Bir önceki sezonu 4. bitiren ve bu sezonu çok erken açmak zorunda kalan Galatasaray, gönderilecek oyuncularını göndermiş ancak transferlerini tamamlayamamıştı. Üzerine bir de Avrupa Ligi’nde, Östersunds gibi liginde hatırı sayılır sayıda maça çıkmış, hazır bir takımla eşleşen Galatasaray, bu sezon yedek ağırlıklı sayılabilecek bir kadro ile bu müsabakaları oynamış ve beklenmedik sonuçlar almıştı. Takımda yeni transferlerden sadece Gomis, Maicon ve Belhanda vardı.

Galatasaray taraftarları son 2 sezondaki 6. ve 4.’lüğün ardından Östersunds şokunu da yaşayınca lig başlamadan bu sezondan da ümidi kesmek üzereydi. Passolig kartlarını yakan taraftarlar bile vardı ancak transferde nokta atışlar yapan Galatasaray, bu durumu tersine çevirmeyi başardı. Östersunds faciasının ardından yapılan özellikle Fernando ve Ndiaye transferleri orta sahayı başka bir boyuta taşımış. Mariano, Feghouli gibi transferler de kaliteyi arttırmıştı. Trömsö’ye elenen Galatasaray’ın 2006’da 83 puanla şampiyon olması gibi Östersunds’a elenen Galatasaray da bu faciayı çabuk atlatacak ve ligin ilk haftasından itibaren şampiyonluğa kilitlenecekti.

Sezona fırtına gibi başlayan Galatasaray ilk 3 haftadaki maçlarını Kayserispor, Osmanlıspor ve Sivasspor’a karşı farklı kazandı. Ardından ilk puan kaybını Antalyaspor deplasmanında yaşayan Cimbom sonrasında 4 maçlık bir galibiyet serisi daha yaşadı ve Kasımpaşa, Bursaspor, Karabükspor ile Konyaspor’u devirdi. İlk 8 hafta bittiğinde 7 galibiyet ve bir beraberliği olan Galatasaray rakipleriyle arayı açmış, ligin en iyi futbolunu oynayan takım olmuştu.

Bu süreçte genelde 4-3-2-1 sistemi ile sahada yer alan Galatasaray’da özellikle Tolga Ciğerci’nin beklenmedik performansı dikkatleri çekerken Ndiaye - Fernando - Tolga üçlüsü savunmada da fark yaratmış Galatasaray rakiplerine pozisyon imkanı vermemişti.

Bu harika başlangıcın ardından Galatasaray, deplasmanlarda kötü sonuçlar aldığı bir sürece girdi. Evinde oynadığı maçları kazanmaya devam eden Galatasaray devre bitene kadar evinde sadece Fenerbahçe ile berabere kalırken deplasmanda ise art arda Trabzonspor, Başakşehir, Beşiktaş ve Yeni Malatyaspor’a yenilince hem 3. sıraya kadar geriledi hem de teknik direktör Igor Tudor görevinden alındı.

İlk devrenin son maçı olan Göztepe müsabakası öncesinde Fatih Terim ile anlaşan Galatasaray’da hem taraftarlar hem de camia büyük bir motivasyon ile 2. devreye başlarken bu dönemde başkan değişikliği de yaşandı. Mali açıdan zor günler geçiren Galatasaray, ilk devrede takımın en önemli isimlerinden biri olan Badou Ndiye’yi de Stoke City’e satmak durumunda kaldı.

Fatih Terim ilk 3 maçını kazanırken, 2. yarının başında Gomis’in ve Fernando’nun sakatlığı da sıkıntılar yarattı. Fernando - Ndiaye ikilisinden Donk - Selçuk ikilisine dönen Galatasaray’da kadro zaafiyeti yaşanacağı düşünülüyordu ancak Terim belki de bu şampiyonluktaki en büyük etkisini yedek oyuncular üzerinde göstermişti.

Donk, Ndiaye ayrıldıktan sonra ligin 2. yarısında önemli katkılar verirken, Fernando’nun sakatlığı ile geçen 2-3 ayda da Selçuk Brezilyalının yerini elinden geldiği kadar doldurmasını bildi. Mariano’nun sakatlığında Linnes ve Gomis’in sakatlığında Eren de takım arkadaşlarını aratmayınca Galatasaray dar olan rotasyonuna rağmen zaaf yaşamadı. Devre arasında Nagatomo transferi de ilk yarıdaki sol bek sorununa merhem olunca Galatasaray iki kanadını da daha dengeli kullanan bir takım olmaya başladı.

Bu süreçte yine de Sivasspor ve Kasımpaşa deplasmanlarında kaybeden Galatasaray’da Tolga Ciğerci de ilk yarıdaki formunu yitirince Galatasaray’ın ilk yarıdaki orta sahası tamamen değişmiş oldu. Bu değişime çabuk adapte olan Galatasaray son düzlüğe girilmeden önce derbileri kazanmasını bildi.

Uzun süredir Galatasaray taraftarının büyük umutlar beslediği ancak geçen sezondan beri ümitlerini kesmiş olduğu Sinan Gümüş, iki kritik golle 2 galibiyet getirirken son maçlarda ise Garry Rodrigues fırtınası da ortaya çıktı. 34 hafta boyunca fiziksel olarak her zaman sağlam bir görüntü sergileyen Garry Rodrigues son maçlara da damga vurdu. Fatih Terim’in sihirli değneğini dokundurduğu isimlerden biri olan Garry Rodrigues ilk yarıdaki bitiricilik ve final pas sorunlarını da aşmış göründü ve Terim döneminde hem gol hem de asist olarak ön plana çıktı.

Galatasaray son 6 maçını da kazanarak ve final oynama becerisini göstererek rakipleri Başakşehir ve Beşiktaş’ı sahasında yendi, Fenerbahçe’ye de deplasmanda yenilmeyerek liderliğini sürdürdü. Sonraki haftalarda da hata yapmayan Cimbom 21. şampiyonluğuna ulaştı.

Bu şampiyonlukta attığı 29 golle Türkiye Liglerinde bir sezonda en çok gol atan yabancı futbolcu rekorunu da kıran Gomis büyük rol oynadı.