"NE YAPSAN OLMUYOR GÖZÜM"
Dünya Kupası'nın hatta büyük tüm turnuvaların ilk maçlarının her daim bir mazereti olur. Hem turnuvaya adaptasyon, hem ilk maçtan yenilmeme psikolojisi, hem de heyecanın getirdiği üst düzey mücadele isteği. Özellikle güç dengesi zıt olan takımlar arasındaki maçlarda bunu daha çok görebiliyoruz. Bu nedenle de bugünlerde ilk yarısı berabere biten maç sayısının ne kadar fazla olduğunu konuşuyoruz. Hatta 2. maçlara geçtiğimizde örnek olarak İran'ın ilk 45'te İspanya'ya direncini de benzer şekilde görmüştük. 0-0'lık ilk yarılar sıktı açıkçası bizi.
Neden bu savunma ya da izahatla girdim derseniz Arjantin'e teselli kılıfı arama gayretinden. İzlanda gibi hem fiziksel kapasitesi hem mücadele gücü yüksek hem de iyi kapanıp savunma yapan bir takıma karşı kilidi açamamalarını anlayabiliriz az da olsa demiştik. Hatta Messi penaltıyı kaçırmamış olsa, futbolları geçer not almadığı halde puan tablosu farklı şeyler söylüyor olacaktı. Tabela başka şeyler söyleyecek olsa da takımın vasata ulaşmayan oyununa dair eleştirilerimizi ağır yapmıştık. “Sampaoli bu olmamalı” demiştik. Bu oyunla direkt elenmeye çok yakın olduklarını belirtmiş ve sizlere “LaLiga'da Görüşürüz Messi” başlığıyla seslenmiştim İzlanda maçı sonrası.
“Messi, Messi bu adam neyin nesi!” sözleri son 10 yılda hafızalara kazınan önemli cümlelerdendir. Dünya yıldızının yer aldığı bir takımın elenmesine ramak kalması durumunda elbette başta Messi olmak üzere eleştiriler olacak. Ancak asıl sorun her şey kötü gitse de buna müdahale edebilecek bir teknik kadronun olmamasının inanılmazlığı. Defans hattı çok kötüydü, Caballero'nun inanılmaz hatası maçın ilk golünü getirdi. Bunlar gözüken hatalardı ancak fizik ve teknik olarak çok iyi orta sahaya sahip Hırvatistan'ın, Mandzukic gibi dağ bir forvetle yandaşı Ante Rebic'in de katılımıyla kendi yarı alanınızdan çıkartmayacak çoklu presi karşısında kenar yönetim olarak acil tedbir almanız gerekirdi. Savunmadan top dahi çıkarmayı başaramayan bir Arjantin takımında, bağıra bağıra derler ya hani, öyle gelen tehlikeye kayıtsız kalan Sampaoli vardı sahada! Messi genel değerlendirmede maçın iyilerindendi denebilir ancak bu denli özel forvetlere sahip takımın hücum anlamında da etkisizliği şaşırtıcıydı.
Hırvatları da Modric ve Rakitic başta olmak üzere takım olarak kutlamak gerek. Orta alan üstünlüğünü maç boyu bırakmadılar. Rakipten çok top kazandılar. Hem oyunu iyi kurdular hem rakibi şaşırttılar, hem de istedikleri pozisyonları yarattılar. Son ana kadar da oyun iştahlarından bir gram eksilme olmadı. Defansa çekilirlerse kalelerine davetiye çıkacağını iyi bilen teknik adam Zlatko Dalic'in planı da gayet başarılıydı.
MAÇIN FOTOĞRAFI
MAÇIN ADAMI:
MODRIC: Takımın patronu, orta sahanın maestrosu, atakların mimarı, pres oyununun başarılı üyesi, takımının zekası, tam bir orkestra şefi. Daha ne söylenebilir ki! Golü ise gecenin kaymaklı ekmek kadayıfı.
MAÇIN GOLÜ
MODRIC: Maçın kontağını kapatan anda topla driplingi ve ceza alanı dışından vuruşu çok şıktı.
MAÇIN İSTATİSTİKLERİ (FIFA resmi internet sayfası ve OPTA)
-Hırvatistan'a 3-0 yenilen Arjantin, 1958'deki 6-1'lik Çekoslovakya mağlubiyetinin ardından Dünya Kupası gruplarındaki en ağır yenilgisini aldı.
- Luka Modric'in Hırvatistan formasıyla büyük turnuvalarda (Dünya Kupası & Avrupa Şampiyonası) attığı dört golün ikisi ceza sahası dışından (2016'da Türkiye'ye & 2018'de Arjantin'e)
- Arjantin, tarihinde ilk kez Dünya Kupası'nda üst üste dört maç galip gelemedi (2B 2M).
- Arjantin karşısında Hırvatistan'ı öne geçiren Ante Rebic milli formayla Ağustos 2013'ten bu yana ilk, toplamda ise ikinci golünü attı.
- Hırvatistan maçının ilk 45 dakikasında topla en az buluşan iki Arjantinli oyuncu Sergio Agüero(7) ve Lionel Messi(20)'ydi.
-Şutlar: Arjantin 10(3 isabet), Hırvatistan 15 (5 isabet)
-Kornerler 5-2 Arjantin.
-Ofsaytlar 3-3
-Topla oynama %58-%42 Arjantin
-Arjantin 101, Hırvatistan 104 km koştu.
-Arjantin 3, Hırvatistan 4 sarı kart gördü.
-Arjantin 15, Hırvatistan 23 faul yaptı.
-Topun oyunda kaldığı süre 53 dakika.
HAKEM
Özbek hakem Ravshan Irmatov gerek oyuncu diyalogları, gerek maçın gerilimini yönetme konusunda çok vasattı. Bir kısım medya ve dünyadaki otoritelerin final adayı göstermesinin hayal ürünü olduğunu düşünüyorum. Keza, Rebic'in pozisyonu direkt kırmızı olmalıydı. Bunu atladı. Ancak anlamadığım nokta VAR'ın neden kırmızı kart konusunda devreye girmediği. Ayrıca Otamendi'nin yerde yatan Rakitic'in kafasına çok yakın yerdeki topa hırsla vurması da gözden kaçmayacak nitelikte acımasız yaklaşımı hiç yakışmadı.
MAÇIN KALİTE NOTU: 8
Çok şey beklenen Arjantin'in 3-0'lık skorla dağılması değil elbette bu yüksek notu vermemiz. Hırvatistan'ın Arjantin'i oynatmayan başarılı stratejisi, pres oyunu, Caballero ilk golde büyük hata yapsa da diğer Hırvat gollerinin zarafeti, heyecanlı oyun, bol kart, adrenalin ve nihayetinde keyifli ve futbol adına güzel maçtı.
SEYİRCİ SAYISI: 43.319 – Nizhny Novgorod Stadyumu (Nizhny Novgorod)
SON SÖZ: 2018'in en uzun günü olan 21 Haziran, Dünya Kupası tarihinin sayfalarına Messi'nin seremonideki yüzünü kapatan görüntüsüyle geçecektir. Maç sonundaki üzüntüsü de cabası. Arjantin'in 1970 ve 1980'li yıllardaki günlerine özlemi dindirecek şekilde baştan aşağı yapılanması farz. İsimler çok çok büyük ama futbol küçük! İki maçlık performansın finali: Ne yapsan olmuyor gözüm, terketmiyor sizi hüzün!
YAZIK OLDU PERU'YA!
FRANSA - PERU
Danimarka-Avustralya maçı yeni bitmişti ve Fransa-Peru maçı öncesinde şu tweeti atmıştım: 1 dakika bile "üf püf" etmeden, heyecanla 90 dakika izledim. Teşekkürler Danimarka, teşekkürler Avustralya! 1 saat sonra öyle bir kadroyla "aman önce gol yemeyeyim" diyen Deschamps'ı izleriz muhtemelen!
İşte bu cümlenin sonucu olarak kadroda şaşkınlık seviyesinde Matuidi'yi sol önde oynatması ve Peru'nun oynadığı oyundan korkması tezimizi netleştirdi. Mbappe'nin hızından ve etkisinden yararlanabilmek için önce orta alandan ve kanat beklerinden yaratıcı nitelikte oyuncularla bu ikiliyi destekleyen birilerinin olması lazım. Kante, Pogba'lı orta sahadan Griezmann ve Mbappe ile birlikte Giroud'nun da pozisyonlara sokulması beklenirdi. Tamamen ceza alanına doldurulan toplarla pozisyon arayan takıma büründüler. Saha içi lideri olmayan bir takımın, böyle bir kadroya sahip olmasına rağmen yenilmeme felsefesini öne çıkaran teknik direktörü de olunca hayal kırıklığına uğradığımız bir maç oldu. Pas başarı oranı %77 olan ve rakibi kendinden çok daha düşük profilli kadroya sahip olan bir takım olabilir mi! İlk maçları dahil olmak üzere bu maçta da iyi oynayan, pozisyonlar üreten Peru'ya yazık oldu.
Maça dair tek kayda değer istatistiğin şu cümle olması zaten Fransa'nın maçta hiçbir şey yapmadığına dair en güzel özeti oldu: “Kylian Mbappe, Fransa'nın 1998 Dünya Kupası zaferinden sonra doğup bu turnuvada gol atan ilk oyuncu oldu.”
DANİMARKA-AVUSTRALYA:
Topun oyunda kalma süresi 60 dakika...
Hareketli oyunun güzel sonucuydu 112 km Danimarka,114 km Avustralya koşu mesafesi.
Danimarka 7, Avustralya 5 olmak üzere toplam sadece 12 faul…
Sadece 2 sarı kart, İspanyol hakem Lahoz'dan iyi yönetim... Mooy'dan özel ve müthiş performans…
Eriksen'den harika gol... Her iki kalede gidip gelen heyecanı yüksek, keyifli futbol için her iki takıma da teşekkürler.
Maçın istatistikleri:
- Avustralya'nın Dünya Kupası'nda attığı son üç gol:
Jedinak vs Danimarka (penaltı)
Jedinak vs Fransa (penaltı)
Jedinak vs Hollanda (penaltı).
- Jedinak'ın penaltı golü, Danimarka kalecisi Kasper Schmeichel'ın milli maçlardaki 572 dakikalık gol yememe serisini sonlandırdı.
- Christian Eriksen, Danimarka forması giydiği son 15 maçta 18 gole katkıda bulundu (13 gol, 5 asist).
Dünya Kupası Haberleri FutbolArena'da!
BEŞİKTAŞ
FENERBAHÇE
GALATASARAY
TRABZONSPOR