comScore

Fenerbahçe Fenerbahçe

Bir Fenerbahçe efsanesi!

03 Mart 2014, Pazartesi 16:21

Fenerbahçe'nin unutulmaz futbolcusu Basri Dirimlili'nn yeğeni Serhat Kaner, Mehmetçik Basri'nin hikâyesini kaleme aldı. Biz de Serhat Kaner'le efsaneyi konuştuk.

-Basri Dirimlili'nin Fenerbahçe ile yolları nasıl kesişti? Fenerbahçe'ye kaç yıl hizmet verdi?
 
Öncelikle bu güzel röportaj için çok teşekkür ederek açıklamalarıma başlıyorum.

Basri Dirimlili, daha küçük yaşlarda Fenerbahçe'ye gönül vermiş bir insandı. 1946 yılında Eskişehir'in o zamanki takımlarından İstiklalspor forması ile ilk kez Eskişehiri gezmeye gelen Fenerbahçe B takımına karşı forma giyerek futbol hayatına başlamış oldu.
Yine bir Çanakkale Abidesi kupası için 29 Mart 1953 tarihinde Vefa'ya karşı ilk kez Fenerbahçe formasını sırtına geçirmiş çıkardığı müthiş oyunla büyük beğeni ve takdir kazanmıştır. 26 Nisan 1953 tarihinde Çanakkale Abidesinin final maçında BJK'yi  3 -0 gibi net bir skorla geçerek bu şanlı ve ölümsüz kupanın sahibi olan Fenerbahçe'de Basri'nin oyundaki mücadele katkısı çok büyük olmuştur. BJK ye karşıda başarılı bir mücadele veren ve maçın en iyisi seçilen Basri Dirimlili, 22 Temmuz 1953 tarihinde sözleşmesini imzalayarak resmen Fenerbahçeli olmuş  ve böylelikle rüyasını gerçekleştirmiştir.

Mehmetçik Basri arada kiralık olarak gittiği 1 yıllık Kıbrıs ve 1 aylık Karşıyaka macerası dahil 29 Mart 1953'den jübilesini yaptığı 3 Temmuz 1965 yılına kadar Fenerbahçe'nin futbolcusu olarak kalmıştır. Jübileside çok görkemli bir şekilde olmuş ve Fenerbahçe forması ile futbol hayatını yine gönül verdiği Fenerbahçe'sinde bırakmıştır.

Sürekli Fenerbahçe'de oynadığı dönemler ise 1953-1963 arasında olmuştur. 376 kez Fenerbahçe formasını şerefiyle terletmiştir ve sol bek oynamasına rağmen 28 de rakiplerine gol atma başarısını göstermiştir. Futbol hayatı boyunca 650-700 arası bir rakam ile sahalarda maçlar çıkarmıştır.

Antrenörlük kariyerinde ise 1966 da kısa bir dönem olmakla beraber 1967-69 arası efsane dönemde 5 kupalı Fenerbahçe'de Molnar'ın yardımcılığını yapmıştır. Yine 1974-75 döneminde Fenerbahçe'yi efsane Brezilyalı hoca Didi ile şampiyonluğa taşımıştır. Bu dönemde de başarılı bir antrenörlük yaşamıştır. Fenerbahçe haricinde de birçok takım çalıştıran Basri en son 1982 de Stankoviç'in yardımcılığını yapmış ve Fenerbahçe'den bir daha başka takımlara gitmemiştir. Zaten Fenerbahçesinden hiçbir zaman kopmamıştır yaşadığı sürede. Yönetimlerde de görevler alan Basri Dirimlili yine Fenerbahçe çatısı altında, Fenerbahçelilerin kolları arasında hayata gözlerini yummuştur. İşte onurlu bir yaşam ve dimdik duruşlu FENERBAHÇELİ bir MEHMETÇİK…
 
-Basri Dirimlili'nin “Mehmetçik”  lakabını alması da ilginç bir hikayeye dayanıyor. Biraz bundan bahseder misiniz?
 
Elbette bu çok özel bir anı olmuştur hem Basri Dirimlili adına hem de Fenerbahçe ve Türk Futbolu adına. Tarih 15.05.1955 Atatürk Kupası maçı Fenerbahçe ve Galatasaray karşılaşıyorlar. Maç esnasında Basri Dirimlili kahramanca mücadele veriyordu ve bir taraftan da tehlikeli pozisyonlardada kendini adeta siper ediyordu. Birçok kez sakatlanan ve oyundan çıkmayan Basri, bu maçta kafasına bir tekme yiyor ve bir anda başından oluk oluk kanlar akmaya başlıyor ama oyuna devam etmeye çalışırken hakem onu kenara gönderiyor.

Hemen kontrole alınan Basri için bu halde oynayamazsın kararı çıkıyor ama Basri tüm ısrarlara rağmen başına sardırdığı basit bir sargı ile kanlar akarak yine oyuna giriyor ve kenardakilere de “ Takımımı, arkadaşlarımı yalnız bırakamam, bana ihtiyaçları var “ diye seslenip maçına devam etmiştir. Bunu gören o zamanın taraftarları ve basın zaten Asker'den gelme olan Basri Dirimlili' ye “ Bu adam tam bir MEHMETÇİK helal sana Mehmetçik Basri “ demeye başlamışlardı.



İşte bu esnada Basri daha da hırslanır. Arkadaşları Basri' ye daha fena sakatlanmasın diye top atmamaya gayret ederler. Basri ısrarlarına rağmen top alamaz. İşte bir pozisyonda korner olur ve efsane sağ bek Nedim Günar kornerden muhteşem bir orta yapar. Basri gelen topu iyice benimseyerek herkesden daha fazla yükselir ve uçarak topa kafayı vurur ve bu top Turgay Şereni mağlup ederek ağlarla buluşur ve gol olur. İşte o vuruştan hemen sonra yerde kalan Mehmetçik kısa bir baygınlı geçirir. İşte bu gol belki Fenerbahçeye galbiyeti getirmemiştir ama günün en büyük olayı ve Kahramanı Basri Dirimlili olmuştur.

Maçı 3 – 2 kaybeden Fenerbahçe yinede takdir toplamış ve Basri Dirimlili'ye bu tarihten itibaren hem basın hem de Türkiye MEHMETÇİK BASRİ demişlerdir. Bu arada1963 – 64 tarihi arası  Kıbrıs'ta Lefke Türk Gücünde efsaneleştiği 1 yıllık dönemde de Basri Dirimlili'ye Kıbrıslı Türkler “ MÜCAHİT BASRİ “ demişlerdir. Hatta oturduğu sokağa bile adını vermişlerdir. 
 
- 1974 öncesi Kıbrıs'da hem bir takımı çalıştırdı hem de ordaki çatışmalara katılmıştı kendisi. Lakabı oradaki mücadelesiyle daha da anlam kazanıyor. Tribünler de Mehmetçik Basri Dirimlili pankartı açılıyor, futbolculara tepki olarak… Sizce anlamı nedir?
 
İşte Kıbrısta bulunduğu dönemde hem sahada hem de Kıbrıslı Mücahitlerle omuz omuza Rum çetelerine karşı kahramanca çarpışan ve destek veren Basri'ye burada da Mücahit Basri denmiştir. Türkiye MEHMETÇİK Kıbrısta MÜCAHİT Şanlı Ordumuzun adına verilen bu 2 yüce ve şanlı ismi Türk Sporuna altın harflerle geçmiş olan bir Futbol Kahramanına verilmiş olası da büyük bir gurur ve şeref göstergesidir.

Trübünlerde açılan bu anlamlı pankartın anlamı mücadeleciliğin, azmin ve yürekliliğin sembolüdür. Bu günkü futbolcularda pek bulunmayan amatör ruh, giydiği formanın şerefi, ruhu ve taşıdıkları armanın ağırlığı işte o dönemlerde Zeki Rıza Sporelerden, Mehmetçik Basri lere, Ordinaryus Lefterlere, Canlara, Cemillere kadar olan EFSANE dönemlerde mevcuttu. Şimdi maddiyat maneviyatı yok etmiş, medya ve yöneticiler baş rolleri almış, formanın rengi para ve çıkarların buluştuğu bir hal almış malesef. İşte Büyük Taraftarımızın, 12 Numaranın gösterdiği, aradığı ve istediği RUH VE MÜCADELE o zamanların ki olup şimdiki futbolcuların bunun farkında olmalarını istemişlerdir. Mehmetçik Basri bayrakları ve pankartı da bunun en güzel örneği olmuştur.
 
- Türk futbolunun gelmiş geçmiş en önemli isimlerinden biri kendisi.  27 kez milli formayı giymiş. Bu başarısının sırrı neydi size göre?
 
Evet 27 kere A Milli, 2 kere Amatör Milli ve 1 kerede B Milli olan 25 kerede Ordu Takımı ile sahalara çıkmış olan Basri'nin futbolundaki başarısının sırrı, futbola bağlılığı, her şeyden önce Bayrağına, Atatürk'e ve Vatanına bağlılığı, Fenerbahçe sevgisi ve aşkı, formasına, rakiplerine saygısı, sevgisi, azmi, hırsı, onurlu duruşu ve kararlı otoriter duruşu onun başarısındaki en büyük sırrı idi. Aile bağlılığı, Anne, baba ve kardeşlerinin Basri'ye olan inancı, desteği ve kendisininde bu yolda ki inancı onu başarılı yapmıştır tüm hayatı boyunca sevilen, sayılan ve takdir edilen bir insan yapmıştır. Yapmış olduğu işe her zaman saygılı ve disiplinli yaklaşmıştı Mehmetçik.


 
-Mehmetçik Basri gibi efsaneleri, günümüz futbolcularıyla kıyaslarsanız; neler söyleyebilirsiniz?
 
Yukarıda belirttiğim gibi Zeki Rıza Sporellerin dönemlerinden, Cihatlar, Lefterler, Basriler, Canlar, Şerefler, Cemiller, Ziyalar işte futbol tarihimizin başladığı siyah çoraplılardan bu günlere kadar çok şanlı, şerefli ve o kadarda zorlu yıllar gelip geçmiştir. Bu günlerdeki futbolcuları o günlerle kıyaslamaya gelince bu kıyaslamanın en önemli nedeni futbol ruhu, maneviyat ve forma aşkıdır. Tamam 1990 itibari ile başlayan futbolda ilerleme dönemi bu günlerde yüksek oranda kendini gösteriyor. Ama futbolculardaki  maddiyat aşkı, yöneticilerin çıkarları, medyanın tutumu TFF nin pasif ve yönlendirici tutumları futbolu spordan çok egolardan oluşan bir yapıya dönüştürdü. İşte bugünkü futbolcuları o güzelim dönemlerle karşılaştırmak, o efsane futbolcularla bir arada tutmak bence olanaksızdır. Futbol maalesef o zamanlar futbolmuş…
 
-Fenerbahçe kulübünün  yıllarca takıma emek vermiş, başarılar kazanmasında katkıda bulunmuş efsane Basri  Dirimlili'ye gereken hatırı  ve ilgiyi gösterdiğini düşünüyor musunuz?
 
Maalesef çok düşünmüyorum. Unutulmamalıdır ki Fenerbahçe'yi  Fenerbahçe yapan, o armayı ve formayı şerefleriyle taşımış olanlar unutulduklarında ve terk edilmeye bırakıldıklarında Fenerbahçe'nin ışığı sönmeye başlar. Bu büyük değerler bu günlerin mimarları olmuşlardır. Bence bu konuda taraftarımızın daha duyarlı olduğunu düşünüyorum. 12 Numara her zaman her yerde üstüne düşen görevlerini yapmaya çalışıyor diye düşünüyorum. Benimde sevgili Dayım Basri Dirimlili için yapabileceğim en güzel şey onu unutturmamak, geleceğe aktarmaktı. Bende zaten ölümsüz olmuş bir efsaneyi genç nesillere ve geleceğe aktarmak maksadı ile bu değerli eseri yazdım.
 
-Fenerbahçe'nin UEFA Avrupa Ligi'nde Benfica'ya elendiği maçta Gökhan Gönül'ünde aldığı kafa darbesi vardı. Kendisi aldığı darbeye rağmen oyuna devam etmek istediğini hocaya dile getirmişti. Bu sözleriyle bizlere Mehmetçik Basri'yi hatırlatmıştı. Siz bu konuda ne söylemek istersiniz?
 
Sevgili Gökhan son dönemlerin futbolunda Alex ile birlikte benim en takdir ettiğim futbolcumuzdur.Kendisine de Sevgili Basri Dirimlili gibi mücadele eden ve ruhunu ortaya koyan bir futbolcu olduğundan Mehmetçik Basri Dirimlili kitabımı armağan etmiştim. Basri solbek Gökhan sağbek olmasına rağmen, Gökhanın azmi, isteği ve stili Mehmetçik Basri'yi andırıyordu diye düşünüyorum. Basri Dirimlili hayatta olsaydı Gökhan Gönül'ü mutlaka hayranlıkla izleyip,değer verirdi diye düşünüyorum. Mehmetçik Basri ruhu hep böyle yaşatılacak ve yaşamaya devam edecektir. Bravo Gökhan Gönül yolun açık olsun…
 
- Futbolculuk kariyerinden sonra Mehmetçik Basri  Fenerbahçe'nin teknik kadrosunda da yer almıştır. Bu dönemde de başarılara büyük katkısı olmuş ; sonrasında başka kulüplerle de çalışmıştı. Fenerbahçe kulübün de kariyerini devam etirmemesinin nedeni neydi sizce?
 
Yukarıda belirtiğim gibi Fenerbahçe'de saygı duyulan, sevilen, sayılan ve takdir edilen bir şeref abidesi olarak yaşamak onun için en önemli şeydi. Yukarıda kariyeri bilgilerini özetledim vefat ettiği 14 eylül 1997 yılına kadar Fenerbahçe çatısı altında, yönetimde yer almıştı.
 
- Basri Dirimlili  Beşiktaş'ta bir maç oynadı ve daha sonra ayrıldı? Neden?
 
Beşiktaş 6 Aralık 1952 yılında özel bir maçta Yunan takımı  A.E.K  Ethnichos Takımı ile oynayacaktı  ve Basri bir söz vermişti çıktı o maçta yer aldı ve mükemmel bir mücadele çıkardı. BJK bu maçı 2 – 0 almıştı ve Basri'de en iyi iki oyuncudan biri seçilmişti bu maçta. Daha sonra BJK  Basri'yi almak istedi hatta Fenerbahçe'den daha önce hareket etmişti. Ama unuttukları tek şey Basri'nin Fenerbahçe Aşkı, Fenerbahçe sevgisi idi. BJK nin teklifini centilmence geri çevirdi ve Fenerbahçesine kavuşacağı 29 mart 1953 yılını bekledi. 22 temmuzda 1953 de ise resmen FENERBAHÇELİ oldu.
 
- Mehmetçik Basri'nin futbolculuk  ve antrenörlük kariyerinden sonra Fenerbahçe'den kopmadığını biliyoruz. Sonrasında nerede görev aldı?
 
Yönetimlerde görev yaptı ve Ali Şen döneminde en son tesisler müdürlüğü yaptı. Ama her zaman kulübün yapısı içerisinde yer almıştı Mehmetçik…
 
- Dayınız gibi, mücadeleci futbolu şu an hangi futbolcular da görüyorsunuz?

Gökhan Gönül, Mehmet Topal… Ama Alex de beyin futbolu için benim vazgeçilmezlerimdendir.
 
-Ömer Kaner, babanız da bir dönem de Fenerbahçe'de oynadı; başarılı oyunculardandı kendisi. Şu anda ne işle uğraşıyor kendisi?
 
Evet kendiside çok iyi bir santrafor ve gol Kralı olarak tanınmış bir futbolcuydu. 1972 de Almanyada başladığı kariyerine 1973 yılında Eskişehirsporda devam eden babam Kaner, burada 1974-74 yılı gol kralı olmuş daha sonrada 1975 de Fenerbahçe'ye transfer olmuştu. Burada da 1975-77 arası 85 maç çıkarmış 2 yılını tamamlayıp Zonguldakspor, Freiburg(Almanya), Eskişehirspor, Karagümrük ve Bakırköysporda futbol hayatını noktalamıştır. Jübilesinde Fenerbahçe ile oynamıştır.

1987-93 arası dönemde Fenerbahçe de Pal Csernai, Veselinovic, Venglos gibi hocaların yanında antrenötlük ve teknik menejerlik yapmıştır. 1988-89 103 gol attığımız yılın efsane takımının antrenörüydü ve efsane başarının en üyük mimarlarındandı. Bir çok Anadolu Takımlarınıda çalıştıran Kaner, 2001 yılında da Polonyanın Pogon Takımını UEFA ya sokarak büyük bir başarıya imza atmıştır. Şu anda TFF'de Salon Futbolu (FUTSAL) Milli Takımını hocası aynı zamanda da Futsal liginin kurulmasını sağlayan insandır. Bir de UEFA nın yetki verdiği BAŞ EĞİTİMCİ ve GÖZLEMCİDİR. İşte Sevgili Ömer Kaner, benim değerli babamında özetle kariyeri de bu şekildedir…
 
- Aslında müzisyensiniz. Sizin de futbol kariyerinizin olduğunu biliyoruz. Biraz bundan bahseder misiniz? Müzik daha ağır mı bastı sizde?
 
Evet benim futbol kariyerimde oldu ama kısa sürdü çünkü hem müzik, hem fotomodellik o dönemde ağır bastı. Bir de dizilerde, reklamlarda rol alınca futbol sadece benim için hobi oldu. Fenerbahçe altyapısında belirli dönemlerde yer aldım, daha sonra babam Denizlispora aldı beni, sonra Aydınspor, Rizespor, ASV Dachau (Almanya) en son Burhan Felek sporda yer aldım. Ama sanat her zaman bende daha ağır basıyordu bu yüzden zaten amatörce bir müzik yaşantım vardı, buna mankenlik ve fotomodellik daha sonrada dizi ve reklam oyunculukarı eklendi.

Deli Yürek, Kurtlar Vadisi, Kurşun Asker gibi dizilerde oynadım. Coca Cola, Lipton, Başak Sigorta gibi reklamlarda yer aldım. Azeri bir sanatçının klibinde oynadım. Yarı zamanlı Konsevatuvarın Opera ve Şan bölümünü kazanınca müzik daha da ağır bastı ve mezun olunca profesyonel anlamda müzik hayatına girmiş oldum. 
 
-Dayınızla ilgili unutamadığınız birkaç anınızdan bahsedebilir misiniz?
 
Dayımın balık ve yeşillik tutkusu, her zaman bize ve çevresine karşı olan sevecenliği, samimiyeti unutulacak gibi değil. Bana hep Parmak Çocuk derdi. Futbolculuk anılarını anlatırdı. Futbolla ve hayatla ilgili nasihatler verirdi. Bana hep topu sarkaça sarıp kafa topu çalışmamı önerirdi hep.Bir de Basri Dayım babam Ömer Kaner'in 1985 son jübile maçı için şöhretler karmasında yer almış ve maça çıkmıştı. O günüde asla unutamam. 
 
- Birlikte izlediğiniz maçlar oluyor muydu?
 
1988-89 Sezonunun en son maçında Şampiyon olarak sahaya çıkmıştık. Hatta Turan Sofuoğlu 100. Golümüzü atmıştı. İşte Sarıyer Takımına karşı oynadığımız bu maçı saha kenarında Basri Dayımda dahil Annem, Kardeşim ve birçok dostumuzla birlikte seyretmiştik. Dayımla seyretmiş olduğum tek maçtı bu.

-Vefatı da Fenerbahçe tesislerinde olmuştu. Takımına gönül vermiş, emek vermiş bir futbolcunun  gözlerini burada yumması  çok anlamlı. Fenerbahçe efsanesi  “Basri Dirimlili” hakkında söylemek istedikleriniz?
 
Öyle bir insanın kanını taşımak insana gurur veriyor.  Bir taraftan Ömer Kaner, bir taraftan Mehmetçik Basri Dirimlili. Adam gibi adam, dik duruşlu, mert, onurlu,sevecen,disiplinli ve hoşgörü abidesi dayım Basri Dirimlili seni çok seviyorum ve asla unuturmayacağım…Sen hepimizin ŞEREF ABİDESİ olarak yaşayacaksın. Mekanın Cennet olsun, Huzur içinde uyu sevgili Basri dayım. FENERBAHÇE VE TÜRK FUTBOLUNUN TEK MEHMETÇİĞİ, TEK MÜCAHİTİ başka söze gerek yok sanırım. Sizlere çok teşekkür ediyor sağlık ve mutluluklar diliyorum…

Röportaj : Duygu İlbasmış

ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!