comScore

Galatasaray Galatasaray

Galatasaray'ın geleceği... Podolski mi? Sneijder mi?

28 Mayıs 2016, Cumartesi 21:04
Galatasaray'ın geleceği... Podolski mi? Sneijder mi?

Galatasaray gelecek sezon nasıl bir kadro kurmalı ve sistemi ne olmalı? Yazarımız Sinan Yılmaz kaleme aldı.

FutbolArena Analiz - Yazarımız Sinan Yılmaz, Galatasaray'ın gelecek sezonunu kaleme aldı... 


Galatasaray'ın geleceği... Sneijder mi? Podolski mi?


Galatasaray kabus sezonu son maçla kurtardı. 2 yıllık Avrupa'dan uzaklaşma Galatasaray'ın geleceğinde onarılması zor bir yara açabilirdi.

Neyse ki Jan Olde Riekerink, üstelik yabancı bir teknik direktör olmasına rağmen, kültürüne ve diline uzak olmasına rağmen bu oyuncu grubunun gönlüne inebildi. Bu gerçekten çok zor bir işti. Taraftarının ve yönetiminin dışladığı, her yerde eleştiriler alan, sürekli mağlubiyetler gören, kafası önünde mutsuz, özgüveni yok olmuş, psikolojisi bozulmuş bir oyuncu grubunu tekrar hayata döndürmek ve onların lider karakterlerini tekrar canlandırmak büyük işti. Hem de bunu, onlarla aynı dili konuşmamasına rağmen sadece 2-3 ayda yapabilmek! Bu büyük handikap öte yandan onun için önemli bir avantaja da dönüştü. Tamamen dışarıdan gelmesi, onun tüm oyunculara karşı objektif ve ön yargısız bakabilmesini sağladı. Ve baktığında da Emre Çolak gibi, Carole gibi Denizli döneminde yedek kalmış isimlerin ilk 11'de oynayanlardan çok daha kaliteli olduğunu gördü. Denizli Tarık Çamdal gibi potansiyelsiz isimleri kazanmaya çalışırken, Riekerink'in Emre Çolak'a sadece el atması yetti. 
Evet Galatasaray yöneticileri, kendileri hariç herkesi; hocaları ve futbolcuları suçluyordu. Taraftarının önüne atıyordu. "Artık futbolcular profesyonelliklerinin bilincine varmalı" gibi hedef gösteren ifadelerle açıklama yayımlıyorlardı. Kulüpte huzur ve sevgi ortamını yaratmaktan bihaberdiler. Buna rağmen Riekerink bu oyuncuların kafasını yukarı kaldırmayı bildi. 

Galatasaray kadrosu, son 4 yılda 3. şampiyonluğu aldığında ve 4. yıldızını taktığında bile taraftarınca beğenilmeyen, inanılmayan! ve hep kötülenen bir kadroydu. Bu sürekli kötülenme durumu, Muslera ve Sneijder'den başka kimsenin sevilmemesi ve benimsenmemesi garip bir durum. Başarı ne kadar arttıysa, nankörlük de o derecede arttı. Halbuki Galatasaray kadrosu kesinlikle kötü bir kadro değildi! Bu kadronun sürekli eleştirilmesi, sırt çevrilmesi, kadroya güvenen hocaya (Hamzaoğlu) karşı gösterilen saygısız tutum bu psikolojiyi bu kadar bozan etmenlerdi. Kadrosuna ve oyuncularına inanan Hamzaoğlu'nun ardından gelen Denizli'nin bambaşka bir tutum sergilemesi, ne oyun sistemine ne de oyunculara saygı göstermemesi de bu psikolojik çöküşü tetikledi. Daha ilk maçında, Kasımpaşa karşısında ilk 45 dakika oynattığı ve iyi de oynamasına rağmen 2. yarı başında çıkardığı ve bir daha oynatmadığı Emre Çolak olsun, sırt çevirdiği ve yerine stoper Chedjou'yu oynatıp, Donk'u aldırdığı Bilal Kısa olsun, ağacı budamakla ilgili tehdidi olsun hep bu psikolojiyi körükledi. Denizli sadece Burak Yılmaz'ı iyileştirmeye çalıştı. Halbuki Galatasaray'ın kadrosunun ihtiyacı olan, son 4 sezonda Türkiye'de alınabilecek 12 kupanın 8'ini kazanmış olan kadronun gereksinimi, biraz olsun saygı ve sahiplenilmekti. Denizli sadece transfer istedi. Riekerink ise kendi transferini kendi yaptı. Bugün Riekerink'in Emre Çolak'la ve diğer futbolcularla iletişiminde tam da bunu görmüyor muyuz? Bu konuya daha sonraki yazımda ayrıntılı değineceğim... Ama şimdi bir gelecek yazısı yazmak ve biraz teknik konulara değinmek istiyorum. 


"Galatasaray kadrosu kötü değil! 3 takas ve doğru bir hoca ile seneye şampiyonluğa oynar!" 


Bu yukarıdaki fikir tamamen benim düşüncem. Galatasaray son 5 sezonda, Türkiye'de alınabilecek 14 kupanın (Lig Şampiyonluğu, Türkiye Kupası, Süper Kupa) 9'unu aldı. 5 sezonun hiçbirini kupa almadan kapatmadı. Ciddi mali sıkıntıları var ama önümüzdeki sezon Galatasaray için çok değerli bir sezon olabilir. Sadece 2 kulvarda yarışılacak olması, geniş bir kadroya gerek duyulmayacağını gösteriyor. Galatasaray biraz ağır yüklerinden kurtulup gemiyi daha hızlı yüzdürebilir. Bu sezonun ikinci yarısında kadro 25 kişiydi. Bunlardan bazıları gönderilip, kiralık genç oyuncuların dönüşü ile Galatasaray daha dinamik, hızlı ve iştahlı bir takım olabilir. Ayrıca maaş yükü de biraz aşağıya çekilebilir. Peki planlama nasıl olmalı? Bence iki seçenek var. 


1. Plan Sneijder'in liderliğinde Galatasaray... 


Öncelikle gelecek sezon 31 yaşında olacak Podolski ile 32 yaşında olacak Sneijder, Galatasaray hücumu için bana göre lüks. Bu ikili ile optimum bir düzeni sağlamak oldukça zor. Santrfora Elmander-Hakan Şükür gibi müthiş bir pres gücü ve ortasahaya Selçuk'un yanına da Kante-Verratti tarzı bir adam alınmadıkça bu ikisini taşımak hayli zor. Bence birini feda etmek de seneye iki kulvarda oynayacak Galatasaray için uygun bir risk. 

Eğer sistem bu seneki gibi olacaksa veya 10 numaralı bir sistem kullanılacaksa; Podolski ile yollar ayrılabilir. Yanlış anlaşılmasın: Podolski bu sezonun en iyi performansını veren, izlemesi harika bir oyuncu ancak fazlasıyla da specialist bir oyuncu. Takım oyuncusu olmaktan ziyade, takım arkadaşları tarafından taşınması gereken ve beslenmesi gereken bir oyuncu. Eh zaten takım, beyin olarak Sneijder'i taşıyorken, (Ninja kaplumbağlardaki 'beyin' gibi. Vücut beyni taşıyor, koruyor ama beyin vücudu yönetiyor) bir de Podolski'yi taşımak mümkün olmuyor. Geri dönüşlerde hep bir aksaklık, hücumda pres yetersizliği yüzünden devamsızlık doğuyor. Hücumda devamlılık için gereken, topu kaybettikten sonra hızla kazanabilmektir. Galatasaray hem Sneijder hem Podolski ile oynarken, topu kaybettikten sonra tekrar sağlam bir pres ile kazanmakta zorlanıyor. Bu zorlanma da Galatasaray'ın hücum devamlılığını baltalıyor. Ayrıca topun arkasına geçmekte geç kalınması da çok sayıda kontra atağa sebep oluyor. 

Bu tip 10 numaralı sistemler, forvet arkasında yaratıcı bir oyuncuya ihtiyaç duyuyor. Bu sistemlerden biriyle devam edecek bir hoca gelecekse Sneijder ile devam etmek şart. Aksi sistemlerde ise yaratıcılığın yerini biraz daha mücadele gücü, biraz daha hız, biraz daha pres alıyor. Bu sistemlerde Podolski tek taşınacak bitirici olabilir. İster 4-4-2'de santrforun yanında veya bir adım arkasında şutör-bitirici olarak, isterse de 4-3-3 gibi sistemlerde kanat/forvet olarak.

Şimdi bu sezon insanlar Yasin'i kıyasıya eleştiriyor. Halbuki Yasin'in oyun arzusunda, iştahında, mücadele gücünde geçen seneden hiçbir fark yok. Fark sadece Sneijder'in verimliliğinde. Geçen sene Yasin, topu alır almaz Sneijder'i bulur ve topu hemen ona bırakırdı. Tam bir itaatle oynuyordu ve Sneijder de onun aerobik özelliklerini ve dripling becerilerini kullanabileceği alanları ona yaratıyordu. Bu sayede Yasin çok da faydalı oldu. Bu sezon ise Sneijder'in yeterli olmayışı, Yasin'i çok daha fazla sorumluluk almaya ve son top kullanmaya itti. Yasin geçen sene de pas opsiyonlarını görebilen, son pasları ve şutları becerilen bir oyuncu değildi ki! Onları geçen sene Sneijder'e bırakıyordu. Sneijder bu sene bir var bir yok olunca, güçsüz olduğu için maçlara ağırlığını koyamayınca Yasin'in defoları da daha çok ortaya çıktı. 

Sistem zaten tam olarak budur. Elindeki oyuncu grubunun iyi yanlarını sivriltip, kötü yanlarını gizleyebilme tekniğidir sistem. Sneijder ile desteklenen Yasin geçen sene çok tehlikeli bir kanada dönüşürken bu sene defoları ortaya çıktı.

İyi bir Sneijder bu gibi 10 numaralı sistemlerde tüm takımı +1 etkileyebilen bir beyin. Galatasaray'ın yeni yönetimi birçok konuda hata yaptığı gibi onu yönetme konusunda da hata yaptı. Mourinho ona el bebek gül bebek bakan yeri geldiğinde maç arasında bile izin veren bir adamdı. Galatasaray ise Sneijder'i takım içinde bir Teknik Direktör olarak kullanmaya çalıştı. Sneijder'in saha içinde olan konsantrasyonunu saha dışına taşıdılar ve kulübün basın sözcülüğünü bile ona yaptırmaya çalıştılar. Halbuki Sneijder bir futbolcuydu. Görevleri de saha içinde kalmalıydı. Sneijder'in aklı başka konulara odaklanınca yeterli profesyonelliği gösteremedi. Sezon başı kampa kilolu katıldı. Sezonun ikinci yarısı da sakatlıklardan kilolu döndü. Yeterince güçlü olamadığı bloklanan şut sayısından belli. Sneijder çabukluğuyla kendisine şut açısı yaratan bir isim. Bu sene ise bu açıları bulamadı. Kilo alması çabukluğunu kötü etkiledi ve açı bulamayan Sneijder'in şutları hep rakipten döndü. Galatasaray yönetimi gelecekte onun aklını sahaya döndürürse ve Sneijder iyi bir kamp geçirirse yine bildiğimiz Sneijder'i izleriz.


2. Plan Podolski'yi besleyen genç Galatasaray


2. plan biraz daha marjinal. Daha riskli ama misal Fatih Terim tarzı motivatör bir antrenör ile hem maaş bütçesi düşürülüp hem de şampiyonluk getirebilir.

Hemen 2011-2012 sezonunu hatırlayın. Galatasaray ilk devre 4-1-4-1 oynuyordu. Melo savunma ile ortasaha arasında, kanatlarda sağda Kazım, solda Riera. Göbekte Engin ve Selçuk. İleride de Elmander. Bu Galatasaray kolay gol yemiyordu ama ciddi yaratıcılık sorunları oluyordu. İki kanat Riera ve Kazım'ın topla kat edemeyişi, yavaş olması Galatasaray'ı statik kılıyordu. Galatasaray hücuma çok ağır çıkıyordu. 12. ya da 14. haftada oynanan derbide Fatih Terim şahsına münhasır bir cesaret örneği gösterdi ve Fenerbahçe maçına 4-4-2 çıktı. Sonra bu sistemin tuttuğu görüldü ve devre arası bir Necati Ateş takviyesiyle sorunlar çözüldü. İşte yeni Necati de Podolski olabilir.

2. yarı Kazım yerine Engin Baytar sağa geçti. Sola da Riera yerine Emre Çolak. Melo bir adım öne çıtkı ve o zaman 28-29 yaşlarında henüz tempolu bir oyuncuydu. Necati, Elmander'in bir adım arkasında ve yanındaydı. Şutları ve kurnazlıklarıyla iyi iş çıkarmıştı. Şimdi Galatasaray bu oyuncu grubuyla da bu düzeni kurabilir. Önde de oynayabilen genç Linnes ve Telles'in varlıkları da bu sisteme derinlik kazandırır. Emre Çolak gitmeseydi bu 4-4-2'deki kenar ortasaha verimliliği ile çok değerli bir eleman olabilirdi. Emre'nin değeriyle ilgili daha önce çok yazmıştım. Tekrar etmemek için sadece link vereceğim. Tıklayınız. Şimdi, Emre'nin gitmesi üzerinden sistemi yapalım. İddialı konuşuyorum "Fatih Terim tarzı bir motivatör sadece 3 takas ile bu kadroyu seneye şampiyonluğa oynatır" (Motivatörlüğün önemi; yaratıcılığı daha az ama agresifliği, iştahı, presi daha yüksek bir takım kurulmasıyla ilgili. Bu tip agresif bir takımı Ergin Ataman, Fatih Terim tarzı motivatör hocalar +1 daha iyi kullanabiliyor)

1- Sneijder - Yeni Elmander
2- Donk - İlk iki yılındaki Melo (Melo Galatasaray'da ilk 2 yılında çift yönlü ve tempolu oynayabildiyse de yaşlandıkça kendisini geri attı ve temposu çok ciddi anlamda düştü)
3- Tarık - Yeni Melo'ya alternatif bir genç çift yönlü, çok koşan merkez ortasaha daha. 

Bu sayede en yüksek maaş da 4 milyon Euro'nun altına indirilmiş olur. 



Şu kadronun şampiyonluk yarışı vereceğini düşünüyorum. Seneye eğer tecrübeli, taktik disiplinli bir pas takımı kurulacak ve 10 numara sistemli bir kadro ile devam edilecekse Sneijder kalmalı. Fakat daha genç ve aç bir takım kurulacaksa Podolski'nin bitiriciliği ve agresifliği de bu takıma daha çok yakışır bence. 

Tabi 3 takas işin latifesi... Birçok oyuncu ile yollar ayrılıp daha uygun fiyata ve genç isimler alınabilir. Ben sadece kadronun hiç de kalitesiz olmadığını söylemek için yazdım... 

Tabii ki 1.850 milyon Euro gibi inanılmaz bir maaş alan Umut Bulut yerine başka bir oyuncu alınabilir. 1.6'lık Olcan yerine yine keza... Sabri'nin maaşında indirime gidilebilir veya yollar ayrılıp başka bir isim de düşününülebilir...

Umut aslında 2-3 sene önce bu sisteme çok uygun bir oyuncuydu ve Podolski'yi çok rahatlatacak bir isimdi ancak artık yaşlandı fiziksek mücadele gücü düştü ve verimliliği de azaldı. Olcan da benzer şekilde 2-3 sene önce çok koşan, delici bir adamdı ama o da artık şu haliyle aldığı maaşı karşılayamıyor. Bu 2 oyuncunun 3-4 sezon önceki halleri olsa bu sisteme uyacakları kesin ama artık en fazla yedek olabiliyorlar. Son olarak Dzemaili de geri dönerse bu sistemde Jose gibi sol kanatta ters ayakla oynayabilir ama mevcut temposuzluğuyla 2'li merkezde iş yapması imkansız. Dzemaili 3'lü ortasahada oynayacaksa, 3'lünün en hücumcusu olabilir. Lampard'ın Chelsea'deki 10 numaralığı gibi veya 4-3-3'te en öndeki isim olabilir ama ikili merkez sizden tempo istiyor ve Dzemaili bunu karşılayamıyor. 

ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!