comScore

Fenerbahçe Fenerbahçe

Murat Fevzi Tanırlı yazdı! Av Mevsimi-2

17 Aralık 2015, Perşembe 17:27
Murat Fevzi Tanırlı yazdı! Av Mevsimi-2

Lig Tv yorumcusu eski TFF hakemlerinden Murat Fevzi Tanırlı 15. haftanın hakem performanslarını değerlendirdi.

FutbolArena Analiz - Spor Toto Süper Lig'de 15. hafta sona ererken hakemlerin performansı yine çok tartışıldı. Lig TV yorumcusu eski TFF hakemi Murat Fevzi Tanırlı hakemlerin performanslarını yorumladı.

İşte Murat Fevzi Tanırlı'nın yazısı;
15. haftanın beraberliksiz geçilmesi dışında dikkat çeken noktalarından biri de 28 golle en gollü 2. haftanın yaşanmış olmasıydı. Deplasmanda kazanan Gaziantep, Sivas ve Osmanlıspor'un bence ortak noktası üçünden de deplasman galibiyeti “beklenmiyor” olmasıydı. Sivas'ın galibiyeti Gençlerbirliği'nde teknik direktör Mehmet Özdilek'in ayrılmasıyla son buldu. Sizlerle önceki haftalarda paylaştığım teknik direktör değiştirme rekorumuzu, bir daha kırılamayacak seviyeye doğru hem Süper Lig'de hem PTT 1.Lig'de yol alıyoruz.
 
***
 
SENİ SEVİYORUZ CİHAT HOCAM…
Maç önü ve sonrası röportaj kavramlarına KALİTE getiren, TAT getiren, MERAKLA beklenilen teknik adamlar kategorisine sahip olmak fevkalade. 18 takım içersinde kendi adıma hepsindne farklı olarak ayrı kategoriye koyduğum teknik adam Aykut Kocaman. Gerek sükuneti, gerek futbola felsefik bakışı, olayları aksiyon kamerasından değil de panoramik kameradan yorumlaması, kısacası gökyüzünden hem sahaya hem hayata bakarak enine boyuna teknik-taktik-psikolojk faktörlerle değerlendirmesi açısından çok zevk aldığımı ve birşeyler öğrendiğimi belirtmeliyim. 
 
***
 

 
Şenol Güneş, özellikle Bursaspor döneminden itibaren hem maç özelinde hem de Türk futbolu genelinde çok sağlıklı, keyifli ve de esprili yorumlarıyla dikkat çekiyor.  Hele hele bu hafta derbi öncesindeki röportajı fevkalade idi:
 
“-Ömer Güvenç: Sayın Hocam, Tolga ile ilgili sorun olduğu, kendisinin oynamak istemediği, sakatlığının gerçek olup olmadığı ile ilgili pek çok bilgi kirliliği var. Bu konuda ne demek istersiniz?
 
-Şenol Güneş: Bilgi kirliliği değil, niyet bozukluğu var! Önce bunun giderilmesi lazım.”
 
Asıl sorunumuz da zaten Şenol Hoca'nın da belirttiği gibi bu değil mi! 
***
Abdullah Avcı. Teknik analizde çığır açan bir teknik adam. Kitaplardaki “Okuduğumuzu Anladık mı” köşelerinin futboldaki birebir tanımı. Hem rakibin oyununu, hem kendi takımının oyununu artılarıyla ve eksileriyle mükemmel paylaşıyor. 
 
Hikmet Karaman. Teknik direktörlük becerisini ve başarısını her geçen gün pek çok yönden geliştiren teknik adamlarımızdan. Maç önü açıklamalarına daha çok bayılıyorum. Hele çok iddialı olduğu zamanlarda dediği de tutuyor. Örnek, Osmanlıspor maçı öncesi… “Bu maçı aldık şimdiden söylüyorum, sahadan 3 puanla ayrılacağız. Bugün çok inanıyorum şimdiden söylüyorum” dedi ve deplasmanda 1-0 kazandılar.
***
Ve Cihat Arslan… Balıkesirspor ile Süper Lig'deki döneminden bu yana ligimizin gülen yüzü. Düşmelerine rağmen müthiş bir ligde kalma mücadelesi… Ardından bu sezon başında Akhisar Bld'nın başına geçişi ve şu anki ligdeki tablo. Beşiktaş'ın 35 puanla lider olduğu ligde 28 puanla 3.sıradalar. Ligde şampiyonluk yaşayan takımlarımızdan Galatasaray'ın 2, Trabzonspor'un 8, Bursaspor'un 13 puan ilerisinde. Herşeyden öte de maç sonu o sempatikliği, güler yüzü, futbolu futbolun içinde kalarak değerlendiren tarzı ve pozitif enerjisi…  Lig TV'de Maraton programına katıldığında sevgili Şansal Abi'nin “Yenilsen de lütfen maç sonunda röportajında yine tebessümün eksik olmasın sevgili hocam” ricasına olumlu yanıt veren insan… Bu hafta Kayseri'de 3. mağlubiyetini aldın. Mustafa Öğretmenoğlu idi hakem. Bu sezon pek çok kere olduğu gibi İLK DÜDÜĞÜNE Akhisar maçıyla çıkan hakemlerden biriydi. Penaltı tartışıldı, pozisyonlar tartışıldı, nizami golleri hatalı kararla iptal edildi ve kaybetti Akhisar… Hakemi eleştirebilirsin tabii ki ama bu kez olmadı Cihat Hocam… En kısa tabiriyle “Sahada tiyatro oynanıyordu” cümlesi, bize kattığın değerlere, bunca hafta verdiğin mesajlara, futbolun içindeki nadir yüzü gülen insanlardan biri olarak size uymadı… Haftalarca bu takım kazanırken rakiplerin aleyhine de hatalar oldu... Ama skor tabelası değişince birden “klasik” teknik direktör moduna geçmeni biz kabullenemedik. Sevgili Hocam, hedefin büyümesine ve maçın heyecanına kendinizi kaptırmanıza yorup, onca güzel haftanın ARTILARINDAN sonra size çok kızacak değiliz. Sizi seviyoruz, bu açıklamalarınızı da iş kazası kabul ediyoruz ve zirve yolunda şansınız açık olsun diyoruz.
***
HADSİZ KALKAVAN!
 

 
Av Mevsimi… Şener Şen, Cem Yılmaz, Çetin Tekindor, Melisa Sözen ve Okan Yalabık gibi pek çok değerli sanatçımızın rol aldığı film. Sahne, Cem Yılmaz'ın Çetin Tekindor'un gizemini ortaya çıkarmaya yaklaştığı andaki öldürülme sahnesi… Ölüm anında, polis arkadaşlarına kamera aracılığıyla iki eliyle birlikte verdiği mesaj… Hatırlıyorsunuzdur o güzel sahneyi… BAKIŞ AÇINI DEĞİŞTİR mesajı…
***
Hamza Hamzaoğlu'nun yönetici, teknik adam, futbol şube sorumlusu gibi tüm ağır yetkilerle tek başına bırakılarak geçirdiği ligin ilk haftalarındaki sancılı dönemin ardından G.Saray takımı aydınlığa doğru ilerlerken birdenbire değişim ve Şampiyon Kulüpler Kupası'nda yarı final, 3 büyük takımda şampiyonluk özetiyle geçebileceğimiz kariyeri tartışılmaz Mustafa Denizli gibi Türk tarihinin  önemli teknik adamlarından birinin göreve getirilişi.
***
İyi hoş da, takımın kadro kalitesi ortada. Transfer sıkıntısı ortada. Oyuncuların bu sezonki form durumları malum. Oynadığı futbol buna rağmen gayet iyiye doğru giderken… Değişim, değişimin sancıları, tekrar kasedi başa sarma ve futbolsuz günler… Galibiyet olarak Podolski sayesinde sadece Bursa'ya karşı alınan 3 puan ile geçen 3 hafta. Hele derbi… 21 şut atan Beşiktaş, 9 şut atan G.Saray… 9 Korner kullanan Beşiktaş, 1 korner kullanan G.Saray… Maçı isteyen, galibiyet için tüm hücum organizasyonlarını ve kozlarını kullanan Beşiktaş; 1 adet organize hücum yaptığı tartışılır durumda G.Saray…  Nihayetinde de bu kadar pozisyondan Muslera faktörüyle de sadece 2 gol bulabilen Beşiktaş; Günay'ın şanssızlığı ve ikramıyla şans golü bulan G.Saray…
***
AMA SUÇLU ELBETTE haddini bilmeyen Mete Kalkavan… 
Sizlerle bu köşede çok kez paylaştım. Her hakemin bir yönetim tarzı vardır. Sahada jest,mimik, oyuncularla diyalog gibi pek çok konuda bir yönetim metodu ve planı vardır. Mete Kalkavan'ın özellikle futbolun doğasındaki itirazlar dışında aşırıya kaçan itirazlara veya futbolcu diyalogunun sınırı konusunda tavrı nettir. Mevzu otorite ise “hak edeni” her zaman cezalandırır. 
***
Mustafa Denizli gerek Lig TV gerek de TRT'deki dönemlerinde hakemlerle ilgili olarak olumlu olumsuz elbette değerlendirmelerde bulundu. Eleştirdi, tebrik etti. Ancak hakemlerin hata yaptıkları dönemlerdeki yaklaşımlarında hiç kullanmadığı tarzı birden bire teknik direktörlük döneminde “lime lime doğramak” deyimiyle siftaha çevirdi. İnanamadım. İnanmak istemedim belki de.
***
Takımın kaptanı Selçuk da, son yıllarda belki de hiç hakem konuşulmayacak bir derbide birden bire “had bildirmeye” girişti. “Mete Kalkavan'ın kendisine kastı varmış” edasında, hep bu hakem yönettiğinde ceza aldığına dair açıklamalar… Doğru, Mersin maçında cezayı kasti tekme atarak kendisi kestiğinde, Mete'nin kırmızı kartı “kasıtlı” oldu. Efendim “neden erken çalmadı faulü, erken çalsaydı kırmızı kartlık TEKME doğmayacaktı” zırvalıklarını geçelim.Amatör maçta mıyız, yoksa Süper Lig seviyesinde miyiz? Maçı hakem mi yönetiyor, oyuncu mu?
***
Sahi derbi kaç kaç bitti? Hım, CEM YILMAZ… Anladım ben şimdi Selçuk ile Mustafa Hoca'yı… Av Mevsimi-2…
 
***
DANIŞMAN
Pek çok yönetici modeliyle karşılaştım. Ana mesleğim bilgisayar mühendisliği kapsamında 19 yıldır şirketlerde çalıştım.  Toprak sahalara ve yeşil çimenlere ayak basıp, futbol aşkımı tatmin edebilmek adına 12 sene süresince PTT 1.Lig maçlarında da görev alacak seviyede futbol hakemliği gururunu yaşadım.İyi ve kötü performansta maçlar yönettim. Asker hakemler döneminde de hakemlik yaptım, sonrasında da. Özel sektördeki şirketimizinİDARİ İŞLERmüdürlerinin emekli subaylardan seçildiği şirketlerde de çalıştım, profesyonel yönetici olanların şirketlerinde de çalıştım.
Hem hakemlik hem de futbolun matematiğine olan sevgimin ve ilgimin sonucunda, Lig TV ailesinin de bana kapılarını açmasıyla 5 yıldır TV tarafında da bilgilerimi paylaşmaya gayret ediyor, futbolun Türkiye'deki kalbi Lig TV'de yer almanın mutluluğunu yaşıyorum. Desteği ve güveni olanlara sonsuz teşekkürler.
***
Pek çok genel müdür ve üst düzey yöneticinin olaylar karşısında farklı yoğurt yiyişine, değişik kriterlere sahip olduğuna tanıklık ettim. “Adam olsun, iş bilmese de öğretirim” diyenden; “işini adam gibi yapsın ben hizaya sokarım onu”seçenekleri gibi… Aylık planı zor yapanların yanında, 10 yıllık plana sahip yönetici örnekleri gibi… Tartışırız hangisinin doğru ya da yanlış olduğunu, artısını eksisini... Tartışmayacağımız ana konu ise VİZYON… Şirketinizin vizyonu, kulübünüzün vizyonu, milli takımınızın vizyonu, kişisel vizyonunuz… Bunların da elbette kariyerinizle, bilginizle örtüşüp birleşmesi…
 
***


 
Futbolmuzdaki yöneticilik kavramlarına da örnekler çok… Mesela sportif direktörlük… Türkiye'de son dönemde çok gündemde olan bir konu. Aykut Kocaman'ın Daum zamanındaki görevinden tutun da, Önder Özen-Bilic örneğine kadar sayabiliriz pek çoğunu. Trabzonspor'daki başarısız dönemini saymazsak Süleyman Hurma'nın da Kayserispor dönemindeki başarısı hep konuşuldu. Sinan Engin modelinde futbol şube sorumluluğu gibi de değerlendirilebilir.
***
Üst düzey kulüpleri, şirketleri, organizasyonları yönetmek özel meziyetler ister. Tecrübe, iletişim becerisi, öngörü, genel kabul, takdir ve daha pek çok nokta…  
***
Şenes Erzik yıllarca Türk futbolunun içinde yer alırken, Avrupa'da, dünyada da temsilcimiz oldu. UEFA'da uzun yıllar üst düzey görev yaptı. Türk futbol tarihine Fransa 2016 ile birlikte yeni rota çıkaran Fatih Terim bu ülkenin futbol alanındaki en büyük vizyoneridir. Federasyonun artısını eksisini, kurullarını, kararlarını her platformda elbette tartışırız, bu ayrı bir konu. Ancak rahmetli Hasan Doğan ile başlayanve hali hazırda Yıldırım Demirören ile devam edilen yoldason yıllarda tesisleşme, yenilikler, A Milli Takım, Premier Lig modelinde Süper Lig A.Ş. yaklaşımları, sözleşmeli hakemlik, yayın hakları gibi geniş kapsamda son dönemde pek çok işe imza atılıyor, var olanların da üzerinde geliştirilmesi adına tartışılıyor. İlerleyen yıllarda göreve gelecek yeni TFF'lerin de bu çizgiden ve görevlerden aşağıya düşme şansı yok.
***
Futbolumuzu coşkusuyla, vizyonuyla, Türkiye'de ve Avrupa'da “yaptıkları yapacaklarının teminatı” olan güveniyle, kariyeriyle Fatih Hoca'ya emanet ettik. En üstten en alta kadar inşa ettiği yeni düzen ve bu düzene değer katma yeteneğine sahip vizyoner insanlarla çalışmaya gayret ediyor. Mutlu ve umutluyuz.
 
TFF içerisinde FIFA, UEFA ve Dış İlişkiler'de değerli görevler yapan Servet Yardımcı gibi bir üst düzey yönetici var… 
Kulüp dönemlerinde elbette doğal olarak kulüpleri lehinde çıkışları, eleştirileri olsa da futbol alemimizin bilgi ve deneyim anlamında Nihat Özdemir, Ali Dürüst, Hüsnü Güreli gibi üst düzey yöneticileri,  kaliteli işadamları var… 
Uluslararası futbol arenasında önemli tecrübeleri olan ve yıllardır TFF'nin bu tarz organizasyonlarında görev yapan İlker Uğur gibi tecrübeli genç nesil çağdaş, rol yönetici modeli var…
***
Federasyon kanadı böyleyken, kulüp bazında da yeni güzel örnekler var. Ülkemizden yetişen ve futbol tarihimizdeki modellerden olmaya aday kulüp yöneticiliği başarısı var… Liverpool Futbol Akademisi'nde Futbol Yöneticiliği programını kazanıp o sene dünya genelindeki 24 kişiden biri olma başarısını gösteren, önce Kasımpaşa kulübünde, şimdi de Azerbaycan'ın Qabala takımında idari işlerden sorumlu yöneticilik yapan eski hakemlerden Mustafa Aztopal gibi günümüzün futbol yöneticiliği kavramına uluslararası örnek teşkil edebilecek, dünyadaki futbol endütrisinden haberdar, gelişmeleri takip eden, aktif olarak futbol sektörünün geleceği için çalışacak genç yönetici modelleri var…  Kısacası vizyon varsa, hedef varsa, futbol sevgisine dair bir faaliyete gönül konduysa “var oğlu var”…
***
PEKİ O ZAMAN? Kritik hataların olduğu maç sayılarının ilk 15 haftalık periyotta önceki sezonlara göre daha fazla olduğunu kabul etmek gerek. Ancak hakem yönetimlerinin genel olarak çok kötü gittiğini söylemek haksızlık olur… Gençleşme ve yeni yüzlerin katılması esnasında olabilecek sıkıntılar yaşanıyor.  Bu hafta oynanan 9 maçın 3'ünde bariz hatalar var. 6'sı ise genel itibariyle başarılı. Her hafta böyle bir tablo çıkarıyoruz ve subjektif de olsa hangi takımın ilk yarı sonunda hakemlerden ne kadar etkilendiğini pozisyon bazlı paylaşacağız. Tablo genel itibariyle her zamanki “aldım-verdim oyunu”na dönecek. Bu aşikar.
 
***


 
Belli bir süre MHK Başkanlığı yapan 66 yaşındaki emekli albay Bülent Yavuz'un başkanlık dönemlerinde hakem atamalarını, bariz hakem hatalarının olduğu haftalarda bile tv ekranlarında kanaldan kanala bağlanarak savunduğu dönemleri biliyor ve hatırlıyoruz.  
 
Yıllardır da TV ekranlarında ve gazetelerde hakem değerlendirmeleri yapmaktadır. Camiaların başlarındaki insanların, camia dışına çıktıkları zamanlarda yaptıkları eleştiriler, asla kendi geldikleri yerlerdeki yaklaşımlarına ters düşecek nitelikte olmamalıdır. MHK Başkanlığı sürecindeki Cüneyt, Fırat, Bülent, Halis, Hüseyin yaklaşımı ile bugün Cüneyt'in, Fırat'ın, Bülent'in, Halis'in, Hüseyin'in yönetimlerine yaklaşımı arasında önemli derecede “vizyon” değişimi var.  Bunda tabii ki yeni oyun kurallarını takipetmesindeki ya da yorumlanmasında eksiklikler veya gelişmeleri takip etmemeveyahut da başka sebepler nedeniyle olabilir. Hakem camiasından uzaklaşanlar, bazen bireysel amaçları ve gündemi takip konusunda medya yaklaşımına kaptırabiliyorlar ki bunun örneğini fazlasıyla görüyoruz.
*** 
NEDEN derseniz, en canlı son örnek, Dünya Kupası yarı finali ve Şampiyonlar Ligi finali yönetmiş Cüneyt'in, tartışılan penaltı kararından 1 dakika öncesindeki HATALI TAÇ KARARINDAN ETKİLENMİŞ OLABİLECEĞİNİ, uzun yıllar Süper Lig hakemliği ve MHK Başkanlığı yapmış birisinden duymak takdir edersiniz ki trajikomik oluyor. Fırat'ın kırmızı kart gösterdiği oyuncuyu değerlendirirken “SARI YETERLİYDİ” diyen yaklaşımı görmek, Halis'in yardımcısının BJK-FB maçında tartışılan ofsayt kararı için “KESİNLİKLE OFSAYTTI” gibi net tavır sergilemek, MHK Başkanlığı dönemindeki tavrıyla ne yazık ki ciddi şekilde çelişmektedir. Keza Bülent ve Hüseyin'in maçlarındaki yaklaşımlarda da benzer açıklamalarını yıllardır görüyoruz. Üzüm değil amaç ama sorun HANGİ BAĞCI onu bilemiyorum.
***
Sözün özü, TFF'deki Yönetim Kurulu'nun profili bu seviyede iken;
yöneticilik, iş bitiricilik ve iş bilirlik tecrübesi bu seviyede iken;
Bülent Yavuz'un danışmanlık kadrosunda yer bulması yurdumun sürpriz gelişmelerinden biri oldu…
***
Hiç şüphesiz TFF'deki bunca tecrübeli yöneticinin ve üst düzey insanın bir bildiği vardır. Danışmanlık kapsamı, hakemlerin gidişatına göre  “TFF kadromuzda MHK eski başkanlarından hali hazırda var, kan değişimi iyi gelir düşüncesiyle MHK'nın başkanı ve kurulunu değiştirelim” niyetinde ise yumuşak geçiş olarak belki tahmin yürütülebilir. Ancak “hakem camiası içi dönem – hakem camiası dışı dönem” arasındaki istikrar ve yaklaşım farkıyla,TFF Yönetim Kurulu'na danışmanlık arasındaki çizgiye pek aklım basmadı. Danışmanlıktan ayrılması durumunda sergilenecek tavır, hakem camiasından ayrıldıktan sonraki ile benzerlik gösterirse bu da TFF açısından sıkıntı doğurabilir. Bekleyip göreceğiz.Sanırım hem danışman olarak, hem de ekranlarda ve gazetede görmeye devam edecek şekilde MULTİ bir durum olsa da yeni görevlerinde her yurdum insanına olduğu gibi kendisine de başarılar dileyelim.
 
***
 
HAFTANIN HAKEMLERİ…

Kasımpaşa-Torku Konyaspor (Hakem: Sarper Barış Saka)
Maçın içinde direkt sonuca etkidiği söylenebilecek bariz hata yok gibi belki ama Konyaspor teknik direktörü Aykut Kocaman'ın eleştirilerine ve olaya bakış açısına dikkat çekmek lazım. Bir maçta fauller ve hakemin oyun yorumu konusunda yaklaşımlar çok önemlidir. Genç ve yeni hakemleri karşılaşmalara verirken takımların ligdeki durumu, oyun mantaliteleri, maçın gerilim seviyesi gibi oynanacak oyuna direkt etkiyen faktörleri dikkate almak lazım. Aykut Kocaman gençlere elbette şans verilmesini, ancak bu yönde analizlerle doğru isimlerin tercih edilmesinin önemine dikkat çekerken aslında yukarıdaki noktalara temas etti.
 
Hakemin Notu: 8.2
 
***
 
Eskişehirspor-Gaziantepspor (Hakem: Deniz Ateş Bitnel)
Eskişehirspor'un ofsayt nedeniyle iptal edilen gol, Gaziantepspor'un kırmızı kart kararı ve ceza sahası içinde tartışmalı penaltı kararlarında tespitler doğruydu. İyi maç yönetti.
 
Hakemin Notu: 8.4
 
***

Antalyaspor-Mersin İY (Hakem Barış Şimşek)
Müthiş maç oldu. İlk yarı 2-0 Mersin öndeyken, maçı 10 kişi kalan Antalya'nın 3-2 alması enterasandı.  Ekip ufak tefek hatalar dışında çok güzel maç yönetti.
 
Hakemin Notu: 8.3

***


Ç.Rizespor-Trabzonspor (Hakem: Ali Palabıyık)
İlk 45 dakikası uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek. Trabzonspor'a 3, Rizespor'a 1 olmak üzere verilmeyen 4 penaltı var. Verilen penaltı ise tartışılır. Geçen sezonun en iyilerinden Ali Palabıyık, bu sezonki 7 görevinden 5'inde kritik hatalar yaptı. Devre arasını iyi hazırlanarak geçirmesi şart.
 
İlave yardımcılar da bu karşılaşmada sınıfta kaldı.
Her geçen gün ilave yardımcılar yerine teknolojiye doğru yolculuk yakınlaşıyor.
 
Hakemin Notu: 7.0
 
***
 
Kayserispor-Akhisar Bld (Hakem Mustafa Öğretmenoğlu)
Kayseri'nin ilk penaltısı yanlış karar. İkincisine belki penaltıdenilebilir ama onun da tartışmaya çok açık olduğu aşikar. Akhisar'ın iptal edilen golünde Kayserililer birbirine temas ediyor, Akhisarlı oyuncunun herhangi bir ihlali yok. Bu sezon ilk Süper Lig maçıydı. Şansını kötü kullandı. Akhisar puan kaybetti.
 
Hakemin Notu: 7.7

***
 
G.Birliği-Sivasspor (Hakem: Serkan Çınar)
Djalma-Erkan tartışmasında daha erken müdahale edip tüm oyuncuların tartışmaya girmesine engel olabilirdi. Burada ortamı degerlendiremeyen ilave yardımcının da hatası büyük. İlave yardımcı Suat Arslanboğa'nın son anlarda G.Birliği oyuncusunun ayağına basılıyor gibi gözüken pozisyondaki devam kararı pozisyonu değerlendirmeyi zorlaştırıyor. Pozisyona çok yakın. Bu nedenle top kapma mücadelesinde ayağa basma veya temas çok net değil demek ki. 

Hakemin Notu: 8.2
 
***
 
Fenerbahçe-Başakşehir (Hakem: Cüneyt Çakır)
İlk yarıda önce Nani'nin, ardından da Badji'nin sert faullerinden sonra sarı kart görmeleri gerekirdi. Onun dışında iyi maç yönetti. Ancak sanki tek taraflıymışcasına sadece F.Bahçe tarafından devre arasında gerginlik tepkisi şaşırtıcıydı. 

Hakemin Notu: 8.2
 
***
 
Beşiktaş-Galatasaray (Hakem: Mete Kalkavan)
Haftanın “zorluk seviyesi/yönetim başarısı” kıyaslaması açısından en başarılı 90 dakikasını çıkardı ve derbiyi gayet başarılı yönetti. Yapılan anlamsız ve ağır eleştirilere tepki vermek adına bu başarıyı ödüllendirmek MHK'nın bu hafta görev vermesiyle çözülür. Bekleyip göreceğiz.
 
Hakemin Notu: 8.4

***
 
Bursaspor-Osmanlıspor (Hakem: Halis Özkahya)
Başarılı yönetimdi. 
 
Hakemin Notu: 8.4
 
HAKEM NOTLARI HAKKINDA

Okuyucularımızdan gelen sorular nedeniyle bir açıklama yapayım. Şu anda ülkemizde resmi olarak hakemlere uygulanan not sisteminde puanlama 8.4 üzerinden başlamaktadır. Bir hakem, siyah-beyaz hata olarak tanımlanan “kırmızı kartla atmama, bariz gol şansını yanlış değerlendirme, penaltıyı görmeme veya yanlış penaltı verme, içeriye giren topu gol vermeme” örneklerindeki gibi hatalar yaptıklarında notlarından direkt olarak 0.5 puan düşülmekte, dolayısıyla bu tarz bir hatada otomatik olarak notları 7.9'a düşmekte, diğer hataları da eklendiğinde puanı daha da düşebilmekte ve genel yorum olarak başarısız bir maç geçirmiş gibi değerlendirilmektedir. 
 
Siyah beyaz hata sınıfında hataları yok ise, yaptığı hata türüne göre 0.1 puan sırasıyla düşmekte ve GENEL TOPLAMDA da bu hatalara rağmen  8.00 altına da düşmemektedir. 
 
***
 
Sevgi dolu günler sizinle olsun…
 
Murat Fevzi Tanırlı
Twitter: @mftanirli

ARKADAŞINI GETİR 50 TL BİLYONPUAN AL!