sıcak tutmaya çalışırken Burak ilk kaçtığı pozisyonda golü buldu. Ne var ki, gol sonrası beliren ’Burak sorunu’nun tedavi sürecindeki dengesizlikte gol yedilerse de Burak’ın yerine giren genç Güven pansumanı geciktirmedi. Beşiktaş pozisyon/gol yüzdesi açısından muazzam seviyeye çıkınca maç onlar açısından tahmin edemeyecekleri kadar kolay bitti.

Gecenin sorusu

Önceki gün hakeme diklenirken kendini paralayan Emre Belözoğlu, dün akşam Rize tribünleriyle bedensel polemiğe giren Burak Yılmaz. Ülkenin en üst düzey kariyerlerinin tutumlarındaki eğitim sorunu açık değil mi?

Maçın starı

Atiba, Medel ile Dorukhan’ın korumasında takımı çekip çeviren Adem Ljajic. Ve elbette kenardan gelip maçın takım için sıkıntılı hale gelmesini önleyen Güven Yalçın.

Maçın olayı

Uzun yıllardır Rize halkı takımlarına ilgi göstermiyordu. Takım tempo, çeşitlilik ve futbolu gösterişli hale getirme konusunda olumlu işler yapınca tribün doldu. Sadece kazanmak değil oynayarak kazanmaya çalışınca insanlar futbola yaklaşıyor.

Kısa mesaj

Şenol Güneş’in milli takım tercihinin ardından kafalar karışıktı ama bu maçtaki performansı sanırım tartışmayı noktalamıştır.

SİNAN VARDAR - FOTOMAÇ GAZETESİ

Dün Rize’de Süper Lig kalitesinin üzerinde harika bir 90 dakika izledik. Alkışlarım maçı kazanan Beşiktaşlı futbolculara ve formunun zirvesinde olan teknik direktör Şenol Güneş’e... Hep söylüyorum; geçtiğimiz sezon transfer sihirbazlarından oluşan(!) Beşiktaş Yönetimi geçen sezon ortasında Burak Yılmaz’ı transfer etseydi; Siyah-Beyazlı takım bu sezon üst üstte 4. şampiyonluğa koşuyor ve rakiplerine bugün uçsuz bucaksız büyük fark atıyordu.

Burak Yılmaz oynadığı nefis futbolu harika gollerle süslerken Beşiktaş’a gönül verenlere "Daha önceleri nerelerdeydi?" dedirtiyor ve rakiplere gözdağı veriyor. Beşiktaş dün takım olarak harika bir iş çıkarıp ligin en zorlu deplasmanlarından birinden güle oynaya galip gelmesi çok önemliydi. Bu farklı galibiyet; tüm camiayı şampiyonluk olmasa da lig ikinciliği için daha da ateşleyecektir.

Tabii burada Adem Ljajic’e de ayrı bir parantez açmak gerekir. Sırp yıldızın 10 numara 5 yıldız oynayarak takımını bir orkestra şefi gibi yönetmesine şapkamı çıkarıyorum. . Genç futbolcu Güven Yalçın hattrick yaparken; unutulmaz golcü Metin Oktay gibi ağları delerek nefis bir gole imza atması keyif vericiydi. Şenol Güneş’in Milli Takım’la anlaşması çok eleştirilmişti. Güneş keşke gitmese, hep kalsa...

Dün şunu gördük: Beşiktaş sezon sonuna kadar güzel günler görecek, Güneş’i günler... Kara Kartal, hele bir de gelecek hafta lider Başakşehir’i de yenerse değmeyin Beşiktaşlının keyfine....

FATİH DOĞAN - SABAH GAZETESİ

Beşiktaş, Rize’de önce Vida ardından Ljajic’in golleriyle maça öyle bir giriş yaptı ki Okan Buruk’un haftalardır üst seviye işler yapan takımının dengesi bozuldu. İkinci yarının en iyi ekiplerinden Rize’den bahsediyoruz. İkili mücadele kazanma yüzdesinde ligde 2. sıraya yükselerek Okan Buruk karakterini yansıtan, hava topu kazanmada 3. olan Rize, maç başına gol ortalamasında 6. sıradaydı. Beşiktaş maçına çıkarken 26 maçta 30 gol yiyen ancak kurtarış yüzdesinde ligin en iyi 3-4 ismi arasında yer alan kaleci Gökhan’a sahipti... Ancak Beşiktaş zor deplasmanda Ljajic’in liderliğinde Güven’in desteğiyle hem Rize’yi hem de gösterişli istatistiklerini Karadeniz’in doğu kıyılarında alabora etti. Rizespor 2-0’dan sonra karakter ortaya koyup Vedat Muriç’le istediği golü bulsa da devamını getiremedi. Burak Yılmaz’ın 65’teki golü Rize’nin önüne set oldu.

Maçın Rize adına kırılma noktası bu goldü. Şenol Güneş’in tepkili sevinen ve kart gören Burak’ı koruma amaçlı oyundan alıp Güven’i alması düşünülenin aksine Beşiktaş’a farklı bir dinamizm getirdi. Beşiktaş, yerleşik savunmada Mirin ve Vida ile pozisyon hatası yapıp Abarhoun’un golünü kalesinde görse de tepkisi çok şiddetli oldu. Başta Ljajic, Vida, Atiba, Dorukhan’ın performanslarına kayıtsız kalmayarak "Ben de varım" diyen Güven Yalçın kısa sürede hat-trick yaparak 7-2’lik tarihi skora adını yazdırdı. Güven giderek güzelleşiyor.

Öz güveni, duruşu ve vuruşuyla Beşiktaş’ın geleceğine ışık tutuyor. Şenol Güneş’in A Milli Takım’ı çalıştırmasının Beşiktaş’a olumlu yansıyacağı iddiamın gerçeğe dönmesini görmeye başlamaktan mutlu oluyorum!..
Şundan eminim! Beşiktaş’a içeriden ve dışarıdan gölge etmemiş olsalardı daha Güneşli günler yaşanırdı.

TURGAY DEMİR - FOTOMAÇ GAZETESİ

Muhteşem bir maç, geceye damgasını vuran bir yıldız ve birbirinden güzel goller… Kora kora bir mücadele oldu, Beşiktaş ilk yarıda topu rakibine bırakıp iş bitirici şutlar atarken, Rizespor çok emek verdi, çok çaba harcadı ama kalitesi Beşiktaş’a yetmedi. Kartal’ın yıldızı Adem Ljajic iki muhteşem gol ve üç muhteşem asistle geceye damga vurdu. Maç öncesi beklentimiz bol şutun atılacağı ve karşılıklı gollerin olacağı bir oyundu.

A Spor’da sevgili Cüneyt Şen’le yaptığımız yayında bunun altını kalın çizgilerle çizdik. Nitekim Rizespor inanılmaz etkili başladı ve Beşiktaş kalesini abluka altına aldı. Kartal pençesini çıkardığı ilk pozisyonda Vida’nın kafasıyla öne geçti. Ardından yine manzara değişmedi, Beşiktaş çaldı (!) Rize oynadı ve Kartal pençesini çıkarabildiği ikinci pozisyonda Adem Ljajic’in muhteşem golüyle farkı ikiye çıkardı.

İkinci yarıda da maçın genel karakteri değişmedi. Daha çok top yapan, ikili mücadelelerin çoğunu kazanan Rizespor olurken golleri atan Beşiktaş’tı. Önce Burak klasını konuşturdu ardından Ljajic frikikten kaleci Gökhan’ı avladı. Bitti mi! Hayır! Tam zamanında oyuna dahil olan Güven’in de söyleyecekleri vardı ve üç golle o da "Bu işte ben de varım" dedi. Beşiktaş çok iyi bir rakibe karşı, çok zor bir maçı inanılmaz bir skorla kazandı. İki takım arasındaki farkı ortaya çıkaran Beşiktaşlı oyuncuların daha becerikli oluşlarıydı. Kartal’ın neredeyse kaleye giden her şutu gol oldu. Beşiktaş bu galibiyetle zirve iddiasını sürdürürken Başakşehir’e mesaj verdi; kolla kendini komşu!