Fenerbahçe 1-0 Osmanlıspor yazar yorumları

Mehmet Demirkol’un Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Fanatik Bekler oyuna girmeli  Eldeki Şener ve Hasan Ali henüz Caner ve Gökhan Gönül standardında bir oyun oynamamamış olsalar da geçen sene bu 2 oyuncunun sergilediği futbolu tekrarlayabilirler. Bu iki kanat savunmacısını daha fazla oyuna katmaktan başka çare yok. Fenerbahçe, dün Osmanlıspor’a 9’u isabetli 14 şut attırdı. Bunların 11’i ilk yarıda geldi. Fenerbahçe’nin bu sene iyi oynadığı başarılı olduğu maçlar baz alındığında bu istatistiği gören bir futbolsever Fenerbahçe’nin maçı kazandığına inanmaz. Orta sahadan çıkarken Fenerbahçe’de en sık gördüğümüz şey, markaj altındaki, özellikle Lens’e sırtı rakip kaleye dönükken verilen paslar. 

1
Top yekün hareketsiz olan Fenerbahçe orta sahası ve hücum hattının doğurduğu durum bu. Fenerbahçe’nin ilk sorunu yaratıcı oyuncularının azlığı değil, hareketli oynayıp markadan çıkmayı bilmiyorlar. Bu hareketsizliğin içine Iniesta’yı da getirseniz pas atacak birilerini bulmakta zorlanacak.

Lens markaj altında kaldı


Osmanlıspor bunun bilincinde olarak özellikle Lens’i hep yakın markajda tuttu. Hem de kalelerinin çok uzağında. Bunu aşmak için Lens’i biraz içe kıvırmak ve Şener’in koridorunu açmayı ikinin yarıda akıl etse de Advocaat’ın bundan istediği randımanı alması çok kolay olmadı. Bu takımın yapması gereken bu. Senelerdir bunu yaparak şampiyonluk yarışında kalıyor.
2
Eldeki Şener ve Hasan Ali henüz Caner ve Gökhan Gönül standardında bir oyun oynamamamış olsalar da geçen sene bu 2 oyuncunun oynadığı oyunu tekrarlayabilirler. Advocaat artık Galatasaray ve Beşiktaş maçlarındaki olduğu gibi rakibi kısırlığa iten oyunu yakalamıyor. O zaman elde iki kanat savunmacısını daha fazla oyuna katmaktan başka çare yok.

Topal’ın eliyle düzeltip...


Lens’e önlem alan Fenerbahçe’yi durduruyor. Bunu aşmanın yolu Lens’e destek çıkacak bir bek performansı. 2. yarıda Lens sola sonra da merkeze geçtikten sonra bunu yapmak daha kolay oldu. Bu istenilen oyun zenginliğini getirmese de Osmanlı’nın artık gelmekte zorlandığını söyleyebiliriz. Yani aslında Fenerbahçe maçı sadece eşitleyebildi. Son dakikada Topal’ın eliyle düzeltip attığı gol bu gerçeği değiştirmiyor.
3 Rıdvan Dilmen’in Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Fotomaç
Rıdvan Dilmen’in Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Fotomaç
Golü hakem attı!

Fenerbahçe’nin golünü atan Mehmet Topal değil, Alper’dir.
Alper’in golüyle 3 puan geldi.
Niye Topal diyoruz? Tabii Alper derken Alper Potuk’tan değil, hakem Alper Ulusoy’dan bahsediyorum çünkü Mehmet Topal golü elle aldı. Bence ikinci sarı karttan da atılabilirdi.
Göksel Gümüşdağ’ın video hakemi çıkışına katılıyorum. Video hakemi olsa net sağ eliyle yumuşattığını görürdü. Düzeltiyor ve oldukça sert bir şekilde vuruyor.
Erdal vardı hemen arkasında ve gördü, "El" dedi vuruş yapmadan. Hakem dediğin bir maçı bu kadar etkilemez.

F.Bahçe risk aldı ama...

Maçı 3 bölüme ayırıyorum. Fenerbahçe ve Osmanlıspor kora kor, çok iyi olmasa da iyi istekli ve mücadeleci bir maç çıkardı.
Rakip yarı sahaya oyunu yıktı Fenerbahçe.
Pozisyonlar, karamboller buldu.
4
Dick Advocaat da, "4-2-4’e çıkayım, galibiyete oynayayım" dedi. Kjaer’in sakatlanması kötü oldu ama göbekte Alper-Josef ikilisiyle 4-2-4’e döndü.
İkinci bölüme geliyorum, rulete döndü.
Kim atarsa kazanacaktı. Ofsayta düşmemeye çalışan 4 tane mavili oyuncu vardı, karşılıklı tokatlaşmaların olduğu, hoş olmayan bir bölümdü. Son 15 dakika futbol disiplininden uzak kaldı. Ön tarafta Lens dışında Fenerbahçe’de hiçbir oyuncu kalmadı, teknik direktör Advocaat bir takım arayışların içindeydi. Sürekli denedi... Son 20 dakikada oynanan oyun gerçek bir futbol değildi. Fenerbahçe maçı da kaybedebilirdi ama bu riski almalıydı.

Video hakem uygulanmalı

Son bölüm ise en başta anlattığım, golün geldiği pozisyondur. Alper Ulusoy golü attı.
Hakem devreye girip 2 puanı Fenerbahçe’ye yazdı. Fakat video sistemi doğru şekilde uygulanabilirse, oyunu etkilemezse, suiistimal edilmezse şu pozisyonu iptal ederdi.
Fenerbahçe’nin yeni transferler için oyuncu satması gerekiyor. Çin pazarını unutalım artık, yabancı kontenjanı düştü. Elindeki oyunculardan bonservisiyle kimi alırlar, onu düşünmek lazım.
5
Yeni sezonun hocasını şimdiden belirlemek gerekir. Advocaat mı olur, Daum mu, Aykut Kocaman mı bilemiyorum ama Türkiye’yi tanıması lazım. Fenerbahçe’yi bilmesi gerekiyor, görüşmeler de nisanda başlamalı ve planlama yapılmalı.

Seneye transfer şart

Bir gerçek var ki Fenerbahçe’nin kadrosunda 5-6 tane yeni 11 oyuncusu göremeyeceğiz seneye...
İki tane kupon oyuncu alacaklar, parayı bulacaklar ve mecburen yapacaklar bu transferleri... Cebe Fabiano’yu koyacaksın mesela. Bir istikrarı var, "Bir kaleci var kalede" dedirtiyor. Fenerbahçe’yi rakip yarı alana taşıyacak 2-3 oyuncu transferi yapıp önümüzdeki seneye bakmak gerekir. Çok önemli bir süreç bu..

Kocaman doğru tercih

Eğer teknik direktörlük için gelecek sezon da Dick Advocaat’la devam edilecekse, ona göre plan yapmak lazım. Hayatında iki kere İstanbul’a turist olarak gelmiş adam Fenerbaçe’nin başına getirilmez. Aykut Kocaman bence doğru tercih.
Hem Fenerbahçeli, hem iyi teknik direktör, hem de oyuncuları tanıyor.
6 Uğur Meleke’nin Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Hürriyet
Uğur Meleke’nin Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Hürriyet
Einstein’lık olmaya 20 kala...

FENERBAHÇE, 15 gün önce Kasımpaşa maçına göbekte Ozan-Mehmet-Souza ile çıkıyor. Gol yok, pozisyon yok. Devrede Fernandao girerken Sow çıkıyor. 86’da son değişiklik hakkı Hasan’dan yana kullanılıyor.

Antep’te göbekte Ozan-Mehmet-Alper başlıyor. İlk değişiklik için 70’nci dakika bekleniyor. Son değişiklik de ön libero Souza. Sonuç 1-1...
Dün gece Kadıköy’de rakip bu kez Osmanlı... Göbekte Ozan-Mehmet-Souza başlıyor. Einstein’ın basit bir özeti var bu durumla ilgili: "Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi defalarca yaparak, farklı sonuçlar beklemektir."
Advocaat dün gece 70’te Sow-Van Persie’yi sokarken farklı bir şey yapıp Kjaer’i çıkarmasa, tam da Einstein’lık olmaya gidiyordu hikâye. Bence dün Fenerbahçe’nin esas kazanımı şans eseri alınan 3 puan değil, Advocaat’ın nihayet farklı bir şey denemesi...

HEPSİNE PLAKET GEREK

90 dakikada 35 faul, 8 kart var. Belki o kadar daha kart olması gerekirdi. Şu güneşli pazar gününde stada gelip bu kadar çok duran bir maçı izleyen herkese plaket vermek gerek.
7
SARI KARTLAR NEDEN ÇIKMIYOR?

4’üncü dakikada Lens’i önce Pinto sonra Prochazka çekiyor. 23’te de Vrsajevic, Lens’i tutarak durduruyor. Hepsi umut veren atağı kesiyor, hepsi sarı kart olmalı. Ligin en fazla faul çalan ve kart çıkaran hakemi Alper Ulusoy, bu pozisyonları kartsız geçiyor.
Ama belli ki aklı geçmişte kaldığı için 27’de Pinto’nun Lens’e yaptığı sıradan bir faulde Pinto’ya sarı kart çıkarıyor. Kart uygulamalarının yanlışlığına mı yanarsın, sistemli faullü oyuna müsaade edilmesine mi, yoksa bir hatayı başka bir hatayla telafi etmeye kalkışmasına mı? Ulusoy, çok kötüydü dün gece.

AFRİKA KUPASI’NDAN DÖNEMEDİLER

N’DİAYE düşük viteste. Traore yeni yeni dönüyor. Aboubakar, ilk devrenin gerisinde. Moussa Sow gitti, yerine sanki ikizi döndü. Afrika Kupası’na 16 oyuncu gönderen bir ülke olmak, bize pek yaramadı galiba.
8
MAÇIN YILDIZI: M.TOPAL

LENS’i dışarıda bırakırsak Fenerbahçe takımının en yeteneklisi. Kötü sezonun ayakta kalanı.

TEKNİK DİREKTÖR KARNESİ

DİCK ADVOCAAT: 15 gün önce bir açıklamasında 3 forvet, 2 ofansif orta saha kullandığını söylemişti. Onun ofansif orta saha dediği Souza ve Ozan, ne ofansifler, ne de orta saha! Advocaat çok formsuz.
M.REŞİT AKÇAY: KENARDA ligin en yüzdeli golcülerinden Webo beklerken, Bifouma’nın saç baş yolduran son vuruşlarını seyretmesini, o güzel felsefi anlatımlarından biriyle açıklamasını bekliyorum doğrusu.

MAÇIN HAKEMİ: ALPER ULUSOY

GOLDE Mehmet’in kolu da var, Skrtel’in rakibini kucaklayıp durdurması da. Gol iptal edilmeliydi.
9 Erman Toroğlu’nun Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Fotomaç
Erman Toroğlu’nun Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Fotomaç
Yazıklar olsun Mehmet

Yıllardır benim bir prensibim vardır. Çalıştığım gazetelerde eğer maçı yorumlayacaksam 90 dakikanın bitimini beklerim. Bunu beklememin skorla ilgisi yoktur. Bir takım ilk yarıyı 2-0 önde bitirir ikinci yarıyı 3-2 kaybeder önemli değil. İlk yarıyı 2-0’a göre yazarım, maç dönünce de 3-2’yi yazarım. Sebeplerini de söylerim. Bu mantığımın en son örneğini dün gece yaşadım. Hakem 90+3 verdi. 90+1 Fenerbahçe korner atıyor. Top geliyor. Osmanlı ceza alanı içinde Mehmet Topal çok bariz şekilde topu koluyla önüne alıyor ve golü yapıyor. Bunu isteyerek ve bilerek yapıyor. Şimdi dönelim 3 gün önceye. Perşembe akşamı Kayseri’de ATV’de Kayseri-Fenerbahçe maçını yorumluyorum. Ve bir pozisyonda diyorum ki: Pozisyonda Mehmet Topal varsa Topal futbol namına, centilmenlik adına, ahlak adına ters iş yapmaz.
Mehmet varsa orada doğru işler vardır" diyorum. Nitekim pozisyonun tekrarı ekrana geliyor ve söylediklerim doğru.

Gerçekten çok üzüldüm.

Şimdi gelelim dün geceki maça.
Fenerbahçe hiçbir şey oynamıyor.
10
Osmanlı daha derli toplu. Maç sabaha kadar oynansa ya Osmanlı kazanır, ya berabere biter. 90+1’de kornerden gelen topu Mehmet Topal koluyla bariz şekilde düzeltiyor ve golü yapıyor. Ey Mehmet Topal şu ana kadar bütün yaptıklarını bir tek kalemde çizdin. Senin yerinde olsaydım hakem golü verdikten sonra "Hocam ben bunu kolumda düzeltip attım" derdim. Türk futbol tarihinde ölümsüzleşirdin. Ama sana bir şey söyleyeyim mi Mehmet Topal. Bugüne kadar sana bütün söylediklerimi geri alıyorum. Bundan sonra sana hiçbir saygımın kalmadığını söylüyorum. Yazık ettin be Mehmet. İnan bu yazıyı yazarken çok üzgünüm. Böyle golleri milyon tane futbolcu atıyor. Ama böyle golü attıktan sonra kaç kişi adam gibi "Ben kolumla düzettim attım" diyor. Bak Mehmet,top çarpsa da önüne düşse yine bir şey demeyeceğim. Resmen düzeltip atıyorsun. Sen futbolcusun.
Ailen var. Aileni aldığın parayla geçindiriyorsun.
Rakibinin de aileleri var.
Onlar da buradan ekmek yiyorlar.
11
Özür dilesen de nafile

Bu bir pozisyon hırsızlığı değildir. Bu bir emek hırsızlığıdır. Bunu mecazi manada yazıyorum. Çünkü bu tip kelimeleri yazmayı da sevmiyorum ama mecburum.
Çünkü dün gece yalnız rakibin emeğini değil hakemlerin de emeğini aldın götürdün. Bir tek cümlem var sana: Yazıklar olsun! Bir daha sana Mehmet diye de hitap etmeyeceğim.
Topal diye hitap edeceğim. İnan bunları yazarken çok üzgünüm. Bunları yazmak istemezdim. Çünkü örnektin. Bir çuval inciri berbat ettin. Yazıklar olsun sana.
3 puan her zaman gelir. Ama bu yaptığın olay bir daha geri gelmez. Bundan sonra özür dilesen de nafile. Onu orada dileyecektin ve hakeme söyleyecektin.

Böyle 3 puan olmaz

Maçı yazmak istemiyorum çünkü bir emek hırsızlığıyla karşı karşıya kalındı dün akşam. Şimdi bin tane yorum yapacaklar.
4-3-3 diyecekler, 4-2-3-1 diyecekler.
Diyecekoğlu diyecekler. Yazıklar olsun böyle 3 puana. Benim yazacağım maç yorumu bu kadar!
12 Ahmet Çakar’ın Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Sabah
Ahmet Çakar’ın Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Sabah
Ivan Bebek’e hiç kızmayın

Kaderin garip cilvesi! Dün geceki Mehmet Topal ile Braga’daki Ivan Bebek’in ne farkı var? Hakemlerin zaten skandal olduğunu sezon başından beri yazıyoruz ama Topal’ın yaptığı kabul edilemez.

Türk hakemlerinin zaten rezil yönetimlerine şahit olmuştuk. Ve bu Türk hakemlerinin kötü yönetimlerinden de genelde Fenerbahçe zarar görmüştür. Ama dün geceki skor için söyleyeceğimiz tek şey şu: Alper Ulusoy adlı hakem, Fenerbahçe’ye galibiyeti çok net bir şekilde hediye etti.
Uzatmalar oynanırken kornerden gelen topu Mehmet Topal, sağ koluyla kontrol etti, vurdu ve 3 puan geldi.
13
Geçen yıl Braga’ya elenen Fenerbahçe, Ivan Bebek adlı Hırvat hakemden çok dert yanmıştı. Topal’ın koluna çarptı diye anlamsız bir penaltı vermiş ve Fenerbahçe elenmişti. Kaderin garip cilvesi! Dün geceki Mehmet Topal ile Braga’daki Ivan Bebek’in ne farkı var?
Hakemlerin zaten skandal olduklarını sezon başından beri yazıyoruz ama Mehmet Topal’ın yaptığı kabul edilemez.
Topu bilerek ve isteyerek sağ koluyla kontrol edip golü yapıyor, sonra cin gibi hakeme bakıyor, sonra da secdeye eğiliyor. İşte sevgili Sinan Engin’in ’futbolcunun cenaze namazı kılınmaz’ derken kast ettiği buymuş.
Türk futbol tarihinin en beyefendi adamı dedik, en namuslu adamı dedik ama o, Osmanlıspor’un puanını çalan bir adam oldu çıktı. Sonra da utanmadan secdeye eğiliyor.
14
Dünkü maç keyif, pozisyon ve heyecan yönünden çok yüksekti. Bu maçın 1-0 bitmesi çok şaşırtıcı. Nereden baksanız her iki takımın da üçer-dörder gol pozisyonu var. Ama bu pozisyonların hiçbiri gol olmazken uzatmalarda hakemin kıyağıyla Fenerbahçe golü buldu.
Şaşırtıcı olan şu, kabul ediyorum ki Osmanlıspor Türkiye liglerinin en iyi kontraya çıkan takımı. Ama ne olursa olsun Fenerbahçe bu kadar pozisyon vermemeliydi. Son vuruşlar ve pas zamanlaması iyi olsa Osmanlıspor maçı kazanmıştı. Bir de madalyonun öbür yüzü var tabii. Fenerbahçe’nin en az rakibi kadar pozisyonu var. Hatta daha netleri de var.
Bu pozisyonlarda da sahneye bence dün gece sahanın yıldızı Osmanlıspor kalecisi Karcemarskas çıktı. Öyle insanüstü bir-iki kurtarış yaptı ki şapka çıkartmak lazım.
15 Gürcan Bilgiç’in Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Sabah
Gürcan Bilgiç’in Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Sabah
Sıkıntılar zirvede

Kayseri’de doğrulara en yakın oynayan takımı, bozmadan, değiştirmeden, hatta aynı taktik ile sahaya sürdü Advocaat. Rakibe göre oynamak yerine, kendi gücünü en iyi şekilde yansıtmayı düşündü, çok da haksız değildi.
Her maç önemli ama, bunun değeri biraz daha fazlaydı. Hem alttakilerin kazanma ihtimali vardı, hem de bir gün sonra oynayacak üstteki Galatasaray’ın... Puan cetveli için tam bir viraj yani...
Buna rağmen Fenerbahçe taraftarı yine rağbet etmedi tribünlere. Oraya gelip de, Aziz Yıldırım’a tepki göstermeye kalkanların da "sert tepkilere" uğradığı yönünde yoğun bir haber trafiği de yaşandı.
16
Başkancılar ile Fenerbahçeliler arasında bir "susturma" mücadelesi oluyordu.
Aziz Yıldırım, kulübün dergisinde "demokratik olmayan" yöntemleri eleştirirken, stada gelip protesto hakkını kullananlara uygulanan şiddete ve diğer yöntemlere acaba ne diyecek?
Muhtemelen "bilgim yoktu" diye ifade edecektir.
Takımın performansının geçen haftalardan çok da farklı olmadığının altını çizelim. İki takımın da golün çevresinde dolaştığını, maçı istediğini de belirtelim.
Fenerbahçe oyuncu grubu becerisi nispetinde en iyisini yapmaya çalışıyor, tıpkı Osmanlıspor’daki meslekdaşları gibi. Bir yere kadar oyunu veya pozisyonu getiriyorlar, beklenen doğru hareket için ise eksik kalıyorlardı. Babasını kaybeden Jeremain Lens, acısını, yar eyledi kendisine. Yine farklı bir şeyler yapmaya çalışan oydu. Mehmet Topal’ın da emeğini göz ardı etmemek gerekir.
17
Fakat bu tip maçlarda saha avantajını da kullanmak gerekir. Ama öylesine etkisiz bir atmosfer var ki, formadan çekmelere bile sarı kart vermeyen Alper Ulusoy yönetimini de önümüze getirdi. Hakem düdüğünün duyulmadığı maç günlerinden, Fenerbahçeli oyuncunun tokat yediği, kimsenin "gık" demediği ortamlara gelindi. Sadece kulübü küçültmediler, taraftarı da birbirine düşürüp, takımlarını destekleyemez hale getirdiler.

Takımın performansının geçen haftalardan çok da farklı olmadığının altını çizelim. İki takımın da golün çevresinde dolaştığını, maçı istediğini de belirtelim.
18 Ömer Üründül’ün Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Sabah
Ömer Üründül’ün Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Sabah
Tebrikler Lens’e

Hollandalı oyuncu, babasını kaybetmesine rağmen sahaya çıktı. Gerçek profesyonelliği herkese gösterdi

Fenerbahçe’nin kadro yapısı itibariyle saha içinde organizasyon sıkıntısı çektiği bilinen bir gerçek. Dün gece yine ön libero özelliğinde üç orta saha oyuncusuyla mücadeleye başlandı. Rakibin de gücü göz önüne alındığında, takımın önemli maçlarda olduğu gibi hırslı ve temaslı bir futbol sergileyeceği belliydi. Ama ciddi üretkenlik sıkıntısı çekileceği de bir gerçekti. Öyle de oldu.. Koşan, mücadele eden Fenerbahçe’nin ilk yarıda hücum gücü çok kısır kaldı. Sol kulvar hiç çalışmadı. Sağ kulvarda da sadece Lens’in bölüm bölüm yaptığı olumlu icraatlar sahne alıyordu. Orta saha oyuncularının ortadan rakip 18 içine sızacak bir varyasyon yapabilecekleri pozisyon olmadı. Zaten sezon başından bu yana kadroda duvar olabilecek bir santrfor olmadığı için bu pozisyonun bir örneği de yoktu.
19
İkinci yarıda Advocaat, Ozan’ın yerine Volkan Şen’i oyuna aldı. Bu gerekli bir değişiklikti. Çok üretkenlik sağlanmasa da hücumda daha etkili bir Fenerbahçe vardı. Oyun daha çok karşı alana yıkıldı. Volkan Şen, kanata hareketlilik getirdi. Rakibin çeyrek kontrataklarında da önleyici son müdahaleler yerindeydi. Sonra Advocaat riskli bir değişikliğe gitti. Fizik açıdan çok düşük olan Persie ve Sow ikilisini birden sahaya sürüp, 4 forvete döndü. Ama rakip bu yanlışı değerlendiremedi, Mehmet Topal da duran topta uzatma dakikalarında golü atınca her şey tozpembe oldu.
Lens, babasını kaybetmenin acısına rağmen forma giyerek gerçek profesyonelliğini gösterirken aşırı kilosuna rağmen 90 dakika ileri uçta en önemli işleri yapan isimdi. Kendisini takdir etmek lazım.
20
Takım, mücadelesiyle, hırsıyla diğer önemli saha içi eksiklerini en aza indirip, önemli bir rakipten önemli bir galibiyet aldı.
Osmanlıspor beni çok şaşırttı. Bu takımın en büyük özelliği, takım savunmasını iyi yapmanın yanında kazandığı toplarda saha içine iyi yayılarak organize ataklar geliştirmesiydi. Dün ise sadece çabuk ve bireysel hücumu düşündüler. Bu yüzden de oyunu hiç kontrol altına alamadılar. Yalnız Numan’a ayrı bir paragraf açmak istiyorum. Bana göre; bu sezon ligimizin tartışmasız en iyi stoperi.
Hakem Alper Ulusoy’un, genel yönetimi objektifti. Ama Topal’ın elini kullanarak attığı golü geçerli sayarak neticeye direk etki eden büyük bir hata yaptı.
21Bağış Erten’in Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Cumhuriyet
 Bağış Erten’in Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Cumhuriyet
Köprüden önce son çıkış

Bakmayın skorun son dakikaya dek 0-0’a kitlenmesine. Son dakikada o tartışmalı gol (elle ve faulle) gelmese de zevkli maçtı. Zaten bu hep böyle olur. Fenerbahçe ligden kopma noktasına koşar. Taraftar baskısı azalır. Oyuncular gevşer. İşlerin daha da kötü gideceğini beklersiniz. Tersi gerçekleşir. Sonunu güzel bağlayamazsanız kötü, gol gelir de kazanırsanız iyi. Köprüden önceki son çıkışta atıp galip gelirseniz bu daha da iyi.
Tabii ki bu akıcı oyun biraz da Osmanlıspor sayesindeydi. Onlar da aynı makamdan oyuna girince, ligin bu aşamasında beklenmeyecek bir tempo, hız ve estetik zuhur etti dün. Hareketli ve karşılıklı ataklarla geçen bir maç izledik. Düşünün sadece ilk yarıda toplam 17 şut vardı. Maç sonunda 30’u aştık. Bu lig için ne lüks!
22
İkinci yarı belirgin bir şekilde daha iyi oynadı Fenerbahçe. Kanatlar işledi. Oyunu Volkan’la daha da öne taşıdılar. Ve üretkenleştiler. Advocaat’ın bir türlü baştan oynatmadığı bol hücumcu oyunla galip geldiler. Son dakikaya dek zorlamasalar belki sonuç alamazlardı. Dirayet gösterdiler.
Böyle maçların ayrı bir riski daha vardır. Atamadıkça gerginlik yeniden zuhur eder. Sezonun kahredici tüm anları hortlar. Oyunculara tepki çoğalır. Bu sefer de öyle oldu. Ama bununla iyi baş etti oyuncular.
23
Gerçi tribünlerin tepkisi maç sonunda pek değişmedi. Ama bu da bir şeydir sonuçta. Yaka silkmeler, ıslıklar, protestolar, istifaya davetler üzerine gelen gol, kar gibi örttü ruh halini.
Ama bu galibiyet şu tabloyu değiştirmedi. Muhafazakâr bir teknik adam, her şeye müdahil olan bir başkan ve kısır bir performans... Belli ki bu tartışma daha çok su kaldıracak.
Osmanlıspor’a gelince. Mustafa Reşit Akçay’ın özgün karakteri ve futbol zekâsı sayesinde şekli şemali olan bir takım onlar. Ama işte Olimpiakos karşısında elenmelerine de neden olan ’yerli ve milli’ abartısı, hamaset şişirmesi kulübü başka bir yere sürüklüyor. İnsanın onlara sempati göstermesi için daha fazla nedeni olmalı... Her şey bir yana, ’Gökçek efekti’ sürdükçe bu gerçekten zor.
24 Emre Bol’un Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Fotomaç
Emre Bol’un Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Fotomaç
Bir beyaz mendil

Babasını yeni kaybetmiş, toprağa dahi vermeden Osmanlıspor maçına gelen Lens herkesten çok istedi kazanmayı… Yırttı, bastı, mücadele etti. Ama ondan başka maçı kazanmayı düşünen kimsecikler yoktu. Seyircide yoktu… O sıralarda adı var ama kendisi yok yönetimin görevlendirdiği bazı taraftar grupları, "yönetim istifa" diyen herkese saldırıyordu tribünlerde… Bu kadar bölünmüş, parçalanmış bir Fenerbahçe’yi uzun yıllardır görmemiştim.
Dün akşam şunu net bir şekilde anladım artık: Dick Advocaat kendisini kovdurmak için her şeyi yapıyor.
Görmek isteyenlere tabii. Yahu arkadaş takımın neresinden tutsan elinde kalıyor. Kendi evinde rakibe bu kadar pozisyon vermek ne demek?
25
Hücum edemiyorsun, savunmada yapamıyorsun koskoca Fenerbahçe’nin forveti Fernandao’nun ilk yarıda topla sadece 3 kez buluşmasını nasıl açıklayacağız? Bu 3 topun 1’i de santra!
Advocaat bu tabloyu görüp 2. Yarıya yine Fernandao ile başlıyor ise ben bunun altında başka şeyler ararım.
Hem de kulübede Van Persie ve Sow varken… Zaten biraz da tribün baskısıyla bu ikili oyuna girince Fenerbahçe’nin hücum zenginliği arttı.

Dingo’nun ahırı değil!

Daha baskılı oynamaya başladılar.
Son dakika da olsa golü bulup maçı kazanmayı başardılar. Başkaları gibi olmayalım, doğrusunu yazalım. Gol temiz değil.
26
Topal golden önce topu eliyle almış.
Zaten dün akşam kazanılan 3 puanın inanın benim gözümde hiçbir anlamı yok. Tribünde yaşanan olaylar hakikaten dehşet verici boyutlara ulaştı.
Zaten tribünlere artık gelmeyen taraftarlar, "bazı karanlık adamlar" vasıtasıyla tehdit ediliyor hatta dövülüyor.
Kadıköy artık tribünleriyle rakibe korku veren mabed olmaktan çıkmış kendi taraftarı için bir korku filmi haline getirilmiştir.
Bunda kimin payı var ise yetkililer hesap sormalıdır. Burası Dingo’nun ahırı değil.
Fenerbahçe taraftarının istemediği, sevmediği bir kişinin istediği kadar, "Delegesi olsun" Fenerbahçe başkanı olarak kalması imkansızdır.
Son olarak İbrahim Tatlıses’ten, "Bir beyaz mendil" şarkısı gelsin yönetime.
Bundan sonra her maçta bu şarkıyı söylesin tribünler tabii tehdit edilip, dayak yemezlerse…
27 Deniz Çoban’ın Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Fanatik
Deniz Çoban’ın Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Fanatik
Golden önce el var


Mehmet Topal, golden önce topu net şekilde eliyle düzeltti. Hem gol geçersiz sayılmalı, hem de Topal ikinci sarıdan oyundan atılmalıydı.

Alper Ulusoy genç FIFA hakemlerimizden. FIFA kokartı taşıyan bir hakemin sahada ekstra özelliklerinin olması, zor anlarda kritik kararlar verebilmesi gerekir. Oysa ki Ulusoy sakin giden maçlarda fiziği ve koşusuyla güzel görüntüler verirken, kendisine görev düştüğünde doğru düdükler çalamıyor. Bu sene görev yaptığı 4 büyük maçlarına bakarsanız, ne dediğimi anlarsınız.
28
Maher tokat attı

Maçta Ulusoy’a 86. dakikaya kadar iş düşmedi. Tam bu dakikada Osmanlıspor lehine faul vermesi gerekirken, Fenerbahçe lehine faul verdi. Hasan Ali üzerine düşen Maher’i itti. Maher ise karşılığında Hasan Ali’ye tokat attı. Burada tokatın şiddeti, rakibe ne kadar temas ettiği önemli değildir. Çünkü "Vurmak ya da vurmaya teşebbüs etmek" her şartta kırmızı kartı gerektirir. Maher’in kartının rengi kırmızı olmalıydı.

Koray’a direkt kırmızı

Oyunun son anlarında Fenerbahçe’nin golünde Mehmet Topal topu net bir şekilde eliyle düzeltti. Gol geçersiz sayılmalıydı ancak Ulusoy orta noktayı gösterdi. Daha önceden sarı kartı olan Topal, gol iptal edilse ikinci sarıdan atılacaktı. Maçın bitiş düdüğüyle birlikte Koray topu Ulusoy’un üzerine vurdu. İkinci sarı kartın ardından kırmızı kart gördü. Hakem, bilinçli yapılan; kendi otoritesine ve onuruna karşı gerçekleşen bu eyleme direkt kırmızı kartını çıkarsa, daha şık olurdu.
29 Ertem Şener’in Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Fotomaç
Ertem Şener’in Fenerbahçe - Osmanlıspor maç yorumu - Fotomaç
Oku F.Bahçeli oku

Bir Fenerbahçe teknik direktörü düşünün ki sahada gezinen adamı 72 dakika tutuyor.
Fernandao’nun oyundan çıkması için illa net bir gol pozisyonundan yararlanamaması mı gerekiyor?
Fernandao kötü bir santrafor mu?
Hayır. Kötü olsa Şenol Güneş’in Bursaspor’un da gol krallığı ile taçlandırır mıydı koskoca bir sezonu?
Ama işte sorun burda. Teknik adam farkı. Şenol Güneş gibi bir adamın elinde ben bile gol kralı olurum!
Advocaat ise işi gücü kenardan yalandan hakemin üzerine yürüsün, sağa sola koşuşturup dursun. Hep negatif enerji versin. Yetmezmiş gibi maç sonlarında futbolcularını suçlasın. Advocaat bir şeylerin farkında değil. Maç kazanmak için, önce futbolcunu kazanacaksın. Dün özellikle yüzde yüz golü kaçırmasına rağmen Fernandao’ya hiç kızmadım.
30
Siz de kızmayın. Onun gibi etkili bir santraforu Aziz Yıldırım yüzünden kaybetti Fenerbahçe. Pereira döneminde bir balık lokantasında Portekizli teknik adama ’Fernadao’yu değil Van Persie’yi oynatacaksın’ diyen Azizi Yıldırım değil miydi?
Hemen ertesinde ise Pereira, başkanının sözünü dinledi, iyi olan, formda olan Fernandao’yu sebepsizce kesti. Başkanın talimatı ile ilk 11’de Van Persie yer bulurken Fernandao’nun bitiş süreci başlamış oldu.
O gün bugündür eski Türkiye gol kralı Fernandao’nun kafasında hep bir şüphe var; "İyi oysanam da kötü oynasam da, atsam da, atmasam da farketmiyor" diyerek kaderine razı oldu.

Fernadao’ya kimse kızmasın

Aziz Yıldırım, Fernandao’yu tam profesyonel yaptı! Bu sebeple bugün kalkıp da ’Nasıl o golleri kaçırırsın?’ diye Fernandao’ya kimse kızmasın, kızmayalım.

Fenerbahçe dün kötü mü oynadı?

Ben kötü oynadı diyenlere katılmıyorum.
Baskılı, etkili bir futbol sergiledi sarı-lacivertliler.
31
Nitekim dirençli oyun sonrasında 90+1’de golü buldular. Bunun Advocaat ile hiç bir ilgisi yok.
Futbolcular sahada formaları için oynuyorlar.
Değil teknik direktör Advocaat, kenarda her hangi bir isim de olsa Fenerbahçe yine en az bu kadar mücadele ederdi.
Kaleci Fabiano’nun acemice davranışları her pozisyonda ’eyvah’ dedirtiyor. Volkan’sız asla olmaz. Skrtel’in zaman zaman gereksiz hamlelerinin arkasında yatan sebep Fabiano’ya olan güvensizliği. Fenerbahçe’de kimsenin yüzü gülmüyor.
Kazansalar da gülmüyor. Bir değil çok sorun olduğu belli sarı-lacivertlilerde.
Hep bir kaos hep bir karışıklık. Maç izlerken tribünlerde zaman zaman ’yönetim istifa’ sesleri, boş koltuklar, bastırılmış isyan, yazdan kalma bir havaya rağmen Kadıköy’ü ısıtamadı. Son sözüm yine Advocaat’a!
Mehmet Topal’ın el yardımı ile golü bularak maçı kazandın.
Acısını içine gömerek maça yetişen, koşa koşa maçına gelen Lens kadar Fenerbahçe formasını sevsen şu an + 6, +7 puan daha fazlan vardı. Bu galibiyete Fenerbahçe taraftarı bile inanmadı.
Alper Ulusoy’un katkısı, oldukça kötü performans sergileyen Alper Potuk’tan daha fazla oldu Fenerbahçe’ye dün gece.

Futbolarena anasayfasından devam...