Gerçekten çok stresli bir maçtı. 2-2’de oyuna girdim ve herkes benden bir beklenti halindeydi. Konya maçındaki katkımdan sonra bu maçta beklentiler artmıştı. Çok stresliydim. Attığım galibiyet golü şu ana kadar kariyerimdeki en önemli gol oldu. Orada kazanmamız bizi moral ve hırs olarak pozitif etkilerken rakiplerimizin umutlarını kırdı. Çünkü son dakikalarda kimse bizim geri döneceğimizi ummuyordu. Belki de o gol Galatasaray tarihinde de çok önemli bir yere sahip olacak.

Alanya maçında topun filelere değdiğini görünce hayatımın en mutlu anlarından birini yaşadım. Sevinçten ne yaptığımı hatırlamıyorum. Son hatırladığım tüm kulübenin üzerimde olmasıydı. Hasan hoca kayınca 2-3 kişiyi sakatlayacaktı (gülüyor). Takım halinde çok mutlu olduk.

Evimizdeki maçlarda taraftarımızın desteğiyle her türlü baskıyı yaratabiliyorduk. Ama deplasmanlarda durum farklı. Deplasmanlarda maça iyi hislerle çıkınca bir şey ters gittiğinde olumsuz etkileniyorsunuz. Sonuçta diğer takımların taraftarları önünde oynamak kolay olmuyor. Rakip oyuncular da bize karşı özellikle dışarıdaki maçlarda çok daha fazla hırslı oynadılar. Deplasmanlarda daha iyi olsaydık şampiyonluğu çok önceden elde edebilirdik. Son haftalarda artık hata yapma lüksümüz yoktu. Kazanmaya mecburduk. O yüzden farklı motive olduk ve istediğimizi aldık.

Benim için Alanya maçı çok değerli, ama Konya maçı çok farklı. Kendi stadımızda o atmosferi ve o patlamayı hiçbir zaman unutmayacağım. Bunu kelimelerle anlatamam size. Çünkü stat ve ekran başında herkes çok mutlu oldu. Golün rövaşata olması da ayrı bir güzellik kattı. Takıma bakarsak bence en kritik maçlar kendi evimizdeki Başakşehir ve Beşiktaş maçları oldu. Bu maçlardan sonra kenetlenme çok daha fazla oldu.

Herkes imparator diyor ya, Fatih Terim gerçek bir imparator. İlk günden bugüne kadar hiç değişmiyor. Her oyuncuya eşit bakıyor. Oynayan oyuncu ve oynamayan oyuncu ayrımı yapmıyor. Birinin sorunu varsa ’Oğlum neyin var? Sana nasıl yardımcı olabilirim’ diye. Babaoğul ilişkisi kuruyor. Zaten en önemlisi de bu. Ekibine gelecek olursak hepsi on numara. Hasan hoca, Ümit hoca, Levent hoca, Taffarel hepsi çok iyi niyetli. Gelişmen için ellerinden gelen her şeyi veriyorlar. İyi günde kötü günde hep pozitif olup yanımızda oldular. Zaten Fatih hocanın kariyeri ortada, bence Türkiye’nin en iyi hocası.

Yüzde yüze ulaşmış değilim. Bunun için daha fazla süre bulmam lazım. Ama bu sezon aldığım süre ve takıma yaptığım katkı oranına bakılırsa iyi işler yaptığım görülüyor. Daha fazla süre almak istiyorum bunun için de daha fazla çalışmalıyım. Bu kamp sezonu çok önemli olacak. Fatih hocanın gözüne girmek istiyorum. Seneye de ilk 11 oyuncusu olmak için elimden geleni yapacağım.

Güzel zamanda herkes mutlu oluyor. Ondan sonra kötü bir dönem yaşarsan tabii ki hoca ve oyuncular sorgulanır. Düşüşün sebebi konuşulur (Tudor dönemi). Birkaç faktör var. Biz takım olarak kötüydük. Sezona çok erken başladığımız için yorgun bir döneme girdik. 2 hafta tatil yapıp sonra kampa girip Östersunds maçına çıkmıştık. Yorgunluğun yanı sıra şans da bizden yana değildi. Hocada suç bulmuyorum. Sonuçta sahada oyuncular oynuyor.

Herkes benim ne kadar iyi bir Galatasaraylı olduğumu çok iyi biliyor. Galatasaray’a gelmek benim için büyük bir hayaldi. 4 sene içerisinde çok güzel anlar yaşadım ve kazandım. 2. şampiyonluğum ve toplamda 4. kupam. Gelmeden önce biri bana bu kazandıklarımı söylese inanamazdım. Çok mutlu ve gururluyum. Son senem ve tabii ki futbolda her şey olabilir. Ama şu an çok mutluyum. Fatih hocanın gelişi ile her şey benim için çok değişti. Hocamla çalışmaya devam etmek isterim. Sezon sonu Galatasaray isterse oturup konuşulur. Ben her zaman yeni sözleşme imzalamaya hazırım. Çünkü ben Galatasaray’ın çocuğuyum. Abdurrahim Albayrak’ın dediği gibi (gülüyor)."

Biz zaten Rizeliyiz (gülüyor). Bana Konya maçında önce ’Oyuna girip gol atacaksın’ demişti. Ben de söz vermiştim. Maçtan sonra da ’Biz Rizeliler sözümüzü tutarız’ demişti. 4 yıldır tanışıyoruz ve bu sene de beraber çalışıyoruz. Galatasaray camiası içerisinde benim için çok önemli bir ağabeyim.

En çalışkan: Nagatomo
En hırslı: Tolga Ciğerci
En komik: Taffarel
En karizma: Selçuk İnan
En hırçın: Belhanda
En iyi giyinen: Koray Günter (Fanatik)