Galatasaray Spor Kulübü'ne en yakın gazetecilerden biri olan ve aynızamanda Galatasaray TV'de de yorumculuk yapan Levent Tüzemen,Sabah gazetesindeki köşesinde Galatasaray'daki ayrılık süreciyle ilgiliolarak ilginç iddialarda bulundu.
Ünal Aysal'ın Fatih Terim'i ne aradığını ne de mesaj attığını belirten Tüzemen, yönetimin bahane yaratmak için Milli takımı kullandığını belirtti. Ayrıca Tüzemen, çok ilginç bir iddiada daha bulundu. Tüzemen, yönetiminFatih Terim ile sözleşme imzalanması kararına rağmen deneyimli teknikdirektöre herhangi bir sözleşme taslağını göndermediğini ve yapılanaçıklamanın "dostlar alışverişte görsün" gibi yapıldığını belirtti.
"GELECEKTE HUZUR YOK"
"Fatih Terim'in sözüdür "Florya'da sevgi olmazsa, başarı da olmaz,arkadaşlık da.."
Galatasaray'da sevgi ve paylaşıma büyük önem veren Terim'in odasındakiCenap Şahabettin'e ait şu dizeler yer alır:
Hakiki büyük adamlar güzel ağaçlara benzer.
Dallarında yuvalar kurulur.
Gölgesinde yorgunlar dinlenir.
Çiçeklerine sürünenler, güzel koku alırlar.
Meyvesiyle açlar doyar ve yaprakları arasından dökülen güneş damlaları toprağa hayat verir.
İki yıl üst üste şampiyonluk, iki Süper Kupa, Avrupa'da uzun aradan sonra elde edilen çeyrek final başarısı... Başarılar Galatasaray yönetimindehuzursuzluk yaratmış olacak ki; Cenap Şehabettin'in dizilerindeki gibi büyükbaşarılara imza atan takımın hocası Fatih Terim'le yollar ayrıldı. Gelecektehuzur görmüyorum. İnşallah yanılırım, Galatasaray için kaoslu günlerinbaşlayacağını düşünüyorum...
FATİH TERİM BUGÜNLERİ GÖRMÜŞTÜ
Tarih: 18 Ocak 2013..
Yer: Kasımpaşa Recep Tayyip Erdoğan Stadı...
Galatasaray, Kasımpaşa'ya 2-1 kaybediyor. Maçtan önce Divan Toplantısı'nda Terim için Başkan Ünal Aysal şu ifadeyi kullanıyor: "Yararlı bir eleman." Maçtan sonra bugünleri görürcesine Fatih Terim bir açıklamayapıyor. Konu başlıklarıyla açıklamaya göz atalım:
HİÇBİRİ G.SARAY'DAN BÜYÜK DEĞİLDİR
Ben sanıyordum ki başarısızlık durumlarında futbol camiaları, kulüpler karışır. Halbuki son 1.5 yıldır yaşanan ve yaşatılan, sürekli başarıya, alınanpuanlara ve kupalara (Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nde gruptan ikinci olarak çıkmıştı) rağmen, bir camia durduk yere içeriden çözülebiliyor, karıştırılabiliyormuş.
"Galatasaray sevdalısı ve aşığı olarak bu kulübe 40 yıl hizmet etmiş, sadecehocası değil, divan kurulu üyesi olarak, Galatasaray'ın bir ELEMANI olarakrahat ve huzurlu çalışacağım. Kişilerle ve olaylarla değil sahayla, oyunla,futbolcuyla ilgileneceğim ve bir zahmet konsantrasyonumun saha dışıolaylarla bölünmediği bir ortam rica ediyorum..." Fatih Terim
"Ne ben, ne bir başka antrenör, ne oyuncular, ne yöneticiler, ne başkan. Hiçbiri Galatasaray'dan büyük değildir. Olamaz da. Tek gerçek vardır; Aslolan G.Saray'dır..." Fatih Terim
***
ORTADA NE BİR TELEFON, NE MESAJ...
Zaman Terim'i haklı çıkardı. Huzuru tahsis edemeyenler, başarıyıpaylaşamayanlar egolarına yenik düşenler Galatasaray'ı gereksiz bir kaosun içine ittiler... Aysal-Terim birlikteliğinin sonunu telefon ya damesajlar getirmemiştir. Çünkü ortada ne bir telefon görüşmesi ne demesajlar vardır. Camianın büyüklerinden Hayri Kozak ağabeyim bu hayalitelefon ve mesajların tanığıdır. "Bir eleman, nasıl başkanın telefonunabakmaz" yorumu tamamen Fatih Terim'i itibarsızlaştırmaktır.
Bu tablo Fenerbahçe Başkanı Sayın Aziz Yıldırım'ın Alex'i gönderirken"Karşımda bacak bacak üstüne atarak oturuyordu. Telefondan devamlı tweet atıyordu" bahanesine benziyor.
Galatasaray'da başkanlık sistemi vardır... Başkan ne derse o olur. Ünal Başkan, "Fatih hoca seni şu saate şurada bekliyorum" şeklinde sekreteriyle ya da biriyle haber gönderseydi Terim gelmeyecek miydi? Ya da Ünal Başkan, Florya'ya gitseydi kapıdan içeri mi giremeyecekti? Gönül bağı koptuktan sonra bahaneler inandırıcı olmuyor. Başkanlar ve yöneticiler kriz çıkarmak için kriz yönetmek için vardır.
***
MİLLİ TAKIM BAHANE OLDU
Terim'in Milli Takım'a 4 maçlık gitmesi krizin başlangıcı olmamıştır. Terim'leyolların ayrılması adına da yönetime fırsat verdi. 1 Temmuz 2011'de Terim, üç yıllık sözleşmeye imza atmıştı...
Sonra Ünal Başkan, Refik Arkan'ı Terim'e yollayarak sözleşmenin bir yılolmasını talep etti. Bu davranış Terim'e güvenmemenin bir göstergesi değil mi? O gün üç yıla sıcak bakmayanlar iki yılı neden istedi. Madem sözleşmeuzatılacaktı; o zaman ikinci şampiyonluktan hemen sonra Terim'e teklifyapılmadı? Neden 5 Eylül'de Andorra maçından bir gün önce Terim'e alelacele sözleşme yapılacağı açıklandı. Ayrıca Terim'e taslak sözleşme bilegönderilmedi. Yani "Dostlar alışverişte görsün" gibi.
Aceleye gerek var mıydı? Terim kaçıyor muydu? Üstelik sözleşmesi Mayıs sonunda bitiyordu, zaman da vardı. Dedim ya Milli Takım, Galatasarayyönetiminin Terim'den kurtulması için fırsat oldu.
***
DROGBA İLE PRİM KONUŞMAK HATA
Florya'daki aile ortamının oluşmasında Terim'in büyük payı var.. Şimdi orada "Futbolcuya dayalı" sistem yeniden hortlayacak. Çünkü bu sisteminfitilini Ünal Başkan ateşledi. Beşiktaş maçından önce Drogba ile maçınprimini konuşmak büyük hataydı. Siz hiç Avrupa'da bir başkanın birfutbolcuyla böyle konuşma yaptığını duydunuz mu? Bu olayı herkes biliyor. En çok da kaptanların kırıldığı söyleniyor.
***
DROGBA MEĞER SAKAT DEĞİLMİŞ
Bir bilgiyi iddia (!) olarak paylaşayım.. Drogba, Real Madrid maçındasakatlanıyor. Sahada tedavisi yapılıyor. Fatih Hoca devrenin bitimine 7 dakika varken soyunma odasında durum ve hasar tespiti yapmak için Drogba'nın yerine oyuncu almıyor.
Drogba "Oynayamam" diyor. MR çekiliyor, "Yumuşak doku ezilmesi" tespitikonuluyor... Bir doktor, "İstese oynarmış" diyor.
Aklıma Bülent Korkmaz geldi; UEFA finalinde çıkan omzuna bandaj yaparak oynamıştı. Hangisinin acısı daha büyük acaba? Primleri başkanla ayarlayan Drogba son idmanı yarım bırakmasına rağmen Beşiktaş maçında aslanlargibi oynadı. İki gol attı. Gollerden sonra Terim'e bile sarılmadı. Acaba 'yeni Inzaghi' Drogba mı?"