comScore

'Bazı kararları Türk gibi veriyorum, bazen beynim İsviçreli gibi işliyor'

22 Mayıs 2021, Cumartesi 12:23
'Bazı kararları Türk gibi veriyorum, bazen beynim İsviçreli gibi işliyor'

FutbolArena'dan Alp Ulagay, Clermont Foot Başkanı Ahmet Schaefer ile röportaj gerçekleştirdi.

FutbolArena - Fransa 2. Ligi'nin mütevazı takımı Clermont Foot tarihinde ilk kez Fransa 1. Ligi'ne yükselme hakkını elde etti. Geçen hafta sonu neticelenen 2. Lig'de ikinci sırayı alarak Troyes'nın ardından doğrudan Fransa Birinci Ligi'ne çıktılar. Gelecek sezon PSG, Lyon, Marsilya gibi devlerle boy ölçüşecekler.Clermont Foot'un sahibi ve başkanı Türk asıllı İsviçreli işadamı Ahmet Schaefer de bu başarıdan dolayı hem heyecanlı hem gururlu. Clermont Foot'u ve Avusturya ile Danimarka'daki kulüplerini bir startup gibi yöneten Ahmet Schaefer Türkiye'den yetenekli genç oyuncuları transfer etmeye de sıcak bakıyor. Başarılarını kutlamaya hazırlandıkları gün stadyumda yakaladığımız Schaefer ile bu başarıyı ve gelecek sezona dair öngörülerini konuştuk.

Ahmet Bey, öncelikle tebrik ediyorum. İki sezonluk inişli çıkışlı futbol dünyasında Fransa 1.Ligi'ne yükselmeyi başardınız. Geçen hafta salı günüen yakın takipçiniz Toulouse kendi sahasında Pau'yla 2-2 berabere kaldıerteleme maçında. Ve siz hemen hemen ikinciliği garantilediniz arada büyük bir gol farkı olduğu için. Önce duygularınızı merak ediyorum. Neler hissettiniz o an? Neredeydiniz? 
-    Gerçekten çok bir büyük duyguydu. Biz o gün oynamadık, maçımız yoktu. Toulouse-Pau maçı çok çekişmeli geçti. Son dakikalarda bizim eski kaleci Max Dupé, geçen sezon bizde kiralık olarak oynamıştı Nantes'tan. Şu an Toulouse'un kalecisi, Liverpool kalecisinin yaptığı gibi ileri çıktı. Ondan sonra biz çok heyecanlandık. Özellikle son dakikalarda 3-4 net pozisyonları vardı Toulouse'un. Ama 3-2'yi bulacak golü atamadılar. Zaten çekişmeli bir maçtı. Önce 1-0 Toulouse öne geçti. İkinci devre başında, 47 saniye sonra Pau durumu 1-1 yaptı. 2-1 oldu, 2-2 oldu. Son 5 dakika gerçekten çok çok çekişmeli geçti. Nitekim paçayı kurtardık. Dediğim gibi bizim maçımız yoktu. Öbür yandan averajımız Toulouse'a göre artı 8 olduğu biliyorduk ki aslında bu iş oldu. Yani yüzde 99 garantiledik ama yine de tam çıkmadık. Çünkü futbolun tarihinde böyle garip neticeler vardır. Toulouse'un 4-0 kazanmasıyla, biz de son maçımızda 4-0, 5-0 kaybedersek bu iş olmazdı. Nitekim orada coştuk. Ben ailemle beraber Zürih'teydim. Tabii ağladık, sarıldık birbirimize. Çok garip bir duyguydu bu olayı uzaktan seyretmek. Ondan sonra Caen'a karşı son maçta kaybettik son dakikada. O da çok dramatik bir maç oldu. Çünkü onlar 92. dakikada penaltı attılar ve o golle ligde kalabildiler. Yoksa 3. lige düşeceklerdi. 

Şimdi şuna gelmek istiyorum. 2019 yılında Core Sports Capital olarak Clermont Foot'u satın aldınız. Elbette her kulübün amacı üst lige çıkmak, şampiyon olmak, başarılı olmaktır. Geçen sezon yarıda kaldı tabii. Aslında ilk tam sezonunuzda amacınıza ulaştınız. Lig ikincisi olarak bir üst lige çıktınız. Bu kadar erken olabileceğini bekliyor muydunuz?
-    Ben şahsen beklemiyordum. Kulübü 4 Mart 2019'da satın aldığımızda ilan etmiş olduğum hedef şuydu: Önümüzdeki 4 ila 5 sezon içerisinde üç aşağı beş yukarı hep playoff'larda oynayabilelim ki 1. lige yükselme ihtimalimiz artsın. Geçen sezon maalesef 10 hafta kala sezonun bitişine, Fransa hükümeti sezonu durdurdu. Biz orada beşinciydik. Kalan maçlarımız daha çok ligin alt kısmındaki takımlara karşıydı. Son 10 haftada ilk 4 takım ise kendi aralarında oynayacaktı. Tabii kizayıf takımlara karşı da maç kaybedebilirsiniz. Ama dinamiğimiz o kadar pozitifti ki o süreçte, bana kalırsa orada bayağı bir puan toplardık. Belki ilk 4 takımda puan kaybederdi, berabere kalırlardı. Yani orada bile 1. Lige yükselme, en azından playoff oynama ihtimalimiz olacaktı. Maalesef öyle olmadı.



Bu sezon öncesi kadroda nasıl değişiklikler yaptınız?
-    Ne yaptık? Şimdi Toulouse'da oynayan kalecimizi, zaten kiralıktı, geri vermek zorunda kaldık. Nantes'tan, 1. Lig'den kiralamıştık. Ayriyeten forvetimiz Grbic'i rekor bonservisle, 10 milyon Euro'ya sattık. Bedelsiz almıştık. Fransa 2. Ligi'nde Kadewere'den sonra bir oyuncuya verilen en yüksek bonservis tarihe bakarsanız. Kadewere, Lyon'a 12.5 milyona gitmişti. Geçen yaz onun yerini Mohamed Bayo'yla doldurduk. O bizim altyapıdan gelen bir forvet. Gol kralı oldu bu sezon 22 gol atarak. Henüz 21 yaşında. O da bizimle kalacak büyük bir ihtimalle 1. Ligde. 

Geçen sene Dunkerque'teydi değil mi? 
-    Evet, Onu 3. Lig'deki Dunkerque'e kiralamıştık. Dunkerque'te 14 gol attı yanılmıyorsam. Ve Dunkerque 2. Lig'e yükseldi. Onu geri aldık, mukavelesini uzattık. Dolayısıyla oradayani forvet pozisyonunda pek bir eksiklik hissetmedik. Ayriyeten kaleci pozisyonunda da hissetmedik. Çünkü Rodez'den Arthur Desmas'ı getirdik. O da gerçekten çok iyi performans sergiledi ve bize çok puan kazandırdı. 

Bildiğim kadarıyla bu sezon oyuncu maaşları, idari kadro, teknik kadro maaşları, deplasman giderleri, idari giderler olmak üzere 10 milyon Euro gibi bir bütçeniz vardı yanılmıyorsam.Ama Fransa 2. liginde Toulouse gibi, Sochaux gibi, Auxerre gibi çok uzun yıllar Birinci Lig'de oynamış gelenek sahibi takımlar var. Özellikle Toulouse'un bildiğim kadarıyla 25 milyonEuro bütçesi vardı. Bu kadar büyük bütçeli takımlar arasından nasıl sıyrıldınız? Ne yapıyor Clermont? Oyuncu seçerken mi, scouting'de mi sırrınız? Teknik kadrodaki istikrarda mı? 
-    Kulübü satın aldığınızda 4 Mart 2019'da kulübün bütçesi 6,8 milyon Euro'ydu. Ondan sonra biz o bütçeyi yavaş yavaş 8.5 milyona ve bu sezon 11 milyon Euro'ya çıkardık. Sırrımız nedir? Birincisi antrenör. Kulübü satın alınca bilançolarını, bütün ticari mukavelelerini, her şeyini analiz ediyorsunuz. Aynı zamanda sportif kısma bakıyorsunuz. Sportif kısım, bir yandan oyuncular: Oyuncuların kontratları ne kadar sürüyor? Ödenen maaşlar yüksek mi, alçak mı? Ayriyeten de tabii antrenör. Şimdi bizim antrenör Pascal Gastien üç kere arka arkaya Ligue 2'nün en iyi antrenörü seçildi. Seçen de diğer antrenörler. Dolayısıyla bayağı mühim bir ödül. Kulübü satın aldığımızda tabii ki onun kontratını uzatmak istemiştik. Çünkü o bizim için çok mühim bir noktadaydı bu bütün bu projede. Neden? Kendisi alt yapı akademinin direktörü olarak gelmişti Clermont'a. Dolayısıyla genç oyuncularla, yetenekli oyuncularla beraber çalışmayı bilen biriydi. Bizim biraz böyle bu oyun stilimiz. Hep diyorlar ki bize “2. Lig'de engüzeli oynayan, biraz Ajax ve Barcelona gibi oynayan takım Clermont”. O oyun stilini inşa eden mimar Pascal. Dolayısıyla onunla mukavele uzatmaya çalıştık. O da önce 6 ay bekledi. Hani gerçekten söylediğimiz sözleri yerine getiriyor muyuz? Nasıl istikrarlı mıyız?Sonra onu sadece sözlerle değil ama eylemlerimizleikna ettik. Neticede o gerçekten bu projenin çok mühim bir kısmı. Sırrımız başka ne olabilir? Tabii ki bizim para yatırdığımız yer scouting. Biliyorsunuz Avusturya'da ve Danimarka'da iki kulübümüz daha var. Dolayısıyla bütün scouting kararları holding seviyesinde veriliyor. Şu an üç kulübe10 scout bakıyor. Orada gerçekten hedef nedir? Şimdi tabii fark biraz açıldı Clermont Ligue 1'e çıktı diye. Ama onu merkeze alarak bakarsanız projemize öbür kulüplere daha genç, özellikle Fransa'dan, alt liglerden gelen oyuncuları erken kademede yakalayıp onları Avusturya ve Danimarka'ya transfer ediyoruz.Daha doğrusu kiralayıp orada hani tecrübe edinsinler, oynayabilsinler istiyoruz. Aynı futbol stilinde, aynı formasyonla, aynı felsefeyle oynasınlar ki 2-3 sene sonra belirli bir olgunluk seviyesine ulaştıktan sonra Clermont'a gelip uyum sağlayabilsinler. 

Anladım, güzel bir strateji aslında. Herhalde yeni sezonda da Pascal Gastien'le devam edeceksiniz yeni sezonda, öyle düşünüyorum?
-    Tabii ki de. O da gerçekten çok mutlu. Zaten kulübün 30'uncu sene-i devriyesi. Clermont, tarihinde ilk defa Ligue1'e yükseldi. Hepsi ona ve ekibine bağlı. Dolayısıyla o da çok mutlu. Bizimle devam etmek istiyor. Biz de onunla devam etmek istiyoruz. Zaten yanılmıyorsam daha üç sezon mukavelesi var. 



Tabii Fransa Birinci Ligi'ne yükselince şu an tam bilmemekle birlikte farklı bir yayın geliri pastası olacak. Herhalde bütçeniz 11 milyon Euro'da kalmayacaktır. Orada ne kadarlık bir yeni gelir bekliyorsunuz? Bir tahmininiz var mı? 
-    Dediğiniz çok doğru. Maalesef orada biraz kör ilerliyor bütün kulüpler. Kimsenin bir öngörüsü yok. Ne oldu? Biliyorsunuz geçen sefer konuştuğumuzda MediaPro 1.3 milyar Euro önermişti. Dört senelik ihaleyi kazanmıştı. Ondan sonra iflas etti. Fransa'yı terk etmişti MediaPro. Canal Plus, bütün ligin yayıncısı hakları 750 milyon Euro'ya geri almıştı. Ve böylelikle ligi desteklemişti. Şimdi bu dönemin kapanması için üç sezon daha kaldı. Önümüzdeki haftalarda o üç sezon ihaleye çıkılacak. Ve gerçekten bilmiyoruz: 750 milyon mu olacak, 1 milyar mı olacak, 500 milyon mu olacak bilemiyoruz. Dolayısıyla şu an bir bütçe ilan etmek bizim için zor. Ama sadece bizim için değil özellikle 1. ligdeki büyük takımlar için. Çünkü onlar bütçelerini geçen sezon 1.3 milyar Euro üzerine yapmıştı. Transfer bedelleri ödenmiş, uzun vadeli mukaveleler verilmişti oyunculara, primler ödenmişti. Şimdi o 1.3 milyar oluverdi 750 milyon Euro. O yüzden büyük bir soru işareti var herkes için. Valla gerçekten bilmiyorum bütçemiz ne olacak. Eğer yine o 750-800 milyona giderse o zaman bizim bütçemiz de herhalde 23-24 milyon Euro civarı olabilir. Yani ikiye katlanabilir. Ama dediğim gibi daha hiçbir onay yok o konuda maalesef.

Stadınız Gabriel-Montpied'de de bіrtakım yenilikler yapmanız gerekecek. Stadın yarısında tribün yok bildiğim kadarıyla... 
-    Çok doğru. Evet, arkamda gördüğünüz yarı tribün. Vali biz kulübü satın almadan evvelonaylamıştı, karşı tribün de yapılacaktı. Çünkü 1990'da yapılmış stat, bir tribünle böyle kalmış. Yani bizim için tabii ki de çok kullanışlıydı. 2. ligde zaten seyirci Corona'dan dolayı sıfıra düşmüş vaziyetteydi neredeyse. Ama ondan evvel ortalamamız 4-5 bindi, belki çok büyük maçlarda 5 bin 500 seyircimiz oluyordu. Şimdi tabii o rakam yükselecek. Nitekim inşaatın başlayacak, tamamen yeni bir ana tribün yapılacak, kale arkasının üzeri kapatılacak. Şimdilik 2023 senesine ertelendi Corona'dan dolayı. Nitekim şimdi bu geçici olarak validen 3 milyon Euro destek aldık. O parayla ışıklandırma sistemi yenilenecek. Çünkü Ligue 1'e uygun değil. Karşı tribüne geçici bir şekilde yeni bir tribün inşa edilecek. 

Geçici tribün herhalde? 
-    Geçici ama baktığınız zaman yine de dizayn açısından gerçekten güzel olacak. Paranın geri kalan kısmıyla da yeni bir zemin yapılacak. Çünkü zemin biraz, şimdi şöyle baktığımda güzel görünüyor maç oynanmadığı için ama biraz sıkıntıvar. Biz de o güzel futbolu oynadığımız için, topunhep yerde olduğu, kısa paslı oyun için çok iyi bir zemine sahip olmak istiyoruz. O para öyle kullanılacak. Zaten şimdi işçiler başlamış vaziyette çalışmaya. Hemen başlandı ki 8 Ağustos'a hazır olabilsin. Tabii daha ne zaman nerede oynayacağımız belli değil. Biliyorsunuz Ligue 1'in bir hafta kaldı bitmesine. Eğer 8 Ağustos'ta hazır olamazsa o zaman Saint Etienne kulübüyle bir anlaşmaya vardık. Onlar 1. ligde bildiğiniz gibi, buraya da çok uzak değil. Biz de başkanlarını iyi tanıyoruz. Dedik ki eğer hazır olamazsak St. Etienne'de oynayabilir miyiz. “Evet” dediler. Tabii bizim taraftarlar için otobüsle bir buçuk saatlik bir yolculuk olacak, oraya götüreceğiz. İdeal değil ama ne yapalım bizde çözüm bulmaya çalışıyoruz. 

Son olarak şunu soracağım: Siz tabii İsviçrelisiniz ama Türkiyeli kökleriniz var. Anneniz Türk. Acaba Clermont Foot'ta gelecek sezon ya da ilerleyen sezonlarda Türkiye'den oyuncu görme ihtimalimiz var mı? Malum bu sezon Ligue 1'in altını üstüne getiren takım Lille'in belki de en önemli kozu Türk oyuncular. Böyle bir ihtimal var mı ilerde?
-    Tabii ki de öyle bir ihtimal var. Dediğiniz gibi annem Türk, babam İsviçreli. Kendimi Türk olarak hissediyorum. Bazı kararları Türk gibi veriyorum ama beynim de bazen İsviçreli gibi işliyor. Her iki taraftan bazı şeyleri almaya çalışıyorum. Pozitif tarafları. Çok isterim ben şahsen. Türkiye'deki kulüplerle de temasa geçtik geçmişte. Ne zaman bir oyuncu görsek, ne kadar genç olsa ya da oynamasa da transfer bedelleri hemen 8 milyon, 10 milyon Euro'ya çıkıyor. Herkes maalesef, şaşırmış vaziyette. Bizim avantajlarımız ne? Oyuncuyu verin bize. Zaten ödüyorsunuz oyuncunun maaşını. Çok da para ödüyorsunuz oyuncuya. Oynatmıyorsunuz. Gelsin oynasın bizde! Onu, Ligue 2'deyken söylüyorduk. Şimdi Ligue 1'e çıktık. Belki orada daha çok ikna edici olabileceğiz şimdi. Gelsin oynasın bizde. Biz garanti edelim. Yani 20 maç oynasın. Belki 38 maç oynayabilirse daha da iyi. Kupada da oynayabilirse o zaman da seviniriz. Bir bonus sistemi uygulayalım: Eğer oyuncuyu daha sonra satın almak istersek ve de 1. ligde kalırsak bir opsiyon dahil edelim mukaveleye ve bir prim ödeyelim. Yani bunlar mantıklı şeyler. Ama ne zaman bir yaklaşım yapsak büyük bir kulübe Türkiye'de, transfer bedelleri hemen “Yok, biz bunu satmayız. Bu gelecekte şöyle böyle olacak.” Oynatmıyorsunuz oyuncuyu! Yani harcıyorsunuz, kadro dışı bırakıyorsunuz. Mantıklı değil. Ben kendim çok isterim. Belki büyük kulüpleri biraz kenara itip de daha çok ikinci lig kulüplerine veyahut da alt tablo 1. lig kulüpleriyle böyle işbirlikleri kurulabilir. Örneğin Altınordu'nun çok büyük tesisleri var. Hep genç oyuncular yetiştiriyorlar. Orada başkanla bir temasta bulunduk. Sonra tabii ki de biz çok yoğun olduğumuz için onlar da yoğun oldukları için onu geliştiremedik. Ama belki şimdi bu dönemde birinci lige çıktığımız için bizim de Türkiye'de yankımız biraz daha büyük olur. Ama ben şahsen bunu istiyorum. Kalbimden Türk olduğum için ama aynı zamanda da işadamı olduğum için. Çünkü çok inanıyorum Türkiye futbol piyasasına. Çok yetenekli oyuncular var.Bizim de sadece Ligue 1 değil, dediğim gibi Lustenau ile, Vendsyssel ile hem Avusturya'da hem Danimarka'da ikinci ligde oynayan iki başka takımımız daha var. Yani daha genç, henüz olgunlaşmamış oyuncular, tam gelişmemiş oyuncular orada en azından profesyonel bir ligde oynayabilir. Orada kendilerini ispat ederlerse gelip Clermont'a uyum sağlayabilirler. Çünkü biz de bilmiyoruz, belki Ligue 1'de bir sezon kalacağız. İnşallah daha uzun kalırız. Belki önümüzdeki sezon yine ikinci ligde oynarız. Ön görmemiz lazım bütün bu gidişatı. Cevap evet ama maalesef dediğim gibi yaklaşım biraz zor oluyor Türkiye'deki arkadaşlarımızla nedense.

Clermont Foot 63 gelecek sezon tarihinde ilk kez Fransa'da Ligi'nde oynayacak. Son olarak onu sorayım. İlk sezon hedefi nedir? 
-    Ligde kalma! Tabii biz orada gerçekçiyiz. Zaten o yüzden 1. Lig'e yükselebildik. Dediğim gibi kararları hep beraber veriyoruz. Bizim sistemimizde ego yok. Ben tüm kulüplerin başkanı veyatırımcısı olmama rağmen, bütün riski benim omuzlarımda olmasına karşın etrafımda çok çok sıkı bir ekip var. 5-6 kişiyiz. Bütün kararları beraber veriyoruz. Hiçbir kulübümüzde ne genel direktör var, ne CEO var. Kulüpleri gündelik olarak Zürih'teki holdingimizden biz veriyoruz. Zaten takım takımlarımız çok küçük, bütün direktörlerletemastayız. Her şeye beraber karar veriyoruz. Böyle bir startup mantalitesiyle devam etmek istiyoruz. Mesela Clermont'da idari kısımda halen 12 kişi çalışıyor, Lustenau'da dört, Vendsyssel'deyse beş. Dolayısıyla takımlar gerçekten etkili bir şekilde yönetiliyor. Bu felsefeyle devam etmek istiyoruz. Çünkü bunlar bizim değerlerimiz. Bu değerler de neticede sahadaki performansımıza yansıyor. Oyuncularla da çok yakınız. Durmadan seyahat ediyoruz. Sadece maçlar için değil, sadece maç aralarında da gidiyoruz. Ofistekilerle konuşuyoruz. Şimdi her kulüpte bir genel direktörümüz olsa, genel müdürümüz olsa veya sportif direktörümüz olsa, biliyorsunuz neticede bunların da gündemleri var, kendi hedefleri var. Belki verdiğimiz bazı talimatları sonra aşağı aktarmıyorlar veya bize yukarı aktarmıyorlar. Günün birinde istifa edip bütün bilgileri alıp başka bir kulübe gidiyorlar. Biz bunu istemiyoruz. Biz daha iyi olmak istiyoruz. Değişik bir yaklaşım. Ama bugüne kadar neticeler tatmin edici.

Son dakika Dünyadan Futbol Haberleri FutbolArena'da!

ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!