"GENEL KURUL ÜYELERİ VİCDANLARIYLA KARAR VERECEKTİR"
Ağustos ayında gerçekleşmesi planlanan mali genel kurulda Fikret Orman dönemini ibra edip etmeyeceğiyle ilgili konuşan Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, “İbra, benim genel kurul üyesi olarak şahsi hakkımdır ve bununla ilgili yorum yapmak istemiyorum. Bu hakkımı orada kullanırım. Mali genel kurulun önüne çıkan Fikret Orman, Ahmet Nur Çebi'nin ibrasıyla ilgili takdir genel kurul üyelerinindir. Genel kurul üyeleri, şapkalarını önüne koyup Beşiktaş'ta ne olup bittiğini irdeleyip kafa patlatacaklar, sonra ellerini göğüslerine, vicdanlarına koyacaklar ve karar verecekler. Buradan ben onlara 'Onu ibra edin, bunu etmeyin' demem. Hatta böyle bir dedikodu da ortada dolaşıyormuş. Ben asla böyle bir şey yapmadım. Ben sadece durumu tespit edip ortaya koyarım, insanlar bakıp kararlarını verirler” dedi.
"BEŞİKTAŞ'A YAPTIKLARINDAN DOLAYI KIZGINIM"
Fikret Orman ve yöneticilerle seçimden sonra hiç görüşmediğini söyleyen Ahmet Nur Çebi, “Fikret Orman ve yönetiminin hiçbirisiyle görüşmedim bugüne kadar. Çünkü Beşiktaş'a yaptıklarından dolayı benim onlara kızgınlıklarım var. Hatta bu kızgınlıktan dolayı aramızda kırgınlıklar da oluştu. Hatta ve hatta benimle beraber o dönemde görev yaparken mevcut sistemden şikayet eden yönetici arkadaşlarımız daha sonra 'Sen de oradaydın, ben bilmiyordum diyemezsin' demeye başladı. Bu arkadaşlar her gün kapımdan girip 'Ne olacak bu kulübün hali, bunlar ne yapıyor' derlerdi. Şimdi biz ayrıldık yönetimden, onlar ayrılmadılar. Biz şimdi gelip koltuğa oturduk, 'Sen oradaydın, bilmiyorum diyemezsin' demeye başladılar. Ben bilmediğim bir şeye bilmiyorum diyebilirim. Ben o zaman başkan değilim ki. Şu anda başkan olarak her şeyden haberim var, çünkü yetki bende. Ben görevi vermişim. Görevi verdiğim arkadaşlar, kendi görevlerini biliyorlar, diğerlerinin görevlerinden sorumlu tutmuyorum ki. Şimdi yeni moda, 'Ahmet abim oradaydı, her şeyi sorardım, her şeyi bilirdi' cümlesi” diyerek sözlerini sürdürdü.
"DÜRÜST, ŞEREFLİ VE NAMUSLU BİR İNSANIM"
Fikret Orman'la birlikte yönetime girdiği ilk seneden itibaren yaşadıklarını aktaran Ahmet Nur Çebi, “Ben şimdi her şeyi açıklıyorum. İlk 1-2 yıl biz Beşiktaş'ta ‘Feda' dedik ve toparlanma süreci yaşadık. Bu mücadelenin ardından 2 yıllık çok güzel başarılar geldi. Ne olduysa son 2 yılda ip koptu. Benim Fikret Orman'la girdiğim son seçimde Fikret Bey, transfer komitesinin başına kimi getirmiş, futbolun başına kimi getirmiş, bizi nerede görevlendirmiş bir baksınlar. Ben 3 sene futbolun başındaydım, yapılan transferlere bakın. Ben stat konusunda da ilk dönemde vardım. 3 tane ihale yapıldı, daha sonra işler hızlansın diye keşifsiz ihale yapılsın denildi. Ben de 'Keşifsiz ihale yapamam, böyle bir ihale komisyon başkanlığı yapamam. Stat da gecikecekse böyle bir vebal almak istemem, buyurun siz kendiniz yapın' dedim. Sonra da 'Abi sen Ümraniye'ye git de, şampiyon olalım, zamanı geldi' dediler, bizi de Ümraniye'ye yolladılar. Ben Ümraniye'deyken stattan nasıl sorumlu oluyorum? Ne alınandan ne satılandan haberim var. Bir çatı faturası tutturdular. Benimle ne alakası var çatı faturasının? Alırsın eline sözleşmeyi, bakarsın kimin imzası var. At çamuru, izi kalsın politikası hoş bir şey değil. Bir laf vardır, kuşa bak dersin, arkadan başka işi kapatırsın. O devirler bitti. Ben o kadar muhlis, yumuşak bir adam değilim. Tamam ben dürüst, namuslu, şerefli, kimsenin parasına bakmayan bir adamım ama o kadar da muhlis bir adam değilim. Ayrıca bana iftira atan kişinin de yanlış bilgilendirildiğini biliyorum. İnşallah gidip kendisi bunun hesabını sorar. Ortada bir çatı faturası var, sözleşmenin altında Fikret Orman Bey'in imzası var. Benimle alakası yok ama. O şirketin 20 sene önceki sahibi, 30 sene evvel benim şirketimle çalışmış. Böyle şeyler olmaz. Fikret Orman'ın çatı sözleşmesini yaptığı tarihte, yapılan sözleşmeyi yapan kişinin, bizim şirketle hiçbir alakası yok” açıklamasında bulundu.
"ARKAMDAN İŞ YAPACAKSANIZ NİYE BIRAKIP GİTTİNİZ?"
Mali Genel Kurul'la ilgili sözlerine devam eden Ahmet Nur Çebi, “Ben ibra edip etmeyeceğimi bilirim, kimseye de ibra et ya da etme demem. Ama benim ibra edilememem için müthiş bir kampanya var. Çünkü ibra olmazsa 45 gün sonra seçime gidilecek. Arkamdan anormal bir muhalefet yürütülüyor. Ofisler açılmış, kampanya yapılıyor. Yahu kardeşim siz kendiniz terk ettiniz burayı. Madem istiyordunuz, niye gittiniz? Derdiniz beni göndermekse, Beşiktaş için iyilik istemiyorsunuz. Geldiğim günden bu yana düşman sayım artıyor. Çünkü insanları yalan ve dolanla besliyorlar. İnşallah bunlar da çok yakında bitecek. Önümüzdeki dönemde mali genel kurul olacak. Denetlememizi yaptırıyoruz ama pandemi bizi çok engelledi. Bu gecikmenin nedeni pandemi oldu. Bu denetim bittiği zaman, bunu denetim kurulu inceleyecek, ondan sonra genel kurul üyelerimize okuyacaklar. Biz bu işe müdahil değiliz. Ben müdahil olmak zorunda kaldım çünkü bu denetimin yapılmasını ben istedim, bu dönemin içinde ben de vardım. Serdal Adalı aday olduğunda ben inceleme yapacağım demişti. Ben de çıkıp Serdal Adalı'nın da içinde bulunduğu 7+3 yıllık 10 yıllık dönemi inceleyeceğimi söyledim. Pandeminin müsaade etmesi halinde genel kurulu yapacağız. Bununla ilgili başvurularımızı yapıyoruz. Çünkü 17 bin üyemiz var, hepsinin gelmesine göre hesap yapıyoruz. Statta da yapabiliriz genel kurulu. Denetim kurulu raporu orada okunacak ve takdiri genel kurul verecek. Bu kulübün yöneticisiyim ben, asıl sahibi genel kurul üyeleridir” ifadelerini kullandı.
"KEŞKE RAKİP OLARAK KARŞIMA ÇIKSALAR"
Muhalefet yapan isimlerin aday olmasını istediğini de söyleyen Ahmet Nur Çebi, “Toplantı yapan muhalefetin yarın seçim olduğunda rakip olarak karşıma çıkmasını isterim ve bu durumda kendimi daha iyi hissederim. Büyük de keyif alırım, kendimi daha güçlü hissederim. Moral bulurum. Öbür türlü, 'Ben ne yapıyorum, kimse yok, herkes kaçıyor, bende bir şey mi var' diyerek sağıma soluma bakarım. Beşiktaş'ın bu duruma hiçbir zaman düşmesini istemem. Zaten bizim genel kurul üyelerimizin içinde muhakkak buraları idare edebilecek insanlar vardır, her dönemde de vardı” diye konuştu.
"AMACIMIZ MAL SATMAK DEĞİL"
Beşiktaş'ın mal varlığının borcu karşılayıp karşılamayacağıyla ilgili de konuşan Ahmet Nur Çebi, “Dürüst olalım. 3 milyar TL'nin üzerindeki borcu elimizdeki mal varlığı karşılamaz. Ama dünya halidir, bu borç yerinde kalabilirse, malımız mülkümüz değerlenirse, belki o zaman karşılar. Ama borçların yerinde saymaya ve azalmaya başladığı dönemde, Beşiktaş'ın malını satmaya da gerek yok. Ama her yıl 450 milyon faiz ödeyecekseniz, geliriniz 550 milyon TL ise, 100 milyon TL personel maaşı varsa, futbolcuya parayı nasıl ödeyeceksiniz? Beşiktaş'ın borçlarının azalması gerekir ki, faiz yükü ortadan kalksın. Ama biz bugün mal satma niyetinde değiliz. Bizim niyetimiz borcu kontrol altına alıp mal varlığına dokunmamak. Ama eğer bir gün bütün gerçekler bunu gösterirse, ben bu cesareti gösterip çıkar konuşurum ve kararı genel kurul verir. Satın derlerse, satılır, satılmayacak derlerse satılmaz. Oradan çıkacak kararı emir kabul ederiz. Ama bilirsin ki, bizim niyetimiz burayı satmak değildir ve böyle bir plan programımız yok. İlk plan programımız borçları kontrol altına alıp azaltmak” diyerek sözlerini sürdürdü.
"HODRİ MEYDAN, GELİN KULÜBÜ YÖNETİN"
En büyük hedefinin denk bütçe olduğunu da söyleyen Ahmet Nur Çebi, “Harcamanız kadar geliriniz yoksa, uzun süre yaşayamazsınız. Kulüpler de koca çınarlar ve uzun süre yaşaması gerekir. Türkiye Cumhuriyeti var olduğu sürece, bu topraklar üzerinde de Beşiktaş'ın bayrağının dalgalanması, her Beşiktaşlı'nın hedefi olmalıdır. Bir sonraki nesile temiz bir kurum taşımamız gerekiyor. Bu bir kere Anayasa'nın birinci maddesi gibi kafalarda yer etmeli. Bu kurumlar, kamu kurumları. İnsanlar burada bir araya gelip spor yapıyorlar. Ama bu durum denk bütçesiz gitmez. Şu anda yol bitti. Tren raydan çıkmış durumda. Şu anda yönetimler, bir sonraki yönetime borçları devredip gidiyorlar. Bunu aynı oranda yapıp, 10 Lira ödedim, benden sonraki de 10 Lira ödesin deseniz, saygı duyarım. Ama popülizm ve alkışlar yok mu Adam geliyor, 10 lira borcu 100 lira yapıyor, ondan sonra gelen adam 100 lirayı ben ödedim diyor ama adama 1000 lira devrettin. Kimse buna bakmıyor. Bu işler bitti. İsteyen yapabiliyorsa gelsin yapsın. Beşiktaş'ta birileri kongrelerde çıkıp ‘Hodri meydan' diyordu. Hadi hodri meydan, gelin yürütün kulübü” dedi.
"KULÜBÜ YÜRÜTEBİLSELERDİ BURADAN GİTMEZLERDİ"
Bir önceki yönetimin kulübü yürütemediğini dile getiren Çebi, “Zaten kulübü yürütebilselerdi, kimse buradan gitmezdi. ‘Eylül ayında taraftar bağırdı diye gittik' denildi. Aynı taraftar mayıs ayında da bağırdı, pankart da astı. Sen mayısta seçime giriyorsun, aynı taraftar bağırdı diye ekimde gidiyorsun. Sen bankalarla attığın imzada, bu işin yürümeyeceğini gördün ve gittin. Dürüst ol. Ben daha önce divan kurulunda demiştim, 'Ettik bir halt' de, gel birbirimize sarılalım. Ondan bile kaçıyorlar. Artık dürüst olalım. Ama maalesef hiçbir yönetim kurulunun uğramadığı kadar tacize uğruyorum. Kimsenin görmediği kadar muhaliflerden baskı görüyorum. Eskiden ceketini alan evine gidip, ara sıra arayıp hatır soruyordu. Bizimkiler bırakın hal hatır sormayı, arkamızdan mezarımızı kazıyorlar. Sebep ne vallahi bilmiyorum. 'Eskiyle ilgili çok konuşuyorsun, biz eskiyi konuşmadık' diyebilirler sebep olarak. Ama nasıl eskiyi konuşmadınız. Yıldırım Demirören için hesap soracağız dediniz, raporlar çıkardınız, durum çok vahim dediniz. Göreve gelip kürsüde elinizi masalara vurdunuz. Ama onlar sizin için hiç laf etmedi, sizi rahat bırakıp ‘Çalışın' dediler. Biz sadece kulübe girerken “Bu profesyoneller nerede, bizi neden karşılamadılar, ayıp olmadı mı” dedik. Hemen ardından Amerika'dan gelindi, bayraklar açıldı, televizyon programında ben 2 milyon TL'yi ona sormadan almışım diye konuşuldu. Birincisi ben paramı aldım, ikincisi tamamını almadım. Yarısını zaten bıraktım. Diğer parayı da nasıl alabilirim ki. Hem beni ‘İmza yetkisi almadı' diyerek suçluyorsun, hem de parayı aldı diyorsun. İmza yetkim yok ki. Yani sen yokken ben parayı alabiliyorum, senin yaptığın her şeyden benim haberim var ama benim yaptıklarımdan senin haberin yok diyorsun. Bu işleri bırakacaklar. Ettik bir hal diyecekler. El ele vereceğiz ve çıkacağız bu işlerin içinde. Benim derdim kimseyi ibra etmemek değil. Millet benimle uğraşmasın, destek veriyorsa versin. Ben söyledim, bana destek vermezseniz ben dizlerimin üzerinde duramam diye. Tek başıma bu işi yürütemem” açıklamasında bulundu.
"GELEN BAĞIŞLAR RESMEN AĞLATTI"
Bağış kampanyasında çok önemli manevi anlar olduğunun da altını çizen Ahmet Nur Çebi, “Bu bağış kampanyasının bin anlamda manası budur. Beşiktaş taraftarı üzerine düşeni yapıyor ve yapmaya da devam ediyor. Beşiktaşlı iş insanları var. Ellerindeki imkanlar taraftarlarımızdan ve öğrencilerimizden çok daha fazla. Çocuğun birisi zarfın içine 15 lira koymuş, ağladım resmen ve mektubu müzeye koyun dedim. Diğeri tablet almak için para biriktirmiş, parayı bize göndermiş. İş adamlarımıza rica ediyorum, Beşiktaş'a sahip çıkın. Bugün ben görevdeyim, bir gün yorulup bırakacağım. Benden sonra bu iş adamlarımızın çocukları bu camianın ferdi olarak görev yapacak. Kampanya videomuzda 'Biz 11 kişiyiz ama arkamız daha var' cümlesi çok anlamlı. Ben tek tek ulaşabildiklerimi arıyorum. Önümüzdeki 2 hafta çok önemli. Çok maddi sıkıntımız var. Verecekleri destek çok anlamlı olacaktır bizler için” diyerek sözlerini tamamladı.
Son dakika Beşiktaş Haberleri FutbolArena'da!