comScore

Fenerbahçe Fenerbahçe

Webo: 'Çubukluyu giydiğim zaman...'

06 Şubat 2014, Perşembe 16:00

Fenerbahçe'nin golcü oyuncusu Pierre Webo ile Brezilyalı yıldızı Cristian Baroni, açıklamalarda bulundu.

FutbolArena  Fenerbahçe'nin Kamerunlu golcüsü Webo ve Brezilyalı yıldızı Cristian Baroni açıklamalarda bulundu. 32 yaşındaki golcü oyuncu söze “Benim de pek çokları gibi okul veya futboldan birini tercih etmem gerekiyordu” diyerek başlıyor. “Okul ve futbol arasında tercih yapacak olmak çok sıkıntılıydı. Futbol kariyerime şansımın da yardımıyla Uruguay'da  başladım. Kamerun'da düzenlenen okullar arası bir futbol turnuvasında oynamıştım. Orada oynarken videomu çekip Uruguay'a yollamışlar. Nacional Montevideo gibi bir takımın sadece benim videolarımdan yola çıkarak beni istemesi tamamen şans.Okul zamanı yapılan turnuvalardan çekilmiş görüntüler sayesinde oralara gittim. Ülke olarak da Uruguay'a baktığınız zaman futbola başlamak için çok güzel bir yer. Kariyerimi geliştirme açısından orada oynadım ardından da İspanya tecrübem oldu.”Herkesin olduğu gibi Webo'nun da küçüklüğünde kendine örnek aldığı bir futbol kahramanı var. Öyle ki Webo'nun maçlarda yaptığı hareketleri, koşuş tarzını dikkatle izlerseniz sizler de o idolün esintilerini görebilirsiniz. İdolünün kim olduğunu ise kendisinden dinliyoruz:

“İdolüm Roger Milla'ydı. Küçükken onun koşuş tarzını, topla yaptıklarını denerdim aslında hala da deniyorum ancak ben onun kadar olamadım. Kendisiyle tanışma şansım da oldu. Milli takım organizasyonlarında bir kaç kez görüştük ve bana çok sevgi gösterdi. Çünkü kendisinin idolüm olduğunu 
biliyordu. Onun bana gösterdiği bu sevgi bana ayrı bir güç verdi.”Sadece Fenerbahçeli taraftarlar değil, diğer takım taraftarları da bana saygıyla geliyorlar” 
38 yaşında olmasına rağmen 1990 Dünya Kupası'na damgasını vuran Kamerunlu Roger Milla'nın açtığı yolda, emin adımlarla ilerleyen Pierre Webo, dünyanın en iyi liglerinden biri sayılan La Liga'yı bırakıp Türkiye'nin mütevazı bir ekibine gelmesini sağlayan şeyin ne olduğu sorusuna “Ben doğrucu bir insanım. Daha büyük bir kulübe veya daha küçük bir kulübe mi geldim diye hiç düşünmedim. O sırada İBB'nin bana teklif ettiği şeyler çok güzeldi ve buraya onlara gerçekten güvendiğim için geldim. Bu kararı verdiğim için çok da mutluyum” cevabını veriyor. Kamerun'da doğup, Uruguay'da pişmiş ve İspanya'da olgunlaşmış Pierre Webo'nun yolu, ülkemizle ilk kez 2006 yılında kesişmiş. Burada edindiği ilk izlenimler ve ülkemizde forma giyen emektar futbolcuların referansı da İBB'nin ve Fenerbahçe'nin şansı, diğer Türk takımlarının da –özellikle gol attığı- şanssızlığı olmuş: “Daha önce Osasuna'da oynarken UEFA Kupası maçı için Trabzon'a gelmiştim. Ayrıca Türkiye'de oynayan bir sürü tanıdığım da vardı. Galatasaray'da oynayan Saidou ve kaleci Souleymanou Hamidou'yla milli takımdan arkadaştık. Bu sayede gelmeden önce ülke hakkında bilgi sahibi olduğumu söyleyebilirim. Buraya geldiğim zaman ise bulduklarımdan tatmin oldum. İstanbul için sadece güzel şeyler söyleyebilirim. İnsanların bana olan yaklaşımları da çok pozitif. Sadece Fenerbahçe taraftarları da değil, tüm takım taraftarları bana saygıyla geliyorlar, bu da beni çok mutlu ediyor. Dediğim gibi Türkiye'yle ilgili söyleyeceğim negatif hiçbir şey yok.”
 
“Webo'nun yerini dolduramadık”
 
2012 yılının sonlarına doğru Webo'yla çalışma fırsatı yakalamış olan teknik direktör Bülent Korkmaz da Kamerunlu futbolcudan gayet memnunmuş. Bu memnuniyetini “Webo takımın lideriydi. Çok çalışkan, özverili, antrenmanı maç havasında geçiren bir futbolcuydu. Eğlenceli antrenman olsa bile hem yüzde yüzüyle çalışır hem eğlenir hem de takım arkadaşlarını eğlendirirdi. Taktiksel olarak bir görev verdiğim zaman da eksiksiz yerine getirmeye çalışırdı” diyerek açığa vuruyor.

Ayrıca Webo'nun yerinin doldurulamaması da İBB'nin yaşadığı düşüşte önemli bir yer tutuyor. Bülent hoca konuyla ilgili olarak: 

“Tabii ki Webo'nun takımdan ayrılmasını istemezdim ancak takım menfaatleri doğrultusunda böyle bir karar vermek zorundaydım. Zaten o gittikten sonra da yerini fazla dolduramadık” diyor. Antrenmanı maç havasında geçiriyor olmanın bir getirisi olduğu gibi, götürdüğü şeyler de yok değil. O şeyin ne olduğunu “Boş zamanlarımızda alışveriş merkezleri gibi kalabalık yerlere fazla gidemiyoruz. Çünkü sadece Fenerbahçe taraftarları değil diğer takım taraftarları da bize sevgi gösterisinde bulunuyor. O yüzden bu tarz yerlere gitmek bizim için zor oluyor. Zaten çoğu zaman o kadar yorgun oluyorsunuz ki antrenman bittikten sonra değil böyle bir yere çıkmak, evin kapısını açıp dışarı çıkmak bile insana zor geliyor!” sözleriyle açıklıyor.

Webo bu hırsını ise işine olan saygısına borçlu olduğunu:

“Büyük bir takımın oyuncuları olarak her zaman %100'ümüzü sahaya koymak zorundayız. Yedek kalmayı kafamıza takmamamız gerekiyor. İlk onbirde miyim veya sonradan mı gireceğim sorularını düşünmememiz lazım. Bizim işimiz futbol oynamak ve saha çizgilerinin içine girdiğimiz anda %100'ümüzü takıma verebilmek” sözleriyle anlatıyor. İşte Webo'nun bu düşünce yapısı, onun Türkiye'nin en büyük takımlarından birine transfer olabilmesinde en kilit rolü oynuyor. Fenerbahçe onun her maçını dikkatle izlerken, o sadece takımı için en iyisini yapmayı düşünüyor olduğunun altını “Ben hayata olumlu bakan bir insanım. Ne zaman ki kendinizi gerçekten bir işe adadığınızda ve en iyisini vermeye çalıştığınızda gerisi zaten kendiliğinden geliyor” sözleriyle çiziyor. “İBB'de oynarken, Fenerbahçe gibi ligin büyük takımlarından birine transfer olmayı düşündün mü diye soracak olursanız hayır, fazla düşünmedim. Şu veya bu kulüpte oynayabilirim diye düşünmedim çünkü ben o sırada formasını giydiğim kulübe konsantre olmuştum. En iyimi sahaya yansıtmaya çalışıyordum. Yine tekrarlıyorum kendinizi işinize adıyorsanız, sıkıntılardan kurtulup sadece istediğiniz şeye odaklanırsanız zaten çok iyi yerlere gelirsiniz. 

“Çubuklu formayı giydiğim zaman Fenerbahçeli olduğumu daha çok hissediyorum”
 
İşte Webo bu konuda haklı. Bu yazının yazıldığı tarihte Fenerbahçe'nin en yakın rakibinin 8 puan önünde lider konumda olduğunu düşünürsek Webo'nun bahsettiği o “iyi yerlere” ulaşmış olduğunu düşünmek pek de yanlış olmaz. Bu başarıda hücum oyuncuları arasındaki gol paylaşımının artmasını sağlayan, atağa dayalı sistemin de payı büyük. Taraftarlar gibi Webo'da bu seneki sistemle sahaya çıkmaktan oldukça memnun: “Daha fazla atak oyuncusuyla oynadığımız için tabii ki gol atma şansımız da daha fazla oluyor. Bu sistem de benim gibi ilerde oynayan oyunculara ayrı bir şans tanıyor. Daha fazla gol atıyor olmamız benim için de çok mutluluk verici. Tabii ki böyle bir sistemde oynamak daha güzel. Geçen seneye baktığınızda da yine 4-3-3 oynuyorduk ama bu sene daha atağa dönük oynuyoruz. Golcü oyuncular için de bu daha zevk verici bir şey. Benim için bu sene daha zevkli geçiyor.”. Formalardan favorisinin hangisi olduğunu soruyoruz. Birçok taraftarın olduğu gibi onun da favorisi çubuklu: “Çubuklu forma favorim. Çünkü çubuklu forma, Fenerbahçe'nin klasik ve en çok bilinen forması. Diğer formalar da çok güzel ancak ben çubuklu olanı giydiğim zaman Fenerbahçeli olduğumu daha çok hissediyorum.” 

Lider olan bir takımın futbolcusuyla röportaj yapıp da “Ufukta şampiyonluk görüyor musun?" diye sormamak olmaz. Arada oluşan bu puan farkı Webo'nun ayaklarını yerden kesmemiş, soruya oldukça temkinli cevap veriyor:

"Şuan önde olmamız bizim için avantaj ama şampiyon oluyoruz demek değildir. Böyle güçlü rakiplere karşı lider bitirmek için, her maçı tek tek ele almanız gerek çünkü şampiyonluk yolu bundan geçiyor. Her maça tek tek baktığınızda daha iyi konsantre oluyor ve daha iyi oynuyorsunuz.  Daha ligin bitmesine çok var, bu yüzden kesin konuşmak için erken ama evet, bir avantajımızın olduğu da doğru.”
 
“Avrupa'ya gidemeyeceğimiz için üzülmek için önce şampiyon olmamız gerekir”
 
Fenerbahçe'nin lig yarışında büyük bir avantajı olduğu yadsınamaz bir gerçek ancak takım şampiyon olsa bile ülkeyi Avrupa'da temsil edemeyecek. Webo bu durumun kendileri üzerinde negatif bir etki yaratmadığını “Bu durum motivasyon kırıcı bir şey mi derseniz değil, çünkü asıl amacımız Avrupa'ya gitmek değil Fenerbahçe'de şampiyonluklar kazanmak. Avrupa'ya gidemeyeceğimiz için üzülmek için önce şampiyon olmamız gerekir. O yüzden bu durum bizim motivasyonumuzu da hiç etkilemiyor” sözleriyle anlatıyor. 
 
Son olarak bizlerin yaşayamayacağı Dünya Kupası heyecanını anlatırken gözleri parlıyor ve Brezilya, Hırvatistan ve Meksika'nın bulunduğu gruptan çıkma hedefinde olduklarını söylüyor. Brezilyalı takım arkadaşı Baroni'ye de “Size karşı iki gol atacağım” diyerek takılmayı da ihmal etmiyor. Röportaj sona ererken Webo'yla yine aynı yolu kullanarak Adidas mağazasına gizlice sızıyoruz. Tüm basın mensupları ve taraftarlar onu görmek için sabırsız. Webo platformun arkasında lansman saatini beklemeye koyuluyor. Saat geldiğinde kamera karşısına geçerken beni görüyor ve “Hala buradasın” diyerek elimi sıkıyor. Ben, basın toplantısını havalı bir şekilde terk ederken, Webo'yu uzun bir basın toplantısı ve imza isteyen taraftarların oluşturduğu epey uzun bir kuyruk bekliyor. Anlaşılan bu akşam da dışarı çıkmak için evin 
kapısına yürüyemeyecek hale gelecek...
 
Baroni röportajı
 
Gollere sevinişinle, saha içindeki hırsınla sahadaki bir Fenerbahçe taraftarını görüyor gibiyiz. Fenerbahçe'yi bu kadar sevmeni sağlayan şey nedir?

Fenerbahçe çok büyük bir kulüp, burada bana ve aileme de çok iyi davranılıyor. Ben de burada kendimi ailemin içindeymiş gibi hissediyorum. Sürekli ailemle birlikteyim. Baktığınız zaman Fenerbahçe bana her konuda, her zaman yardımda bulunuyor. Maça çıkıp seyircinin desteğini de almam da, benim onlar gibi hissetmeme ve saha içinde öyle oynamama neden oluyor. Takıma ilk geldiğinde sen hariç dört Brezilyalı daha vardı. Şimdi ise takımdaki tek Brezilyalı sensin. O günleri özlüyor musun? Diğerlerinin takımdan ayrılması seni etkiledi mi? Tabii ki de özlüyorsunuz. Aynı kültürden gelmişsiniz ve aynı takımda bir şeyler paylaşıyorsunuz ancak şu  anda da baktığınızda çok iyi arkadaşlarım var. Sow, Webo, Raul, Bruno Alves'le de çok iyi anlaşıyorum. Aynı zamanda Türk oyuncularda beni yalnız bırakmıyorlar. O yüzden şu anki halimden de gayet mutluyum.

Geçen sezon daha çok forma şansı buluyordun. Düzenli forma şansı bulamamak seni kötü etkiliyor mu?

Ligde bulunan yabancı sınırlamasından dolayı zaman zaman forma şansı bulamıyorum ancak bu öyle kafaya takılacak bir şey değil. Bu kural sadece beni değil bütün yabancı futbolcuları etkiliyor. Fenerbahçe'nin de birçok yabancı futbolcusu var, tabii ki oynayamayınca kötü hissediyorsun ancak yapacak bir şey yok. Forma şansı bulduğum zaman her zaman bunu en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. 
 
Takımın daha atak oynamaya başlaması senin omzuna binen yükü artırdı mı?
 
Bu sene geçen senelere göre atak formasyonda oynadığımızı söyleyebilirim. Bazen ilerde dört tane forvet oyuncusuyla birlikte daha fazla gol pozisyonuna giriyoruz. Bu biz futbolcular için daha iyi. Ben de bu sistemde oynamaktan zevk alıyorum. 

Kendi evinizde oynamanın avantajıyla Dünya Kupası'nı kazanacağınızı düşünüyor musunuz? Bu durum Brezilya'ya bir avantaj mı sağlar yoksa baskıyı mı arttırır?
 
Psikolojik baskı yapar mı, yapmaz mı bundan emin değilim. Bakıldığı zaman gerçekten büyük bir turnuva ve seyircinin verdiği destek bir baskı kuracaktır ancak bunun iyi mi kötü mü olduğuna karar vermek çok zor. Bu çok değişik bir duygu olacak. Ama bana göre seyirci desteği bir avantaj. 

Bazı Brezilyalılar Dünya Kupası için harcanan paraların eğitim, sağlık gibi çeşitli alanlarda kullanılabileceğini söyleyerek , Dünya Kupası'nı protesto ediyor. Sen bu konuda neler düşünüyorsun? 
 
Tabii ki ülkeye yeni hastaneler kurulması ve diğer alanlarda da gelişmeler olması gerekiyor. Bunlar da bir gereklilik ama bu kupanın da ülkeye getirilerinin fazla olduğunu düşünüyorum. Brezilya için güzel bir organizasyon olacak.
 
Sana göre Dünya Kupası'nda milli takımın en büyük silahı kim olacak?
 
Öyle kesin bir oyuncu söyleyemem. Brezilya Milli Takımı'nda oynayan herkes çok önemli futbolculardır. Baktığımda da “şu oyuncu” daha öne çıkar diyemeyeceğim. 

Futbolu kendi ülkende bırakmak gibi bir planın var mı? Fenerbahçe'de emekli olmayı düşünür müsün?
 
Tabii ki Fenerbahçe'de kalabildiğim kadar kalmak istiyorum. Kariyerimi burada da bitirebilirim ama gelecekteki planlarımı şu anda yapmıyorum. Şu an istediğim tek şey burada kalabildiğim kadar kalmak. Kariyerimi burada bitirebilirsem de çok mutlu olurum. Bugünden yarını konuşmak pek doğru değil.  Öncelikle şu anı yaşamalıyım, ileriki kariyer planlarımı da zaman geçtikçe düşünmeliyim.

ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!