Yekta'dan Aziz Yıldırım'a cevap!

Bazı futbolcular vardır; çok şanslıdırlar. Çünkü çocukluklarından bu yana tuttukları takımın formasını giyemeyi başarabilmişlerdir. Onlardan biri de Yekta Kurtuluş. Son 3 sezondur gönül verdiği takım olan Galatasaray için hizmet ediyor ve belki de futbol hayatının en mutlu günlerini yaşıyor. Başarılı orta saha oyuncuyla Aslan'ın yuvasında yani Florya Metin Oktay Tesisleri'nde bir araya gelindi.

*Öncelikle ara transferden başlayalım. Gaziantepspor ve Trabzonspor seni çok istedi. Neden değerlendirmedin?
Ben eninde sonunda Galatasaray'da olmak istiyordum. Bu yüzden kiralık gitmeyi düşündüm; çünkü futbol oynamak istiyorum. Trabzonspor'la da bir yerde anlaşmıştık ama ben fedakârlık yapıp gideceksem, onların da yapmaları gerekirdi. Trabzonspor kiralık gelmemi kabul etseydi, transfer olurdu. Ben sezon sonunda tekrar Galatasaray'a dönmek istediğimi söyledim.

*İyi bir Galatasaraylı olman, taraftarla ilişkini çok daha sıcak hale getiriyor mu?
Elbette. Çünkü onların nasıl hissettiğini biliyor, ben de aynı şeyleri düşünüyorum. Jübelemi burada yapmak benim için büyük bir gurur olur.

*Peki tutmadığı takımda oynayan futbolcuların durumu zor olur mu? Böyle örnekleri biliyor musun?
Formayı giyince artık o takımı tutuyorsun; çünkü artık oradan ekmek yiyorsun. Unutuyorsun. Ama tuttuğun takımda mücadele ediyorsan, o forma aşkı gücünün bittiği yerde bile seni ayağa kaldırıyor.

*Beşiktaş ile çok zorlu bir derbi maçı sizi bekliyor. Neler söylemek istersin?
İlk maça taraftarlar tarafından gölge düşürülmüştü. Ben o maçta olayları başlatanların da Beşiktaş taraftarı olduğuna inanmıyorum. Çünkü Çarşı gibi bir grup, maçın o dakikasında öyle bir yerden serbest vuruş kazanmışken; bir de Fernandes gibi bir oyuncuya sahipken, o hareketi yapmazdı. Çirkin bir maç oldu bizim için. Öyle kazanmak istemezdik. İçeride, taraftarımızın önünde, çok güzel bir atmosferde, derbi adına yakışır bir mücadale olacak. Şampiyonluk hedefine daha da yaklaşmak için yine kazanmamız çok önemli.

"FERNANDES KOŞMASA DAHA İYİ!"

*Fernandes için ne düşünüyorsun?
Çok yetenekli ve istekli bir oyuncu. Koşu mesafelerine dikkat ediyorum. Çoğu zaman onu ilk 5'te görüyorum. Belki koşmasa daha faydalı olabilir; ama o yine forma için mücadelesini veriyor. Belki onun gibi yıldızların yapmayacağını yapıyor.

*Yaptığınız ünlü duran adam pozuna gelelim. Nasıl ortaya çıktı?
Birdenbire. İnanın önceden hazırlanmış değil. O anki duygumuzu yansıtıyor. İçimizden geleni yaptık. Sonra tuttu. Ama kimse heveslenmesin. Bu poz bize ait. Biz bulduk; yani orijinal olan bizimkisi. Devam ettireceğiz. Bence bizimle özdeşleşti.

*Dany için ilginç bir maç galiba...
Galatasaray'ın oyuncusu; ama Beşiktaş formasıyla takımına karşı mücadele edecek. Bence ilginç olacak onun için. Arkadaşlarına karşı mücadele edecek. Belki biraz da kolay olur; çünkü hepimizin ne yaptığını gayet iyi biliyor.

*32 kişilik geniş bir kadronuz var. Bu avantaj mı, dezavantaj mı?
Bazen dezavantaj oluyor; çünkü bölünerek çalışmak zorunda kalıyoruz. Avantajları da var. Rekabet ve rotasyon arttı.

*Herkes Ontivero'yu Messi'ye benzetiyor. Öyle mi sence de?
Dar alanda çok etkili. Boyundan dolayı hareketleri de Messi'ye benziyor. Bence faydalı olur.

"İNGİLİZLER'İN KİBİRLERİ 2000'DE BİTTİ"

*Chelsea maçı için ne diyeceksin?
Bizim için Avrupa'da bambaşka bir mücadele var. Neden olduğunu bilmiyorum; çoğu lig maçına göre çok daha fazla koşuyoruz. Chelsea maçında da böyle olacak. Güzel bir maç olacak. Şampiyonlar Ligi'nin atmosferi çok değişik. Bayern Münih çıkmasın Chelsea çıksın demiştik; öyle de oldu. Yenebileceğimiz bir takım; ama şu anda Beşiktaş maçına bakıyoruz.

*Chelsea için bir efsane olan Drogba, ilk kez eski takımına karşı forma giyecek. Bu konuda size bir şeyler anlatıyor mu?
Her konuşmamızda heyecanı hissedilebiliyor. Onun için çok özel bir maç.

*İngilizler'in kibrini, yüksekten bakan tavrını Chelsea eşleşmesinde hissettin mi?
Onların o kibirleri 2000 yılında bitti bence. Kopenhag'ta Arsenal'i yendik. UEFA Kupası'nı aldık. İngilizler'in kibirleri kendiliğinden bitti. O maç oynanırken çok küçüktüm. Benim için çok ilginçti. Eniştem belediye başkanıdır, maç için dev ekran kurdurmuştu merkeze. Popescu'nun son penaltısından sonra, platformun üzerine çıkmıştık. O golden sonrası bende yok!

"BİZDE LİDER DAHA FAZLA"

*Mancini döneminde ne değişti?
Mancini ve Fatih Terim, iki farklı karakter aslında. Mancini biraz daha defansif yönü ağır basan bir antrenör. Sistemini oturtuyor. Çünkü çok farklı bir sistemde oynarken, birden bire bambaşka bir sisteme büründük. İlk başta biraz zorlandık. Ama şu anda defansif açıdan gayet iyiyiz.

*Mancini'nin seninle ilgili beklentisi ne?
Her oyuncuyu kullanmaya çalışıyor ve herkesle diyaloğu da iyi. Benimle de öyle. Güvendiğini söylüyor. Zamanı geldiğinde de forma şansı veriyor.

*Galatasaray'da liderler sayısı diğer takımlara oranla daha mı fazla?
Kesinlikle evet. Sabri'den başlayabiliriz. Selçuk, Burak, Sneijder, Drogba, Eboue, Hamit ağabey; hepsini sayabiliriz. Yeri geliyor Emre Çolak, yeri geliyor Eray. Bizim takımda herkes zamanı geldiğinde liderlik vasfını kullanabiliyor. Bu Galatasaray'ı diğer takımlardan ayıran bir özelliktir.

"TABİİ Kİ PARÇALI FORMA"

*Saha dışında Yekta nasıldır?
Ailemle birlikteyim. 9.5 aylık bir oğlum var. İsmi Rüzgar. İsmini eşim koydu. Herkes “Rüzgar gibi olacak” diyor. (Gülerek) Annesine benzerse tuttuğunu koparan bir kişi olur.

*3 kulvarda gitmek nasıl hissettiriyor?
Motivasyonumuz takım olarak üst düzeyde. Ama biz olaya maç maç bakı- yoruz. İyi hissediyoruz. Tüm hedeflerimize ulaşmak istiyoruz.

*En çok sevdiğin forma hangisi?
Her Galatasaraylı gibi tabii ki parçalı forma.

"F.BAHÇE MAÇLARI DAHA FARKLI"

*Şampiyonluk yarışı bundan sonra daha çetin bir mücadeleye sahne olur mu?
Rakipler biz kazandıkça strese girecek. Son dönemde hep son haftalarda kaybettiler şampiyonluğu; üstlerinde onun da stresi var. Son 2 sezonun şampiyonuyuz. Bundan sonra her maça rahat çıkacağız.

*Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın Sivas yenilgisi sonrası “Arena'da Galatasaray'ı yeneriz” söylemi oldu. Bu sence stresin bir tezahürü mü?
Elbette Fenerbahçe maçları bir başka oluyor. Her maçtan daha farklı. Bazen Şampiyonlar Ligi maçlarından bile daha önemli. Bu nedenle kimin ne söylediği bence pek önemli değil. Zaten o maça doğal bir motivasyonla, çok hırslı bir şekilde çıkıyoruz.