Iasmin Latovlevici'nin oynadığı takımlar
Latovlevici, Süper Lig'de ilk olarak 2015-2016 sezonunda Gençlerbirliği'ne transfer oldu. Kendisini ilk kez o sezon başında izleme fırsatı buldum. Gençlerbirliği o sezona Avusturalyalı Stuart Baxter ile başlamış ve çok sayıda transfer ile sıfırdan bir kadro kurulmuştu.
Gençlerbirliği o sezona oldukça kötü bir başlangıç yaptı. Latovlevici de hiç hazır değildi ve kötü maçlar çıkardı. Galatasaray'a 4-1 yenildikleri maçta ilk kez kendisini izlemiştim ve Podolski karşısında ezilmişti. Podolski sırtını Latovlevici'ye dayayıp dönüyor ve etkili pozisyonlar üretiyordu. Fiziksel olarak çok zayıf görünmüştü ve Latovlevici için "Bu adamı nereden bulmuşlar" dediğimi hatırlıyorum.
Sonrasında Baxter gönderildi ve yeni gelen teknik direktörler de devamında Uğur Çiftçi'yi tercih etti. Rumen oyuncu sezon sonuna kadar kulubeye mahkum oldu.
KARABÜKSPOR DÖNEMİ VE TUDOR FARKI
Latovlevici devamında geçen sezon Süper Lig'e yükselen Karabükspor'a transfer oldu. Karabükspor aslında ne kadar gönderilen, satışa çıkarılmış oyuncu varsa topladı ve küme düşmenin de en büyük adaylarından biriydi.
Gençlerbirliği'nden gönderilen Latovlevici, Sivasspor'dan gönderilen Tanase, Antalyaspor'dan gönderilen Lazarevic, 1. Lig'den Göztepe'den gönderilen Barış, Bursaspor'dan gönderilen Dany vs ile toplama bir takım kuruldu.
Tudor kendi oyun karakterini bu ekibe aşıladı ve özellikle onun proaktif kimliğine uygun Ceyhun - Poko gibi orta sahalar da bu oyunu oynamaya müsaitti. Nasıl geçen sezon Galatasaray kadrosu, Tudor futboluna müsait değildi ve bu sezon Tudor'a uyan kadro kurulduysa, Karabükspor da son derece ucuza ama doğru planla bir takım kurdu.
Latovlevici'nin önünde, (zaman zaman sağ kanada da geçiyordu) Tanase gibi vatandaşının oynaması ve aynı dili kullanabilmeleri de Latovlevici'nin kendisini bulmasını sağladı.
Gençlerbirliği'nde gördüğüm oyuncunun tam tersi, Karabükspor'da fiziksel olarak toparlamış ve topu mükemmel kullanabilen bir bek izlemeye başladık. Karabükspor'da her oyuncu Tudor'un isteği üzerine çok koşup, çok mücadele ederken sol kanatta Tanase ve Latovlevici ise önlü arkalı oyunu kuran ve atakları yöneten oyunculardı.
Latovlevici'nin istatistikleri
Bana göre ligin en iyi top atan bek oyuncusu kendisi. 79 kez ile 30+ metre en çok isabetli uzun pas atan sol bek o. 57 kez ile en çok isabetli duran top kullanan bek de o. 43 kez ile en çok şut atan bek, 51 kez ile açık farkla en çok kilit pas atan bek hep Latovlevici.
Geçen sezon 3 gol 3 asistle ligi bitirip, en çok skora katkı yapan savunma oyuncusu oldu ama 51 şut pasından sadece 3'ünü gol yapan arkadaşları daha iyi bitirici olsa muhtemelen 3 gol ve ortalama 10 asistlik performans göstermişti.
Geçen sezonki performansını bu sezon sürdürürse Gomis'e çok gol attırabileceğini düşünüyorum...
'BÜYÜK TAKIM BEKİ'
Geçen sezon "Bu Gençlerbirliği'ndeki Latovlevici'ye ne olmuş yahu" deyip geçmişini araştırdım. Belli ki, Gençlerbirliği'nde gördüğümüz gerçek Latovlevici değilmiş. Gençlerbirliği'nden önce 5 sezon Steaua Bükreş forması giydiğini gördüm. Romanya performansına da biraz göz gezdirdim ve o da daha çok Karabükspor performansı gibiydi.
Romanya futbolu son yıllarda büyük düşüşte ama ne olursa olsun bir oyuncunun 24-29 yaşları arasında 'ligine hükmeden' takımda oynaması oyun karakterini ciddi anlamda etkiliyor ve olgunluk kazandırıyor.
Sezonda 40 maçın 35'ini rakip yarı alanda oynayan, hükmeden takımların bekleri 3 büyüklere geldiğinde daha kolay adapte olabiliyorlar. Süper Lig'de üç büyükler, Portekiz'de Porto, Benfica, Sporting, Yunanistan'da Olympiakos, Romanya'da Steaua Bükreş bu tip takımlar... Bir bek oyuncusu bu takımlarda oynadıkça, set oyununu tecrübe etme fırsatını daha çok buluyor.
Örneğin Norveç Ligi orta sıra takımı olan Molde'de kontra atak futbolu öğrenmiş Linnes burada set oyununa adapte olmakta bocaladı ama Latovlevici bu konuda çok daha tecrübeli bir isim.
Günümüz futbolunda ligine hükmeden takımlarda bek oyuncularının değeri her geçen gün artıyor. Çünkü kilit açıcı role onlar bürünüyor. Rakibin presinin en zor uzandığı köşede topla buluyorlar. Rakip 8 numaraya, 10 numaraya daha yakın oynayıp bozabiliyor ama bekler yüzleri rakip kaleye dönük çok daha fazla topla buluşuyorlar. Mariano'nun bu konuda en kadar çabuk uyum sağladığını da gördük. Bu konuda geçmişte ayrıntılı olarak bir yazı yazmıştım. Tekrar eski yazdıklarımın üzerinden geçmek istemiyorum ama rakipler, ligine hükmeden takımlar karşısında maçları kendi 30 metresinde oynamaya ve sürekli kümelenmeye başlıyorlar. Burada kilit açıcı rolünde de 8 numara, 10 numara ve sonra da bekler çok önemli oluyor. Orta kesemeyen, uzun pasla oyunu açamayan bekler büyük takımlarda olmuyor. Hasan Ali ne kadar istese de, ne kadar çabalasa da Fenerbahçe ihtiyaçlarını karşılayamıyor mesela.çünkü o kilidi açacak yeteneği yok. Latovlevici ise Caner dahil ligin en iyi kilit açacak beki bana göre.
GALATASARAY'A DURAN TOP ÇÖZÜMÜ
Üstelik Galatasaray'da bu sezon sol ayaklı oyuncu yoktu ve sol taraftan da sağ ayaklı oyuncular duran top kullanıyordu. Rumen oyuncu hem korner, hem frikik konusunda da oldukça becerikli ve bu açıdan da Galatasaray'a zenginlik katacaktır.
Latovlevici başarısız olur mu?
Latovlevici ile ilgili bendeki tek soru işareti, Gençlerbirliği performansı. O sezona neden o kadar kötü başladı? Fiziksel olarak neden o kadar gerideydi düşündürücü. Profesyonellik sorunları varsa 31 yaşında bir oyuncu ve fiziksel olarak kötü giderse bu transfer hiç fayda sağlamayabilir çünkü ne kadar iyi top atarsa atsın 21. yy'da futbol önce fiziksel bir oyun. Fiziksel olarak diri olmayınca hiç şansınız yok. Tudor, Latovlevici'yi baştan yarattı ama bu sezona sakat başladı. Henüz maça çıkmadı. Yaz kampını nasıl geçirdi bilmiyorum. Muhtemelen Tudor onu hazır edene kadar Linnes'i kesmez.
Hatırlarsanız Trabzonspor Cavanda'yı transfer ettiğinde Belçikalı fiziksel olarak çok üstün geldi. İlk maçlarında Beşiktaş karşısında Quaresma'yı sahadan sildiğini ve sonunda da Quaresma'nın sinirlenip kırmızı kart gördüğünü hatırlıyorum. O sezon en çok adam geçen bekti. Kara tren gibi basıp gidiyordu. Yetenek olarak yetersizdi ama fiziksel olarak lige çok gelmişti. Cavanda profesyonellik sorunları yaşayıp Trabzonspor'dan gönderilirken çok Trabzonlu taraftarın "En iyi oyuncumuzu Galatasaray'a satıyoruz" diye hayıflandığını gördüm ama sorunları Galatasaray'da da devam eden Cavanda, fiziksel olarak düşünce son derece faydasız, etkisiz bir oyuncu haline geldi.
Galatasaray'ın bu transferde bir başka handikabı da kadroda 11 oynayabilecek yerli oyuncunun az olması. Maalesef görülüyor ki güç odakları gelecek sezondan itibaren bu yabancı kuralını düşürecek. Hırvatistan'ı yenen kadroda forma giyen 14 oyuncunun hiçbiri ligin lideri Galatasaray'dan değildi. Yabancı yasağı değişirse Galatasaray'ın bu kadro planlaması altüst olabilir. Aziz Yıldırım'ın yabancı kuralının değişeceğini bildiği için Hasan Ali ile yeniden sözleşme yenilemiş olabileceğini ve Beşiktaş'ın da Orkan'ı bu yüzden almış olabileceğini düşünüyorum. Galatasaray ise bu ihtimali şimdilik reddediyor. Ama ne olursa olsun sırf yerli diye Latovlevici'nin yarısı seviyesinde olmayan Uğur Çİftçi gibi oyuncular da alınacak gibi değildi. Daha önce alınan Veysel, Salih Dursun gibi bekler hep küçük takım bekiydi. Stoper özellikliydiler. Latovlevici, Caner, Gökhan Gönül gibiler ise büyük takım beki. Topu kırmazlar, topla oynamayı kilit açmayı bilirler. Uğur Çiftçi'yi alsanız ne kadar istese de Veysel'den, Salih'ten fazlasını yapamaz çünkü bu oyun için yeterince yetenekli değil... Latovlevici Süper Lig'de alınabilecek en iyi bekti ve bence Galatasaray transferin son günlerinde alabileceği alternatifler arasında doğru bir tercih yaptı.
Galatasaray ile ilgili tüm gelişmeleri Galatasaray Haberleri sayfamızdan takip edebilirsiniz.
BEŞİKTAŞ
FENERBAHÇE
TRABZONSPOR