Ne zaman bir Galatasaray maç yorumu yazmaya başlasam otursam, bir önceki maç yazımı koysam da olur diye düşünmeden edemiyorum. Çünkü Galatasaray'da kadrolar taktikler değişiyor ama oyun değişmiyor. Yani takım futbol oynayamıyor, oyun kuramıyor ve birkaç pası bir arada yapamıyor. Sürekli geriye dönüşler, pas hataları, sorumluluk almaktan kaçınan nasıl gol atacaklarına dair en ufak bir fikir olmayan futbolcular.. Herkes her şeyi birbirinden bekliyor. Oysa ilk karşılaşmada sahasında 2-2 berabere kalan Galatasaray gol atmak zorunda. Ama savunmayı delmeleri mümkün olamıyor. Böyle olup işler yürümeyince de Burak'ın Volkan Şen ile girdiği tartışmadaki gibi sinirlilik hâkim oluyor. Takım atak gözüküyor ama kalesinde de ciddi tehlikeler yaşıyor. Sonucunda da bir savunma hatası ile maçın 1/3'i geçilmeden golü yiyor. Ardından da 4 dakika sonra Hakan Balta'nın büyük hatası sonrası skor 2-0 oluyor. Bursaspor sanki Galatasaray değil bir alt lig takımı ile oynarmışçasına rahat şekilde skor avantajını iyice lehine çeviriyor ve gol yemeden atılacak 1 golle turu geçebilecek Galatasaray 3 gole muhtaç duruma düşüyor. İlk yarı bilançosu tam bu diye yazarken Galatasaraylı oyuncuların yapamadığını son dakikada Bursaspor savunması yapıyor ve Sneijder'e adeta 1 gol hediye ediyor.
Sneijder'in ilk yarıdaki son dakika golü Galatasaray'a ikinci yarı için güç ve moral verecek miydi? Soyunma odasında Mancini'nin “fırçaları” işe yarayacak mıydı. Herkesin merak ettiği cevabına ama emin olamadığı soru buydu, santra yapılırken. Mancini'nin fırçaları işe yaramış olmalı ki Galatasaray oyuna hızlı başladı ve Bursa'nın üzerine gitmeye başladı. Ancak gol atmak için İlker Meral'in yardımına ihtiyacı olmamalıydı. Sneijder'in ortasında top bariz şekilde İbrahim'in dirseğine çarptı ama Meral, penaltıya hükmetti. İlk yarının ve sezonun en kötülerinden Selçuk güzel bir vuruşla golü atarak skoru 2-2'ye getirdi. Gol Bursa'yı uyandırmadı ve saldıran yine Galatasaray'dı. İlk önce Yekta ardından Sabri'nin gayretleriyle Veysel'e gelen topta bu oyuncunun çok sert vuruşunu ancak çelebilen Frey topu Burak'ın önüne bırakınca o da bunu bu kez affetmedi. Bununla birlikte kozlar doğal olarak Galatasaray'ın eline geçti. Seyircinin de yenen gollerle susması konuk takımın daha da işine yaradı. Artık oynayan yalnızca Galatasaray'dı ve ilk yarıda yazdıklarımın 180 derece tersi bir oyun oynamaya başladı. Bunda tabi moral olarak çöken Bursaspor'un oyunu bırakmasının da rolü yok değildi. Zaten 3'üncü gol sonrası darmadağın olan Bursaspor yediği gollerle teslim bayrağını çekti.
Gece ve gündüz gibi iki ayrı devre izledik. Ancak ikinci devrenin Galatasaray açısından kolay olmasında en büyük etken ilk yarının son anlarında gelen Galatasaray golü oldu. Bu karşılaşmada bir futbolcuyu özellikle ön plana çıkartmak istiyorum. Wesley Sneijder oynadığı futbol çok önemli bir dakikada attığı gol verdiği pasların yanında arkadaşlarına sinirli arkadaşlarını yatıştırarak onlara adeta kaptanlık da yaptı ve bana göre maçın adamı olmayı hak etti.
BEŞİKTAŞ
FENERBAHÇE
TRABZONSPOR