Fenerbahçe'de 26 yıl sonra bir ilk! "Tartışmalar bitmiştir"

Dün gece Fenerbahçe hem mental hem de sportif olarak çok önemli bir galibiyet aldı. Bu galibiyet Fenerbahçe’yi doğrudan şampiyonluk yarışına dahil etti ama ondan daha önemli bir şey daha var. Fenerbahçe’de bir devir bitti ve tarihi değişim dün gece itibarıyla yaşandı. 26 yıl sonra ilk kez sarı lacivertliler maça yabancı bir kaleciyle başladı...

O da Fenerbahçe’nin uzun süredir yakalamaya çalıştığı ’takım iskeleti’ olgusu... Birkaç yıldır defans merkezi ve tartışılan bir kaleci dışında her maça çıkacak 11’i önceden tahmin etmenin zor olduğu, oluşan takım kurgusunun da taraftarı memnun etmediği dönemler oldu.

Bu dönemlerin geride kalması adına dünkü Fenerbahçe galibiyeti çok önemli oldu. Mehmet Ekici’nin gelişi, uzun süredir Fenerbahçe’nin konuşulan B planıydı. Bu plan şimdilik tutmuş gibi gözüküyor.

’Mehmet Ekici’li Fenerbahçe’ ile ’Mehmet Ekici’siz Fenerbahçe’ söylemleri gelecek haftalarda trend olabilir.

Çünkü oyunda kaldığı süre içerisinde çok da alışık olmadığımız bir biçimde topu 50 metrenin üzerinde direkt dikine süren Ekici, taraftarların uzun süredir hayalini kurduğu 8 numaranın özeti gibiydi. En önemlisi Fenerbahçe uzun bir aradan sonra orta saha iskeletini oluşturmak adına en doğru üçlüyü buldu; Josef-Ozan-Ekici...

Fenerbahçe’de aslında dün tarihi bir değişim yaşandı. 26 yıl aradan sonra ilk kez yabancı bir kaleci derbi maçında kalede görev aldı. Sezona iki iyi kaleciyle başlayan Fenerbahçe’de 1 numaranın sahibi düne kadar bulunamamıştı.

Volkan’ın performansına Kameni’nin ne yapacağı belirsiz ve güvenilmez tavrı da eklenince o bölgede Fenerbahçe bir çıkmaza girmişti.

Artık bu saatten sonra Volkan mı Kameni mi tartışmalarını duymayız diye düşünüyorum fakat buna önce Aykut Kocaman’ın ikna olması lazım.

Dün sanıyorum o da buna ikna olmuştur ve artık 1 numara arayışında eldivenleri Kameni’ye teslim edecektir.

Bu bölgede yaşanacak en ufak tereddüt bile gelecek haftalarda hem Fenerbahçe’yi probleme sokar hem de Kameni’nin performansını düşürür.

Kolay değil, 9 yıl bir oyuncun sağ bekte yıllarca alternatifsiz oynuyor ve oynamadığı her maç senin o bölgeden sıkıntı yaşamana sebep oluyor. Para harcıyorsun, transfer yapıyorsun, kağıt üzerinde belki de o bölgede üst düzey yıldızlarla görüşyorsun ama bir türlü olmuyor.

Ta ki Mauricio Isla ile tanışana dek... Fenerbahçe uzun bir aradan sonra sağ bekte aradığı ismi buldu. Defansif katkısının yanı sıra sağ çizgide buluştuğu topları, merkezde sıkışan oyunun kurulma bölgesine göndermek yerine inisiyatif alıp üçüncü bölgeye sağ çizgiden taşıyan Isla, Fenerbahçe’nin birkaç haftadır fark yaratan oyuncularının başında geliyor.

Hırsının yanı sıra, defansif ve ofansif yönü dengeli olan, ofans yaparken defansı unutmayan Isla, o bölgedeki Gökhan Gönül’den sonra başlayan sorunu, şimdilik sonlandırmış gibi duruyor. Şimdilik diyorum çünkü Gökhan’dan o bölgede alınan verimi tam anlamıyla karşılamak için Isla’nın bu performansını sezona yayması gerekiyor. Bir tane de Isla sol beke olsa Fenerbahçe adına fena olmazdı değil mi?

Fenerbahçe dün Beşiktaş’ı mağlup etti ama her şeyden önce bu maçın takıma pozitif bir biçimde yansıyacak olması, Josef’in sözlerinde yatıyor.

’Son iki sezonun şampiyonunu yendik’ diyen Josef, aslında Fenerbahçeli oyuncuların gelecek adına şampyonluğu daha yüksek sesle dile getireceğinin en büyük kanıtı. Hal böylede olunca bu durum bir derbi galibiyeti değil derbi galibiyetinden de fazlası olduğunu gözler önüne seriyor...

Fenerbahçe formasına günden güne alışan ve sezon sonunda Tottenham’a dönecek olmasına rağmen formayı kısa sürede sahiplenen Janssen, kısa sürede Fenerbahçeli taraftarların sevdiği bir isme büründü.

Bu transferin son gün yapılması da ’Ya gelmeseydi, bugün bu noktada olur muyduk?’ söylemlerini belki de sezon sonuna dek bize konuşturacak nokta oldu.

Hem direkt olarak hücuma verdiği katkı hemde ön alandaki yaptığı hücum presle rakibi rahatsız etmesi de Fenerbahçe orta sahası adına büyük avantaja dönüşüyor.

Sportif açıdan sınıfı geçen ve Beşiktaş’ta fark yaratan Caner, işin etik boyutuna geldiğinde ise kendine yakışmayacak bir hareketle geceyi noktaladı desek yanılmış olmayız.

Caner’in, Cenk yerde yatarken yardım eden Kameni’yi önde görüp kaleye çektiği şut gecenin onun adına hoş olmayan görüntüsüydü. Caner Erkin’in Fenerbahçe tribünlerine yaptığı hareketler ve Beşiktaş tribünlerine verdiği selam, normal.

Uzun bir aradan sonra ezeli rakibine transfer olmuş ve kendini orada kabul ettirmeye çalışıyor. Bunlar profesyonellik dahilinde olan şeyler. Fakat Kameni, Caner’in takım arkadaşı Cenk’le ilgilenirken kaleye çektiği şutun açıklaması yok. Bu hareketi eski takımına karşı yapması ise ayrı bir tez konusu...